kirrmizi
bugüne dair, ta ki uyuyuncaya kadarki, hiçbir şeyi hatırlamak istemiyorum. beynimin içindeki her şeyi temizleyip bütün benliğimi; kirletilmiş her bilgiden, her duygudan, herkesten, belki biraz da kendimden arındırmak istiyorum. beynimi malum şeklinden çıkarıp, tıpkı kokoreç yaparken bağırsaklara yaptıkları gibi, silindirik bir yapıya çevirmek, taşlara vura vura içindekileri dışarıya dökmek istiyorum.

çok narinim. ufacık bir rüzgarda, dalından kopmaya hazır, düşmeyi bekleyen bir yaprak gibi; kırılmaya, vazgeçmeye, hatayı kendimde aramaya, sonunda da özür dilemeye hazır bir şekilde o hafif esintiyi bekliyorum.

deliriyorum.

bir yanım ondan bir an önce kurtulmak için yanıp tutuşurken; bir yanım onu kaybetmekten ölümüne korkuyor ve daha ilginç bir yanım onu çok severken; bir diğeri de ondan sıkılıp bundan birkaç hafta önce onu çoktan kapının önüne koymuştu bile.

deliriyorum. İkinci kez kavga ettik ve ben bilmem kaçıncı kez ayrılmayı diledim içimden. İçimdeki akıllıdan. ama her derin bakışında ya da tutkun öpüşünde bilmem kaçıncı kez ondan özür diledim, kendime lanet ettim, ettiğim haksızlıktan, ona, bu eşsiz anlara kıydığım için kendime küfrettim. ağzıma alamam şimdi. hem de kaç kez.

ölümünü bekleyen bir fani gibi, ya da yağmurdan sonra güneşin açmasını bekleyen bir gökkuşağı gibi bekliyorum sana kavuşmayı. belki de idamını bekleyen mahkum gibi.

Yorumlar