ne yapalım, her zaman istediğimiz şeyler olmuyor. İnsanlara anlatamadığımız, kendi içimizde tek başına savaştığımız durumu sadece yastığımız biliyor aslında. göz yaşlarımızın nemini yastığımızdan başka kim hissediyor ? gece aklımıza gelen ve imkanına ihtimal vermediğimiz sevgilinin sevgisi mi ? tam sol tarafımızda üzülen kalbimize şahit olan, anlatmak istediklerimizin tümünü yastığımıza dökmüyor muyuz ? en sonda uyuya dalıp yarın onu görmenin iyi mi kötümü olacağını bilemeden tedirgin bir şekil de uyanmanın yükünü çekmiyor muyuz ? İşte tek başına sevenlerin hikayesi böyledir. en çok da karanlığı severler çünkü kendileriyle baş başa kaldıkları anlardır geceler... kapatırlar ışığı, birde ruhuna özel, güzel bir müzik ama sözü olmayanlardan. zira sözlerini kendileri armağan ederler.her seferinde aynı müziği dinlemelerine rağmen sürekli farklı
sözler dökülür dudaklarından.ne olmuş yani bizi kimse sevmediyse sevmeyi de unutmadıkya. bu bizim elimizde olan bir şey değil ki tamamen yazgı. hayır ne yapabilirim, nasıl umutlanabilirim. ufacık bir şeyi büyüten ve abartan biri olarak bile karşılık bulmanın umudununu aramaktan yoruldum, hemde çok yoruldum.belki umutlarım sürgündedir ve aramak beyhudedir. bilmiyorum işte böyledir benim ve benden olanların hikayesi. aslında bütün sorun bur da zaten, sadece benim hikayem olması ve hikayeme roman gibi başlaması.bazende hiçbir şey olmamış gibi kendimizi kandırmaya çalışırız. dilimizden 'sevmezse sevmesin deriz' ama kalbimiz bizim kara kutumuz dur, asıl düşüncelerimizi orda gizleriz. asıl düşüncelerimiz asil düşüncelerimizdir, bizi biz yapan temelimizdir.dilimizle gizlesek de bazı şeyleri, kalbimiz bilir asıl hakikati.