türkçesi sanırım suikast treni. filme puan vererek başlayayım: 8/10. brad abinin sanırım son çıkan filmi. kapkaççıyı canladırdığı bu film şans faktörünü değişik bir biçimde ele almış. aslında bence filmdeki absürt sahneleri şansa bağlayarak inandırıcılık yapmaya çalışmış yönetmen. mesela polat alemdar'ın sürekli herkesi vurup öldürmesi inandırıcı gelmiyor. ama ona şans faktörü gibi bir özellik ekleyince bu durum bir temele dayandırıldığı için izlerken inanmak doğal bir süreç oluyor. film benim de çok sevdiğim guy ritchie filmleri tadında. bilmeyenler için filmlerindeki bazı olayların öncesini anlatmak yerine kısa bir sahneyle göstermesi. spoiler vermeden örnek vermem gerekirse su şişesinin başından geçen olayları ve ilk olduğu yer ile son olduğu yer arasında "lan bu buraya nasıl geldi" diye düşündüğüz anda o arada olan olayları tek sekansta göstermesi. bir de ters köşe olayları tabiki. filmde eksik bulduğum şeylere gelirsek, görsel efektler. bazı sahnelerde çok iyi bazılarında ise çok yapay duruyor. bir de hiroyuki sanada. ya kardeşim son dönemdeki her filmde japon kültürü veya japon birisi olduğunda niye hep bu adam oynuyor? gına geldi artık. tamam severim kendisi de. yeter be kardeşim. son olarak filmde 2 tane sürpriz yıldız oyuncu var. biri çok az 5 saniye falan görünüyor. diğerini ise sadece orijinal dublajlı izlerseniz anlarsınız.
1 kalp