hep ben diyen, kendinden başka hiç kimseyi, hiçbir şeyi önemsemeyen, yalnızca çıkarlarını düşünen ve hayatını benzer yaklaşımlarla sürdürmeye çalışan kişiler '' narsist'' olarak adlandırılır. narsistik yaklaşımlarla kişinin gerçekten mutlu olması, hayattan zevk alması pek mümkün değildir.çünkü; bu insanlar sürekli bir açlık halindelerdir. doyumsuzluklarıyla öne çıkan, yaşamını başkalarının sahip olduklarına sahip olmaya çalışarak geçiren insanlardır. tarih boyunca bu konuda bir sürü insan yazmış çizmiş, narsist sözcüğünü farklı tanımlarla ifade etmiştir. örneğin; nörolog sigmund freud için narsisizm “dış dünyadan soyutlanan libidonun, egoya yönlendirilmesi” demektir. başka bir açıdan değerlendirmiş olursak, narsisizm kişinin kendisiyle ilgili hissettiği güzel duygulardır da diyebiliriz. yani kimilerine göre narsisizm istenmeyen, kötü bir şey olsa da aslında herkes biraz narsistir. dikkat edilmesi gereken şey narsisizmin ölçüsünü kaçırmamak, kendini sevme olayını abartmamaktır.
mesela ben . sürekli kendimi özel ve herkesten farklı hissetmem , fiziksel özelliklerimin bir benzerinin olmadığını, düşünce yapımin daha farklı olduğunu, herkesten akıllı olduğumu , üstün olduğumu düşünmem. kısaca ruh hastası.
İşteyken, evdeyken, spor salonundayken veya sokakta yürürken bilimum yansıyan yerlerde kendimi uzun uzun seyrederim.
kendimi o kadar çok beğeniyorum ki bir başkasının beğenisini kendime layık görmüyorum. birisinin övgüsünü duyunca bile içimden "hadsiz, sen kimsin?" diyorum. bu halimi çok seviyorum.
elin oğluna değer vereceğime kendime veriyorum, bir başkasına harcayacağım parayı kendime harcıyorum, bir başkasına ayıracağım zamanı kendime ayırıyorum. ben merkezli yaşıyorum ve bundan da rahatsızlık duymuyorum.
en güzeli de kendimden aşağıda gördüğüm yaratıkları önemsemiyorum.
velhasıl kelam bu bir rahatsızlık mı? olabilir. belki de asıl rahatsızlık başkalarının sevgisine muhtaç yaşamaktır!?! ama ben onlara saygı duyuyorum. kendisini kendisi bile sevemiyorsa, normaldir. (yazık kimin çocuğuysa:/)
herkesin bakış açısı ve yaşayış tarzı kendisini ve kedisini bağlar. nihayetinde yeryüzünün en narsist canlısı kedidir. kedisi izin veriyorsa ne mutlu, bu durumda başkasına bok yemek düşer.
tarih boyunca bu konuda bir sürü insan yazmış çizmiş, narsist sözcüğünü farklı tanımlarla ifade etmiştir. örneğin; nörolog sigmund freud için narsisizm “dış dünyadan soyutlanan libidonun, egoya yönlendirilmesi” demektir.
başka bir açıdan değerlendirmiş olursak, narsisizm kişinin kendisiyle ilgili hissettiği güzel duygulardır da diyebiliriz. yani kimilerine göre narsisizm istenmeyen, kötü bir şey olsa da aslında herkes biraz narsistir. dikkat edilmesi gereken şey narsisizmin ölçüsünü kaçırmamak, kendini sevme olayını abartmamaktır.
kendimi o kadar çok beğeniyorum ki bir başkasının beğenisini kendime layık görmüyorum. birisinin övgüsünü duyunca bile içimden "hadsiz, sen kimsin?" diyorum. bu halimi çok seviyorum.
elin oğluna değer vereceğime kendime veriyorum, bir başkasına harcayacağım parayı kendime harcıyorum, bir başkasına ayıracağım zamanı kendime ayırıyorum. ben merkezli yaşıyorum ve bundan da rahatsızlık duymuyorum.
en güzeli de kendimden aşağıda gördüğüm yaratıkları önemsemiyorum.
velhasıl kelam bu bir rahatsızlık mı? olabilir. belki de asıl rahatsızlık başkalarının sevgisine muhtaç yaşamaktır!?! ama ben onlara saygı duyuyorum. kendisini kendisi bile sevemiyorsa, normaldir. (yazık kimin çocuğuysa:/)
herkesin bakış açısı ve yaşayış tarzı kendisini ve kedisini bağlar. nihayetinde yeryüzünün en narsist canlısı kedidir. kedisi izin veriyorsa ne mutlu, bu durumda başkasına bok yemek düşer.
kısa kesmek gerekirse de: canım kendim.<3