erkeklere bir sorum olucak. harbiden seviyor musun bu kaçan kovalanır oyununu ? sevenler sıkılmadınız mı ?
4. sınıf olmanın bunalımından bahsedeyim biraz size. herkes sizden mezun olup devlet ya da özel bir bünyede iş bulmanızı hayatınızı kurtarmanızı istiyor. eskiden olduğu gübi kimse sormuyor sen ne istiyorsun ne iş yapmak istiyorsun diye. nihayet okul bitiyor hoş bundan da emin değilim ya neyse. İçinde ee ben şimdi napıcam hissi oluyor. bunun da tek bir sebebi var bölüm seçimini sadece aileni mutlu etme kaygısıyla yapman. bu sıralar atansam nolur atanmasam nolur ki hiç sevmediğim bir mesleği yapacağım bir güne uyandıktan sonra diyorum. bu düşünceler depresyona sürüklüyor. daha yolun başında olanlar ya da bu yola henüz girmeyenler iyi düşünün derim ne yapmak istediğinizi çünkü elinizde heba edilmiş yıllar kaybolmuşluk hissi kalsın istemem benim gibi.
bu sıralar sorguladığım tek şey insanların samimiyeti. sizin de gözünüze çarpmıyor mu ? her yerde yapmacık abartılı tavırlar sırf laf olsun diye sarfedilen sözcükler. yorulan bir ben miyim ? ortam için kurulan sözde arkadaşlıklar , her gün başkasına aşık olup ölüp bitenler heveslerine aşk diyenler. aşkın ve arkadaşlığın anlamını yitirdiği bugünlerde ikisini de inancımı yitirmeme ramak kaldı..
burdaki bir paylaşımı görünce bir anım aklıma geldi anlatayım istedim. lise birdeyim tabi ki yine platonik sevginin öncüsüyüm. aynı sınıfda olduğum bir çocuktan hoşlanıyorum kimelerinin ayrı bir coolluğu sempatikliği olur ya öyle biri. sene sonuna doğru öğrendim ki başka okula nakil olucakmış, gitmeden çocuğa açılmaya karar verdim ( ne geldiyse kafama koyduğumu yapmamdan geldi ya ). ona sevdiği bir kitabı hediye ettim , hislerimi yazdığım notu da araya sıkıştırdım. ertesi gün öğle arasında çocuk yanıma geldi tabi benim kalbin atışları aldı başını gitti. sen çok iyi birisin ama( ahh o amalı cümleler yok mu ) ben yanıma yakışcak güzel birini isterim dedi. bi şey diyemeden uzaklaştım ordan moralim yerle bir oldu gittim wc ye ağladım dakikalarca. zaten ergenlik zamanlarım en ufak bir dert dağ oluyor. bu olayı liseyi bitirene kadar atlatamadım. büyüdükçe anladım sorun bende değildi. şimdi böyle konuşuyorum ama kendimle uzun ve yorucu savaşdı. kendimi tanımam kabullenmem sevmem yıllarımı aldı. anladım ki sorun bir güzel kaş göz yüz uğrana senin kalbini kim olduğunu merak etmeyende ilgilenmeyende.
yine birdenbire geldin aklıma durup dururken.. sonra yine fotoğrafını açıp her şeyi başlatan gülüşünü seyrettim dakikalarca. yazmak geldi içimden son kez. artık umut kırıntısı bile yok, anladım. tek bir şey umuyorum o gülüşün hiç eksik olmasın yüzünden. yormasın incitmesin hayat seni. en güzel şeyler, mutluluk, sevgi, huzur... hep senin olsun.