kirik
iki kere sevdim hayatımda. ikisi de platonik tabii. çok güzel sevdim, çok özel sevdim.
ben de sevilmeyi isterdim olmadı.
ama olsun, rabbime hamd olsun, ne bir kusurum var, ne de bir eksiğim.
not: çirkin olmayı ben seçmedim.
kirik
ne kadar uzun zaman olmuş... okulu bitireli nerdeyse 3 yıl olacak. o kadar özlüyorum ki, samsun'u, omü'yü. belki şuan içten içe küfür ediyorsunuz bu okul sevilir mi diye, ama kıymetini bilin arkadaşlar... üniversite zamanı geri gelmiyor.o bunaldığım sınav günlerine dönmeyi o kadar çok isterdim ki..İnanın iş hayatı çok çok daha zor. bazen okuyorum burada yazılanları r11 deki olaylar,fen edebiyat önündeki kalabalık.. sahi, esinti cafe hala duruyor mu fen edebiyatın önünde? :(
kirik
saat 16:58 mesai bitmesine 2 dakika kalmış. abi her seferinde aynı adam bankanın kapanmasına 2-3 dak kala gelir mi ya? bir gelirsin iki gelirsin de, her seferinde inat eder gibi, 16:58 ya da 12:27 gibi saatlerde bankaya girmek nedir? İnsafsız, yemekte mi yemeyelim, yorulduk biz dinlenmeyeli mi? hadi onu geçtim bi de kasayı kapayacağız saat 17:10 geliyorlar "ee işte abla çekimiz var acil yatması gerek bu paranın yoksa çek yazılacak." armut yumurta kapıya sıkışınca mı geliyorsun? diyecen, işte diyemiyorsun, özel banka vesselam yapacak bir şey yok.
kirik
omü'den mezun olduktan sonra bir bankaya işe girdim (bölümümle tamamen alakasız). mecbur bizim bölüm mezunlarına iş yok falan. bankada çok tuhaf müşteri tipleri tanıdım. hele öyle manyaklar var ki, tam sıraları geliyor, o sırada "çok önemli telefon görüşmesi" yapacağı tutuyor herifin. ulan arkada zaten bir ton insan sıra bekliyor, adam telefonda goy goyun peşinde. çok mu zor "5 dakika sonra arayım seni bilader, bankadayım şuan" demek. biz de öyle öküzün trene baktığı gibi bakıyoruz adamların suratına, kapatsın da ne işi varsa yapalım defolup gitsin diye.. siz siz olun, bankada sıranız geldiğinde on saat oyalanmayın. arkadaki de insan, gişede çalışan da insan...
kirik
İnsan babasından nefret eder mi ya? ben ediyorum işte. ne çocukluğumda baba gördüm ne gençliğimde... belki insanlara garip gelicek ama öyle. keşke biraz kendi babasına çekseydi... bu yüzden hep rahmetli büyükbabamı babam olarak kabul ettim. kısacası ben babamı 15 yaşımda kaybettim.
kirik
26 yaşındayım, hayatımda iki kez aşık oldum. çok sevdim.. ama olmadı işte.. İlki platonikti, ikincisi karşılıklı olmasına rağmen, aradaki 10 saatlik yoldu. yapamadı ve gitti. bugüne kadar kimsenin elini tutmadım, kimsenin gözlerinin içine bakmadım. kendimi seveceğim adama sakladım saklıyorum.. ama bir daha sevebilir miyim? sevebilmek o kadar zor gibi geliyorki artık.. sanki küstüm aşka... herhalde sonumuz görücü usulü...