luna
universiteye başladığımdan beri bir depresiflik var üstümde. ve bir çok insanı gözlemliyorum onlar da öyleler. lanetli bir okula mı düştük ne yaptık acaba?
luna
dün gece öldürdüğüm sineğin kadim dostları tarafından saldırıya uğramışım. 17 kez kollarımdan şişlemişler.
luna
hazin son. bu intikam hepimiz içindir dostlarım.
luna
herkesin mutlu olduğu bu gecede içimi döküp hepinizi bunaltmak isterdim lakin sadece kendimi düşünmemem gerektiğinin farkında olan bir birey olduğumu anladım.
luna
siz sıcaktan yanarken ben burda ateş yakıp ısınmaya çalışıyorum. az sonra da közde kahve yaparım. değmeyin keyfime.
luna
finallerin kapımıza küt küt vurduğu haftalar geldi. gecenin bilmem kaçıncı saatinde uyuduğumu bilmiyorum ve sabah kargalar bile kahvaltısını yapmamışken uyanıyorum. finallere çalışmayı son günlere bırakan bir öğrenci olarak ve uykusuzluğun getirmiş olduğu yorgunlukla ayakta durmaya çalışıyorum. bırak ders çalışmayı seni bekleyen dizi ve filmlere doğru yol al diyen iç sesimle savaşıyorum. ah sınavsız güzel tatil günleri lütfen bekle beni. savaştan çıktığım gibi geleceğim.
luna
yalnız olmak hoş bir şey değil biliyorum. lakin yalancı dostlardan, sahte laflardan daha az can yakıyor. kendimi kötü hissettiğim zamanlar bunu daha iyi anlıyorum. zaman ilerledikçe maskesi düşenler bir bir eksiliyor hayatımdan. ben yine aynı ben. bazen neden hep aynı şeylerle karşılaştığımı düşünür dururum. cevap bulamam. tam göğsümün ortasında varlığını sürekli belli eden sebebini bilmediğim kötü hislerle boğuştuğum zamanlarım olur. bazı geceler huzursuzluktan uyumayıp sabaha kadar kendimle cebelleştiğimi de bilmezler. ne derler bilir misiniz? çocukluk ediyorsun. İşte böyle zamanlarda anlıyorum insanları. zevkine kendimi düşünce denizine attığımı sanırlar. üstelik yüzmeyi bile bilmem ben. uzatmak istemem sadece tamam derim. bir tamam sözcüğünün içinde ne kadar anlam taşıdığını bilmezler. sonrası mı? herkes kendi yoluna. çünkü ben anladım ki ne etsem boş. erkin koray'ın da dediği gibi tek başımızayız hep tek başına.
luna
toplu taşıma araçlarında yüksek sesli konuşan insanları ciddi anlamda öldürmek istiyorum. kimsenin hayatını dinlemek zorunda değiliz. şahsen ben tramvayda kitap okuyorum genellikle. fakat bu tip insanlar yüzünden dikkatim dağılıyor. ben mi çok titizim bu konularda bilmiyorum. yanımda biri varsa kimseyi rahatsız etmemeye çalışarak konuşurum. neyse hala yüzüme bakarak cırlak cırlak konuşan insan evladını duymamak için kulaklığımı taktım. artık sakinim. yani galiba emin olamadım.
luna
bazen diyorum ki keşke herkes düşündüğümüz kişi olsa. o zaman beklentiler yaralamazdı insanı.