tafraa
hergün ömürevleri tramvay durağında saat 4 civarında karşılaştığım ve hala gözlerinin yeşil mi mavi mi olduğunu çözemedigim güzellik seninle o kadar çok tanışmak istiyorum ki ama galiba bunu yapacak cesaretim yok. buralardaysan ve bunu görüyosan tanışmamızda bi sakınca yoksa yorum atar mısın ??
tafraa
kadere yazılmayanı kağıtlara yazmaktı benimkisi dügümlendi, dediklerimin ilmek ilmek sökülmesi gibiydi ciğerlerimden, gitmek diye bir yer var, adem'den beri bitmek bilmeyen, gidenlerin gelmedigi, bekleyenlerin o uğurda nice nefesler verdigi...
rastlantıydı rast gelmeyen onca güzellik, nedense hiç hayırlı tarfından bakamıyorum bu aralar, kör olacağım tuttu herşeye. zaten sorunlarım sana denk bana eşitsiz, iyisimi farklı zamanlarda bile aynı sayılara denk gelmeyelim biz...
haklısın senin değil, daha yolun başından yol ayrımı yapanların suçu bu gidiş, farklı tabelaların üzerine aynı ayrılığı yazanların..
sonu mutsuz biten bi filmi başa sardırınca degişmez hiç birşey bilirsin, aynı hayallerin tekrar kırılmasına da gerek yok, yine yinelerin çoğalıp ama'ların yüreğimize oturmasına da...
ben kendi çölümün mecnun'u olmaya alıştım sen olsan da , olmasan da...

alıntıdır..

ama sanırım bu aralar beni en iyi anlatan şey gibi..
tafraa
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş tahirle zühre olabilmekte
yani yürekte.

demiş nazım hikmet.. peki bu devirde tahir mi yok zühre mi ? ben tahir olmaya hazırım zühre olabilecek biri var mıdır ki...
tafraa
bizi bekleyen bi büt haftası zabanan başlıyor hayırlı olsun...millet memleketine aktı biz hala bekliyoz zalımsın omü...