seninle daha önce hiç karşılaşmamış gibi yeniden tanışmayı öyle çok isterdim ki... belki o zaman daha farklı olurdu. bi defa hata yapınca bi kez bedel ödeyip kurtulamıyosun. hele ki önemsediğim bi konuysa, önemsemekten vazgeçemediğin biriyse defalarca ödersin o bedeli, onun haberi olmaz ama o hata senden alacaklarını tahsil etmeye devam eder. ben ödediğim bedele sövmüyorum, zaten seven için o bedelin de bi değeri vardır. fakat senin çektiğin ıstırabı o görmeyince ya da görüp elinden yapacak bişey gelmeyince daha çok üzülüyorsun. ne biliyim,sen seviyorsun ya karşındaki sevmeyince çok kötü oluyo, kızamıyosunda, neyine kızacaksın, bi insana 'beni niye sevmedin?' diyebilir misin? neyse... saçlarının uçlarını boyatmışsın çok güzel olmuş, hava çok soğuk bugün hasta olursun sen hasta olma ben hissediyorum sen hasta olunca sonra üzülüyorum bi de hep gül tıpkı bu akşamki gibi... dört sene oldu ama bigün gelecek olursan, geldiğinde seni hâlâ seviyor olayım. gelmezsen yine senin canın sağolsun. ben şimdi yatıyorum, uyumaya çalışırken hakkım olmayarak biraz sana kızıp, sonra kendime kızıcam. hadi iyi uykular, yüzündeki çillerinden öperim, kapatma onları boyalarla.
size de oluyo mu bilmiyorum, sevdiğim bazı dizileri bilerek izlemiyorum, diziyi bitirince tekrar izleyesim gelmiyo. mesela behzat ç. 'yi yayınlanmaya başladığı zaman izlemeye başladım, ama sonra ygs/lys falan derken o sene izleyemedim, sonra da 3 defa hep bitirmeden izledim, atıyorum 1. seferde 50. bölüme kadar, 2. bölümde 70. bölüme kadar 3. seferde tamamen bitirdim, şimdi izleyesim gelmiyo mesela. o yüzden leyla ile mecnunu hiç bitirmedim. şimdi de beş kardeş'e başladım, inşallah bitirmem. çok güzel lan , bi an duygulandırıyo sonra kahkaha attırıyo. duygudan duyguya giriyorum. şu an fahriye ile canan arasında kalıp ayakları her seferinde fahriye'ye giden sait gibiyim
naber? ben yine beni düşünmeyen birini düşünüyorum, özlüyorum, acısını çekiyorum... evet sorun onun beni sevmemesi değil, benim hâlâ onu seviyor olmam. ne biliym, hani derler ya, bigün geleceğini bilsem gideyim, koşayım peşinden yorulmadan ya da bekleyim ama gelmeyecek biliyorum ve vazgeçsem kaybettiğim yıllarıma yazık olmayacak mı? çok b.ktan bi durum, gerçekten. fotoğrafı duruyo karşında, bakamıyosun. kendisi karşında duruyo ama öyle bi kapatmış ki yolları selam dahi veremiyosun. evet, muhtemelen bundan sonra kapanıyor kapılar... ve tekrar çalmayın aşk denilen silahlarınızla kapımı. eros denen şarlatanın da canı cehenneme...
sizlere bütlerinizde başarılar benim muhtemelen okulum uzadı, gidiyim de biraz da onun için canımı sıkıyım. hadi selametle...
sizlere bütlerinizde başarılar benim muhtemelen okulum uzadı, gidiyim de biraz da onun için canımı sıkıyım. hadi selametle...
vedalar dev bi set gibi karşımda duruyor ve ben o seti geçemiyorum. ne senden ne de sensizlikten... senden gitmek istedikçe vardığım nokta yine sen. bu çivisi çıkmış dünyanın ışık kaynağıyken gözlerin... her şeyi geçtim de gece yıldızlara baktığımda aklıma gelmeyecek mi yüzündeki beneklerin.
belki iyi oldu bilmiyorum. son 1, 1 buçuk aydır daha fazla canım yanıyo ama bu beni başka şeyler yapmaya itiyor. mesela, okuduğum kitapları normalde kütüphaneden alırken artık kendi kitaplığıma daha fazla kitap kazandırmaya başladım, yaklaşık 1.80 civarı boyum var ve normalde fit sayılabilecek bi vücuda sahibtim ama özellikle geçtiğimiz yaz fazlaca kilo almıştım, o fazlalıklardan tamamen kurtuldum hatta eskisinden daha da fit sayılabilirim, biraz spor yapmaya başladım imkanlar dahilinde, bugünse ilk kez koşuya başladım, biraz yaşlanmış hissettim kendimi ama biraz, çok değil 😊 sonra eve geldim bi çay demledim, ciğerlerimin açılmaya başladığını üst üste 4 sigara içmeme rağmen halâ kesmemesinden anladım 😊 sonra mesela okulum kafadan 1 sene uzayabikecekken haziranda veya eylülde diplomamı alma ihtimalim olabilir ama olamayadabilir. ama gerek ailem gerek çevremdeki insanlar gerekse olmamış ve olmayacak bazı şeyler nikilauda'nın hayallerinden vazgeçmesine, daha doğrusu heyecanını kaybetmesine sebep oldu. vardır bir hayır diyip bi sigara daha yakalım sonra yatıp uyuyalım. alayınıza sınavlarınızda başarılar diliyorum, iyi geceleriniz olsun .
burayı biraz günlük gibi kullanıyorum ama admin can sağolsun, böyle bi platformu kurmasa muhtemelen bi çoğumuzun insanlara anlatamadığı şeyler bize bu kafayı sıyırtırdı. yine başınızı ağrıtıcam haberiniz olsun. malum müstakbel olmasa da (ve hiç bir zaman da olmayacak olduğunu kabul etmek zorunda olduğum) platonik bi yengeniz var, can yarama tuz ile girişen. 'canın her yandığında beni hatırla, o an boğazında düğümlenen hıçkırık ben olayım' yazmıştım buraya. diyemiyor ulan insan, sevdiğine gerçekten diyemiyor onu. ne kadar kızsa da diyemiyor. seviyorsa eğer diyemiyor. bugün bi defa hapşırdı, kötü bi şekilde hapşırdı, canım yandı lan, yüreğim sızladı. ne b.k yiyeceğimi şaşırdım. ama kötü tarafı ne biliyo musunuz? bunların hiçbirini bilmiyor, bilmeyecek. onun canı yandığında, hasta olduğunda, üşüdüğünde, üzüldüğünde, seçildiğinde benim neler hissettiğimi anlamayacak, bilmeyecek. bugün de olduğu gibi yüzüne bile bakmaya kıyamadığımız yüzümüze bakmadan gidecek. kusura bakma doktor, toprak kabul etmekte zorlanıyor bu aşkı.
lan bak bu ara yüzümü güldüren tek şey arda'nın barcelona'daki performansı. bence ülke olarak komple sıyırmadıysak kafayı en büyük pay arda'nındır gibi geliyo bana
göz görmeyince gönül bi şekilde katlanıyo, avutuyo da kendini, göz görünce gönlün de elinden bişey gelmiyo. olmaz, yapamaz . niki onu unutmalı. unutmalı ki yoluna devam edebilmeli fakat nasıl mümkün olacak onu bilmiyo. gözünün önünde dururken, dünya ters dönse bir araya gelemeyeceklerini bilerek, unutmak istemeden ve en kötüsü bi insan nasıl unutulur onu bile bilmeden yaşıyo nikilauda. ve kendinden utanıyo , ülkesinde ve dünyada bu kadar zulüm varken nasıl bu kadar bencilce kendini düşündüğü için.
bugünü not alın bi kenara. bugün nikilauda kardeşiniz bi karar verdi. eski defterleri kapatma, acılarına, hayal kırıklıklarına gem vurma yoluna gitme kararı verdi. yıllarını boşuna harcadığını, karşılığını alamasa da hissettiği güzel duyguların acıya dönüşünün ve kendini tüketme kotasının dolduğunu fark etti. etrafında olup biten güzel şeylerin tadını çıkarma, insanlığa faydalı olma, kadim hayallerine tekrar adım atmaya karar verdi. belki bi gün karşısına başka biri çıkar diye düşünüyor, her şeyde vardır bir hayır diyerek bundan sonra sadece kalbinin değil, aklının ve kalbinin seslerini mukayese ederek adım atmaya karar verdi. elbet son bulacaktır karanlıklar, belki bugün belki yarın, belki 3-5 ay, belki 3-4 yıl daha ama elbet geçecektir. o gün de bu yazıya tekrar dönüp sırıtarak 'çok şükür' diyecektir inşallah 😊
bu akşamın parçalarını bi doğu batı sentezi kıvamında 'piiz-vazgeç gönül, orhan gencebay-vazgeç gönlüm, yıldız tilbe-vazgeçtim ' olarak belirliyorum. biraz şok etkisi oluştursun.
İçimi dökmek zorundayım,kusura bakmayın. bikaç hafta önce sigarayı azaltma kararı aldım, dinlediğim müzikleri değiştirdim (arabesk-bozlak-duygusal ne varsa sildim) yeni listeler yaptım. dedim ki kendime 'ilerde pişmanlığını yaşayacağın şeyleri yapma, keşke yapsaydım diye pişman olacağın şeyleri yap.' yıllardır beklediğim sevdiğim biri vardı, olur da bigün beni severse, ellerimiz buluşursa ona tertemiz ellerimi uzatayım diye hiçbir kızın elini tutmadım ve ondan yeniden şans istedim. olmadı.yine canım yandı,yine kalbim kırıldı, yine üzüldüm...karşılığı ' bu sevgiyi hak edecek biri çıkacaktır karşına' olmamalıydı,ben bunu hak etmedim. hele ki aşkı, buldukları köşe başında sevişmek zannedenlerin olduğu dünyada hiç hak etmedim. ve'l-hasıl kelam beni sevmedi diye ona kızamam,âh da edemem ama canı her yandığında/başına gelen her sıkıntıda beni hatırlasın desin ki nikilauda olsaydı böyle olmazdı,o benim yanımda olurdu bana destek olurdu desin ve o an boğazında düğümlenen o hıçkırık ben olayım...şimdi daha bi sıkı sarılcam sırma apoletli yalnızlığıma, böyle acılardan uzak olmak için. (önemsiz not: sigara günde yaklaşık 2 buçuk pakete çıktı)
gece gece acıktım bi yemek yapıyım da yiyim dedim, 1 saattir pişmesini bekliyorum, işin kötü tarafı olmuş mu diye kontrol edip tadına baka baka daha hazır olmadan karnımı doyurdum. ve o yemek hala pişmedi 😊
bugün çok üzdüler nikilauda kardeşinizi.ne söylese ne anlatsa bilmiyo şu an. bundan sonrası için ne b.k yiyeceğini de bilmiyo.sanırım sabaha uyuyana kadar neşet ertaş beyin türküleri ile içli dışlı olacak. hadi iyi geceler, yani böyle bişey mümkünse 😔
son sınıf olanlara ara ara aniden gelen 'lan okul bitince ne b.k yiycem ben' hissi , der giderim
yetişkin bir nikilauda tüm gününü sigaralar ve herhangi bir meşrubatlarla tamamlayabilirmiş 😔
biraz içinizi karartabilirim belki ama insanlara anlatmak zor geliyo bazen. kusura bakmayın şimdiden.yorulduğumu hissediyorum kardeşlerim. şu üniversitenin son yılındayım (uzamazsa) inşallah. geldiğim şehirde daha fazla kalamazdım , o kaos ortamından bi çıkış yolu olarak geldim buraya.gönül yaramızın sızısını her daim hissetsek de, aileden ilk kez ayrı kalmanın şaşkınlığı olsa da, idealimizdeki bölümü okumasak da ilk sene için çok fazla olumsuz konuşamam , mükemmel olmasa da vasatın bikaç tık üstü mutlu olmaya yetiyodu. zamanla yaralarımız da kapandı derken hiç beklemediğim bi gol yedim desem yeridir. ben ilk görüşte aşka inanmazdım, 'saçmalamayın ölüm birini tanımadan nası sevebilirsiniz' derdim. ki bigün hayatımın uyku hariç her dakikasına zihnimin be kalbimin hakimi olacağını bilemeyeceğim biri çıktı karşıma. ve olmadı. yıllar geçti üstünden,ondan sonra koluma birini takıp gözünün önünden geçebilirdim, ama ona olan sevgime saygısızlık/ihanet etmemek ve başka bi kıza umut vermemek/ hayatını karartmamak için yıllardır hiç bir kızın elini tutmadım.halâ acısını çekiyorum ve halâ onu ilk gördüğüm günkü seviyorum, her gördüğümde heyecenlanıyorum , bi tuhaf2 oluyorum. ve'l-hâsıl kelam ne yaptıysak kendimize yaptık.
grup olarak veya sesli ders çalışmak için bi arkadaş evi veya bi cafe daha mantıklı değil mi, neden kütüphane? yahut bir kız veya erkek ile flörtleşmek için uygun bi yer mi kütüphane? yani anaokulu öğrencisine sorsak bilir kütüphanede sessiz olunacağını dimi. buranın üniversite öğrencisi bir bireye yakışmayacak şekilde kullanılmasının sebebi nedir? lütfen izah edin bana 😔
kardeşlerim! allah rızası için artık şu kütüphaneye masalara odalara not bırakıp gitmeyin. bu kadar bencil olmayın yahu. hadi sene başı olsa kütüphane boş olsa anlarım ama sınav haftası bunu yapmayın. adam bi kitap ni kalem bırakmış gitmiş, ben böyle bi saygısızlık görmedim. madem gideceksin eşyalarını düzenle masanın bi köşesine koy oraya da bi not bırak şu şu saatler derse gidicem/sınava gidicem, burayı kullanabilirsiniz diye, biz de sen geldiğinde kalkalım. bu nasıl bi düşüncesizlik sen üniversite okuyosun ulan .