eveeet işte ben de "bakıştığım çocuk" temalı bir hikaye ile geldim buralara. yaşı benden küçük (ama cüsse olarak iki katım civarı) biriyle bakisiyorum. ve kendimi suçlu hissediyorum. yaşımın ondan büyük olduğunu bilse bakar mıydı acaba, ya da ne bileyim.. İçimde kırk türlü düşünce dolanıyor. ama canım şiddetle onunla konuşmak istiyor. ya da en iyisi o ses türkiye izlemek.
hüzünlü paylaşımların daha fazla olduğunu müşahede ediyorum bakınca. neşeli görünenlerin içinde, merhamet bekleyen boynu bükük kedi yavruları var gibi gibi..
bu bağlamda diyeceğim o ki, yok kimsenin kimseden farkı. acılarımız ve sevinçlerimiz de aynı. eşşiz duygularla değil, benzer duygularla dolu insabşarın dünyasında yaşıyoruz. kendinizi acılara gark olmuş ve vahşi batının kanyonlarının derinliklerine doğru yalnız başına ilerleyen (gün batımı olmazsa olmaz) kovboylar gibi hissetmeyin gençler.
neyi yaşarsak yaşayalım, o bizim için doğru olandır.. :)
bu bağlamda diyeceğim o ki, yok kimsenin kimseden farkı. acılarımız ve sevinçlerimiz de aynı. eşşiz duygularla değil, benzer duygularla dolu insabşarın dünyasında yaşıyoruz. kendinizi acılara gark olmuş ve vahşi batının kanyonlarının derinliklerine doğru yalnız başına ilerleyen (gün batımı olmazsa olmaz) kovboylar gibi hissetmeyin gençler.
neyi yaşarsak yaşayalım, o bizim için doğru olandır.. :)
yolumuzun üzerinde olan ve kendini sevdirmek için türlü şirinlikler yapan tatlı dev köpüş fıstık bize üniversiteli olmayı sevdiren etkenlerden biridir elbette. ve tabi güzel arkadaşlar... kıymetli arkadaşlarımızın şerefine merhaba diyorum herkeşlere. hoşgeldim buralara. :)