Sözlük Başlıkları

öğretmen
"elbirliğiyle itibarı yok edilerek, bugün beş kurşun ile öldürülen meslek"
okulda arkadaşlarına eziyet et, sırf kuralları uyguluyor diye öğretmeni bıçakla hatta okula silah getir başka öğretmeni vurup öldür, sessiz olman için seni uyaran öğretmeni annene babana şikayet et gelsin onlar benim çocuğuma diye başlayan salakça bir cümleyle öğretmeni dövsün hatta o öğretmenlerden biri hamile olsun. büyü ama beynini nerede pislik var onlarla ilgilendir hastanede işine gelmeyen bir durumla ilgili doktor ya da hemşire döv hatta onları da öldür. sokakta senden rahatsız olan birini hissedersen onları da döv. bu ne ya? gerçekten bakın akıl alır gibi değil bu ne? benim çocuğum mükemmel, ben zaten mükemmelim diye diye boncuk gibi yetiştirebileceğiniz çocuklarınızı kendini dokunulmaz sanan ve dünya üzerinde başka eşi yokmuş gibi hareket eden insanlara(!) dönüştürdünüz ya. bütün bunlar olurken kimsenin hiçbir şey yapmıyor olması, bütün ruh hastalarının ortada geziyor olması ciddi anlamda rahatsız edici bir noktaya ulaştı. evde kendi çocuğuna tahammül gösterip bakamazken okulda pohpohlanmasını bekleyemezsin. İğrenç bir dönemdeyiz ve düzelme ihtimali bile kalmadı benim gözümde. yarın öbür gün bir çocuğum olursa allah sizden ve sizin çocuklarınızdan korusun. öğretmenlik mesleğini bu hale getiren, itibarsızlaştıran kim varsa da allah bildiği gibi yapsın, geldiğimiz noktaya bak çok yazık.
6 yıl
üyelerin boşvermişlik seviyesi
odamda bir böcek vardı, kayıp. eskiden olsa 1004 saat arardım (bulunca ne yapacaksam) ama şu an umurumda bile değil. hatta hatta oda bile değiştirmeyeceğim, hadi bakalım.
3 gün
"............." nın da dediği gibi
teoman' ın da dediği gibi kararıyor gözlerim hep, yorgunum..
4 gün
söylemesi zor şarkılar
türkçe ana dilimiz olmasına rağmen onun içinde bile eşlik etmenin çok zor olduğu şarkılar varken bilmediğimiz herhangi bir dildeki şarkı gayet başlığa uygun olacaktır. her dilde çok güzel şarkılar var ve şarkılara eşlik etmeyi seven bir olarak ayıla bayıla dinlediğim şarkıları dinlerken söyleyememek ya da güç bela biraz ezberleyip söyleyebildiğimi sanmak beni bir miktar üzüyor.
2 ay
zaman kavramı
geçmiş, an ve gelecek ile tüm var olanların birbirinin yerini alan sonsuz süre. bazı konular vardır üzerine düşündükçe çıkmaza girersin ve benim gibi bu histen tuhaf biçimde hem huzursuz olup hem de haz duyan biriyseniz konunun üzerine gitmekten kendinizi alamazsınız. İşte bu tam da öyle bir konu. bunun bir sebebi de pek çok alanla iç içe olmasından kaynaklanıyor olabilir. felsefe, din, psikoloji, bilim derken zamanı işlemeyen bir alan muhtemelen yoktur. örneğin çocukluğunuzu düşünün zaman şimdikiyle aynı hızda mı ilerliyordu? yoksa daha mı yavaştı. ya da bir sınava girdiniz. dışarıda bir tanıdığınız sizi bekliyor. onunla sizin geçirdiğiniz zaman aynı fakat aynı mı algılıyorsunuz? evet çevresel etmenler de dahil olmak üzere "ama" ile başlayan bir sürü açıklama getirilebilir buna. zaten bahsettiğim şey de tam olarak bu. kimileri başka bir boyut gözüyle bakarken kimileri üzerine filmler yapıyor. hepsi algıladığı şekilde yetkinliklerini kullanarak açıklamaya çalışıyor. uzaya insan gönderme ve koloni kurma gibi çalışmalar var. acaba insan ömrü bundan nasıl etkilenir hesabını da katıyoruz bütün o formüllerin yanına. üzerine kurallar inşaa ediyoruz, hayatımızı şekillendiriyoruz. geçmişe gidip düzeltmek istediğimiz şeyler oluyor, yapamıyoruz. geleceği merak ediyoruz fakat öğrenmek mümkün değil. bunun yüzünden bazen geç kalmışlık hissiyle cebelleşiyorum ama elimden gelen tek şey gelecekte şu anım geçmiş olduğunda iyi değerlendirebilmiş olduğumu söyleyebilmek. bundandır ki gerçekten birine vakit ayırdığımızda elimizde olan en değerli şeyi "an" ı veriyoruz o kişiye. sonuç olarak linner bir doğruda ilerliyoruz ve geçtiğimiz kısım aslında anında siliniyor. arkana bakma şansın bile yok. o yüzden belki de yaşımdan dolayı emin değilim ama başta söylediğim sonsuz süre kavramının zamanın kendine mahsus olduğunu bence sık sık unutuyoruz. sabah sabah evet bunları düşünüyorum çünkü hayatımın çok az bir kısmında kısa sürede pek çok şeye ulaşmam gerektiğini hissetmişimdir. önümde duran birkaç ay kadar beni korkutan bir zaman aralığı da muhtemelen aynı şekilde epey azdı. demek ki zaman benim için şu aralar psikolojik olarak beni yıpratmasına izin vermeyeceğim şey demekmiş. evet böyle derin bir konu hakkında şu an algım bu ne yazık ki. gerçekçi olalım siz nasıl algılıyorsunuz?
"İnsan zamanda değil, zaman insanın içinde yaşar."
11 gün
write a sad story in three words
- bir sorun oluştu.
-lütfen tekrar deneyiniz.
5 yıl
dolmuşta kendi parasını kendi uzatanlar
koşullar uygun olduğu sürece bu kişiyim. zaten can sıkıcı bir ortamdayız bir de milleti dürtüp kendi işimi gördürmek istemiyorum.
4 yıl
geceye bir özlem bırak
"o şehir"
şimdi gitsem özlediğim halini bulamam. ne o şehir aynı kaldı ne de ben. zaten konu da şehir değil.
6 yıl
geceye bir beddua bırak
yukarıdaki üyelerin hiçbiriyle husumetli olmamamı hatırlatan başlık.
6 yıl
belgesellerde geçen klasik cümleler
-yine yiyecek bulmak için yuvadan ayrılıyor. ( yavru kuşların asla doymaması sorunu)
-sahildeki çok sayıda yırtıcı hayvan nedeniyle yavruların çok az bir kısmı erişkinliğe ulaşır. ( bebek kaplumbağa da yemeyin be kuşlar)
6 yıl
karar vermek
alternatifler arasından seçim yapmaya denir. zaman zaman aniden aldığım kararların zararını gördüğüm gibi faydasını görmüşlüğüm de epey iyi bir yüzeye sahip. örneğin bugün şekeri azaltmak ve kafama göre biriyle tanışır tanışmaz 3-4 ay içinde evlenmek gibi birbiriyle zerre alakası olmayan birkaç karar aldım. denersem sonuçlar için burayı güncellerim. belki de güncellemem söz vermeyeyim.
17 gün
geceye bir itiraf bırak
böcekleri sevmiyorum diye üzülüyorum.
5 yıl
penti
zamanında 20 liraya çorap alınabiliyormuş hatta şok indirim yapmışlar 1 liraymış. şimdi kapısının önünden geçilse rahat 400 liranız cebinizden uçaaaar gider, ruhunuz bile duymaz.
6 yıl
omü'yü bir şarkı ile anlat
"bu şehri yaşanmaz kıldın ya bana
uykuna huzur vermesin allah.."
5 yıl
mekik
görünce bile otobüs tuttu. yetişmiş olsaydım büyük ihtimalle her gün ağlayarak okula giderdim bunun yüzünden
4 yıl
mavi
arkadaşlar aldım 🥲
4 yıl
zamanı gelince bitmesi gereken şeyler
sosyal medya. zamanı geldi geçiyor bile. gördük göreceğimiz, bitsin artık. herşeyin çok hızlı popülerleşmesi ve neredeyse aynı hızla yok olması ve yerini anında başka bir şeyin alması artık midemi bulandırmaya başladı. bazıları var ki sözde bu yenilikler adına meslekler uyduruyorlar. oysaki bildiğin üfürükçü. İnsanlar artık akıl tutulması mı yaşıyor ne oldu bilmiyorum ama kapılarında yatacaklar neredeyse. "allah aşkına bak beni dolandırmadın" demekten hiçbir farkı yok. tüm bunların dışında küçücük çocukların konuşmalarına, videolarına, yorumlarına denk gelince fena halde canım sıkılıyor. 8 yaşındaki bir kızın dişil enerji gibi salak bir konu hakkında fikri olması ne demek ya. ben o yaşta yakar top oynarken yanmıyor olmakla övünüyordum. ya da bir ortaokul öğrencisi erkek çocuğunun kendinden kat kat büyük kadınlara bel altı yorumlar yapıyor olması korkunç bir şey. bu noktaya gelmemize ne sebep olduysa gerçekten allah kahretsin.
5 yıl