Eleni
son zamanlarda çok yiyip, başkaları ile az konuşup kendimle çok konuşuyorum ve bir de frank ile. seni de kattım frank bana teşekkür etmelisin. psikologlara göre genel durumum depresyon, frank ile konuşma durumum da çoklu kişilik bozukluğu. psikiyatristlere göre ise ilaç verelim de düzelsin iken bana soracak olduğunuzda her haltı yaptım bir boka yaramadı bir de deliliği oynayayım dünyası. ne büyük karmaşa be! yine acıktım ama sakiniz değil mi frank. neden? çünkü yiyoruz yiyoruz kilo almıyoruz. ne mutlu bize hadi bu saçma sebebe sevinelim. belki mutluluğumuz ile mutlu olan birileri çıkar, onların mutluluğu ile de mutlu olacak olan başka birileri sonra başka başka birileri. en son kısır döngüye saplanır kalırız da sıkılırız. kimse mutlu olmasın abi! ne geldiyse başımıza şu mutluluk terimini bulan kişi ve kişiler yüzünden geldi. mutluluk var, mutlu değil misin o zaman sen mutsuzsun. al sana işte.. buldun mu mutsuzluk tabirini?! çok iyi bok yedin veya yediniz her neyse değil mi frank. bu arada frank sana frankcığım demek istiyorum. sevgi açlığımı seninle kapatacam ( kapatacağım ). bebeğim dediğim anda vur banağğ frank. :* mutluluk, mutsuzluk diyorduk biyoloji dersinin üreme bölümüne geçtik bir anda, ne kadann hoş. İşte bunlar hep yokluktan seviyorsun bu sefer tamam diyorsun sonra orta parmaklarını gösterip bu sevsin seni diyorlar. sen kaçmayıp tamam diyince de o orta parmak.. öyle işte. bir de kaçma şansın var tabi de herkese kısmet olmuyor o, genellikle kaçınılmaz olduğunu görüp zevk almaya bakıyorlar(ız).

Yorumlar