kaçmayı çok severim.. zora geldim mi kacarım.. aci cekmem mi gerekiyor kacarim.. dusunmekten kacarim.. sevmekten kacarim.. guvenmekten kacarim.. en cokta kendimden kacarim.. kendime yakalaninca olacaklardan kacarim.. ama yakalanmak istiyorum artık anlaşılmak istiyorum deli gibi sevmek istiyorum deli gibi sevilmek istiyorum ama en cok ta anlaşılmak istiyorum çok mu şey istiyorum?
nabıyonuz millet? nasıl gidiyor?uzun zaman önce girdiğim depresyondan yeni yeni birilerine anlatarak çıkmaya başladım.bu yaşadığım olay karekterimi tamamen değiştirdi ve bu değişime dur diyemiyorum.kendime yabancılaştım. yaşlandıgımı hissediyorum.zaman çok hızlı akıyor ve ben buna yetişemiyorum...
ayyy arkadaslar bu hayatta herşey olun dengesiz olmayın.. kendimden biliyorum bıktım yaaa artık.. ne sagim belli ne solum belli kendi kendimi uzmekten yipratmaktan başka bir ise yaramiyorum.. bu ara çok agresifim kompleksliyim
bütün arkadaşlarım depresyona girmis durumda. bense aralarinda en saglam olaraktan teselli teselli.. oyle bir hayat iste ya niye insan olmayi başaramiyoruz? ne bu boyle yaaaaa.. isyannnnnnnn!! nese isyan edip gunaha gerek yok elbet bir yolu vardir herseyin.allah kotu insanlarin serrinden bizi korusun dostlarim.sacma sapan bir yazi oldugunun farkindayim ama yasadiklarim kadar sacma oldugunu dusunmuyorum
hep birseyler olsun mutlu olacagim diye bekledim hayatim boyunca. kucukken annemi alip uzaklara kacma plani yaparak gecirdim. ya da annemin beni hep seni oraya götüreceğim buraya götüreceğim yalanlarini dinleyerek.. her defasında gerçek olacağına inanarak bir umutla bekledim.. sonra annem sen büyüyünce kızım oku mesleğini al dedi. insanlara kendimi kanıtlamak amaciyla saclarimi kazittim okuyup meslegimi alacagim diye karar verdigimi anlatmak istedim. (kimse anlamadi ) okul sıralarında hep başarılı oldum saçlarım uzadı biraz hedefim olan liseyi kazandım. onu kazanırsam mutlu olacagim sandım. yine olmadı.. lisenin sonunda saçlarım baya uzundu ama bitmesine bir ay kala yine çok kısa kestirdim bu sefer kazitmadim cubku meslegimi almama hedefime adim adim ilerliyordum saclarimda o ilerlemenin kanitiydi. geldim buraya herseyin guzel olacagina inanarak ama yine olmadi. hem de bu sefer diğerlerinden daha acıydı. bir sürü olay oldu onlar beni yıldırmadı onlar bana iyi insanların da uzebilecegini her insanin aslinda iyi oldugunu ama bunu zamanin ve mekanin belirledigini ogretti. beni mutsuz eden yillarca kazandigim seyleri bir ay icinde kaybetmekti. mesleğimi almaya çok az bir zaman kalmıştı üç yıl falan gibi ama yine mutlu değilim iste. annemle kacma planları yapmıyorum artık. çünkü onlar babamla ayrilamazlar. ama ben kaçmak istiyorum. onları da birakamiyorum. ama onlarda benim kaçmak istediklerimin yanindalar. hic birsey yapamiyorum yani simdi sadece zaman gecsin istiyorum. edindigim tecrubelere gore bunun da bir ise yaramayacagini biliyorum zaman ne kadar geçerse gecsin insanın içinde varsa mutsuzluk onu takip ediyor. ama ben bu kadar mutlu pozitif bir insanken neden bu dusuncelerim niye hiç birşeye tam olarak karar veremiyorum. şu yazıda bile belki o kadar anlatım bozukluğu yaptım bir sürü hata yaptım ama neyse ney artik olmusla ölmüse care yok bunuda boyle kabul edin diyorum. yinede her şer de bir hayir vardir diyerek noktaliyorum..
küçükken annemle babamı sevmeyen bir çocuktum. onlara hiç bir bağlılığın yoktu. hatta beni neden bu dünyaya getirdi diye anneme içten içe gıcık olurdum. herşeyin sınırını ondan çıkartır aşırı şımarık bir çocuk plurdum. anneme anne dahi demezdim. babamı da tinladigim soylebmez fazla tabi. sonra birazcik buyudum anneme babama aşırı baglandim su an ya onlara birşey olursa onlarsiz gecirdigim zamanlarin pismanliklarini ne yapacagim diye dusunuyorum. bazen geceleri okulu bırakıp yanlarına yerleseyim diye düşünüyorum😀 küçükken öyle simarirsam büyüyünce yanimda yoklar diye aglarim iste bu da bana allah in vermiş olduğu bir ceza diye dusunuyirum. çok sacma sapan cümleler kurmuş olabilirim ama annemle babamı aşırı aşırı çok sevdiğimi buraya yazmak istedim insanın annesi babası ne olursa olsun çok farklı. 😍😍
gecenin bu saatin de elime masaj yapan harikulade bir arkadaşım var. 😀 böyle insanların olması dünyanın hala yaşanılır bir yer olduğunu gösteriyor. tabi benim de ne kadar şanslı bir insan oldugumu😀 ne şanslı kızım ya allah kahretsin😎
nasıl bir insan oldum ben ya diye kendime sitem ederek başlamak istiyorum. günlerdir sigara ve ekmek almak dışında dışarı çıkmıyorum. okula daha gitmiyorum. evde sürekli dizi izliyorum. birde manyak miyim neyim sacma sapan bir programa taktım ordakiler için üzülüyorum kafayı onlara tanıyorum. kendime üzülmüyorum da oturup izlediklerime üzülüyorum. acaba kendime uzulmeyip bastirdigim seylerin acisini mi cikartiyorum su anda? böylesi çok zor ama yaaa.. kendimden çok bikiyorum bu ara😯😯
bir dostu bir ablayı kaybetmek kadar içimi yakan birşey olmadı.. sanki o beni bırakıp gittiğinden beri içimde kocaman bir boşluk var. kendimi yalnızlığın dibinde hissediyorum.. acaba ben nerede yanlış yaptım diyorum.. tamam yaptığım yanlışlar oldu ama bunun cezası bu kadar ağır olmamalıydı diye düşünüyorum. beni terkederken bir resim çizmiş yazılar yazmış birine sormam gereken sorular yazmış.. soruları o kişiye sorarsam yiyeyim diye şeker koymuş.. ben o kağıda o şekere dokunamiyorum bile.. çok zoruma gidiyor. herşeyin bu kadar basit olması. ben o kafa kötü biri miyim acaba diye sormaktan kendimi alamıyorum. annemin babamın yokluğunu hissediyorum o gittiğinden beri onlardan ayrı kalmak acitiyor kendime bir liman arıyorum sanki ama mecbur hissediyroum burada kalmaya.. sonuçta kimse yanımda kalıcı değil ben kendi kendime yaşamayı ogrenmeliyim. hep terkedilmeyi daha cok severdim terketmektense terkedilmeyi tercih ederdim ama bu olmadi.. içimde çok şeyin ölümü gerçekleşti ağır yaralar açtı. artık yalancı gulucuk saçmak bile zor geliyor. hiç rüya görmeyen ben haddinden fazla rüya görüyorum ve gerçek saniyroim o rüyaları korkuyorum uyuyamiyrlum. karanlıktan korkardım ışık açık uyurdum simdi odada tek basima uyuyamiyorum. yolda tek basima yurumeye korkuyorum..
dua ediyorum bana su yolda yürürken bir araba carpsa da hersey duzelse... a yolunu secsem suclu b yolunu secsem suclu c yolunu secsem suclu... birde olaya bu kadar yolunun olması da kötü diye bakanlar var. bu hayat benim ama herkes benden cok hayatın içindeler baş rolde benim ama sadece izliyorum rüzgar nereye suruklerse artık rota oraya..
önceden düşünürdüm insanlar neden hep buraya yazar dertlerini acaba diye? bende yazıyordum nadir de olsa ayrı ama bugün bunun sebebini çok iyi anladım. insan bazen hiç tanımadığı yüzlere konuşmak istiyor. sahi size bişey soracağım? sevdiğiniz birine kredi verebilir misiniz? senin kredin artık bitti terk ediyorum diyebilir misiniz? yada sevdiğiniz nirine kredi vermek nedir? benim lugatimda sevdiklerime karşı hatta insanlara karşı bir kredi hiç olmadi. banka gibi o ne ya öyle 😀 umut verip terkediyormusum insanalri bu bana cok koydu yaa.. insanlari terketmemek icin kendimi terkettim kimsenin haberi yok. sürekli birileeini kirarim diye korkmaktan birileri bsni sevmeyi bırakır diye korkmaktan bıktım dedim ya herşeyi arkada bırakıp kacasim var bugun ama yarın hayat kısa kuşlar uçuyor diyerek gülmeye devam ederim hatta yarım saat sonra bile olabilir bu 😀
her insan dunyanin butun yukunu kendi ustunde zannediyor. benim gibi her zaman ne yaşarsa yaşasın gülen surat olmaktan vazgecmeyenleri ise dertsiz t asasiz zannediyorlar. oysa ki bazen o kadar bunaliyorum ki arkama bile bakmadan kaçmak istiyorum. acaba bende su anda böyle dusunerek bencillik mi yapıyorum? ama bir insana herkes trip atmazki yaaa.. kimi aramıyor diye kimi okula gelmiyor diye kimi başka birsey den..! benim kendime göre işlerim kendime göre fikirlerim yok gibi mi geliyor acaba...?
yine birgün timsahima sarılmış uyumaya çalışıyorum gozlerimden uyku akiyor her zaman ki gibi ama çok sasirdigim bir olay gerçekleşti uyuyamadim nerdesin uyku nerde arada bana da uğra lütfen
neydi benim suçum? herkes gülerken aşık suratlarla ilgilenmek miydi? ben sevmiyorum asık surati ne yapabilirim. asık suratinin sebebini soruyorsam benden beklentilerin yukselsin her olayi bana bagla diye degil. herkes gulup eglenirken hep bir kosede suratimi astigim zaman bana neden suratini astin diye sormadiklari icin..
bir kız çocuğu düşünün kıp kısa kesilmis saçlı. bir kız çocuğu düşünün tekrar tek kendini koruması gereken yer oturma odası. onu bu kadar hayata kusturen nedirde bu kadar kisaltmis saclarini. çünkü bir kız çocuğu en cok saçlarının uzun ve taranmış olmasını sever. taramaktan ve uzatmaktan neden bu kadar korkup saklamıştı saclarini. kisaltmaya goturen sebeb daginik olmaya da götürmüştü mutlaka çünkü hiç tarak izi yoktu saclarin da. çünkü oynarken takılmıştı elleri saclarina ve duramamisti. küçücük ellerine kalem sigamazken nasıl bu kadar keskin aletleri eline sigdirabiliyordu. bu benim ellerime ve gözlerime i nanamiyordum. bu kadar ağır olan ona nasıl bu kadar hafif geliyordu. ve öyle bir kız çocuğu dusununki cenaze evlerinde onlarca odadan kendine oda degilde yanına kivrilip yatabilecegi bir ayak yani ve nefes alan bir can bakiyordu. evet bulmuştu küçük kız evin en mezara yakın olan kişiyi ve hadi dedi yaslinin elinde tuttu ve onu karanlıktan çıkaran sabaha ulaşmak için yaşlı eli ve çocuk eli bir olup kosmuıştı. şimdi mi ne oldu büyüdü o çocuk ve artık ayak yanlarını hiç sevmiyordu. çünkü onun kısa saçları uzamisti ve can tarafına koymak istiyordu uzayan siyah saclarini. taranmıştı küçüğün saçları. kim taramisti sadece bir tarakduzeltebilirmiydi saclarini. ve bir ayak yanlarındaki çocuk o değildi. ve her baktığı duvar arkasındaki sayı 5+5 i hatırlıyordu. çünkü onun için ayak yani on parmakti. şimdi kucuk le aramıza yol ayrımı girmişti ve ben yolun yarisin da merdivenleri kullanmayı tercih ettim o düz taşları. ben mi ben merdiveni çıktım ve indim. yolun karşı tarafindayim artık kendime saklanabilecek bir merdiven altı bakmak tayin. yağmur başlamıştı çünkü. hem beni hem küçüğü islatiyordu. kayboldu göz önünden küçük kahverengilere bürünmüştü. kahverengi bu kadar çabuk kaybolur muydu gozden? ama 3 saniye sürmüştü arkaya bakma mesafesinde kaybolmuştu gözümde. benim tanıdığım delinin kaybetme ve kaybolma duygusu yoktu. şu anda kaybetme ve kaybolma endisesinde yolda ilerliyordu. içindeki o deliyi çıkartıp oturtacakmiydi bas kosesine? deli diyenlere inat gururla tasiyabilecekmiydi basinin ustunde doet kelimeyi? sozlere ve bakışlara aldiris etmeden d e l i yi siralayabilecek miydi? çünkü mertebeydi delilik öyle herkes elini kolun sallayarak çıkamazdı. uzadı mi diye soracaktim saçları unuttum. kavga edecek insan bakıyor muydu gözleri bunu da sormayı unuttum. elini cebine sokarak hiç birşey olmamış gibi dolaşıyor musun mahallenin en karanlık köşelerinde soruyorum? inşallah bulursun çok istediğin can kenarini. duamda yerin duvarda dort harfin hep saydığım da on rakamını veren ayak parmakların var.. küçük deli saçlı kıza ithafen yazıldı bu yazı.. ben gidiyorum. merdiven çıkmam lazım..
ingilizceyi i'm from canada diye öğreten eğitim sistemini öpüyorum 😘😀 bu seksen karekteri de dolduramiyorum
duvarlar
duvarlar herkesin bahsettiği ama benim göremediğim ve herkesin baktığında korktuğu benim görsem yuva yapacağım. çünkü efendim; herkes duvarların altında kalacağından korkuyor, duvarlar insanlara güvenmiyor. sırrını açarsa yok olacaktır biliyor. qq
duvarlar herkesin bahsettiği ama benim göremediğim ve herkesin baktığında korktuğu benim görsem yuva yapacağım. çünkü efendim; herkes duvarların altında kalacağından korkuyor, duvarlar insanlara güvenmiyor. sırrını açarsa yok olacaktır biliyor. qq
uzun zaman sonra efkarlandim ilk ve tek aşkım geldi aklıma yuregimden sanki biseyler koptu gitti gözlerim doldu ama aglamayi unutali uzun zaman olmustu mecburi bir ayrilikti bizimki ben terketmistim ilk ve tek terkedisimdi o gunden sonra kimseyi terketmedim terkedemedim
ya ben neden kimseye sinirlenemiyorum neden kafamda hicbirseyi sorun yapmiyorum neden boyleyim neden neden anne neden dovdun
bir dizi repliği gördüm bana çok uygun paylaşmak istedim : " tembelim ben. ofkemi nefrete donusturemeyecek kadar da rahatima duskun. kin de tutamam. unuturum. sıkılırım. uykum gelir bir kere.. "😀