blablablaa
vedalar gözüyle sevenler için, gönülden sevenler veda edemezler demiştin. o yüzden mı bu kadar uzak kalabiliyorsun benden _ nasıl yapıyorsun söylesene ben de yapaym. yoksa gerçekten unutabildin mi ? ama bu kadar kısa sürede mümkün olabilir mi deli gibi sevdiğin birini unutmak? söyle de ben de içimdeki seni susturayım söyle de daha fazla yanmasın canım seni düşünmeyeyim. şarkılarda aramayayım seni, bir umuttur diye yaşamayayım. seni ben bıraktım ama neden aklıma geliyorsun ? boşlukta değilim biliyorum neden senı düşünüyorum ? halbuki seni sevmiyorum...
blablablaa
hiiii yine ben :d anatomiyi finallerde geçemediydim beni sürekli bırakıyor ama ayrılamıyoruz bir türlü yaz okulunda da beraberiz İnşallah o da beni sever de notundan geçerim :d ama bir sır vereyim mi ? geçersem bırakacağım onu yeter artık 2 buçuk yıldır türlü türlü soru fantezileri, doktorasını yapmış öğretmen aile mensupları yeter artık aaa
blablablaa
elbise mevsimi geldi ve şuan yağmur yağıyor çilekler ve erikler manavlarda geziyor biz de evde geziyoruz hocalar soruları hazırlayıp uyumuşlar ve ben hala çalışmaya başlamadım bile yazokuluna kadar yolu var :d bu dönem üzerimde öyle bir rahatlık var ki... geçmesem de olur modundayım twitter face instagram omü dedikodu okeyde takılıyom :d
blablablaa
ne kadar vurdumduymaz? bana veya size yapılan bir durum için " bu olay beni ilgilendirmez, beni karıştırma." diyen kişi sayısı ne kadar da fazla öyle. bugün ona yapan, yarın bana yapan diyenler ne kadar da azaldılar. o yüzden küçük özledim. küçükken daha basitti her şey. masallarımız vardı mesela sadece iyi ve kötü'lerin olduğu. kötülere kıza; iyilere. haksızlığa uğramış olanlara üzülür, hatta ağlardık bile bazen. büyüdükçe kötülere alkış tutup; iyilerin ağlanacak haline güler olduk. daha da büyüdük ve çorbaya yeni malzemeler eklendi. hem su verip dallarını kıranlar ya da köklerini salarken köklerini kurutanlardan olduk.
blablablaa
bir bardak çayı bile içerken keyif almalı insan. ancak öyle mutlu olur aldığı her nefesten çünkü hissettiğin kadar yaşarsın hayatta derdim hep. mesela en sevdiğimiz diziyi gözlerimizi ayırmadan pür dikkat izlemek.. sevdiğimiz müziği saatlerce hatta günlerce dinlemek mesela... sevdiğimiz bir romanı elimizden bitene kadar bırakmayıp hatta yemek yemeyi bile unutmak bazen... ne kadar da doya doya yaşarız sevdiklerimizi :) bunlarla birlikte arkadaşlarımızı ailemizi dostumuzu ve sevgilimizi :) peki ya sevmediklerimiz ? onlardan da tad almamız gerekir her ne kadar sevdiğimiz şeyler kadar olamasalar da... mesela okula gitmek birçok kişinin kabusu ama okula gitmek için bile erkenden uyandığımzda kendımızı motive etmek gerekir. ya da sevmediğimiz şeyleri yapmak... her şeyden tat almak gerekir. belki az ama yine de gerekir ancak öyle yaşar insan. hissettiği kadardır sevgisi... hep böyle düşünürdüm işte. ama yaşanılanlar yaşadıklarım tat almamayı öğretti. tiksinirken bir insandan mesela, nasıl yaşayabilirsinizki onu? bir de diğer yönü var : bir insanı yaşamayı bırakıp öylesine konuşmak. öylesine sohbet etmek, öylesıne onunla takılmak, öylesıne bir müziği birlikte dinlemek veya film izlemek. hayatımız öylesine' ler üzerine kurulmaması için hissetmemiz gerekirken ben bile yapamıyorum artık. olmayacak şeyleri bilip, öylesine zaman geçiriyorum mesela. aynı bir insanın beyin ölümünün gerçekleştiğinde iyileşmeyeceğini bilip "öylesine" umut bağlamak gibi.. İstersem bırakırmıyım bırakamam öylesine'leri çünkü fark ediyorumki artık ben de boşluğun içinde kaybolmamak için, var olmak için "öylesine" yaşıyorum bazen. öylesine birini sevmek... ne saçma değil mi? artık istemediğimiz hayatları yaşamaya başlar olduk.
blablablaa
en son yazıma baktım da 5 ay olmuş yazmayalı ama arada takip ettim dedikodu dinledim yalan değil :d
sen gel faceten sizi gördüm okulda çok beğendim, yaz. ben de tipini ilk gördüğümde teyzemle bayağı dalga geçmiştim. " te allam tipine bakmadan yazıyor bir de" diye itiraf ediyorum :d ama ınsanların dışgörünüşüyle dalga geçmem de bu çocuğu hiç gözüm tutmadıydı. devamını dinlersenız hak verceksınız bence. sonra aradan 3 hafta geçti ben bunun bi arkadaşımın eski sevgilisinin arkadaşı olduğunu farketmem mi tesadüf :d hatta birçok kişiye de yazıyormuş neyse ben beynımden vurulmuşa döndüm İnsanlar çok garip tiksinçler. birine yazarsın, ikisine de hadi en fazla ama ondan sonrası ayran gönüllülük yanı şuan okudğunu düşünmüyorum ama midem bulandı çünkü arkadaşıma da yazmış.
blablablaa
küçükken çevreyi incelemeyi çok severdim. taşlar var ya hani büyüklü küçüklü. ben de onların doğurduğunu sanırdım :d sonra bir gün çok sevdiğim bir taş buldum kalp şeklindeydi. aldım onu balkonumuza bir kabın içinde camın önüne koydum. su verdim her gün :d baktım büyümedi. acıkmıştır diye düşündüm ama ağzı yoktu. :d neyse bir şey yedirmedim. 1 haftadan fazla kaldı balkonumuzda. :d sonra öğrendim ki canlı değilmiş. :d yaparak yaşayarak öğrenme bu olsa gerek. :d
blablablaa
en güzel renkti bir çiçeğin filizlenmesindeki yeşil. umuttu çünkü. toprağı kahverengi olacaktı belki. ama gövdesi güçlü.... büyüyecek ve uzatacaktı dallarını ışığa.
blablablaa
bugün hocamızın birlik olun kampanyasıyla gaza getirdiği sınıf sosyalleşme akımını başlatmış bulundu ve haftaya çarşamba günü çevre güçler duruma el koymazsa inşallah mekana akıyoruz :d
blablablaa
anatomiyle ilişkime kaldığım yerden devam ediyorum. İlham geliyor, şiir yazıyorum. canım sıkılıyor arada bi kitapla konuşuyorum. anatomiden ilhamla sonra salii' ye sarıyorum.d sonra o bana sarıyor :d derken kavga ediyoruz :d
blablablaa
ya hani tweeterda bir söz dolanıyor " boya badana yapan kadınlar için, makyaj yapmayip 5 vakit namazini kılan kadınlari üzdünüz beyler." ya şimdi düşünüyorum da ben günde 3 kez makyaj silip baştan yaptığımı biliyorum. bugün gibi.. :d. bu durumda hiç üzülmemem lazım ama acı yı okadar içsellestirdim ki mazoşistim :d
blablablaa
öncelikle hepinizin bayramı mübarek olsun. bugün bişey okudum ve içimde büyük bir acı hissettim. "gitmek" kelimesini ne zaman duysam boğazım düğümlenir, yüreğime bir hançer saplanir. abartmıyorum arkadaşlar. bukadar basit mi birşeyleri arkada birakip "gitmek"? arkadaşını, aileni, ya bir eşyanı bile... "onlarsız da yasayabilirmissin gibi davranacaksin." demiş ya şair. ben yapamıyorum. her giden bir parça koparıyor sanki benden.
blablablaa
kurban bayramıyla ilgili bir anımı anlatmak istedim. ortaokuldayken panoda bir duyuru görmüştüm. en çok atık pil toplayanlara ödül vereceklerdi. ben de bisiklet filan hayal etmiştim. çünkü hiç bisikletim olmadı. yanı kaza yaparım diye babam almamıştı. :d çok ağladığımı biliyorum :d neyse.. bayramın ilk günü kurbanlar kesiliyor mangallar yapılıyor misafirler geliyor filan... ben de kuzenimle kapı kapı dolaşıp komşulardan şeker yerine atık pil toplamıştım. :d gülmeyin ama sırf bu yüzden para veren komşularımız bile olmuştu :d aferin sizin gibi bilinçli çocuklara diye. okula pillerimizi vermiştik. en çok toplayanın biz olduğumuzu söylediler. sonra yanyana portremizi çekip, en çok atık pil toplayanlar başlığı adı altında resmimizi panoya asmışlardı. ya bir de kapının girişinde. herkes görmüştü, dalga geçmişlerdi. ama o çirkin portrelerimizden dolayı. :d en kötüsü neydi biliyor musunuz ? yanarım yanarım da mangalı kaçırdığıma yanarım. :d
blablablaa
elit kız öğrenci yurdunu kesinlikle secmeyin. bir hırsızlık olayı oldu ve hiç ilgilenilmedi
blablablaa
en son 3 saat uyudum ve 22 saattir uyuyamiyorum. daha doğrusu uyumaki istemiyorum. böyle giderse bayramın ilk günü gecenin bir yarısı mezarliktan hortlamis guruyabanilere döneceğim :d
blablablaa
ilk gördüğüm anda çok hoşlandığım birini tekrar görmeyi dilerken, 2 hafta sonra aynı sınıfta olduğumuzu fark ettim. adını vizelerde öğrendim. :d sonra face' ten konuşmaya başlayınca telefon istemeler filan başladı.. neyse asıl anlatmak istediğim son gece. :) buluşmak istedi benimle. ben de süslendim püslendim filan. sonunda oldu işte diye iç geçirdim. bana kaç kişi geleceğimi sordu :) e tekim dedim. belli ki kendisi orduyla gelecekti. :)) neyse sonra cumhuriyet meydani'nda bir mekana gittik. girdiğimiz andan itibaren iki arkadasiyla selamlasti. :)) teras katina çıktık. lavabodan çıktığımda sağına soluna bakiniyordu. alllah allah dedim içimden :))) sonra oturduk filan bir arkadası geldi. tabi ben o arkadasi tanıyorum. hoslandigim çocuğun en yakın arkadasiydi. face' teki fotoğraflarindan biliyorum.:d arkadaşi biraz fazla rahattı, dalga amacli orada olduğu belliydi. oturdu masaya, sonra kalkarken yüzüm güzelmi, diye sordu bana. ben de senin yüzün var mi demistim, hiç unutmuyorum :d arkadasi gittikten sonra hoşlandığım çocuk kusurabakma, arkadas öyle çok dalga gecer bende zamaninda ona yapmıştım, dedi :)) sonra terasın balkonuna çıktık sigara icmek için. aaa bi de ne görelim face'teki arkadaslarinin 5' i orada. selamlasti filan sizde mi burdaydınız tavırları filan...)) resmimizi filan çektiler. belli ki rahatsız olmuştu sahile inelim mi dedi. reddetmedim. sahile inerken arkadaslarin hep burdaydi dimi yani farkındayim deyip yüzüne vurdum :d o da güldü :d belli ki biraz suç benim yanlış anlamışım ilgisini... sahilde bana geçen yıldan beri hâlâ birine asiğım, dedi :) eyvallah dedim icimden :)) yani en azından söyledi :) ama 2 hafta sonra bizimle ayni sınıfta olan bir kızla sevgili olduklarini ögrendim ve bunu da o kız yazdı whatsapp'tan. tabi numarami nereden buldu hâlâ bilmiyorum.... he bu arada sahilde çiçek satan çocuklarin zoruyla hayatimdaki ilk gül'ü almıştı. onuda çantana koy yanlış anlamasinlar, dedi ya la :ddd ama şaka bir yana kırıldım. yani hâlâ bilemiyorum beni kullanmasi için bi sebebi mi vardi. birisinin numarasini istememi çok istemişti. en yakin arkadaşının eski sevgilisinin.. bu yüzden miydi benimle konuşması yoksa gerçekten bir seyler olmus muydu? malesef hâlâ bilmiyorum ama kırıldım. bu arada bir şey söylemek istiyorum. admin yazımı yayimlamadigi icin biraz sucladim kendilerini ama suçun bende olduğunu anladım. imlaları çok kullandığım içinmis. bu yüzden özür dilerim
blablablaa
özgürlugumun merkezi samsun !.. denizinin sahilinde doya doya dans ettigim, kahkahalarimi insanlariyla paylaştığım şehir !... güzel anilarimin mutluluğu , hayallerimin umudu, tek caresi !... sokaklarinda korkusuzca müziğimle dolastigim şehir... parasini tasasini hiç düşünmeden doya doya harcadigim atakum !... cilginligimin enerjisi atakumsahili !... karış karış toprağına aşığım samsun !! e hiç üzülmedimmi ? tabiki... masumiyetimi kaybettim... kazık yedikçe, arkadas sevgili kaybettikce her defasinda bnde dibe battim. ama derdimi dinleyen, haykirarak aglayislarimi seyreden denizine.sahiptim. ve bak yine sana geliyorum samsun !...
blablablaa
aşk mıydı bu bilmiyorum ama güzeldi sevgisinin sıcaklığı, umudu...önce bir kızdan istenebilecek en son şeyi istedi. kabul etmedim. sonra vazgeçirmeye çalıştım, olmadı. nefsine yenik düştü. ve nihayet kaç benimle dediu. gel iste bile diyebildim. param yok dedi. birlikte çalışır biriktiririz dedim. zor geldi ona.ondan sonra bende ipler koptu. kendimi geçtim, aileme ihanet etmekti bu. yapamazdim. yol verdim. ben bunu hak etmedim. evlenmek gibi planları olmayan ben kabul ettim bunu ama o reddetti. o en guzel umudum, en iyi tesellimdi. ona bakarken nefes alırdım tüm hucrelerimle...aşk mıydı bu bilmiyorum ama güzeldi sevgisinin sıcaklığı, umudu...önce bir kızdan istenebilecek en son şeyi istedi. kabul etmedim. sonra vazgeçirmeye çalıştım, olmadı. nefsine yenik düştü. ve nihayet kaç benimle dedi. ondan sonra bende ipler koptu. kendimi geçtim, aileme ihanet etmekti bu. yapamazdim. yol verdim. o en guzel umudum, en iyi tesellimdi. ona bakarken nefes alırdım tüm hucrelerimle...
blablablaa
hiçbir kadın ağlamayi hak etmez aglasa da uluorta ağlamayı sevmez. güçlüdür çünkü kadın.bogazlarina dizilir hıçkırıklari.. haykiramaz çığlıklarını. susar hep ama güçlü olduğu için değil; haykir sa da anlamayacaklari için. bir erkekse anlar aslında kadını ama işine gelmez çoğu zaman. ( her erkek için geçerli değil.)
blablablaa
ilk yılımda dost kazandığımı zannedip okkalı bi kazık yedim :d hem de şizofren çıktı :d bakalım bu yıl ne yicez :d