dtsteril
karanlık, ışığa hiç dokunmamış ve neresinden bakarsan bak siyahlarla bezeli, bağırdıkça bağırası gelen sana bir şeyleri anlatmaya çalışan fakat senin hiç anlamadığın anıları barındıran çıkmaz benim için. bazen ona sorduğumda neden bu kadar siyah ve bunaltıcı olduğunu “ben buyum aslında sen de beni böyle kabul et” der gibi beni hüzünleriyle kuşatıyordu adeta.
işığı görene kadar karanlıktan çıkmadım. ve daha derinlerine inmek istedim. o her, siyahını yüzüme savurdukça ben biraz daha karamsar oluyordum. çünkü “dur” diyordu sanki yanaklarımı okşayan her sillesi. ama inat değil mi? bilinmezliğin sınırını ne kadar zorlarsam o kadar çok yol alabileceğimi biliyordum. en azından buna inandırmıştım kendimi. ve hazinesinin peşine düşmüş bir maden avcısı gibi kürek vuruyordum karanlığın yollarına.
bir ışık hüzmesi olsa karanlığı önümde diz çöktürüp her sırrını açığa vurmasını sağlar ve rahat bir uykuyu hak etmiş olarak başımı yastığıma koyabilirdim. biliyordum ki ben karanlığın sırrına kavuşmak isterken onu yok edemezdim. ne yapacaktım ki onun bu heybetli haline karşı? kıvılcım bile olsa onu diz çöktürecektim ama olmaz. maksat onu diz çöktürmek değil onun sırrına erişmekti. ben de onun karanlığına bıraktım kendimi. başta boğulma duygusu vardı ama alıştım. sonra neden bu kadar çekici olduğunu anlamaya kafa yordum. çünkü her günün sonunda herkes onunla baş başa kalıyor, acı hikayeler tatlı hikayeler onunla can buluyor, yastık başı ediliyordu geçip giden zamanın içinde kaybolan benliklerimiz eliyle.
dtsteril
leş kargası görse o gülüşünü midesi bulanır. şeytan görse o gülüşü şapka kaldırır. ne biçim insanlar var hayatta şaşırıyor insan.
dtsteril
bazen öyle her şeyi unutmak istiyorum ki. geldiğim yeri, okuduğum şeyleri, tanıştığım insanları, çocuk olmak istiyorum tekrar. tek derdim oyun olsun hür oluyum kendi hayal dünyamda kimsenin karışamayacağı hayaller onlar; kural yok, sistem yok. hep bu yüzden çok severim çocukları tertemiz onlar. ben de çocuk olmak istiyorum tekrar...
dtsteril
gecenin bu vaktinde pilli bebek-siyah beyaz dinledikten sonra uyuyabilirim galiba. sanmıyorum uyuyabileceğimi ama denemek lazım...
dtsteril
bir gün çiftlik'te gezerken keman çalan birisi vardı. o kadar güzel çalıyordu ki kemanı, yanımdaki güzel insanın bile sesini duyamamıştım. gözümü kapatıp keman sesiyle kendimden geçerken elimi tutuyordu o güzel insan. ne güzel gündü öyle. artık keman da dinlemek güzel gelmiyor. keşke her şey o gün gibi olsaydı...
dtsteril
yıllar sonra prison break dizisine tekrar başlamak yolculuk yaparken bile izlemekmiş. çok güzel lan bu dizi.
dtsteril
sakalını kesince kendisini çıplak gibi hisseden bir ben miyim merak ettim doğrusu :)
dtsteril
bazı insanlar eksik yanlarını tamamlamak için korkunç yollara başvuruyorlar. bir başka insanın vicdan gibi en değerli varlığını kullanarak kendilerine basamak hazırlıyorlar. onlar bu basamakları çıkarken sen altta kalıyorsun. iki yüzlü halleri kendini ele verdiğinde bunu anlıyorsun ama vicdanındanda bir şeyler eksilmesi can acıtıcı bir durum. alanlarında yazsa da o kendiniz bilmez vicdan hırsızları daha temkinli yaklaşsak onlara. güzel insanlar değerlidir. hep güzel kalmanız umuduyla.