üniversite biraz değişimdi.
okulun ilk günü yeni sütten kesilmiş bebekler gibi köşeye sinenler, sınıfın en popilerinden oldular.dört yıl susup son anda atağa kalkanların akıbeti hep aynıydı. el aman sevgili yapayım,ortam yapayımların sonu aldatılmaydı, sivri kazıktı.tek tabanca takılan dostlar, namluyu çiftlediler. herkesle arası iyi ama en iyi satanlarda gün yüzündeydi. hep kısır bir döngünün içindeyiz..
annem, watsaptan arayan kişinin sadece net'i gidiyor sanıyor hala😂dakikam yok netim de çok az watsaptan ara beni diye mesaj atmış😂😂
toplanın genşler ilk buluşmada bir erkeğin başına gelebilecek en talihsiz vakalardan birinden bahsedeceğim size. biraz uzun tabi😉 sene 2013 üniversitenin ilk zamanları, bir kız arkadaşla konuşmaya başladım. muhabbeti falan sardı zamanla. gece yarılarına kadar goy goy yapıyoruz. yalnız hatun kimseye güvenmediğini falan her fırsatta söylüyor. İlk zamanlar işte anladınız siz. yalnız bana iş atıyor, biliyorum. akışına bıraktım baya. birgün hadi okulda buluşalım falan oldu.oturup yazdığı tüm mesajları gözden geçirdim, hobilerini fobilerini hepsini bir kâğıda yazdım.ayrıntı kaçırmamaya çalışıyorum , fotoğraflarını analiz ediyorum. kafamda ne senaryolar kurdum. banyolar, parfümler, deodorantlar, tıraşlar, şık elbiseler falan derken on numara çocuk oldum kendi nezdimde. ceketimin iç cebine de bir çiçek iliştirip buluşma yerine doğru yol aldım sabah. eğitimin kantini o zamanlar ön taraftaydı. üç beş bank vardı ağaçlıkların arasında. bilenler duygulandı =( çay falan aldık, oraya geçip oturduk. çok hoş bir gülüşü var, sanaldaki gibi eğlenceli. bir anda sohbetin tam ortasında karnımda garip bir şey oldu. hani çalılıkların arasından timsah harekete geçince ğuşşşşşş diye bir ses olur ya. öyle bir ses. İçimden tövbe tövbe dedim. İkinci üçüncü öyle devam ediyor. İçimden başladım nas, İhlas, felak, zilzal, fatiha, asr bildiğim ne varsa okuyorum😃. yalnız ben farkediyorum sadece. kız bişeyler anlatmaya devam ediyor. bi tane bi tane derken meğer bunlar artçı depremlermiş😅yemin ediyorum en sonuncusu sanki erciyes'in yarısı koptu geliyor gibi ğuşşşşşşşşiiiii diye bir ses çıktı. kız arkadaş bana ben ona baktım. masum kızcağız şaştı kaldı. utanmasa deprem mi diyecek. abiii bir tane daha. şerefsizim bıçak olsa, saplıcam, pıssss diye alacağım havasını. allah 'ım yer açılsın içine gireyim diyorum . o biçim bir ses değil yani. yanlış anlama ama himalayalardan kopan kayaların sesi bu dedim. güldüüüü😅çaresiz debeleniyorum. ne diyeceğim, insanlık hali diyecek halim yok,dinozorun içi boşalıyor sanki. ben önce ezildim büzüldüm. sonra biraz yürüyelim dedi. ayrılalım dedim. daha nereye ya falan dedi. tabi dedim. sahile inelim falan yaptı. ringe falan binmem dedim. güldü hadi yürüyelim dedi. baya yürüdük hastaneyi falan geçtik. senin gibi şansın diye sayıklıyorum. bana:"çiçeği kendine mi aldın? "dedi gülerek. de kii sen ne zaman, nerden onu gördün zalımın kııızzzıı? çiçeği tam uzattım, guşşşşiii o ses. fon müziği gibiysiiii😅en sonunda durdu nihayet .gece açık kalan cam aklıma geldi😥😥sonra bu kız arkadaşla iki yıllık beraberliğimiz oldu. son olarak doğum günümde hani bu 00:00 olayı varya işte o sırada bana bir ses kaydı attı. ğuşşşşşşşşiiiii😅
a'dan z'ye kafasında kendini kurgulamayan, kendini yaratmayan bir insanın çocuk yapma hakkı biyolojikmen olsada vicdanen yoktur, olmamalı. yarım yamalak bir kimlik geliştirmiş bir anne veya bir baba, içinde ukte kalmış, baskılanmış tüm arzularını,öfkelerini masum bir çocuğa kusacaktır.kendisinin kopyasını yaratmaya çalışacaktır.çocuğun direnme gücü ilk altı yıl için yok, çünkü annesiyle babası onun için dünyanın tanımsız en model iki insanı. sonra okul hayatı ve başa çıkılamaz bir çelişki mücadelesi.hayatı boyunca kendi bedeninde bir yabancı gibi yaşayacak. ona sadece bir beden lütfedilmedi, yanında hazır bir elbisede verildi. ve bu çocuktan yakalayamadığı başarıyı, yükselmediği statüyü, arzusuna kavuşamadığı her şeyi bekliyor olacak.