sıfırbir’in ilk iki sezonu çok amatör değil mi?
arkadaşlar size bir sorum olacak. yaklaşık bir ay önce 2 yıllık ilişkim bitti. bu ayrıldığım sevgilim bana dedi ki: annesi rüyasında beni görmüş, annesiyle ben sarmaş dolaş yürüyormuşuz (dipnot annesiyle tanışıyoruz). bana yalan mı konuşuyor tekrar bir şekilde barışalım orta yolu bulalım diye. yoksa gerçekten bu kız benim kaderim mi? basiretim bağlanmış mı?
geçmişi unutmak! kulağa hoş geliyor. ama hayatının en değerli varlığını geçmişte bırakan için durum aynı değil. geçmişe kafayı takıyor artık. başka hiçbir şey onun için geçmiyor. geçmişle ters düşüyor bir kere. hastalıklı bir bakış açısı bu. geçmiş geçmişte kaldı. mantık olarak da böyle. bunu okuyan arkadaşlar ve kendim için de güzel bir gelecek temennisiyle.. sağlıcakla kalın!
bu ziraat genç bankkartaki -350 ye kadar iniyor ya. bu parayı çekip bize nakit verebilecek bir yer var mı az komisyon alan kuyumcu veya benzeri tanıdık biyer? bildiğiniz bir yer varsa ne kadar komisyon alıyor?
mendilci teyze geri gel. 1tl ni hazırladım bak. hani allah sevdiğime kavuşturacaktı? sana yok istemem dedim az önce tam dinlemeden. şimdi aynı yerdeyim sen yoksun. söylesene mendilci teyze. nereye kayboldun sen? allah sevdiğime kavuşturmayacak mı teyze? yarın gel aynı saatte. bu sefer 2 tane alacağım. anlaştık mı teyze?
saat 22:56. her şey planlı gibi. bu kadar olayın başıma gelmiş olması tesadüf olamaz. bu sert düşüşler gelecekteki efsanevi ayağa kalkışın habercisi. ve yine en çok korktuğum şey. kendimle baş başayım. daha önce kendimle baş başa kaldığım zamanlara bakılırsa bu iyi bir şey değil. sonuçları pek iyi olmamıştır. kendimi sorgulamaya vakit bulduğum her an kabus gibi üstüme çöküyor gerçekler. yapamam. şu an hiç yeri değil. daha önemli işlerle uğraşmalıyım. yine kendi hayatımı sorguladığım bir gece daha. sonu hiçte iyi bitmeyecekmiş gibi..
kaybettiğinde anlıyor insan her şeyin değerini. düzen böyle. kaybetmeseydim bende anlamazdım. bu yüzden kimseyi yargılamanın mantığı yok
her seferinde daha da zorlaşıyor emanetlerinden ayrılmak. her seferinde daha zor. biliyorum belki de ayrılmam gerekecek iş ya da başka sebepten. ama vedaya alışılır mı hiç? küçük de olsa vedalara alışamadım ben. halbuki alışmam gerekirdi güçlü olmam gerekirdi sevdiklerim konusunda. ama bu benim en zayıf en hassas noktam oldu hep. en sevdiğim, kokusuna kurban olduğum ayrılalı 15 yıl oldu. ayrılıklar için güçlenmedim aksine hassaslaştım. hep güçlü görünmeye çalıştım ama olmadı. onlar dışında kimse göremedi içimdeki beni. senin ayrılığın bizi birbirimize daha çok bağladı şüphesiz. ayrılıklar zor artık benim için. geneli zor. ayrılık, ayrılmak, veda, gitmek bunlar sevmediğim kelimeler. ama diğer yandan da hayat var. ayrılmamı gerektiren sebepler var. elimde olsa hiç ayrılmazdım. elimde olduğu zamanda vardı haksızlık etmeyeyim kendime. bu kadar zor olacağını bilseydim denemezdim bile. küçük de olsa vedalara alışamadım. belki de en büyük zaafım bu.
bir balık olmak isterdim denizde.
kimsesiz bir balık
tek derdi suda yaşamak olan, sudan çıktığında hikâyesi biten bir balık.
sudan çıktığında hikâyesinin biteceğini dahi bilmeyen bir balık.
yaşamanın ve ölmenin farkını bilmeyen.
gidişiyle kimseyi üzmeyen,
gelişiyle kimseyi sevindirmeyen bir balık.
bir balık olmak isterdim denizde;
kimsesiz, yapayalnız..
kimsesiz bir balık
tek derdi suda yaşamak olan, sudan çıktığında hikâyesi biten bir balık.
sudan çıktığında hikâyesinin biteceğini dahi bilmeyen bir balık.
yaşamanın ve ölmenin farkını bilmeyen.
gidişiyle kimseyi üzmeyen,
gelişiyle kimseyi sevindirmeyen bir balık.
bir balık olmak isterdim denizde;
kimsesiz, yapayalnız..
saat 21:19. her zamanki yerimde oturmaktayım. hayata açılan iki pencerem var. bir taraftan dışarıda yağan kar, diğer tarafta rüzgârdan gıcırdayan kapı. hava soğuk. balkonun kapısı açık bırakılmış. etrafta hiç ses yok. sigaramı içime çekerken çıkan çıtırtı bana eşlik ediyor sadece. İçinde bulunduğum hali tasvir etme çabası içerisindeyim. rüzgâr estikçe daha da gıcırdıyor balkonun kapısı. bir şey anlatmak ister gibi. samsun suskun. samsun sessiz. umutları yine boşa çıkmış gibi. terk edilmiş gibi. etraf karanlık. sigaramın ateşi aydınlatıyor önümü. kafamda bin bir türlü soru dolanıyor. cevabını bilmediğim sorular. kar yağmaya devam ediyor. yeryüzündeki tüm ayıpları örtmek için. saat 21:19. ben aynı yerimdeyim. dünya yine dönmeye devam ediyor. İçimde durduramadığım hisler var; düşünceler, hayaller. sanki hiç gerçekleşmeyecekmişler gibi. hayal sonuçta. biraz uçuk olması gerek. saat 21:19. ben hala aynı yerimde. dünya dönme eğiliminde…