ladylazarus
bugün tüm anlayışsız insanlar toplanıp sinirimi bozmak üzere bir araya gelmişler ve evet başardılar. bu yüzden yine bir filmi ölesiye eleştirip depresif düşüncelerimi tatmine çalışacağım.

dikkat bu yazı spoiler içerir.

ispanyol sinemasına ve dolayısıyla drama ara verip dünya sinemasında farklı filmler ararken, spierig kardeşler yapımı olan predestination filmi, ethan hawke' ye rağmen konusuyla baya ilgimi çekti. filmde, zamanda yolculuk yapan bir ajanın hikayesi anlatılıyor, ben direkt zaman makinesi olan bir şeeğlök hayal ettim fakat elbette filmin bununla alakası yok. başta her şey güzelken, ortalarında filme hakim olan yahudi acındırması filmler tadındaki yersiz dram, daha en başında filmin bir hayal kırıklığından fazlası olmayacağına beni ikna etti. binlerce eleştiri hazırlayıp yaşasın ispanyol sineması diye düşünürken, filmde ilginç şeyler olmaya başladı. olmaz olaydı. filmdeki felsefe temeli, the pursuit of happyness filminden etkilenen plepleri etkileyebilir ancak. mind fuck yapalım demişler fakat böyle bir filme kim kafa yorar onu düşünememişler. leonardo dicaprio gibi kadının yanarak kepçe kulaklı ethan hawke' ye dönüşmesi de baya güzeldi. nolan' ın yeni şeyler öğrendim o zaman hepsini bu filmde kullanayım ampulüyle yapılmış bir film. sürekli olarak kuyruğunu yiyen yılan figürünün kullanılması da filmin amatörlüğünü sergiliyor. waoooow ouroboros, ef- sa- ne (!) aynen kanka

filmde beğendiğim tek şey, kendi kendinle sevişebilme fikriydi. bunu da kendi narsist kişiliğime veriyor, caravaggio' yu selamlıyorum ✋

Yorumlar

soulless
duygusal tarzda şeylerden hoşlanıyorsan koe no katachi,kimi no nawa öneririm.İzledikten sonra etkilendiğim nadir filmlerdir.
ladylazarus
@soulless teşekkür ederim ama animelerle aram pek iyi değil 😶