Sözlük Başlıkları

akım videoları
karşıma çıktığı an geçtiğim videolar. çoğunu izlemeye bile tahammül edemiyorum. 2,5 litrelik kolanın içine kireç sökücü katıp tek nefeste içmeye çalışmak temalı bir şey düşünün şimdi. düşünmediniz değil mi abuk subuk bir şey çünkü. bazıları bu kadar saçma işte. bir de öğrencilerin dahil edildiği ama sadece herkes yaptığı için yapılan bütün videolara da aynı şekilde bakıyorum. bir sor bakalım o çocuğun annesi babası binlerce kişinin çocuğunu görmesini isteyecek mi?
1 gün
atm lerin para beğenmemesi
gıcır gıcır yeni basılmış parayı ben sana nereden bulayım diye söylenmeme sebep olan olay. neymiş ikiye katlanmış beğenmediği para da bu. allahım yarabbim sen bana sabır ver
3 gün
şaşırdığımız şeyler
bugün, neredeyse ağacı kesip direkt koymuşlar diyebileceğimiz bir konsept ile yapılmış masaların ve bankların olduğu bir parkta otururken yandakiler kalkıp gittikten birkaç dakika sonra etrafı bir koku aldı. buram buram yanık kokuyor. kalktım baktım sigarayı masanın ortasına atmış gitmişler. etrafında da peçeteler, ezilmiş ayran kutuları filan var. arkadaşlar ben size gerizekalı desem muhtemelen az bile söylemiş olacağım. abartmıyorum 3 adım ötelerinde de çöp kovası var. hatta yanından geçiyorlar o kadar bakın. İnanılmaz bir olay yani neden diye sorgulamak da benim mi hatam acaba bilemiyorum ama çok şaşırdım ben bu duruma ya
3 gün
aura testi
az önce sosyal medyada denk geldiğim bir test. kadın ellerini birbirine sürtüyor ve yavaşça birbirinden ayırarak aurasının rengini görüp görmediğimizi gördüysek hangi renkte gördüğümüzü soruyor. böyle şeylerde yorumları okumayı çok sevdiğim için yaratıcı şeyler görürüm diye umdum ama yarısından fazlası renk gördüğünü iddia ediyor. kadın da alkış emojileri filan koyup destekliyor. arkadaşlar saçmalayın böyle bir şey varsa bile bu kadar çok insan görür mü azıcık mantık allahınızı severseniz
25 gün
kötü bir his tarif et
elimde bir şeyle dolaşırken hissettiğim duygu. özellikle poşet ve türevlerini elimde taşımaktan nefret ediyorum. bazen o kadar rahatsız edici oluyor ki yolda sürekli kendime hayır çöpe atmak çok mantıksız gibi telkinler vermem gerekiyor.
1 ay
laftan anlamayan insan
son bir aydır bir şekilde maruz kaldığım insan tipi. zamandan kazanmak adına ve asıl kırtasiyem çok ters bir yerde kaldığı için gideceğim yere yakın bir kırtasiyede çıktı almaya başladım. 3 seferdir aynı şeyi yaşıyorum. arkalı önlü çıkartalım diyorum her seferinde tek sayfaya çıkartıyor. son gittiğimde belki anlaşılmıyordur diye özellikle tane tane yine söyledim. zaten az sayfa tek çıkartalım dedi. ben böyle istiyorum diyorum hııı diyor. anladın işte gözünden belli ne hııısı allahını seversen sjsjsj kullanışlı olmuyor arkalı önlü çıkartalım diye biraz sertçe söyleyince tamam sen bilirsin dedi işlem bitti kağıtları verdi. sonuç ne biliyor musunuz hepsi tek sayfa. şu mübarek günde arıza çıkartıp ben böyle mi istedim diyerek bıraksam çıksam çok saçma ama yine bana dert olacak biliyorum kendimi. İçimden allah kahretmesin ya daha da gelmem diyebildim sadece. yemin ederim beni sınıyor gelmemi istemiyorsanız yüzüme söyleyin bu ne ama çocuklar bu kadar yormuyor beni ya. üç kuruş fazla kazanacağım diye insanların şu seviyeye gelmesi akıl alır şey değil.
2 ay
yalnız yaşamak
hem bu kadar iyi hem de nasıl bu kadar kötü olabilir diye sürekli fikir değiştirmeme sebep olan durum. bir şeyin büsbütün iyi ya da kötü olmasının mümkün olmadığını kendime sık sık hatırlatmam gerektiğini de hatırlatan durum.
2 ay
gördüğü kardan adamı yıkan insanlar
küçükken ilk yağan karda dışarı çıkıp oynamayı çok severdim. mutlaka kendi çapımızda da bir kardan adam yapardık. sık sık pencereye çıkar ne durumda diye bakardım. tabii ki başlıktaki insanlardan birine denk geldiyse anında sebepsizce yıkılmış olurdu. şimdilerde de her kış mutlaka bir yerde bu insanlardan birinin videosunu görüyorum. vandal mısınız ya? İnsanların tatlı tatlı uğraşıp anılar biriktirdiği bir şeyi neden gelip yıkıyorsunuz? ben görünce mutlu oluyorum puan filan veriyoruz hatta o kardan adamı yapmasak bile üzerinden bir eğlence buluyoruz yine kendimizce. sizin derdiniz ben anlamadım.
3 ay
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
dün çaldığı şarkının ne olduğunu ankette sorunca cevap vermiştim. binleeerce kişinin içinde gelmiş benim cevabım doğru diye mesaja 😊 şundan koymuş. bir de düğün tarihi yazsaydın yok artık yani.
3 ay
kahramanmaraş depremi
üzerinden geçen iki yılın sonunda ülke olarak ne kadar bilinçlendiğimizi sorgularsak bırakın bir adım ileriyi geriye bile gitmiş olabiliriz. bolu' da yaşanan vahim olayda tıpkı depremde tuzla buz olan binalardaki o zihniyeti gördük. daha fazla zengin olmak uğruna nelerin kolayca gözden çıkarıldığını gördükçe insanlığın geldiği nokta adına utanıyorum. İnsanlar canlarıyla uğraşırken bazı insanların çok kötü düşüncelerle hareket edip krizi fırsata çevirmeye çalışmaları da apayrı bir rezillik. sadece bununla da kalmayıp böyle bir depremi yaşamış bazı insanların da hâlâ fırsatçılık yapabiliyor olmasına bir süre daha şaşıracak gibiyim. çünkü kabullenmem gerçekten çok zor. ki işin bu tarafı adına söyleyecek çok şeyim var ama neyse. o gecenin sabahında haberleri görünce hissettiğim korkuyu, üzüntüyü, tanıdıklarımızdan haber almak için telefonun başında nasıl çırpındığımızı ömrümün sonuna kadar unutmayacağım. yıkılan binaları gördükçe ve birilerine ulaşamadıkça insan artık şey düşünmeye başlıyor. hepsinin kurtulmuş olması imkansız ama hangisi ya da hangileri.. hiçbirine konduramazsın ki nasıl yapacaksın. bu o kadar kötü bir his ki gerçekten insanın gözünün önüne geliyor bir de istem dışı. geldiğimiz noktada ise sevdiklerimi kaybetme korkusu ve onların öldüklerine dair gördüğüm kabuslar kaldı. uyumak bile istemediğim günler oldu sırf bu yüzden. bir sene önceye kadar gerçekten tedavi bile olmayı düşüneceğim boyuttaydı neyse ki artık epeyce azaldı. allah bir daha böyle bir felaket göstermesin. hayatını kaybedenlere allah rahmet eylesin. yakınlarına sabır versin. bizler uzakta böylesine acı hissettik onlar bizzat yaşadılar. çok ama çok üzücü, zor günlerdi..
2 yıl
gıda ve tekstil ürünlerinin kalitesizleşmesi
özellikle son birkaç senedir bu durum zıvanadan çıktı. bundan yaklaşık 10 sene önce şimdilerde de meşhur olan bir çikolatayı aldığımda paket paket bitirmek geliyordu içimden öyle lezzetliydi benim için. seneler içinde o tadın değiştiğini hissettim evet ama geçen gün markette gezinirken çoktandır almıyorum diye aldım o tadın yüzde kırkı alınca kalmış. sadece şeker tadı geliyor. yarısını bitiremeden kaldırdım dolaba koydum. ki çikolata sevgim öyle pahalı ucuz ayrımı da gözetmezdi hepsi benim çiçeklerim. zerre ilgimi çekmiyor artık inanılmaz bir şey benim adıma. aynı şey bütün gıda ürünlerinde geçerli. bu konuda çok mutsuzum ya. domates alıyorsun kokusu zaten bitmiş durumda ama tat da kalmadı. karpuz alıyorsun eski tat o koku yok. yazın akşam üzeri kahvaltısı gibi bir şey yapılır hani. tost, çay, domates filan olur. hiçbiri o zevki vermiyor ya çok üzücü. benzer sıkıntı giyimde de var. bundan 12 13 sene önce ya iyisi olsun senelerce giyeceğim zaten diye aldığım gömlekleri, pantolonları gerçekten senelerce giydim. bazı gömlekleri hala giyiyorum o derece. geçen sene aynı mağazadan aynı düşünce ile aldığım gömleğin rengi soldu bile. yani 3 lira fazla vereyim de iyisini alayım diye bir şey bile kalmadı. gerçekten iğrenç bir zaman.
3 ay
sevip sevmediğimizi anlayamadığımız şeyler
zurna. mesela düğünlerde hiç hoş olmuyor ama aşağıdaki türküde ne kadar yakışmış.


4 ay
ben yandım bari siz yanmayın tavsiyeleri
alışveriş yaparken bazı dükkanlarda size sürekli öneriler sunup "baktığınız da iyi ama şu çok daha iyi bak mesela benim arkadaşımın halasının görümcesinin kızı kullandı bir ayda şöyle iyi geldi böyle faydasını gördü" diyen birine kanmayın.
4 ay
yeni şifreniz eski şifreniz ile aynı olamaz
teknoloji biraz daha ilerler de o an bilgisayar karşısındaki halimle dalga geçip arkadan gülme efekti de verirler diye endişeliyim.
4 ay
gassal
çoğu insan gereksiz abartıldığını ve bir sürü sebeple gündeme geldiğini söylüyor. tamamen saçmalık. siz her kanalı değiştirdiğinizde skandallarla dolu dizileri, filmleri görmeye o kadar alışmışsınız ki dizinin gerçekliği bile size yavan kalmış. evde 12 cm topuklularla gezip ortalık karıştırıp kaos çıkartan, kimin eli kimin cebinde belli olmayan, kara para aklamayı anlatan karakterleri görmekten normallik algınızı yitirmişsiniz. her cümlede en az 3 4 tane küfür ederek espri yapılmasını samimiyet algısıyla komedi olarak görmeye başlamışsınız. o yüzden tek bir argo ifade kullanılmadan insanı gülümsetebiliyor olmasına, hayatın tam ortasından bir konuyu anlattığı bu gerçekliğe abartı gözüyle bakıyorsunuz. baki, yalnız olmanın ne demek olduğunu o kadar gerçek hissettiriyor ki izlerken resmen çaresiz hissettim. sürekli aynı oyuncuları görmekten bıktığımız süreçte bence hem konusuyla hem oyuncularla hem de hissettirdiği gerçek duygularla bile 10/ 10 puana layık.
4 ay
bir anda evde panik yaratan çok basit şey
eve çekirge girmesi. garibim doğal olarak abuk subuk yerlere zıplayıp çıkmaya çalışıyor. salak mısın pencere şurada açık oraya gitsene diye ona kızarken ufacık hayvana dinozor muamelesi yaptığım için (bazıları gerçekten dinozor kadar ama neyse) her seferinde kendime daha fazla söylenmeden geçmem. her yaz sınavım gibi ya
4 ay
bir anda gelen unutkanlıklar
kitabın içindekiler kısmında ilgili bölümün sayfa numarasına bakıp sayfaları hızlıca çevirirken numarayı unutmuşluğum var.
7 yıl
en nefret edilen sesler
sakız çiğneme sesi. özellikle de toplu taşıma araçlarında olan versiyonu. yazarken bile sinir geldi.
5 yıl
korku filmi sevicilik
İnsanın ağlama ihtiyacı duyup şarkı dinlemesi ya da film izlemesini anlıyorum. ama korkmak istemek.. yani arkadaşlar sizce de biraz tuhaf değil mi?
5 yıl
2025
34 dakikadır içinde bulunduğumuz sene. fark ettim de yeni yıl heyecanı duyan kimse kalmamış. yooo ben varım diyen arkadaşlar varsa da istisna olduğunuzu kabul edin ve bu heyecanı korumaya özen gösterin lütfen. İyi seneler..
4 ay