şuan deli gibi başım ağrıyor ama yinede uzun zamandır düşündüğüm bir şeyi dillendirip yazmak istiyorum. en azından benim gibi aynı fikirde olanlar var mı ki mutlaka vardır, merak ediyorum.. konu aşk meşki geçtikten sonraki evre yani düğün evresi ve de çevresi. yani sözüdür nişanıdır kına gecesidir vs vs..vs vs diyorum çünkü gerçekten bana çok manasız geliyor. ya sen sevdiğine kavuşuyorsun ananı babanı üzmenin(özellikle kız tarafı için söylüyorum) ne mantığı var?
nişan yapılıyor salonlar tutulup masraf yapılıyor birileri geliyor tuttuğun salonda iki göbek atıyor ve sen milyarlar sayıyorsun ve henüz evlenmedin bile. ayrılma ihtimalin var yani. şimdi niye durduk yere ayırdın milleti demeyin oluyo işte duymuyo musunuz nişanı attı falan diye. neyse ayrılmadın diyelim düğün yaklaştı. kına gecesi var öncelikle. kına gecesinde gelini önce ağlayıp sonra oynatmanın mantığını biri bana açıklasın ya. adet falan diyen olacak evet belki ama ne bileyim ya annemin ağlayacağını düşündükçe içim parçalanır benim. neyse düğün geliyorum. bakın bi salon tutuluyor, akrabalar eş dost geliyor, oyun havaları dinlenmek zorunda kalınıyor sırf düğün sahipleri darılıp gücenmesin diye kalkıpta gidemiyorsun, düğünü olanların yakınları pistten inmiyor diğerleri onları izliyor falan filan düğünün mantığı bu mu gerçekten? ya misal veriyorum ben evleniyor olsam neden insanlara bunu yapayım? hayır bide tonlarca masraf yapılıyor pastasıydı, salonuydu, kıyafetler, takı, çiçek böcek ve daha bir sürü ayrıntı.. daha sittin tane şey sayarım böyle de daha fazla darlamıycam sizi. sedece bu konu hakkındaki düşüncelerimi paylaşmak istedim.
ha ilerde bunları sırf sevdiklerim yüzünden yapmak zorunda kalırsam bilmiyorum naparım, neyse onu o zaman düşünürüz artık 😅
gereksiz bir sıkıcılık vardı bugün insanların üzerinde. ne gereksiz bir samimiyet. gereksiz bir uyuşukluk. gereksiz bir muhabbet. gereksiz insan toplulukları.. şu günlerde bunu epey sorguluyorum. özellikle bugün için bugün bitsede kurtulsam dedim. her şeye rağmen en azından havalar güzel desem o da yok.
heralde bugün tek iyi olan şey kargonun sonunda bana teslim edebildiği hediye kitaplarım oldu. bu arada 9nisan kitap hediye gününü unutmayınız. ben ilk kitap hediyelerimi hiç tanımadığım birinden aldım. güzel de oldu.
heralde bugün tek iyi olan şey kargonun sonunda bana teslim edebildiği hediye kitaplarım oldu. bu arada 9nisan kitap hediye gününü unutmayınız. ben ilk kitap hediyelerimi hiç tanımadığım birinden aldım. güzel de oldu.
muazzam bir kin tutamama huyum var. size de oluyor mu böyle? ya da tam tersi?
arada diyorum ki ulan ruhsuzum iyi toparlandın ve iyi sabrediyorsun ve de iyi katlanıyorsun.
her hangi bir duruma bir arkadaşa ve ya bir olaya vereceğin tepki kendin olarak verdiğinde farklı anlaşılıp insanların senden uzaklaşmasına katlanamamak ne büyük acizlik.. bir zamanlar yaptım bunu. hayır pişman değilim yoksa bu düşünceler kafamda tam anlamıyla oturmazdı. sanırım bu yüzden kaçıyorum herkesten. neyse konumuz bu değil. eminim içinizde bu durumu yaşayan büyük bir çoğunluk vardır. tamam belki tamamen bu düşünceden soyutlanmak zor olabilir malum 'toplumsal denge' şeysi gereğince.. İlla yok yapamam derseniz her şeyin farkında olup rol yapabilirsiniz. bu da bi seçenek. bu seferde insanlar açığınızı yakaladığında sizi ikiyüzlülükle suçlayacaklardır. dikkatli olmanızı öneririm. rolünüzün hakkını verin.
ha illa ben toplum içerisinde kendim olmak istiyorum derseniz, arkanızdan konuşulacaklara hazır olun. çünkü insanlar herkesten farklı olanları sevmezler. sevmezler çünkü kıskannayı kendilerine yediremediklerinden sevmiyorum derler ve garip garip bakmakla yetinirler.
sen şimdi bu kadar seçenek arasında neredesin derseniz inanın bende bilmiyorum. olabildiğince ve kabul edilebildiğince kendim olmakla meşgulüm diyerek bu entry mi burada noktalıyorum.
esen kalın...
her hangi bir duruma bir arkadaşa ve ya bir olaya vereceğin tepki kendin olarak verdiğinde farklı anlaşılıp insanların senden uzaklaşmasına katlanamamak ne büyük acizlik.. bir zamanlar yaptım bunu. hayır pişman değilim yoksa bu düşünceler kafamda tam anlamıyla oturmazdı. sanırım bu yüzden kaçıyorum herkesten. neyse konumuz bu değil. eminim içinizde bu durumu yaşayan büyük bir çoğunluk vardır. tamam belki tamamen bu düşünceden soyutlanmak zor olabilir malum 'toplumsal denge' şeysi gereğince.. İlla yok yapamam derseniz her şeyin farkında olup rol yapabilirsiniz. bu da bi seçenek. bu seferde insanlar açığınızı yakaladığında sizi ikiyüzlülükle suçlayacaklardır. dikkatli olmanızı öneririm. rolünüzün hakkını verin.
ha illa ben toplum içerisinde kendim olmak istiyorum derseniz, arkanızdan konuşulacaklara hazır olun. çünkü insanlar herkesten farklı olanları sevmezler. sevmezler çünkü kıskannayı kendilerine yediremediklerinden sevmiyorum derler ve garip garip bakmakla yetinirler.
sen şimdi bu kadar seçenek arasında neredesin derseniz inanın bende bilmiyorum. olabildiğince ve kabul edilebildiğince kendim olmakla meşgulüm diyerek bu entry mi burada noktalıyorum.
esen kalın...
akşam yaşamda olacağım ilk defa :d herkes başkasını tarif ediyor bende kendimi tarif ediyorum uzun saçlı ve simsiyah giyinmiş olacağım ve sakın beni bulmayın ahsjsjajja 😄😄😄
hayatımın şaşkınlıkla şahit olduğum duygusal bir dönüm noktasındayım sanırım. garip hissediyorum. ne tamamen üzgün, ne de tamamen mutlu.. bazı şeyler aklımda savaş veriyor sanki. çelişkide kalıyorum.
İyi geceler cümleten.. şifremi hatırlamam üzerine geri dönmüş bulunmaktayım..
biraz 'içimi dökmek' istiyorum..
biraz biraz iyileşiyorum.. ruhsal açıdan.. yani kendimi iyi hissettiğim bir dönemdeyim. her acıdan, her üzüntüden biraz kaldı ama yavaş yavaş tüketeceğim inşallah.. kafamda beliren düşüncelerim canımı sıkmıyor artık. alışmadım hayır. daha az önemsiyorum diyelim. neyse amma duygusal giriş yaptım. samsun'a geç geldim 1 hafta kadar. çok garip bi olay yaşadım geldikten sonra. keşke dedim keşke 1 hafta daha uzatabilseydim. memlekette kalsam çok daha farklı şeyler olabilirmişşş. neyyyse bu konuyu da zaplıyorum.. İçerde dizisine başladım bu akşam. allahhh o nedir ya ilk defa bi türk yapımını bu kadar beğendim. helal olsun ne diyim. ay hadi ben kaçtım şu diziye biraz sarayım. 😏
biraz 'içimi dökmek' istiyorum..
biraz biraz iyileşiyorum.. ruhsal açıdan.. yani kendimi iyi hissettiğim bir dönemdeyim. her acıdan, her üzüntüden biraz kaldı ama yavaş yavaş tüketeceğim inşallah.. kafamda beliren düşüncelerim canımı sıkmıyor artık. alışmadım hayır. daha az önemsiyorum diyelim. neyse amma duygusal giriş yaptım. samsun'a geç geldim 1 hafta kadar. çok garip bi olay yaşadım geldikten sonra. keşke dedim keşke 1 hafta daha uzatabilseydim. memlekette kalsam çok daha farklı şeyler olabilirmişşş. neyyyse bu konuyu da zaplıyorum.. İçerde dizisine başladım bu akşam. allahhh o nedir ya ilk defa bi türk yapımını bu kadar beğendim. helal olsun ne diyim. ay hadi ben kaçtım şu diziye biraz sarayım. 😏
bende bi sevgi ölçütü var. belki biraz saçma ama yaptığınızda o hissi tattığınızda o insan sizin için çok değerli oluyor en azından benim için.. hani o sevgiye değere karşılıklı ulaşıldığı zaman bi mutluluk oluyor. İşte bu da onun nirvanası.. bir çok insanda denedim ben bunu.. hepsini çok sevdim.. hepsinde farklı sesler duydum. bazıları yorgun, bazısı heyecanlı, mutlu, huzurlu, endişeli ve daha nicesi.. ben sevdiğim insanın kalbinin atışını dinlerim. göğüs kafesine yaslanıp kalplerine kulağımı dayayıp yaşam belirtisini hissederim, bunu yapmama izin verdiyse bana verdiği değeri sevgiyi gösterir bu.. ve benim ona verdiğim değeri.. evet bir çok kez yaptım demiştim.. en çok annemde ve babamda.. daha sonra kardeşimde, dedemde, halalarımda, teyzemde, amcamda, dayılarımda ve başka insanlarda.. neyse benim sevgi ölçütümde bu.. bunlar görünüşte ufak ama etkili mutluluklar.. İyi akşamlarınız olsun.
galiba bileğimi incittim nasıl olduğunu anlatayımda hunharca gülün 🤔😄
benim çamaşır makinesi sıkmaya aldığı zaman bildiğiniz yürüyodu bende o sıkmayı bitirene kadar ona sarılıyodum yürümesin diye (burası komik yanı tabi gerçeği sabit tutmaya çalışıyodum makineyi) işte dün yine makineyi çalıştırdım çamaşırı sıkmaya başlamadan önce yürümesin diye başında bekliyorum direk tutucam çünkü. velhasıl ben makineyle sohbete giriştim sen nasıl makinesin yerinde durmuyorsun beni yoruyosun bıktım senden sıkmayı yapmak bu kadar zor olmamalı falan diyorum benim makina o anda tak durdu sıkma yapması gerekirken. sıkma yapmadı bildiğiniz. galiba alındı bana. neyse sıkma programını falan bilmiyorum tabi nerden nasıl yapılır tamamen bozulur diyede korktum. makineyi kapattım. çamaşırları yıkamış ama sıkmamış. çamaşırlar üzerlerinden su akarcasına ıslak. bende başladım elimde sıkmaya son bi havlu vardı eşek ölüsü gibi bişey olmuş ıslanınca onu sıkayım derken o elim olay oldu. bileğimi incittim şimdi burada gülebilirsiniz.. İnsan bileğini çamaşır sıkarken incitir mi ya 🤕😫
benim çamaşır makinesi sıkmaya aldığı zaman bildiğiniz yürüyodu bende o sıkmayı bitirene kadar ona sarılıyodum yürümesin diye (burası komik yanı tabi gerçeği sabit tutmaya çalışıyodum makineyi) işte dün yine makineyi çalıştırdım çamaşırı sıkmaya başlamadan önce yürümesin diye başında bekliyorum direk tutucam çünkü. velhasıl ben makineyle sohbete giriştim sen nasıl makinesin yerinde durmuyorsun beni yoruyosun bıktım senden sıkmayı yapmak bu kadar zor olmamalı falan diyorum benim makina o anda tak durdu sıkma yapması gerekirken. sıkma yapmadı bildiğiniz. galiba alındı bana. neyse sıkma programını falan bilmiyorum tabi nerden nasıl yapılır tamamen bozulur diyede korktum. makineyi kapattım. çamaşırları yıkamış ama sıkmamış. çamaşırlar üzerlerinden su akarcasına ıslak. bende başladım elimde sıkmaya son bi havlu vardı eşek ölüsü gibi bişey olmuş ıslanınca onu sıkayım derken o elim olay oldu. bileğimi incittim şimdi burada gülebilirsiniz.. İnsan bileğini çamaşır sıkarken incitir mi ya 🤕😫
dışarıda tövbest.. bi rüzgar var terastaki her şeyi oradan oraya savurdu. seside cabası bu gece uyutmayacak sanırım.
üzülüyorum ya çok üzülüyorum.. kaldıramıyorum bu durumu.. olur olmadık aklıma geliyor.. çöküyorum.. gülünce de geçmiyor.. uyuyuncada geçmiyor.. hava güzel olunca ya da yağmurlu olunca da geçmiyor.. görmemek için köşe bucak kaçarkende geçmiyor.. görünce daha bi geçmiyor.. geçmiyor yani.. ulan tamda ooh bugün görmedim ne güzel derken dan karşımda.. konuşmuyor.. bakıyor.. sadece bakıyor.. bende başa sarıyorum.
bünyem daha fazla dayanamadı bu kadar şeye tabi geri bildirim olarak müthiş bir baş ağrısı bahşetti bana.. saolsun.
uzun zaman sonra televizyondan haber izleyeyim dedim. kötü haberleri duydukça gözyaşlarım istemsiz akmaya başladı. haberdeki insanların psikolojisine bürünüyorum anında. sonra anladım neden haber izlemediğimi.. bir tane güzel haber olmaz mı ya! ciğerim soldu yemin ederim.
bugün deli gibi rafet el roman dinledim ve hala dinlemekteyim. bi gönül yarası olsun, bi sen lazımsın, bi yalancı şahidim, bi yana yakıla, bi sürgün, bi yanımda kal ve daha bir çoğu.. bu gün ki ruh halim rafet el roman.. dinleyin güzel, özlenen şarkılar.. 🎶
hepiniz mi mutsuz sunuz? niye mutsuz sunuz? neden? neyse bi sahile inin rahatlarsınız havada güzel.
eve gelirken tramvayda şöyle bir olayla karşılaştım anlatmak istedim. bi amca bide liseli olduğunu varsaydığım temiz yüzlü güzel giyinimli bi kız karşı karşıya oturuyodu. bende amcanın olduğu tarafta ayakta duruyordum. amcanın elinde büyük ekranlı bi telefon vardı. normalde yapmayacağım bişey yaptım ve telefonuna gözüm ilişti ulan bi baktım kamera açık karşıdaki kızın fotoğrafını çekmeye çalışıyor. öyle bi göz hapsine tuttumki o herifi dik diiik baktım resmen çekemesin diye. baya uğraştı evirdi çevirdi telefonu yukarı doğru falan kaldırdı. en son bana baktı farketti tabi dik dik baktığımı ne yapacağını bilemedi kamerası açık halde telefonu kulağına götürdü aptal çekemedi büyük ihtimal ama çok sinirim bozuldu arıza çıkarmadım. amcada kızda bende aynı durakta indik. kızı durdurdum dedim şu amcayı tanıyor musun yok dedi anlattım durumu fotoğrafını çekmeye çalıştı haberin olsun dedim. kız bişey demedi. birazda çekingendi galiba bilmiyorum. adamda bi anda gözdem kayboldu. ulan arıza çıkarsam adam fotoğrafı çekti mi çekmedi mi bilmiyorum elimde delil yok. kaldım öyle. ya bilmiyorum dikkat edin böyle şeyler yapmaya çalışanı görürsenizde uyarın rezil edin bişey yapın yani. ben şuan tramvayda onu rezil etmediğim için pişmanım. rezil şey.
bir şeyler yemek için mutfağa gittim ama bulaşık görünce onları yıkamaya başladım. sonra hızımı alamadım dolaptaki temiz tabaktır bardaktır onları yıkarken buldum kendimi.. aslında açtım. neyse ben bi mutfağa tekrar gideyim belki bi şeyler yerim
kahvaltı yapmak için çay koydum. İşte çay demlenene kadar kahvaltılık bi şeyler hazırlıyorum falan peynirdir reçeldir.. çayım demlendi oturdum kahvaltıya. çayımdan bir yudum aldım ve dedim ki işte bu! demlediğim en iyi çay ödülünü bu çaya veriyorum. tabi çay diyip geçmeyin markasıda önemli diyordum ancak bu güne kadar. hani bimdeki berk markalı çay var ya tatsız olan hah onun bergamot çayını alın vallahi başarılı. berk çaydan hiç beklenmeyecek performans.. yinede beğenmezseniz tomurcuk falan atın ne bileyim. deneyin yani. uygun da.
geçen eski sevgilimin engelini açmıştım lanett nerden açtıysam bu hemen farkedip yine şansını denedi tabi red cevabı ald. yine yazarsan engellerim dedim. bu yine yazdı bişeyler. engelliyorum dedim. alıştım zaten yazdı valla şu son yazdığına onun adına üzülmedim değil ama çokk fazlasıyla haketmişti 👊gıcık
yıldız tilbe nin bana verdiği yetkiye dayanarak bu saatte kahvaltı yapıyorum. zeytinler ağlıyor.