biliyor musun s. harfi olunca hep beni ikinci plana atıyorsun ve bu durum benim için can sıkmaya başladı sen onla sigara içiyorsun içki içiyorsun hemen tanıştığın erkeğin arabasına binersin ve sevgili işlerini sevmem bana ise o işler hemde çok ters bunu biliyorsun dinime bağlı tesettürlü bir kızım ve böyle şeyler bana uygun değil bunu anlayışla karşıladın eyw bende sana karşı hep böyle davrandım zaten. hatırlarmısın benim sayende üçümüz bir geziye gitmiştik orda s'yle birlikte olup beleşe gittiğin üç günlük çanakkale gezisinde ilk gün avm de lüks yemekleri yerken mutluydun ama sana diğer günler molalarda domates peynir verdikleri nde ağız yapmıştın bunlar ne diye ben ise "bunları bulamayan insanlar var" diyordum ama sen umursamıyordun ve cidden memnuniyetsiz insansın hiç bir şeyin kıymetini bilmiyorsun. sonra hep onla takılıp gezdin ettin yabani kişiliğiniz yüzünden sadece iki üç kişiyle arkadaş olmuştum ve son dakka mükemmel insanlarla tanışmıştım ama nafile onlarda geldikleri yere geri dönüyorlardı. haa bide siz gece dışarı sigara içmeye çıkıp iki saat odaya gelmezdiniz bende tek başıma takılmıştım çok mutluydum var yaa size anlatamam en son dayanamayıp yurdun bahçesine çıkıp hüngür hüngür ağladım hemde abartısız üç saat boyunca. ama bir kerese beni arayıp 'bu kız nerde' diye sormadınız senin şimdi dalga geçtiğin kız varya t. o gece beni dinleyen derdime derman olan kişiydi şimdi onunla konuşmasam bile şuna emin ol ona o kadar minnettarım ki beni rahatlatmıştı ve son olarak doğum gününe önem veren biri değilimdir ama yinede insan bi 'iyiki doğdun' mesajı bekliyor biliyormusun sonunta insan oğuluyuz. İki tane diğer can dostumun kutlaması sayesinde senin o snapi tattığım halde kutlamaman koymuyor ama şu çok koyuyor ben mesaj atmadıkça bana atmaman ve s. kişisinin seni sevgilisi yüzünden sattığı zaman hep bana gelirdin şimdi ayrılınca noldu ben seni hiç yüz üstü bırakmadığım halde ona koştun bu yüzden teşekkür ederim ve bu mesajı görememen en kötü olay seni üzmemek için hatalarını hiç bir zaman yüzüne vurmadım s harfiyle iyi içmeler. ve ergen tavırlarından kurtulmam dileğiyle

dört üç aya yakındır hiç buraya bakmıyordum ve şoka uğradım çünkü site tamamen değişmiş

kendimi bildim bileli hep izlemek istediğim ama nedense izlemediğim diziye başladım şuan 1. sezon 12. bölümündeyim ve her bölüm abartısız 20'ye yakın küfür ediyorum hem aksiyon hemde kötü adamlar yani anlayacağınız kötü adamlara sövüyorum. dizinin adı herkesin bileceği gibi prison break şimdi 5. sezona başladılar ve her bölümün sonunda dediğim şey 'neden önceden izlemedim ki ben bunu' izlemeyen varsa çok şey kaçırır diyorum ama çoğunuz izlemişsinizdir benim gibi mallık yapmamışsınızdır 😂 neyse bölüm sonu efsane bitti diğer bölümü izlemeye gidiyorum 💃🏻💃🏻💃🏻

yaa abi size sormak istiyorum nasıl birini sevebiliyorsunuz çünkü ben bayadır hatta baya baydır birini sevemiyorum nedenini düşündüm bulamadım birini sevmeye çalıştım olmadı herhalde kalbim evlenceğim kişiyi bekliyor anlamadım gitti :)

şuan amcamlarda oturmuş trabzonspor ve galatasaray maçını izliyoruz. arkamda kuzenim çıldırmış her verilen faule laf ediyor bence galatasaray her faulu hak ediyor neden mi çünkü trabzonspor çelme çakıyor. neyse şuan 8 kişinin içinde tek galatasarayı destekleyen benim tabi bundan babamların haberi yok yoksa ölürüm skmskskdldld takım tutmam ama tutsam galatasarayı tutacağım için şuanki gönlüm galatasaray'ın kazanmasını istiyor ve futbolla ilgili bir şey bilmiyorken "faulun" ne olduğunu öğrendim bu sayede neyse çok uzattım bence skor 2-1 galatasaray yener. 18. dakka da mükemmel tuttun be muslera tek sevincim ise elimle yumruğumu kaldırmak 😬😬😬

şuan çıldırmış bir şekildeyim neden mi her zaman yaptığım gibi kitap karakterleri gerçekmiş gibi sinirlenirim yine bir kitap okuyorum ve her zaman ki gibi okurken sinir krizine giriyorum bilmiyorum neden böyleyim ama böyle okumak daha haz veriyor bana kitap okurken bir gülerim birde sinirlerim ağladım nadir olmuştur galiba kafayı bu karakterlere takarak öleceğim.

kendimi bildim bileli yabancı şarkı dinleyen biriyimdir bazı sanatçılar haricinde (athena, teoman, duman, ali atay, pinhani) şimdi ise bugün oturup yalın'ın bir ara meşhur olan iki şarkısını indirmiş dinliyorum galiba kafayı yedim çünkü kolay kolay türkçe pop dinlemem 😏😏

bugün ablam eve istanbuldan geldi ve bayadır ailecek sohbet etmiyorduk akşam oldu baktım herkes ya telefonda yada televizyon izliyor içeri gittim kova alıp herkesin telefonunu toplayıp televizyonu kapatıp "biraz aile sadeti yaşayalım" dedim ve şunu da demek istiyorum telefonları toplarken istem dışı mutluluktan gözlerim dolmuştu neyse topladım geçtim yerime herkes bana bakıyor ve o an şunu fark ettim dünya televizyon yada telefon vb şeyler gelmeden önce daha iyiydi çünkü insanlar hep beraberdi şimdi ama öyle değiliz maalesef daha çok ayrıldı insanlar kendi dünyasını yapmaya başladı. sonra bir konudan girdik öyle konuşmaya başladık ve o ananın tadı kesinlikle farklı neden mi çünkü en son ne zaman böyle bir duygu yaşadığımı hatırlamıyorum galiba uzun süre sonra hatırlamayacağım ama ben kendim için şunu fark ettim insanlarla sohbet etmeyi seviyorum özellikle de sesizliği.

şu an kulağımda ed çıldırmış bir şekilde şarkı söylüyor ben ise ona eşlik ederek eğleniyorum bir şarkıyı keşfedince en fazla 1 hafta dinliyen ben bu yeni çıkarttığı şarkıyı bir aydan beri dinliyorum galiba bu çocuğu sevdiğimden kaynaklanıyor bilmiyorum ama şarkı cidden sesi gibi mükemmel bir şey "shape of you- ed sheeran" dinleyin dinlettirin 😂😂 daha doğrusu yabancı pop dinlemeyi sevenlere sesleniyorum direk ed dinleyin ses dediğin adamda var onuda geç adam kendisi yazıyor bütün şarkılarını ondan sonra bütün konserleri canlı bir kere bile playback yapmamış biri lütfen yani binlerce ünlü her konserinde playback yapan. neyse saçmaladım iyi geceler

bugün okuldan gelince annem ve ablam düzce'ye gideceklermiş benide farklılık olsun diye aldılar yanlarına gittik işte annem toplantıya ablamla bizde alışveriş merkezine gittik ve içeri girdiğimde ilk hissettiğim duygu şuydu "kesinlikle ben buraya ait değilim" çünkü o kadar ses vardıki bir yandan mağzadaki şarkılar bir yandan da insanların sesleri o kadar beynimi işgal ettiki başıma ağrı girdi. baya gezdik isteğimi bulamadım ablam tabi makyaj malzemeleri aldı ben ise mal mal bakıyorum çünkü makyajın m'sini bile yapmadığım için tek aradığım duş jeliydi ve bulamadım ama sonra spor sokağına gittik orda yeni eve'midir nedir o açılmış ona gittik orda tek ilgi alakam olan en sevdiğim duş jelimi buldum ama ben o sıra ölüyorum hem okuldan geleli on dakka olmamış hemen giyinip gittik bide bana ordaki sesler ve baş ağrısı yüzünden suratsız bir şekilde geziyorum en sevdiğim surat ifadesidir bu arada 😬 ablamda yavaş olduğum için kızıyor bana bir yandan her neyse girdik bir yere cüzdan falan bakıyoruz ama o kadar güzellerki tabi ben mükemmel dört beş tane cüzdan buldum ablamda arkadaşına aldı bende para yok bitti alamıyorum ablama şakayla kardeşinide düşün falan dedim sonra benim bulduğum ve hayran olduğum "leyla İle mecnun'la" ilgi olan cüzdanı kendi adına aldı benim surat dahada düştü içimden işte bir abla böyle yapar mı falan saydırıyorum sonra bir kaç dakka sonra telefonu çaldı ablamın ne aldıklarını söylüyor karşıdaki kişiye "kardeşime cüzdan aldım ama haberi yok" dedi bende dalgaya aldım ama o an suratsız ifadem tamamen kalkıp gülen surat almıştı taki tekrar avm'ye yemek için girinceye dek, üst kata çıktık yemek bölümüne ben pizza istedim ablamda burger diyince bir şey demeden zorla burger yedim, şimdi ise yoldayım akçakoca'ya doğru yol alıyorum kulağımda kulaklık en sevdiğim şarkıcı ve söz yazarı olan ed sheeran'dan photograph dinliyorum.....

bulutlar… küçükken hayal etmişizdir mutlaka, onlara dokunmayı elimizi kaldırdığımızda. bazı insanlar büyüdükçe hayal etmeyi unutuyorlar gibi geliyor bana da. hele en buruk an, küçük bir çocuk hevesle hayalini bir büyüğü ile paylaşırken, büyüğünün onu ve hayalini küçük görmesidir. bazı büyükler, hayalleri küçümserler genelde, mutsuzluktan hayıflanıp dururlar öylece. hayal etmenin tadından mahrum bırakırlar kendini. hayal edenlere de acırlar, ne gariptir ki. hayat da garip zaten. gariplik etkileşimi de kaçınılmaz haliyle…
her şey bence garip aslında. normal tanımı nedir ki? genellemeler vesaireler… normal olmak tabiri ruhunun hakikatini zoraki olarak gizlemek aslında, normal demek daha kısa sadece.
ah evet ne diyorduk? bulutlar. bazen bulutlara baktığımda, bulutların pamuksu kara parçacıkları, gökyüzünün de devasa bir okyanus olduğunu hayal ediyorum. sonra elimi değdirdiğimi hayal ediyorum gökyüzüne. suya değmiş gibi bulutların dairesel halkalar halinde yayıldığını düşlüyorum ardından.
otobüs yolculuğu esnasında, evime dönerken, etrafıma baktığım doğaya ait her ögeye bakmadan edemiyorum. İnsanlar yolculukta uyur mesela, ya da koltuk arkasında olan cihazdan film falan izler. ben yapamıyorum sanırım bunu, onu farkettim. klasik müziği açıp, hafif dingin ve huzurlu bir eda ile dalıyorum gökyüzüne, bulutlara, yeşilliklere, bayırlara vesaire… uyumaya fırsat bulamıyorum doğrusu.
yolculuktan döndükten sonra da tramvaya binip eve gideceğim tam. etraf insan kaynıyor adeta. o sırada da ansızın üç bebek arabası etrafımı kuşatmıştı. arkamda, sağımda ve solumda. sonra solumdaki kız, annesine “gökyüzüne dokunabilir miyim anne?” diye sordu. annesi de, elini havaya kaldırarak kızına “elim yetişmiyor kızım, dokunamayız.” demişti. annesinin yanıtına içten içe güldüm ama. ben de içimden şöyle yanıtladım kızın sorusunu “dokunabilirsin aslında, hatta şu an dokunuyorsun. bulutlar ve gökyüzü burayla birleşik tamamen. görüntüsü uzak sadece. ama her şey göründüğü gibi değildir zaten.” şeklinde. demediğim için de içimde kaldı azizim.
bulutlar sadece su damlaları ve buz kristallerinin oluşturduğu kütleler… yani hayale dökmezseniz anlamları derinleşemez ki. teknik tanımı ne kadar da basit geliyor kulağa değil mi?
hayal etmeden yaşamak, pilava tuz katmadan yemek kadar tatsızdır o yüzden.
mesela sisli havalar olduğu zaman. farkına varmadan dokunuyoruz bence bulutlara. hissetmiyoruz belki çoğumuz. ama gökyüzü ve bulutlarla iç içeyiz, onları hep uzak görüyoruz kendimizden bence.
bulutlara dokunmak istiyoruz belki izlerken, hatta dokunuyoruz da farkına varmadan haliyle…

müzik dediğimiz şey sadece fondan ibaret olmalı çünkü herkesin söylemek istediği yada dile getirmek istedikleri farklıdır sadece fondan ibaret olursa müzik o zaman insanlar duygularını yaşayabilirler.

lise zamanımdan bir anım aklıma geldi onu anlatmak istiyorum. okulun birinci döneminin son günü yani karne alma günümüz işte o herkesin nefret ettiği ama birincilerin sevdiği zamana yani sıraya geçmiştik bütün okul bende en öndeyim nedense zorla müdürü dinliyorum falan o sırada benim en yakın arkadaşım ebrar bide 11'lerin birincisi, karne almaya gelmemişti uyuya kalmıştı bu neyse işte dönem birincilerini çağırıyorlar bende en sevilen öğrencilerdenim çoğu hocalarla aram iyiydi özellikle okul müdürü asuman hocayla çok iyiydi sonuçta komşum olsun o kadar dimi neyse işte dönem birincilerini çağırdılar ebranın belgesini almak için asuman hoca beni çağırdı çıktım almaya bilin ne oldu ebrar benmişim gibi birincilerin arasına geçip poz verdim pauahhahahaha belki size komik gelmemiş olabilir ama ben çok gülmüştüm. müdürün bile benim ebrar olmadığımı bildiği halde tebrik etmişti puahahahah😂😂

şimdi buraya içimi dökmek istiyorum. ben cidden milletine vatanına bağlı bir insanım savaş olsa düşünmeden gidip savaşırım yani vatanım için herşeyi yaparım ama şu gerçekte varki bizim halkımız hiç bir şeyi hak etmiyor kusura bakmayın gençler ama bu kadar zengin topraklarımız var bor madeni altında yatıyoruz gidip bor'la çalışan araba yapmıyoruz kendimizi abd'ye teslim ediyoruz. kusura bakmayın İsrail kuraklıktan nerelere gelmişler şuan hepimizin evinde kullandıkları temizlik malzemeleri yiyecekler onlara ait ne kadar kötü bir durum değil mi cidden çok kötü. o kadar mükemmel milletine bağlı insanlarız da neden birbirimize değiliz neden mi çünkü bizleri temsil etsin diye seçtiklerimiz milletvekilleri başta kavga ediyor biz mi birbirimize bağlı olcaz cidden bu güzel vatanım için acıyorum. ve bunlar benim fikirlerim karşı çıkan varsa saygı duyup geçmesini diliyorum. İyi geceler omü ailesi.

şu bir kaç haftadır farklı duygular yaşıyorum ama nedense anlamıyorum neden hep her gün farklı duygu yaşadığımı. hayat o kadar tuhaf ki her an nereden ne çıkacağı belli değil bir şey oluyo ya mutlu oluyorsun yada çok üzülüyorsun cidden biz mi hayata uyum sağlıycaz yada onun mu bize ayak uydurmasını mı istiycez zaten istesekde olmaz. cidden bilmiyorum ama şunu kesin biliyorum ki biz yaşamak için değil para için yaşıyoruz bu hayatta ki amacımız para olmuş. dünyaya geliş amacımızı unutmuşuz ne kadar aciz olduğumuzun farkında değilmisiniz.

abi burda böyle dışarda birini görüpte yazıyorlar yaa içim gidiyor nedense o an ise istem dışı "İnşallah görürde yazdığını, tanışırlar" diyi veriyorum, çünkü ilk görüşte aşka değilde ilk etkilenme hissine kapılır insan o an.

şuan o kadar sinirliyim ki her an patlayacak bomba gibi hazırda bekliyorum özellikle belli kişilere karşı. abi kimseden kolay kolay nefret etmeyen ben ama o kadar nefret ediyorum ki allah'ın dan bulun sizinle tanıştığım güne lanet olsun o derece. sizin arkadaşlıklarınız da lay lay lom için aranızda sizden yüksek not alınca birbirine giren ben değilim sizin o çıkar için birlikte olduğunuz arkadaş grubunuz. hakkımı helal ediyorsam da bilin ki ahirette karşılaşmamak için. kusura bakmayın omü ailesi nefretimi kusmam lazımdı affınıza sığınıyorum ve inşallah çevrenizde kardeş dediğiniz insanlar olur.

şuan o kadar mutluyum ki kelimeler yetmez mutluluğuma. ne için mutlusun diye sorcak olursanız oda bende kalsın omü ailesi :)) ve şuna değinmek istiyorum kaç zamandır bazı nedenlerden dolayı mutsuzdum ve bu durum yaşadığım o sıkıntıları uçurup aldı inşallah sizde en yakın zamanda mutlu bir haber alırsınız 🙏🏻🙏🏻

her şeye o baktığım toz pembe camdan bakmaktan bıktım çünkü onun arkasında kalbi binlerce kez kırılmış ama dışarı yansıtmayan biri var ve herkes onu o camda gülerken görüyor çünkü hep gülerek saklıyorum duygularım yada umursamıyorum diyerek saklıyorum. hey size sesleniyorum umursamadığımdan değil duygularımı bastırmak için öyle davranıyorum artık bunun farkına varın ve benim de kalbimin yada duygularımın olduğunu unutmayın.

her gece yıldızlara bakıyorum ümitli bir şekilde, belki bir yıldız kayarda seni dilerim diye, ama hiç bir zaman kaymadı, demek ki sen benim dileklerime laik değilmişsin bee adamım