hep terkedildim, hiç terkedemedim içimde kalmıştı söyleyim dedim.
2 yıl önce başıma gelen bi olayı hatırladım. üniversiteye yeni başladığım yıl, samsunun bi ilçesinde oturuyorum evime gelis gidis yapiyorum servisler araciligiyla o sira konustugum bi çocuk var bizim okuldan, ama cocugun ustune titriyorum belli edemiyorum deli divane seviyorum soyleyemiyorum sadece tanismaya calisiyoruz az az konuşuyoruz oyle de utangacim ki kırmızı bir şal taktim o sabah ama utancimdan okula giremiyorum karşılaşırız diye diger aracla gelen arkadaşımı kapida beklerken bi cocuk yanima yanasip saati sormustu soylemistim muhabbeti uzattikca uzatip pesimden ayrilmamisti o kadar cok israr etmisti ki artik yakami bırakmayınca beraber kafetaryaya inip kahve icmistik arkadasim gelip beni almaya kalktiginda bile yapışmıştı cocuk en son kovmuştum cok agir bi sekilde oyle gitmisti. aksamina konustugum cocuk görmeden ben anlatmistim diyorum ya o kadar titriyorum uzerine. simdi birini gördüm o yapisan cocuga benzettim aklima geldi. 2 bucuk yil oldu belki su olayin ustunden gecen simdi rahatlikla o taktigim dikkat cekici renklerle utanmadan gezebiliyorum, çekinmiyorum daha dogrusu cekinmemeye mecbur birakildim. üstüne titredigim cocuk var ya hani, hic sevmedi beni. simdi o da baskasinin ustune titriyor. 2 bucuk yil sonra ben bunlari yazarken bile ağlıyorum. tesekkur ederim
3 kız arkadaşımla beraber akşama kadar bi mekanda oturduk kalktık dışarı çıktık baktık hava ne üşütüyor ne yakiyor sahile indik. kumsala oturduk şarkı dinliyoruz sigara içiyoruz işte eğleniyoruz kısacası hem dertleniyoruz hem de eğleniyoruz yanlis olmasin kafamiz falan guzel degil 😄 karsidan 3 tane erkek demicem hayvan geliyor biz farkedince tabi sustuk çekindik saatte öyle geç değil 8 buçuk değildi henüz işte her neyse durdu lar önümüzde bir dal sigaranız var mı acaba dedi iclerinden biri hic birimiz yuzune bakmadik cevap vermedik yanımıza yanasmaya başladı hala tepki yok az daha adim atsa cep saglam biber gazına coktuk mu ortalık pert olacak allah'tan daha fazla devam etmedi. ya abi diyeceğim şu, siz içip s*çip o sahilde yemediginiz pislik yokken biz orda 4 tane kız oturduk sadece aramızda eğleniyoduk gelip germenin korkutmanin ne anlamı var ki şerefsiz olmak zorunda misin yapmayın cidden sizin gibiler yüzünden insanlar güvensiz inançsız .
şu hayattaki tek amacım alışmak galiba benim. sürekli bir şeylere alışmak zorunda bırakılıyorum. üstüme yapışmış sanki alışmaya çalışma durumu. önce insanların hayatımda olduğu yere bulundukları noktaya alışmaya çalışıyorum çünkü bu benim için çok zor oluyo duvarlarım var ve o duvarı kimse için indirmek işime gelmiyor. neyse indiriyoruz alıyorum içeri en güzel şekilde sığdırıyorum dünyama alışıyorum sonra ansızın gidiyolar birde olmadıkları yere alışmaya calısıyorum. her insandan sonra o duvarlar bir kat yükseliyor nefes alamıyorum. siz siz olun sevin ama alışmayın arkadaslar.
doğum günün bugün. İnan öyle cok isterdim ki yanında olmayı, sana yine hediyeler hazırlamayı annen kadar mutlu olmayı sen doğduğun için cok isterdim. hayat sana bu kadar yakınken uzağa fırlattı beni, önce cok kızdım isyan ettim sonra anladım ki uzakken seviyorum seni yakın olsan yetmeyecek belki sana sevgim. doğum günün bugün, hani şu geçen sene ikimizi de enkaz yığınına çeviren gün. olanlardan sonra karşılaştığımızda yüzündeki ifadeyi ölsem unutmam biliyo musun. ama hep iyi tarafından bakıyorum, bi kez olsun beraber yürüdük biz kez olsun bişeyleri yüzyüze konuştuk ve bi kez olsun bal rengi gözlerini yakından gördüm. ulan hala o günü anımsadıkça ağlıyorum üzüntüden değil ama mutlulukta değil bilmiyorum. tarif edemediğim bi özlem var içimde neyi özlediğimi inan bilmiyorum. günlerdir o kız sana ne alacak diye düşünüyorum, kıskanıyorum biliyo musun nolur kızma bana kötülük düşünmüyorum asla ama kıskanıyorum. hiç kötülük düşünmedim ben senin için en iyi sen biliyosun. mesaj atamıyorum hediye alamıyorum sana yanasamıyorum çok özlüyorum. herşeyi her anı çok özlüyorum biliyorum anımız yok biliyorum yaşanmışlığımız yok ama ben sana yemin ederim aylardır yanında olan kız seni benim kadar tanımıyodur. utandığında burnunun kenarını kaşıdığını, gerginliğini belli etmemek için gülerken yüzünün kızardığını, dünya bi yana arkadasların bi yana oldugunu, tavla oynamaya bayıldığını 101 masasından kalkmadığını, langırt oynamaktan büyük zevk aldığını, o kadar sert görünen yapının altında benim sana bakarken bir lokma bişey yiyemediğini, benim ismimi ne kadar cok sevdiğini ve yeğeninin ismiyle aynı oldugunu bilmiyodur o kız. koyu trabzonsporlu oldugunu, cocukla cocuk gençle genc yaslıyla yaşlı olabildiğini o kadar seviyesiz arkadaşlıkların varken kendinden asla ödün vermediğini sigara içmediğim ve çayı şekersiz içtiğini biliyorum. yağmurlu havalarda şemsiyesiz evden çıkmadığını, hasta olduğunda sesinin çıkmadığını kat kat giyinip siyah bereni takıp dolaştığını annenin rahat vermeyip sürekli bişeyler yedirip içirdiğini bebek gibi baktığını biliyorum. bi evin bi erkeği olmana rağmen karakterinin bu kadar sağlam durduğunu biliyorum. sert yapının altında dünyanın en ponçik kalbine sahip oldugunu duygularını belli etmeyip kaba dursan da insanları cok ince düşünüp kırmadıgını biliyorum. uyku için herşeyi verdiğini gün ayıp odana güneş ışığı gelmese gözünü açmadan uyuyacağını biliyorum. bafra nokulunu çok sevdiğini biliyorum. bugün doğum günü bu adamın, yanında başka bi kız baska bir nefes var seviyo da allah ayırmasın. ama özlüyorum, öyle cok özlüyorum ve arıyorum ki yanında olamıyor olmak en çok bugun canımı yaktı. samsuna gittim sahilde uzun uzun düşündüm bugün, en azından aynı denize bakıp nefes alıyorum bugun onunla diye huzur doldu içim. deniz kadar sonsuz huzurlu bir hayat nasip etsin rabbim sana, sen cok mutlu ol o kadar mutlu ol ki ben bile gıpta edeyim sevdiğim adam nasıl da güzel mutlu oluyor diye. hep gurur duyuyorum zaten ben seninle, her an her saniye. 3. doğum günün seni tanıyalı ilk 2 sini kutlamıştım bu defa cesaret edemiyorum sevgiline saygısızlık etmek hiç istemiyorum. bundan sonrakileri de kutlayamayacagım büyük ihtimal ama hiç unutmayacağım söz veriyorum.
selamun aleyküm yalnızlığım. nasılsın demiyorum biliyorum çok kötüyüz, iç güveyden hallice diye espri bile yapamaz durumdayım. algılarım kapanmış durumda hislerim kördüğüm. anlayamıyorum ben insanların neden bu denli kötü oldugunu herşeye aklım ererken buna erdiremiyorum. ben kendime kötü derken öyle şeyler yaşatıyorlar ki kötülük ne demek şimdi görüyorum. İnsan seviyorum diye sımsıkı sarıldığına nasıl olur da bi kaç gün için de inancım yok diyerek bırakmaya kalkar. İzin vermiyorum gitmesine çünkü hazır değilim onu da kaybetmeye. hani şu dillere destan sevdiğim cocuk vardı ya ondan sonra bana nefes aldıran cocuğu kaybetmek üzereyim şimdi, yitirmek üzereyim istemiyorum gitmesini. ben istemiyorum diye mi kalıyor yoksa emin değil mi bilmiyorum. tabi kalmak denirse buna şimdi. bombok bi durum abi bu, kötülük yapmayın bana. ben cok yandım bedelse bedel ödedim mutlu olmak benim de hakkım artık. duygular dogru ama kişi yanlıs bu durum ne kötü bişey allahım.
bazen mesaj atıp sen ne çok düşünüyormuşsun beni düşünülmediğimi gördükçe sana kızdığım için utanıyorum diyesim geliyor. şöyle karşıma otursan konuşmadan kıpırdamadan ben ağlasam anlatsam susmadan sabırla bitirmeyi bekleyip bana yol olsan. hayatta mantığına inandığım tek insansın ve lafını dinleyeceğim tek insan. kendime örnek aldığım insan sensin biliyo musun. beni yakıp kül eden bi adamı örnek alıyorum yaşam muharebesinde, çünkü sen çok güçlü ve diksin bende senin gibi olmalıyım kurşun geçirmemeliyim. canım yanıyor, canım yanıyo ve beni kimse anlamayacak biliyorum. benim mantık yolum sensin senin aklına ihtiyacım var. uzaktan bakınca o kadar kolay ki seninle karşılıklı oturmam ama burdan bakınca imkansız daha kolay. hayat çok garip, hayat garip ama insanlar daha garip. ben de dahil, ulan insan yandığı adamdan medet umar mı umuluyormuş. her gelen daha cok dondurunca his denen şeyi, ateş muazzam geliyor insanoğluna. sen muazzam bir adamsın, varlığınla yokluğunla bana iyi gelebilecek tek insansın. şimdi gel, ben geldim üzülme artık de, ben burdayım dokunamazlar de. ben geldim de ben geldim de.
ulan kimi sakındıysam kendimden kaybettim. neyin yanlısı neyin hatası bilmiyorum ya da kimin ahı. çalıştığım yerden değil alıştığım yerden kırılıyorum her seferinde. sevdiğinin mutluluğuna bi fotograf karesinde sevdiğiyle beraber gülümserken şahit olmak kadar berbat bi his daha var mı bilmiyorum, tek bildiğim aynı kareyi ikinci kez görmekten cok korkuyorum.
9 gün sonra 1 yıl olacak o lanet gün mü desem, yoksa benim için dünyanın en anlam kazandığı günlerden bir gün mü desem bilemedim. zaman hızlı geçiyor arkadaşlar, zaman acımıyor ve ilaç falan da olmuyo. acı geçmiyor, sadece eskiyor. eskidikçe yerine yeni acılar koyuyorsun eskileri tozlu raflara bi defter sayfasına tıkıyorsun belki , belki de bi kavanoza kapatıyorsun işte kim bilir. her insanın bi acı eskitme yöntemi vardır , kimleri gülerek savunur kendini kimileri koruyamaz benliğini. bana gelince, gülerek savunmadım kendimi ve kaybetmedim de benliğimi sadece büyüdüm büyümek zorundaydım çünkü. acımı da bi deftere sakladım kapattım kapağını koydum en güzel rafa. bazı acılar çok güzeldir, yaşarken ölüyormuş gibi hissetsende her gelen gideni baş tacı ettirdiğinde çekilen acı muazzam hepsi değil tabi. velhasıl, 9 gün sonra bizim japonun doğum günü geçen seneki hediyesini ne planlar yaparak hazırladım eline geçmesini sağladım da ben vermeye cesaret edemedim o getirip geri vermeye cesaret etti hala baş köşem de hatıra olarak duruyo herşeyi. hiç unutmuyorum elime aldım kötüyüm ama sesimi çıkarmıyorum düşünüyorum elimi burnuma götürdüm bi koku geldi, iplerine sinmiş parfümü ben o ipleri kestim kokusunu bi kutuya hapsettim ve ne zaman ona ihtiyacım olsa kokusunu içime çektim. çünkü hiç sarılma sanşım olmadı ona ve hiç yakından sevemedim. doğum günü her ikimiz içinde berbat bi gün oldu. bu sene kutlama ufak bir mesaj atma ihtimalim bile yok biliyorum. ama iyi ki doğdun dünyanın en güzel en karakterli adamı.
İnsanlar çok acımasız adrina, insanlar çok acımasız..
dönüp baksana şöyle etrafına, kaldır bir kafanı baksana etrafına ? mutlu kaç insan var sağında solunda, ya da mutlu olmayı becerebilen kendi çapında ? yetinmeyi bilmiyor kimse adrina, hep daha fazlasında, hep daha iyisinde ve hep daha güzelinde. sahi adrina, güzellik neydi ? güzellik kimdi ve kimdeydi ? sorsana bi onlara, onlar için kalp mi yoksa vücut ya da para mıydı güzellik denilen o muazzam kelime ? sorsana sahi, değişmek nasıl bir histi ve insanlar neden değişirdi ? gidenin hep kazandığı, ezenin hep üstün görüldüğü adalet tartısına biz getirebilir miyiz adaleti adrina ? yapabilir miyiz sence, başarabilir miyiz? yoksa bizde mi kalabalığa karışıp kendimizi kaybetmeliyiz, değişmeli miyiz ?
dönüp baksana şöyle etrafına, kaldır bir kafanı baksana etrafına ? mutlu kaç insan var sağında solunda, ya da mutlu olmayı becerebilen kendi çapında ? yetinmeyi bilmiyor kimse adrina, hep daha fazlasında, hep daha iyisinde ve hep daha güzelinde. sahi adrina, güzellik neydi ? güzellik kimdi ve kimdeydi ? sorsana bi onlara, onlar için kalp mi yoksa vücut ya da para mıydı güzellik denilen o muazzam kelime ? sorsana sahi, değişmek nasıl bir histi ve insanlar neden değişirdi ? gidenin hep kazandığı, ezenin hep üstün görüldüğü adalet tartısına biz getirebilir miyiz adaleti adrina ? yapabilir miyiz sence, başarabilir miyiz? yoksa bizde mi kalabalığa karışıp kendimizi kaybetmeliyiz, değişmeli miyiz ?
bazen ciddi ciddi dünyanın tüm yükü üzerimdeymiş gibi hissediyorum, çok berbat bi his. şükrede şükrede yaşamaya çalışıyorum hayatımı, 3 yıl oldu omü ye başlayalı. berbat 3 yıl geçirdim hala da geçiriyorum. seve seve değil, söve söve atıyorum her adımı.
İlk sene başladım, böyle masum melek gibi bir insandım sonra aşık oldum. İnsanlar severken farketmeden değişiyor sevdikten sonra acısını yaşarken daha büyük değişim yaşıyor. zaten değişmeyen kendinden tek parça veremeyen kaç insan cidden sevmiştir ki ben inanmıyorum. öyle bi değişmişim ki öyle bi kendimi kaybetmişim ki bugün 2 yıl önceyi hatırladığımda kendime acıyorum. ruhum cıkmış bedenimden, sadece bir et yığınına dönüşmüşüm. kan yok yüzümde can yok. mahvolmuşum, perişan etmişim kendimi. ama işin ironisi ne biliyo musunuz, pişman değilim öyle bir insanı sevdim ki o kadar doğru bi insanı sevdim ki. hiç sevmedi beni, hiç bi zaman karşılık vermedi ama bende hiç kötü bir iz bırakmadı. yaşarken ölmüşüm gibi hissettiğim zaman bile kızamadım ona, kıyamadım. o kadar masum o kadar temizdi ki, bi erkek nasıl bu kadar yerli yerince nasıl bu kadar karakteri sağlam yanarlı dönerli olmaz diyo insan tanıdıkça. hiç sevmedi beni evet ama sırf canım yanıyo diye hayatından yaşantısından ödün verdiği noktalar gördüm. bugün hatırladığım her an dua ediyorum rabbim sen koru, sen kötü insanlardan esirge diye. hayatına bir kız aldı 2-3 ay önce o güne kadar yine deli divane seviyordum, sevgimi de asla gizlemiyodum. bazı insanlar sen kızsın peşinde koşma muhabbeti yapıyor ama insan cinsiyetiyle sevmiyo arkadaşlar yüreğiyle sevmiyor, sevdiğinde cinsiyetin egon gururun konuşacaksa sevmemişsinki sen zaten. aşk dediğin rezil olmak değil midir zaten ? kıza gelene kadar hala umudum vardı nasipse yazıldıysa yollarım kesişir diye, bakıyorum şimdi belli ki mutlu her duamda yer veriyorum allah gönlüne göre hayırlısını versin diye, istediği olmadı diye alternatiflerle yetinmesin diye. hala dua ediyorum, hala da gülerek anıyorum seni caaaan, allah yüzün yüreğin kadar temiz insanlar çıkarsın karşına diye. ben yüzüne bakmayı kendime yakıştıramıyorum şimdi zaten yüzünün her çizgisini ezbere biliyorum bakmasam görebiliyorum her gözümü yumdugumda seni. yanındaki kıza ayıp ederim izlersem seni, bakarsam yüzüne. gözün kayar bi anda olsa ihanet edersin sevgine diye bakmıyorum şimdi sana. eskisi gibi sevmiyorum da, ama hep güzel hatırlıyorum herkes senin gibi iz bıraksa insanlarım hayatında ama nadir bulunan bi insansın sen bunu da biliyorum. senden sonra bende aldım hayatıma birini, yaklaşık 2 ay olacak. hissim var, aşk demiyorum çünkü ben bi kere olacağına inanıyorum. ne sana baktığım gibi bakabiliyorum ne de seni sevdiğim gibi temiz sevebiliyorum. ama seviyorum, mutlu oluyorum mutlu ediyorum. en çok bunu istiyodun, mutlu olmam mutlu ederdi seni mutluyum. sende cok mutlu ol, iyiki hayatımda iz bırakan insanlardan oldun.
ali atay - eksik bişey mi var hayatımda 🎶
İlk sene başladım, böyle masum melek gibi bir insandım sonra aşık oldum. İnsanlar severken farketmeden değişiyor sevdikten sonra acısını yaşarken daha büyük değişim yaşıyor. zaten değişmeyen kendinden tek parça veremeyen kaç insan cidden sevmiştir ki ben inanmıyorum. öyle bi değişmişim ki öyle bi kendimi kaybetmişim ki bugün 2 yıl önceyi hatırladığımda kendime acıyorum. ruhum cıkmış bedenimden, sadece bir et yığınına dönüşmüşüm. kan yok yüzümde can yok. mahvolmuşum, perişan etmişim kendimi. ama işin ironisi ne biliyo musunuz, pişman değilim öyle bir insanı sevdim ki o kadar doğru bi insanı sevdim ki. hiç sevmedi beni, hiç bi zaman karşılık vermedi ama bende hiç kötü bir iz bırakmadı. yaşarken ölmüşüm gibi hissettiğim zaman bile kızamadım ona, kıyamadım. o kadar masum o kadar temizdi ki, bi erkek nasıl bu kadar yerli yerince nasıl bu kadar karakteri sağlam yanarlı dönerli olmaz diyo insan tanıdıkça. hiç sevmedi beni evet ama sırf canım yanıyo diye hayatından yaşantısından ödün verdiği noktalar gördüm. bugün hatırladığım her an dua ediyorum rabbim sen koru, sen kötü insanlardan esirge diye. hayatına bir kız aldı 2-3 ay önce o güne kadar yine deli divane seviyordum, sevgimi de asla gizlemiyodum. bazı insanlar sen kızsın peşinde koşma muhabbeti yapıyor ama insan cinsiyetiyle sevmiyo arkadaşlar yüreğiyle sevmiyor, sevdiğinde cinsiyetin egon gururun konuşacaksa sevmemişsinki sen zaten. aşk dediğin rezil olmak değil midir zaten ? kıza gelene kadar hala umudum vardı nasipse yazıldıysa yollarım kesişir diye, bakıyorum şimdi belli ki mutlu her duamda yer veriyorum allah gönlüne göre hayırlısını versin diye, istediği olmadı diye alternatiflerle yetinmesin diye. hala dua ediyorum, hala da gülerek anıyorum seni caaaan, allah yüzün yüreğin kadar temiz insanlar çıkarsın karşına diye. ben yüzüne bakmayı kendime yakıştıramıyorum şimdi zaten yüzünün her çizgisini ezbere biliyorum bakmasam görebiliyorum her gözümü yumdugumda seni. yanındaki kıza ayıp ederim izlersem seni, bakarsam yüzüne. gözün kayar bi anda olsa ihanet edersin sevgine diye bakmıyorum şimdi sana. eskisi gibi sevmiyorum da, ama hep güzel hatırlıyorum herkes senin gibi iz bıraksa insanlarım hayatında ama nadir bulunan bi insansın sen bunu da biliyorum. senden sonra bende aldım hayatıma birini, yaklaşık 2 ay olacak. hissim var, aşk demiyorum çünkü ben bi kere olacağına inanıyorum. ne sana baktığım gibi bakabiliyorum ne de seni sevdiğim gibi temiz sevebiliyorum. ama seviyorum, mutlu oluyorum mutlu ediyorum. en çok bunu istiyodun, mutlu olmam mutlu ederdi seni mutluyum. sende cok mutlu ol, iyiki hayatımda iz bırakan insanlardan oldun.
ali atay - eksik bişey mi var hayatımda 🎶
ne var ki;
sarılınca geçecek acılar yüzünden
sararıp dökülen yapraklara döndük.
27-sokak lambası 🚬
İyi geceler gençlik ✋✋
sarılınca geçecek acılar yüzünden
sararıp dökülen yapraklara döndük.
27-sokak lambası 🚬
İyi geceler gençlik ✋✋
yarın son bir vizem var ve bu haftayı sağ salim atlatmış olucam allah izin verirse. şimdiye kadar aldığım notların hepsi beni tatmin edecek kadar yüksek olmasa da iyi. kafayı yem
bugünün gündemi kış saati uygulamasına geçmediğimiz için yaşanan karmaşa anlaşılan :) günlerdir operatörlerden mesaj geliyor halbuki saatinizi kendiniz düzeltin diye karmaşaya gerek yok kuzular. sabah uyandığımda bende bi şaşırdım sonra aklıma geldi neyse düzelttim saati ulan sosyal medya geriden geliyo 1 saat napsam ne etsem google soracam nasıl soracam bilemedim ama deliriyorum neyse canım annem sağolsun saat dilimini bağdatın dilimine al otomatik saat diliminden cık dedi ulan baktım düzeldi canım annem melek annem :dd
İlahiyat fakültesinin bu yıl ki hazırlıklardaki erkeklerin özgüveni tavanda. bu okulda herkesin adı çıkar daha bilmiyorlar tabi. kız erkek farketmez en ufak hareketiniz dedikodu malzemesi olur tecrübeyle sabit abi. bi de üst sınıflara dadanıp sosyal medya hesaplarından eklemeler falan küçük gördüğümüzden değil ama senden büyük bu kızlar insan bi çekinir utanır. ne bileyim be. yapmayın, okul standartlarına göre eli yüzü düzgün olanlarının var içinde masalarda kendinizi dedikodu malzemesi olarak ortaya atmayın. valla bizim masada ful dedikodu konusu sizsiniz. bütün masa bizim ekibe dadanınca hepimiz sizi farkettik tabi. yapmayın :dd
arkadaşlar şimdi size bişey anlatcam. yaklaşık 2,5 aydır biriyle konusuyorum. sosyal medyadan tanıştık memleketimiz bir üniversitelerimiz farklı bu uşakla herneyse. geçen ay görüştük bi kez, ben konusmaya başladıktan sonra 2 sene önce beğendiğim bi cocugun arkadaşı oldugunu öğrendim. yüz yüze görüştüğümüzde diyecektim ama ilk buluşma heyecanıyla unuttum. daha sonra telefonda konuşurken anlattım ona durumu sadece begenmekle kalmadı çocuk duyup dedikodu çıkarınca olay fena halde büyüdü kavga cıktı faln ama sene geçti üstünden. çocuk bunu duyunca kafam karıştı dedi 3 gün sonra geldi görüştük mükemmel bir gün geçirdik en yakın arkadaşımla tanıstırdım onu. normalde ilgisi çok az olan adam ilgisini üst seviyelere cıkardı daha cok merak eder oldu beni neyse 2 gün sonra biz olamayız dedi, sordum hiç mi şansımız yok diye buluşalım dedi tekrar buluştuk bu kez o beni en yakın arkadaşıyla tanıstırdı. arkadası istemsiz bişeyler anlattı cocuk beklediğimden daha cok değer verip belli etmiyormuş meğer. ama hala kafam karısık diyo, işin kötüsü benim duygularım almış başını gidiyor. sizce yol yakınken virajı sağlam alıp dönmeli miyim yoksa beklemeli miyim ?
İçimi acıtan bişey hissediyorum, hani böyle sırtına göğüs kafesine ciğerlerine bişe saplayıp saplayıp çıkartırlar ya heh işte öyle bi sancı. canım ağrıyor abi, canı ağrır mı bi insanın ilk defa şahidim canım ağrıyor. düşünüyorum daha kaç tamamlanmamış insan eti bırakıcam gökyüzüne diye. belki de tamamlanmamış insan eti benim sadece. yanlış pencereden bakıyorum hayatıma, belkide yarım olan da eksik olan da benim sadece. evet evet, yarım kalmışlığım var ama kolay kolay yarım bırakmışlığım yok. sadece bende olamaz problem. İnanın karmakarışığım, hislerimi gururumdan söyleyemiyorum. biliyorum kısa bi süre sonra geçer acısı ama pişmanlığın izi hep kalır. hissetmedim derken hissettim mi diye düşünüyorum. ya insan ulaşamadığının delisi kızım diyip, mantığımı konuşturuyorum. geçer dimi bugünler de ?
8.30 daki ders çıkışında r11 e binmeyin abi, resmen pres olduk. arka taraf boş diye arkadan binmeye kalktık bir anda kendimizi erkeklerin içinde bulduk. yetmedi kendimizi koruyarak gideriz dedik besyoda bir arkadaş bindi. ulan nefes almaya yer yok duraktakilere bağırıyor gel kardeşim sende gel diye. kafama oturup gitmeyi planlıyodun herhalde. neyseki kayıp yok hala tek parçayız. İyi akşamlar 😂
nasıl bi sisteme kurban gittim hala anlamış değilim. ve işin kötüsü ısrarla omü de okuycam diye kendimi yırtıyorum. diğer üniversitelere gidip baktım, hiç birinde aynı tas yok aynı
hoşlandığım insan fakir çıkmış gibi hissediyorum resmen nasıl bir elem allahım buu