selam gececi dostlarım. uzun süredir aranıza katılamıyorum. karadeniz adamıyım ben. hayatımda arada sert firtinalar oluyor. ve ben yelkeni rüzgara ayarlarken bazen kendimi tam bir kaos durumunun içinde buluyorum. ama artık iyi bir kaptan oldum. bu firtinayida atlattik şükür. sizler nasilsiniz. suan ankara'dan samsun'a dönüyorum. gece yollar güzel. radyoda selma hünel ir ihtimal daha var. 60 km yi gecmeden ince ince gidiyorum. bu icimdeki keyifmi yoksa huzunmu bilemedim. sanirim yine gri bir hayata tekrar adim atiyorum. neyse buralardayim artik. hepinize kucak dolusu sevgiyle selamliyorum. geceniz guzel olsun.
27&birol namoğlu-muhtemel aşk. bu şarkı eşliğinde yazıyorum bu gönül kırıntılarını. baştan söyliyeyim dostlar sakın demeyin herkese pozitif duyguları aşılayan sen, şimdi kendinle çelişmiyor musun diye. çelişmek ne kelime göze göz dişe diş çatışıyorum. kendimi 45lik kurşunlarla öldürüyorum. hatta yetmiyor. kesmiyor içimdeki öfke dolu tilkiyi. kanasla kalbinden vuruyorum. beyninden mıhlıyorum o iyimser benliğimi. timsahlar doymuyor parçalarıyla. kaplanlara da iyi niyetlerimi sunuyorum. farkındayım zehir zemberek yılanlarla sarılı dört bir yanım. öleceksin lan işte. hemde bildiğin her acının dibine vura vura öleceksin. kalbinin kıyılarında bir avuç acıya bata bata öleceksin. öleceksin ulan. gebereceksinnn!!! taşıdığın her iyi niyet kadar tecavüze uğrayacak sevgim dediğin kavram. kahpe olacak alçaklar masasında. meze olacak akbaba gibi acılarla beslenen ağzı leş kokan soysuzların kahkahalarına. hani nerde senin için ölürüm diyen fahişe ruhlu güzeller. hani nerde uğruna varını yoğunu veren ruhsuz fahişeler. hepsi yalandı. hepsi ruhundaki en son sevgş zerresini yok edene kadar vardı. hepsi çürümüş nefesiyle gülümserken sana, ah güzel adam ne hoş bu adam derken nerdeydi o mertlik nişanına leke sürdürmediğin gururun. kötü günde sarılma, şeref namus diye haykırma. lan kahpelere kahpe araçlar okurken kahkaha atan sen değilmiydin. İyi niyetlerin değilmiydi kan akan küvetlerde temizlemeye çalıştığın ruhuna bir bir lanetli sözler söyleyen. sen onları masal şarkısı, kendini ise beyaz atlı prens sanmadınmı. şimdi sakın ama sakın bana bana hala iyi insanlar var deme. sana bunları yazdıran kalbinide iyi insanlar söküp gitmedi mi....
günaydın dostlar. umarım herkes neşeli mutlu bir pazar geçiriyordur. x başkan bizim pide yalan oldu hakkın var uyku tatlıymış. hava da zaten içgüveyisinden hallice. sanırım içimi ısıtacak bi yerlere gitmeliyim. yemek konusunda damak tadını hoş tutmak isteyen arkadaşlara bi tavsiye vereyim. turgut özak kız öğrenci yurdu karşısında ahşap konsepti ile hoş samimi ve sıcak bi mekan olan kardeşler et mangal'ı tavsiye ederim. her türlü et ve et ürünlerinden oluşan menüsüyle öğrenci kesesine uygun sıcak bir mekan. lahmancunculara duyrulur. birazda kebap deneyin. 😉
az önce tvde zap üstüne zap yaparken jackass büyükbaba filmiyle karşılaştım. defalarca izlesem doymam. aklıma şu acıların dibine vurmuş arkadaşlarım geldi. mutlaka izleyin. kendinizden utanırsınız. adam büyükbaba ve torunuyla o kadar olumsuzluğun içinde eğlencenin dibine vuruyo.
günaydın dostlar. bu nasıl bir havadır. utangaç bir genç kız gibi. gösteremem tüm güzelliğimi herkese diyor. ama bakın bende daha neler var diye peçesini açıp kapatıyor. ve bi de neden hayvanlara verdiğimiz eğitimler içerisinde duş ve banyo eğitimi yok. ne olur yani alsa havlusunu girse duşa. bu hissiyatlarım yataktan çıkmak istemememden. İkna oldum artık içkiyi hüzne içmeyeceğime. uykudan uyanır uyanmaz bi kadeh sallayabiliyorum. tvde alaskan women looking for love. hayallerinin erkeğini arayan kadınlar. geleneksel yöntemler. yataktan kalkma isteği yok içimde. 3 evlatda yıkanacak durulanıcak kurulanıcak. en iyisi ben şişeyi bitirim. sabah kafası gibisimi var. amerikaya uçaksız gitmeye bile cesaret edebilirim o zaman.
ne güzel demiş ömer hayyam. "geçmiş oian dünden hiç yad etme, yarın da geimemişken feryad etme, düşünme geieceği de geçmişi de, şimdi şen oi da yaşamı berbad etme" yaşananları değiştiremeyiz. ağlasakta sızlasakta değiştiremeyiz. ama geleceğimizi değiştirebiliriz. ve şu baharın habercisi günlerde bir papatyanın an be an açışını izlemek bile yetiyor insana bir umut vermeye.
günaydın dostlar. dün gece anlam veremediğim bir ani uyku kapladı beni. uzun süredir kendiliğimden dalmamıştım uykuya. bu olayın iyi yanı tabi. sonrasında uykumda gördüğüm garip rüyalar sabah sabah kafamı allak bullak . umarım siz keyifli bi gece geçirip rahat bi uyku çekebilmişsinizdir.
bu gece efkar var millet. harbiden çok derin mevzu. şuan ne yaptığımı bilmeden daha doğrusu ne yapacağımı bilmeden yat limanında arabada oturuyorum. aklım almıyo. olmaz. olmamalı. offf offffffff
bugün bolca gözlem yaptım dostlar kampüste. uzaktan uzaktan izledim insanları. hareketlerini, davranışlarını, düşüncelerini, anlık sevinç ve üzüntülerini hatta hayal kırıklıklarını bile tespit ettiğim oldu. dostlarla girişilen uzun sohbetlere ve tartışmalarada pek katılmadım. tanıdığım insanlarla tanımadıklarım arasındaki tüm farkları, aynı konuda sahip oldukları fikir ve düşünceleri kıyasladım. vardığım en değerli tespit kişileri tam anlamıyla tanıyabilmek için anlık yaşadığı yoğun duygulara verdikleri tepkileri analiz etmek gerektiği oldu. yaşanan duygunun yoğunluğu arttıkça kişinin özüne en yakın kimliğe büründüğünü gördüm. sanırım odamın gözlem duvarına birkaç not daha ekleyeceğim. saf insan tezimi bitirmem az kaldı. yılların emeği kısa zamanda son bulacak gibi. sizlerlede paylaşacağım ve hepinizin kendinden birşeyler bulacağına inanıyorum dostlar.
yanlışların telafi edildiği, hataların ise ağır bedeller ödediği bir dünyada yaşamak. ve bunu bile bile mutlak adalet ilkesinden şaşmamaya çalışmak. sanırım hayatımın en kısa özeti bu.
birden kendimi satılık karavanlara bakarken buldum. yok artık. olurmu öylr şey. ya olursa. neden olmasın. bu sorular dizisi geçti zihnimden. olabilir mi. sahiden koparabilirmiyiz o ipleri. bakalım. geceniz güzel olsun dostlar.
bi gün benimle tavla da oynayacak diye korktuğum sevgili köpeğim şuan kucağımda. ve benimle bira içip discoveryde tam konsantre gas monkey garage izliyor. çılgın evlat 😂
akşam oldu. ve ben yine ruhumun en karanlık köşesine çekilmiş buldum kendimi. renkler yok. göremiyorum artık onları. sadece hayaller ve yaşanan hüsranlar var. bir zamanlar yaşadığım her hüsranla karanlıklara hapsolan ruhumu aydınlatan umutlarım, şimdi ancak bir sis perdesi gibi ürperterek sarıyor ruhumu. sanırım artık hiç gelmeyecek o ışık tekrar. artık başka bi yerindeyim. biraz daha dibindeyim hayatın. ne tam beyaz ne de tam siyahındayım. grisindeyim artık. yüreği soğutan, geçmişi ağlatan ve geleceğe yas tutturan bir gri. ne umutlara kapılacak kadar masum kalabildi yüreğim, ne de karanlığa kafa tutacak kadar cesur. üşüyorum. güneşe minnet dolu şarkısını söylerken bile kuşlar ben üşüyorum. yalnızlık değil bu. yalnızlık bile terketti beni. sevgimi hatta yalnızlığımı kaybettiğim gibi öfkemi de kaybediyorum ağır ağır. İçimi alev alev yakan öfkemde beni terkediyor.beni ayakta tutan herşey bir bir terkedip gidiyor. sevinçlerim, hayallerim, rüyalarım ,öfkem ve hatta yalnızlığım beni bırakıp gidiyor. sanırım bir zamanlar ellerimi sıkıca tutan hayat artık nezaketen tuttuğu serçe parmağıma bile tahammül edemiyor. oysa bir zamanlar ne çok severdi beni. rüzgar gibi estiğimi hissederdim kollarında. özgürdüm. delilileri bile kıskandıracak kadar özgür. kendimi ona teslim etmemeliydim. İnsanlara değil hayata güvenmemeliydim. ama bilemezdim. artık herşey için çok geç. üşüyorum. ve heryer karanlık. bu karanlığın içindeki tek renk benim. ne siyah ne beyaz. artık sadece griyim ...
arkadaşlar lütfen otobüskerden indiğinizde otobüsün önünden yola atlamayın. tamam yayalara saygımız var ve yine tamam hızlı gitmiyoruz. ama yolda araç yokmuş gibi yapıp üstünüze doğru gelen aracı umursamamanız her an beni cani bir katile dönüştürebilir. bilginize..
ne olur bir sabah kapım çalınsa. açınca gülüşün içime doğsa. belki bir meyhane biraz da rakı. sen türkü söylesen ben eşlik etsem. geceyi onur akın'la sonlandırıyoruz. ve son kadehi (rakı bitti bira şişesi çaktırmayın) sizler için kaldırıyorum. eyvallah dostlar. geceniz güzel olsun. ;)
kulağınıza küpe olsun dostlar. geri döneceğiniz kapıları giderken çarpmayın. gidişte çıkan sesten kulağım çınlarda özlediğinde pişman olup döndüğünde o kapıyı çaldığını duyamam. kulaklarımda hala çarpıp gidilen kapıların sesi.
bir sigara yakarak başlıyorum yazıma. ben bunları yazarken sohbet etsinler kadehimle yalnız kalmasın rakım. zaten sek içiyorum yıllardır zalim belledi beni iyice. suyla kavuşmalarını engellediğim için hakkı var. beni de anlasa keşke biraz. biz herşeyi saf yaşadık bu hayatta. acılarımızda sevinçlerimizde saf oldu bizim. neyse neyse uzaklaştık konudan. hiç giremedik ki zaten. ayılınca söz ama.
herkese afiyet olsun hayattınızda çok acı varsa doldurun bi kadeh sek rakı o size şerbet olsun.
eyvallah..
herkese afiyet olsun hayattınızda çok acı varsa doldurun bi kadeh sek rakı o size şerbet olsun.
eyvallah..
merhaba dostlar..
öncelikle bu yazdıklarım başucunda acı rakısı kalbinde derin acısı olanlara bunu belirteyim. yüksek doz alkolle intahar etmeyi bilenlere. her gece ölüp ölüp doğan her güneşle yeniden dirilenlere. birbirimizi tanıyoruz aslında. ayrı şehirlerde aynı rakıda buluşur farklı acıları meze yaparız. mezelerimiz acıdır rakı içeriz ağzımız tatlansın diye. en dibine düşeriz de acıların, dibine giremeyiz bir türlü kara toprağın. gökyüzüne bakarız. bekleriz. her gece bekleriz. ama gelmez gelmeyecektir beklediğimiz. her hayalimiz bir dumandır, son bir kez ciğerimize çektiğimiz sigarayla bizi terkedişini izleriz.ruhun bedenden gidişi gibi hayallerimiz terkeder bizi.
her kadeh ilk kadeh gibidir bize.her kadeh aynı sebebin şerefinedir. son kadeh farklıdır sadece.son kadeh vedadır. son kez gidirirsin sevdiğine sanki gelinliği.ve o gider sen kaybedersin.
öncelikle bu yazdıklarım başucunda acı rakısı kalbinde derin acısı olanlara bunu belirteyim. yüksek doz alkolle intahar etmeyi bilenlere. her gece ölüp ölüp doğan her güneşle yeniden dirilenlere. birbirimizi tanıyoruz aslında. ayrı şehirlerde aynı rakıda buluşur farklı acıları meze yaparız. mezelerimiz acıdır rakı içeriz ağzımız tatlansın diye. en dibine düşeriz de acıların, dibine giremeyiz bir türlü kara toprağın. gökyüzüne bakarız. bekleriz. her gece bekleriz. ama gelmez gelmeyecektir beklediğimiz. her hayalimiz bir dumandır, son bir kez ciğerimize çektiğimiz sigarayla bizi terkedişini izleriz.ruhun bedenden gidişi gibi hayallerimiz terkeder bizi.
her kadeh ilk kadeh gibidir bize.her kadeh aynı sebebin şerefinedir. son kadeh farklıdır sadece.son kadeh vedadır. son kez gidirirsin sevdiğine sanki gelinliği.ve o gider sen kaybedersin.