Akay
şu yağan kar yüzünden bile bugünü samsun' u yeniden sevdiğim gün ilan ediyorum. her şeye rağmen en birinci şehrim sensin ❄️🖤
dostoyevskismetozel
8 mart dünya emekçi kadınlar gününüzü kutlar. gücün, güvenin ve asaletin yalnız kendi içinizde olduğunu yeniden hatırlatırım.

gülümsemeyi ve inancı yitirmeyin, selamlar.
Megalove
samsunun soğuğu yeniden hoşgeldin kışlıklar dolaptan çıksın ozamn 😊
iyikalplipsikopat
degisim ve idrak

degisiyorum.hayata bakis acisindan olmasada kitap okumayi aliskanlik haline getirerek ilerliyorum 500 sayfalik kitabin yarisina 3 gunde ulastim ama cok gerideyim bu dunyadan uzagim onu yeniden taniyor gibiyim cografya tarih matematik biyoloji kimya fizik hicbir sey hicbir sey bilmiyorum insanlarla iletisimimimin normallesmesi bir motive oluyor.acaba 2 ay sonra ne olacak kac kitap bitirmis duzenli sporla ne kadar vucudumu ilerletmis olacagim.suan icin kendi evimde kendi paramla kimseye muhtac olmadan yasamak disinda bir amacum yok.peki ya bundan sonra?bir kole gibiyim ama ozgur olunca ne olacak?

hayat cok basit hep ayni dongu var ayni olaylar var ayni mevsimler ayni rutinler.her sey cok sinirli surdaki yazilanlara bakin hepsi daha cok tuketmekten ve hayata uyumdan ote anlam tasimiyor.hayatta kalmaya calis eglenmeye calis ve uremeye calis hayatin anlami bu bu yuzden tum cabalarimiz dertlerimiz bundan ote anlam tasimiyor her sey dogaya gore ilerliyor ozgur irade kocaman bir yanilgi galaksiler yildizlar gezegenler donuyor dunya donuyor biz insanlarda onunla birlikte donuyoruz evren bir saat bizde onun parcasiyiz.her sey bir aldanis bu yuzden hiclikten tanimsizliktan sessizlikten benliksizlikten baska sozum yok
mechuladam
herkes yalnızsa nerdesiniz ya keşif edilmemiş amerika gibiyim çürüyeceğim sevgi duygusunu yeniden hissetmek istiyorum..
bitmishaziran
en çok birşeyleri düşündüğüm hatta dalıp gittigim zamanlar hep kahve yaparken ki zamanlardır. ama bu sefer farklı gozumden akan istemsizce yaşlar, bogazimin dugumlenmesi bu sefer dusundugum sey cok derin. sırf ayrılalı bu kadar gün oldu diye hesaplamamak icin ayın kaçı olduguyla ilgilenmedim o gittigi gunden beri. hatta oyle birsey ki sınav takvimine bile bakmadim yarin ne sinav var diye sorardim millete. sinavda tarihi yazmak zorunda kaldigimda bugun ayın kaçı diye soruldugunda beynim sanki otomatikman biteli kac gun oldu diye saymaya basliyordu yeniden. ve ben uzerinden su kadar gecmis gideli bu kadar oldu demek istemedim hic. cunku oldugu yerdeydi kalbimdeydi gitmemisti. kalbimdeyken gittigi gunu saysam ne saymasam ne? bu kadardir onsuzum demek koyuyordu hep. hala benimleyken gittigini yedirememek, inanmamaktı benimki. zaten onsuz gecen hic bir gunde birsey ifade edemezdi benim icin. ve demin bir yandan kahve yapip bir yandan telefonuma bakarken tarihi gordum. gecen sene bugun onun ilk mesajiyla uyanmistim. herseyin baslangici olan gun tam da bugundu. o kadar garip ki gunlerden aylardan kacarken gormemek icin direnirken bugunu bizzat gormek o kadar acı bisey ki. sen kac kac oyle bir an da yakalan ki tum dunya tekrar basina ayni sekilde yikilsin. yani diyecegim o ki ne kadar kacarsaniz kacin bazen yine gercekler yuzunuze vurur.. çok özledim be adam seni, yine gelsen ya bugun tam da simdi...
anonim
her şeyin karmakarışıklığı içinde artık sıradanlaşan görünmez hayatım yavaşça sarpasardığı sonsuz döngüyü tamamlamak adına beni uzun zamandır tüketiyor.aldığım nefesin derin anlamları içinde kaybolan değersiz tükenişlerim ruhumu yeniden ve yine kimlik karmaşamı ironiyle taşarcasına her şeyin gereksizliğinden emin zihnime devrediyor.biliyorum kum taneciklerim yerçekimi karşısında süzülürken tutunacak bir anlam bulamadan öylesine boş ve saydam halde savruluyorlar.şimdi her şeyin anlamsız olduğu gecenin karanlığının en koyu halinde kendi kendime verdiğim hayatımın anlamı çözme,kendime beni tükettiğim oksijenin hakkını verecek bir bahane arayışım yine her zamanki gibi daha derin düşüncelerin koynuna atarken buradayım.
nerdby
efendim ben lise çağımdayken astronomi fizik biyoloji bilgisayar programlama ve üç boyutlu tasarım konularıyla çok ilgiliydim. hayatımın merak ve odak konusu bunlardı. fakat malesef bölüm tercih kağıdıma inşaat ve makine gibi iş imkanı iyi bölümler yazdırdılar. ailemle ve rehberlerimle konuştum ve maddiyat benim doğama üstün gelmişti. okumaya başladığım ilk yıl bir şey anlamadım çünkü bölüm dersleri pek yoktu ve mühendisliğin kulağa hoş gelen adı vardı. ta ki yaptığım yanlışı ikinci sınıf sonundaki stajda ankaradaki bi şantiyeye girene kadar. o mekanda ne bi mühendislik vardı ne de ilgimi çeken bir şey. güneşin altında çimentonun kalıba dolduruluşunu izledim bir buçuk ay. hayatım boyunca öğrendiğim ve geliştirdiğim hiç bir yeteneği kullanamadan işçilerin hiç bir şey bilmeyen mühendis şeklinde düşündükleri kişi oldum. dedim ki burası ait olduğum yer değil. bölümümden koptum ve umutsuzluk içindeydim. artık bölüm değiştirmek için de geç olduğunu düşünüyordum. okuma süremi uzatarak aileme daha fazla yük olmak ve bağımlı kalmak istemiyordum. mecburiyetten derslerde sıkıla sıkıla okumaya devam ettim. geçtiğim her dersin beni o şantiye cehenneminde kaybolmaya götürdüğünü bilerek. sonra bir sevgilim oldu. lol, sevgili ortam fln derken iyice kopmuştum derslerden ve 3. sınıfta sadece iki ders geçtim. son sınıfta biraz toparlanayım derken o eski sevgilimden ayrıldım ve ruhsal sorunlar iyice ağırlığını göstermeye başladı. bana destek olduğu için başka biriyle çıkmaya başladım fakat o... neyse o kötü üstüne kötüyü şimdi anlatmayacağım. 4. sınıf da tam bir fiyaskoydu anlayacağınız. dibe vurduğum zamandır. şu an krediyi zor denkleştirip alabildiğim 12 dersimle beşinci sınıftayım fakat bir farkla. asistan hocamla yaptığım konuşmada yazılım ve tasarım yeteneklerimi konuşturabileceğim bir yol gösterdi bana. "kesin yüksek lisans yap ve mekanik felan oku" dedi. araştırdım ve gerçekten kendim olabileceğim bir alanı bu meslekte buldum. şimdi umudumu yeniden kazandım ve artık iç rahatlığıyla çalışıyorum. derslerin çoğunu finallerde verdim. eğer benim gibi okuduğu bölüme yabancı ve geçtiği her dersin onu bir cehenneme sokacağını düşünen varsa umudunu kaybetmesin. cehennemi cennete benzetmenin bir yolu illa ki vardır.

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)