camfincan
merhaba, aramızda berberlik mesleğini yapmış arkadaşlar varsa onlara bir sorum olacaktı. neden "ucundan 2 santim al" veya "yanları al üstlere dokunma" gibi cümleleri red ediyorsunuz? vallahi pıçaklarım. bu saç 2 ayda zor uzuyor lan. bir gün bir berber müşterisi tarafından darp edildi diye haber okursanız bilin ki o benim. not: pek çok farklı berber denedim ve değiştirmeye devam ediyorum ve kendimi iyi ifade edebildiğimi düşünüyorum.
camfincan
merhaba omüdedikodu. bugün aklıma takılan bir şeyi sizinle paylaşmak ve sizden bir şey rica etmek istiyorum. konumuz okulu uzatmış öğrenciler.

karşılaştığım durumların çoğunda okulunu uzatan kişilere olumsuz bir ön yargı duyulduğunu fark ediyorum. "ailesi ne zorluklarla harçlığını gönderirken kimsenin okulunu uzatmaya hakkı yok. biz boşuna mı çalıştık onlar da çalışsın." gibi herkes düşünmüştür mesela. inanın bunu okulunu uzatanların kendisi de düşünüyor. arkadaşlar kimsenin ayakkabılarıyla uzun bir seyahat yapmadan onu yargılamayın.

bazılarımız ömrünü adayacağı mesleği kolay kabul edemiyor. stajdayken veya dersteyken bulunduğu yere ait olduğunu hissedememek veya başka bir bölümde olsaydı nasıl da "öttürebilecek" olduğunuzu düşünüp potansiyelinizin bu hiç de yatkın olmadığınız meslekte harcanacağını düşünmek ne kadar ağırdır anlayamazsınız. bazen de bölüm değiştirmek için o kadar da geçtir ki yapamazsınız arkadaşlar inanın. kendiniz ile sizden beklenenler arasında sıkışıp kalmak, stress, yalnızlık, başarısızlık, hayal kırıklığı, bunalım, sağlık sorunları, kötü ilişkiler, kontrolünüz dışındaki üzücü olaylar hepsi bir arada üzerinize bir karanlık gibi çöktüğünde hanginiz ders çalışabilir? hanginiz **ilginizi bir gram çekmeyen** derste dikkatini saatlerce 1 noktada toplu tutabilir bana cevap verin? inanın bu kişiler sizden çok daha fazla çabalıyorlar, kendilerini kör bıçakla yontarak bir şeyler başarabilmek için nasıl bir sıkıntıya katlanıyorlar anlayamazsınız.

size bir şey diyim mi? ben o her türlü zorluğa rağmen, onca başarısızlığa rağmen yılmayıp tekrar deneyebilen ve okulunu yine de bırakmayan o insanlara saygı duyuyorum. ve siz de o insanlarla oturun 10 dakika sohbet edin. İçlerinde taşıdıkları sıkıntıya rağmen hayata bakış açıları öyle güzel olabilir ki inanın şaşırırsınız. onların eksiğinin değil fazlasının olduğunu fark edersiniz. İyi akşamlar.
camfincan
selam omüdedikodu. döndüm ve iki lafın belini kırayım ve beni hatırlayan, inişli çıkışlı, hüzünlü, zorlu ve mutlu hikayelerimi bilen kaldı mı bir bakayım dedim. zaman nasıl da geçmiş. sular nasıl da durulmuş. burda anlattıklarım buzdağının görünen yüzü olsa da az buz şeyler değil. ama her şey geçiyor. vesile bir titanik bile olabilir buz dağlarını eritmeye. bana da bir titanik çarptı. ama meğer titanik değil de, o da benim gibi bir buz dağıymış. kendim gibi biri. onunlayken eridik sulara karıştık. eski şeyler artık geçmişte kaldı be omü dedikodu. geçmişte kaldı da, gelecek de var. harıl harıl çalışıyorum mesela artık-sonunda-nihayet mezun olacağım bu dönem(inş, vurun tahtalara duvarlara :d ). sonradan buraları çok özleyeceğimi bile bile terk edeceğim gençliğimin son demlerini yaşadığım bu omü topraklarını. bakıyorum da gençliğimi yaşamış mıyım tam bilinmez ama halimize şükretmemiz lazım. bizden çok daha zor durumda olan insanlar var. çok da uzun yazmayım. sonra yine yazarım omüdedikodu. İyi geceler.
camfincan
kendim için değil bi arkadaşım için itiraf, 3 sınavı var, saa4 e geliyo ve hala uyuyo. hayat zor (:
camfincan
arkadaşlar acil f ikr-i yardımınıza ihtiyacım var. kendimi baya kötü hissediyorum. tarafsız gerçekçi düşüncelerinizi duymak istiyorum. şimdi konuya girersem, şöyle başlayayım. beraber güzel bir yıl geçirdiğim eski kız arkadaşımla ilgili konu. İsmi es diyelim. pek çok kız arkadaşım oldu. fakat beni en çok seven ise es.di buna adım gibi eminim. öyle ki yarın evleniyoruz desem, akşama otobüs bileti alıp yanıma gelecek biriydi. ben de onu seviyordum fakat kabul edemediğim 2-3 yönü de vardı. evlenmem diyordum onunla. yine de sevdiğim özlediğim yönleri var. es ile yaklaşık 2 ay önce ayrıldık. benim aklımda şüphem yoktu. özlemedim pek. diğer ayrılıklar gibi zor olmadı. o da beni aramadı zaten. ama hayat olarak zor bi dönemdeydi. kardeşi hastaydı, ailesiyle ciddi sorunları vardı. o zamanlarda yanında olmadım. bu yüzden bir pişmanlığım var. neyse daha sonra mesaj attım geçen ay. konuştuk barışır gibi olduk. barışmak istedi. onun sesini özlemiştim. ama benim bir kız arkadaşım vardı. o nedenle barışamadım. arkadaş kalmak istedim. bi ilişkimin olduğunu bilmiyordu, söylemedim. sanırım vazgeçti benden. 3-4 gün önce farkettim beni engellemiş. yeni bir ilişkiye başlamış hatta ciddi bi seviyedeler. biz ayrılmadan önce tanıştığı biriyle. sinirle sordum engellemediği bi yerden. seni aldatmadım dedi. bana mesaj atma dedi(düzgün bi açıklama bile yapmadı). sonra ordan da engelledi. bu bana koydu arkadaşlar. niye engelliyor ki? napcam bişeyine mi karışacağım sanki? zorla kendime mi döndürmeye çalışacağım? ben onun mutlu olmasını isterken sadece, bana düşman gibi davranması çok saçma. en son olarak da dün mesaj attım. dedim "neden engelliyorsun? hayatında sana engel olmayacağım zaten benm de bir ilişkim var, yine de konuşmalarımıza değer veriyorum, canın isterse mesaj atarsın, mutlu ol" dedim daha düzgün cümlelerle. cevap vermedi ama engellemedi de. belki de devam eder benimle konuşmaya... siz olsanız ne yaparsınız?
camfincan
saat 3 civarı türkişteki tramvay durağından indiğim sırada sağımda kalan telefonda konuşan yeşil kazaklı kilolu kız çok tatlıydın bakışlarını unutmayacağım allah seni sahibine değil bana bağışlasın bu yazım da bir ilk bu arada görüşürüz amin :))
camfincan
bazen öyle bir zaman geliyor ki beynimin ürettiklerine hayret ediyorum. ya başarılı olmak istediğim bi alanda bu kadar düşünce üretse beni tv.den izlerdiniz herhalde. bir beyin bu kadar olumsuz düşünceyi üretmemeli. mavi ekran vermekten korkuyorum. ortada pull yok push yok. (atasözünü hatırlayamadım). geçmişi geride bırakıp yürüdüm. ama geçmiş bavul gibi. ağır olsa da içinde değerli şeyler de var. hayat yoruyor. yaşlı insanların neden uzun yaşama isteğinin kalmadığını anlıyorum. (hayat dediğin isimli belgesel vardı, altın değerinde). eternal sunshine of spotless mind filminin başındaki gibi kalksam yataktan. aklım bomboş olsun. sonra o kişi çıksın karşıma. öyle devam edebilelim istiyorum. aklım bomboş bir şekilde huzur ve yanında sakin buruk hislerle sabahın griliğinde deniz ufuklarına bakabilmel istiyorum. bir de unutmak.
camfincan
bisikletimle spor gezisi gibi bir şey yapmıştım. spor parkında teyzelerle yarışıp gururlu ve mağrur bi şekilde 1.5 saatlik antrenmanımı bitirmiş evime doğru gidiyordum. yanından kaslarımı sıkarak geçtiğim kız niye bana seslendin? arkamı dönüp bakcam diye niye acele edip direksiyonu fazla kırdım. senin önünde niye yuvarlandım. yazık değil miydi bana? gururlu olmasam gideceğin yere bırakırdım kusura bakma.
camfincan
yıllar geçti onun üzerinden. unutmak için başkalarıyla oldum. unuttum. veya sandım. ama duygular yok olmuyor. kimseye o tutkuyla bağlanmadım. kimse için o kadar uğraşmadım. kendime ihanet ettim. ona etmedim. onun için, ondan gittim. onun için onu engelledim. başka dünyaların insanıydık. ben ise astronot olmak isterdim çocukluğumda. bir kere gökyüzüne ulaştım sandım. onu kollarıma bir süre aldım. ama yerçekimi yenilmiyor arkadaşlar. o yenilmeyince ben yenildim. nerden çıktı bu yazı diye soranlar olur belki. aslında bir sebep yoktu. gökyüzünde bir yıldız kaydı. o sandım. başka bir kızın duruşundan bana baktı, kaldım. o beni sildi. ama gözlerimde kaldı dokunuşu. nereye baksam ondan bir iz bıraktım. kimsenin göremiyor oluşu var. olsun. biliyorum ki. kızım boyalarıyla renklendirir dünyamı. İz felan bırakmaz. doğacağı günü bekliyorum.
camfincan
vay be güzel etkinlik varmış, samsunda olmadığım zamana denk geldi. sağlık olsun gidecek bütün arkadaşlara bol eğlenceler ^^
camfincan
of be içim yanıyo. kızın kankasını aşırı kıskandım az önce. öğlenden beri birlikteydik sevgilimle. İkimizin de canı biraz sıkıldı son saatlerde, tabi yapcak bişey bulamadık. sonra kankası geldi. bunlar tabi sohbet iyi gül eğlen. ben ise sinir küplerine bindim sürüyorum sahillerde. çocuk "o benim kardeşim sayılır, kusura bakma" gibi şeyleri tekrarlayarak demesine rağmen kendime yediremiyorum. of. sanırım iyi bi ders çıkardım. sevgilime bu kadar zaman ayırmayacağım sonra daha kötü oluyor. özlesin yolumu gözlesin.
camfincan
bi önceki gönderimde yorumda detay verecektim ama uyuyakalmışım 😂 detay da şu: o gönderiyi buraya, hiç o şekilde yazılmayan, bulunmaya çalışılmayanlar için yazdım. (ben de dahil) daha önce hiç birini beğenip de buraya yazmamıştım. yazcağımı da sanmazdım. ama samimiyim. beni bulun bi çay içelim. sağlıcakla ^^
camfincan
bugün samsunda seni gördüm, telefonundan omü dedikoduya bakıyordun. kendine has güzelliğin aklımda yer etti. hayatta hep mutlu ol emi? :) sen kendini biliyorsun. emin olamadıysan yoruma bak. olduysan da bak. herkese iyi akşamlar.
camfincan
akıl danışmaya geldim omü halkı ^^ hatunun biriyle konuşuyorum. flört felan her şey tamam. adını koyduk sayılır. ama daha ileri adım atamıyorum. ben daha onun her yanına girip tüm dünyası olacaktım. arkadaşına saçına başına karışacaktım. yok kız önlemini almış yaptırmıyor. böyle tereddütlü olması tuhaf yani. sakladığı bir şeyler var belli. ne yapayım? biraz zaman verdikten sonra uğraşmayı bırakayım en iyisi. henüz bağlanmadım zaten.
camfincan
şu sohbet olayına bi bakayım diyorum, ilkim olacak çünkü. sonra bi yorgunluk, bi siyahlıklar bi rüyalar fln. anladınız siz :) günaydın
camfincan
"günaydın, şey aslında şuan saat 6 ve güneş daha doğmadı, ama güneş diye ben sana döndüm. " diyebileceğiniz birileri varsa, hayatta şükretmek için çok iyi bir sebebiniz var demektir omü halkı. günaydın.
camfincan
insanlar eş seçiminde niye bu kadar dış görünüşe önem verirler ki? hani düzgün giyinmeyi demiyorum, insanların değiştiremeyeceği yüz, göz gibi özellikleri diyorum. bi kişinin daha adını bilmeden çok yakışıklı/güzel diye aşık olanlar var. ya bu güzel insanlar sırf görünüşüyle bu kadar şey elde ederse karakterini düzeltmeye gerek duyar mı? sonra evlilikte şiddet niye yaygın diye soruluyo. ben söyleyim, çünkü hak ediyorlar.
camfincan
eski sevgilime arada rastlıyorum. konuşuyoruz felan. aramızda geçenlerden sonra artık onla olmaz diye düşünüyorum. ama vücutsal öyle bir çekim var ki. birbirini tanıyan tenler laf dinlemiyor. rüyalarıma girmeye başladı. fırtınaya çekilen bi kayık gibi hissediyorum. onu hayatımdan çıkarmam gibi bi seçenek de yok.
camfincan
bir yıl sürmüştü ilişkimiz. birbirimizi çok severek geçmişti zaman. ama zamanla da azaldı da azaldı sevgimiz. bir kaç kere ayrılsak da yeniden barışıp şans verdik bize. ama bi yerden sonra beraber yapmaktan hoşlandığımız şeyleri yapıp birbirimize bek karışmaz olduk. umursamıyorduk sanki. İlgilenmiyorduk. ben biraz daha fazlayım ilgisizlikte. İkimizin de aklında vardı uzun zamandır. "biz olmayacağız." ben böyle düşünürdüm o sözlere dökerdi. geçenlerde arkadaşlarımla takılırken bir kızla fazla yakınlaştığımı farkettim. yanlış bir hareket yapmasam da bu bana bir şey anlattı. demek ki sevgilim kalbimde bitmiş. onu sevdim ama, seven insan böyle olmaz. o da anladı mesafeli duruşumdan ve ilişkimizi bitirdi. sonra bir kelime dahi etmedim onunla. bir ders çıkardım kendime. sadece sevgi ve arkadaşlık yetmiyor. peki ne yeter dedikodu ailesi? sizce bir hata yaptım mı bu ilişkide?
camfincan
samimi soruyorum. özellikle tecrübe sahibi olanınız varsa. " hayatınızın aşkı" ile ondan sonra sığındığınız "hayatınızın sevgisi" arasında kalsanız. İkisini de elde etme şansınız olsa hangisini alırsınız?