zeyli
benim coooook yakin bir arkadasim var. yurtta kalmaya ilk basladigim hafta o alisma evresi cok kotu gecti her seyiyle ve hastalandim. ama bu malum arkadas hic haber alip sormadi benden. haliyle icerledim bu durumu. en son bi haftanin sonunda benden ozur mesajlari atmaya basladi iste. ben de "seni affederim ama arayip sormadigin her gun icin bi ceza cekmeni istiyorum yoksa yok, barismam." dedim. en agirindan, en haslamalisindan cezalar istiyorum arkadaslar sizden. yaratici beyinlere ihtiyacim var suan. darilma sebebime sacma diyen varsa bile en azindan bu kotu haftanin sonundaki tek eglenceme katkida bulunsunlar. oyle yani, kolay olmayacak ama bir ogrenciyi de zorlamayacak her seye acigim.
zeyli
sevildiğini hissetmek güzel şey. yurtlar açıklanınca ilk tepkim "ohh çok şükür" oldu ve bitirdim olayı. 0 atraksiyon. sonra teyzemleri, arkadaşlarımı aradım haber vermek için inanır mısınız hepsi çığlık attı, üniversitenin yakın olduğunu duydukları zamanki gibi. hayatımda geçen olaylara benden çok üzülen yada sevinen insanları gördükçe -ki hiçbiri samimiyetsiz bi şekilde yapmıyor çünkü kendimi bildim bileli yanımda olan kişiler hep- mutlu oluyorum. sanırım ben çok takılıyorum böyle şeylere. moralim bozuk olsa ve o günümü suratsız geçirsem hiç kimse boşvermiyor. hani bazı tipler olur 2-3 kez sorup sonra köşeye çekilirler. "öleyim mi napayım söylemiyo işte ne olduğunu üstüne gitmeyeyim" der. etrafımdaki herkes söylemiyorsam bile tamam der ama köşeye çekilmez ve unutmam ve gülmem için her şeyi yaparlar. birden aklıma geldi tüm bunlar. duygulandım açıkçası. ben böyle küçük şeylerden seçiyorum işte arkadaşlarımı. beni kızdıran şeyi farketmeden 10 kez tekrarlayacak kadar taktıysam mesela "eeeeh yeter anlatma artık şunu" diyenlerden uzaklaştım teker teker. bilmiyorum ya, yine de ben kendimi tanıyorum ya bu sayede arkadaşım olacak kişiyi üniversitede de seçebilirim diye ümit ediyorum. öyle kolay kolay güvenmiyorum da zaten, kimseye lök diye sırlarımı ortaya dökmeyecek kadar akıllandım en azından.
zeyli
yaz tatili evde oturmayla geçiyorsa 2.ayın sonunda kafayı yemeye başlıyorum. kendimi dinlemek, el kol hareket etmeyecek kadar halsizlesmek daha sonrasında enerji patlamaları yaşamak (ki bu geçişler aileye büyük şok yaşatıyor), kimseyle konuşmak istememek hatta ses duymak bile istememek ama yanımda biri olsaydı da dertleşseydik keşke demek... son 1 ay. çoğu kişi kötülüyor belki ama ben yeni okulumu merak ediyorum. insanlar büyük hayal kırıklığı evet ama insansız da olmuyor. herneyse. iyice dengesiz bi kız olmaya başladım bu tatil yüzünden. baktım diziler, filmler, kitaplar ve uyku günün 24 saatini doldurmuyor tekrar resim yapmaya başladım. ellerim guaj boyaya bulanınca ve güzel olacak mı kaygısı gütmeden özgürce resim yapmaya başlayınca niye bıraktım ki resmi diye kendime kızdım bi süre. şimdi bıkana kadar da resim yaparım artık. son 1 ay. başla artik okul başlaaa. (aktivite önerilerine sonuna kadar açığım. gördüğünüz üzere durum vahim çünkü.)
zeyli
arkadaşlar inanılmaz komik, kaliteli espri yapan bi film önersenize :))
zeyli
the flash izlemeye başladım ama önce arrow izlemek lazımmış sanırım. İzleyen varsa berry'nin arrowdaki önemi ne kısaca anlatabilir mi? ona göre arrow'a başlayıp öyle izlicem flash'ı
zeyli
tamam aşka hala inanıyorum ama ilişki denen şey artık sadece kavga, sorun, baş ağrısı olarak görünüyor gözüme. yakın davranan erkeklere de hoşlanıyorsam yakınlaşıyorum, eğleniyorum ama bi süre sonra "iş ciddiye binecek, kaç kaç kaç" diye sinyal yolluyor beynim ve ben toz oluyorum. bende bi sorun mu var?