kıyma makinesi
herkese merhabaaaa. uzunca bir zaman oldu. yine boş okulda nöbetimi tutup eve gideceğim. geçen hafta eski adıyla @odin'e musallat olmuştum, bu sefer de buraya yazayım dedim. tam mesleğe başladım derken pandemi patlak verdi o yüzden çoook boş vaktim var. hayatım biraz düzelecek derken daha beter oldu. hiçbir şeyin tadı yok. sözde her haftasonu bir şehre gidecektim. ilk defa kamp yapacaktım, hepsi yalan oldu. sosyal hayat sıfır. online dersler bakanın dediği gibi iyi gitmiyor, katılan en fazla on çocuk. bunu da yapmış olmak için yapıyoruz. pandeminin tek iyi yanı ördüğüm şeyler oldu. ninemin vaktinde örmediği kadar çok şey örüyorum ahahjs. gerçi bir bakıma iyi, markaların beğendiğim kazaklarını vs. kendim örebiliyorum hem de yarı fiyatından daha az bir maliyetle. enayi olmadığım için mutluyum ahajjssk. odin pisliği bunu okuyorsan benden çaldığın atkı ve bereyi kargoya ver. peşini bırakmayacağım! sjsjjs
Beginnerdoctor
bunu yazalı 2 yıl olmuş benim okulda 4. yılım olacak vay be.... hüzünlü şarkı
Beginnerdoctor
iyikalplipsikopat
22.5 yilin ozeti

----0-5 yas:normal, mutlu, 4-5 yaslarindayken bazen bir kadinin gogusuyle yaptigi hos( :d ) tacizler disinda normal bir donem (tasinma1)

---.5-12 yas:mahallede dayak, asagilanma yasiyor, bunun disinda macerali, guzel bir cocukluk(tasinma2)

----12-14 yas: yeni yere tasinma etkisiyle hafif asosyallik , okulda ezilen fakir cocugu korumak ugruna onunla birlikte ezilmek, sonra cocuktan saglam kaziklar(arkadaslarla ara bozma, yalan soyleyerek somurme vs) yemek bunlar disinda normal mahalle arkadasliklari vs (tasinma3)
----14 yas: ilk defa ozel okula gidis, koca 1 yil boyunca asagilanma, itilip kakilma, 1 yil toplam 10 kereden fazla disari cikmayarak kirilan asosyallik rekoru, mayis sonu, haziran gibi sinifta tramvatik cinnet gecirme benzeri bir durum, normal bir sey yok, ilk sadist hayaller, nefret ve ofkeyle guclu oldugunu dusunmeler basliyor(tasinma 4)

----15-17 yas: ozel liseye derslere calisarak baslayis ve 2 ay sonra babanin anneyi aldatmasinin ortaya cikmasi, annenin uzuntusunu, cokusunu hicbir sey yapamayarak izlemek, babanin naralariyla sabaha dogru saatlerde uyanmak, sinifta onceki kadar olmasa da yasanan asagilanmalar, yavas yavas artan parasizlik, asosyallik, bunlar disinda 3-5 ayda olsa biraz spor, arkadaslarla 3 kere sinemaya gitmek, sanaldanda olsa asik olmak, sanata felsefeye parapsikolojiye ilgi duymak(tasinma 5)

---18 yas: bazi geceler bir gunde barlarda 3-4 bin lira yiyen, 3-4 ev parasi parayi 5 yildizli otellerde yiyerek tum kazancini tuketen babanin odemedigi 30-40bin lira paradan dolayi icracilardan kacarak dagin basi gibi bir mahalleye tasinma, acik lise, aylarca 0 disari cikis, asiri yalnizlik, arada gidilen internet kafe disinda aile ici haric 0 iletisim, bunlar disinda bir sure sonradan eski telefonla mesajlasarak bir parca huzur, dershaneye yazilarak bir parca insan yuzu gormek, ilk i n t i h a r dusuncesi: hayatim hep boktan olacak ygs lysden sonra olmek en iyisi(tasinma 6)

---19-21 yas: "ya zaten bir sey duzelmez hem olmadi okul bitince intihar ederim" dusuncesiyle baslanilan okul, cogu derste basarisizlik, okul disi 0 iletisim, asosyallik, bunlar disinda biraz spor, kizli erkekli ortama giris ve ardindan dedikodudan tanistigim canimdan bir parca, bir evladim gibi gordugum insanla tanisma(tasinma yok)

----21-suan: canimdan parca insanla harika bir yaz tatili, tam hayata tutundum gibi derken tatilden 3-4 ay sonra babadan habersiz mahkemelik olmak, uzayan okula ragmen derslere kayit harci odeyip gitmemek, giderek artan intihar dusuncesi, giderek artan sapkin sadist dusunce ve hayaller, giderek artan her seye gulme alaya alma hali, icinden surekli kendini asagilama, nefret etme hali, anlamsiz umutlar hayaller...
----son durum:hayatimin ya son aylarini yasiyorum ya da artik inanmiyorum ama olmasi icin biraz ugrastigim bir mucize olacak ve para ile her sey hizla duzelecek...bunlarin ustune son 10 gundur ilk 3-4 gunu her gun, digerleri aralikli olmak uzere erkenden kaldirilip babamin zorla karsisina oturup pcden is yapmaya calisiyorum ki yapamiyorum ama gunde 5-6 saat sigara dumani icinde belim agriyana kadar oturuyorum, "kotu dusunursem kotuyu cekerim" e inanarak artik sadist sapik dusuncelerle vicdanimla mucadele etmeye calisiyorum ama her sey icin cok tukendim, neredeyse her gece(3/5 oran vereyim) olmek istiyorum, maket bicagiyla bileklerimi kesip kuvette oldugum bir intihari dusunuyorum.evet hicbir sey yasamadim ama bu kadari yetti, zaten yasasamda normal olmam cok zor , bu psikolojiyle eninde sonunda babam gibi kotu biri olacagimi dusunuyor bu yuzden hala iyiyken, ileride kimseyi uzmemek, aileme daha fazla yuk-umut olmamak icin intihari daha mantikli buluyorum, bence benim olumum ailem dahil her sey icin bir cozum olacak diye dusunuyorum ama bakalim istinaftaki dosyami bekliyorum 3 belki 4 ay daha sabredecegim, mucize icin cabalamama, ozen gostermeme ragmen her sey ayni kalir en azindan bir parca umut verecek bir sey bile olmazsa kesin net artik intihar edip huzura kavusacagim, yeteri kadar aci cektim, en azindan olumumun cogu seyi cozecegini bildigim icin icim rahat olacak


Nickollyy
omüde 5. yılın sonuna gelmiş olmanın buruk sevinci içersinde mezun olacağım inşallah bütsüz bir dönemi ardimda bıraktım. bu okulda agladigim gün sayisi gulduklerimden fazla maaalesef. derslerin bi hayli zor olusu ortama adaptasyon sağlayamama sıkıntısı insanların iki yüzlülüğü daima mutsuz olmama yol açtı. bu siteye girer stres atardım simdi de yine mezuniyete yakin girdim. ama farkettim ki genelde mutsuz olunca girermişim buraya. simdi ise geçerken uğramış hissi var. vayyyy beee koskoca 5 yıl he. .... bitti sonunda. ah be omu sana bi gelen ağlar bi de senden giden galiba.... su son dönemde bana güzellikler sunman dileğiyle...
Eleni
bilir misin, bilmem. şimdiki dönemlerde devam ediyor mu ondan da emin değilim. seneler önce(bizim zamanımızda yani) misafir öğrenci olayı olurdu. farklı şehirlerdeki öğrenciler değişim programıyla gelir, kendilerine şehir tanıtımı yapılırdı. üniversitede olmuyor bu olay, ilkokul yıllarına ait. ben fevri ve asi çocuk! değişim programından gelecek bir öğrenciyi konuk olarak almaya razı gelmişim. gün veriliyor, ne zaman geleceklerine dair. heyecanlanıyoruz, daha önce böyle bir şeye tanıklık etmemişiz tabii. aklımda dolaşan oloğanüstü hikayeler, kalıcılık yaratma çabaları. bir bir diziyorum kafamda derken, beklenen zaman gelir. gönüllü öğrenciler kamelyanın etrafına toplanmış misafir öğrencileri bekliyoruz. önümüzden bir düzineden fazla farklı öğrenci geçiyor müdürümüz ile birlikte. kafada binbir soru. (acaba hangisine tanıtacam?) aralarından birini pek sevemediğim için umarım bana o gelmez duaları. ön yargı işte. derken bana tontiş bir bağyan denk geliyor. yaşça büyük ablamız benden. tutuyorum elinden(lafın gelişi), götürüyorum eve. kadın anam mis gibi yemekler yapmış, afiyetle mideye indiriyoruz. konuşup hem heycanımı kırmaya çalışıyorum, hem de tanımaya çalışıyorum. o gün epey bir eğlenceli oluyor ve saati geldiğinde vedalaşıp yarın tekrar bir araya gelmek üzere ayrılıyoruz.(yarın alacam seni tamam mı? bekle beni.) yarın olması için uyumaya çalışıyorum bir an önce, uyumak ne mümkün. en son dalıyorum uykuya. sabah saate bakıyorum, evet söylenen saat. sorun yok gecikmeyecem diyorum kendimce. çünkü erkenden kalkmışım, imkanı yok geç kalmamın. babam geliyor yanıma, saçlarımı okşuyor. bakıp gülümsüyorum. gezerken arkadaşımla bol bol fotoğraf çektirmemiz için fotoğraf makinesi almış. hem de dijital. gözlerimin içi parlıyor, o zamanlarda kameralı telefonlar da yok. uçuyorum sevinçten. ansızın bizimkilerin telefonu çalıyor, erkene almışlar öğrencileri alma saatini. nefes nefese dimdik yokuşu koşuyorum, yetişemiyorum. yetmeyen nefesimle sadece sessizliğin kaldığı kamelyaya bakıyorum. okul hemen buluşma noktasının yakınında bir umut belki orada toplanmışlardır diye, tam soluklanamadan oraya gidiyorum. yoklar. pes etmiyorum, inatçıyım. müdürümüzün evini biliyorum, kızı da bizim okulda. oraya gitmek için yola koyuluyorum son çare. tükenmiş bir nefesle çalıyorum kapılarını. diyaframımdaki sancı yüzünden bir araya getiremiyorum kelimeleri, "öğretmenim erken, öğretmenim yetişemedim" anlıyor ne demeye çalıştığımı. müdürümüzün arkasında kızı beliriyor, kızının arkasında misafir arkadaşım. anlıyorum ki ben yetişemeyince müdürün kızı almış arkadaşımı. sesim kesiliyor, ayrılıyorum kapıdan. koşa koşa çıktığım yokuşu ayaklarımı sürüklercesine küçük adımlarla ağlayarak iniyorum. eve varmama yakın siliyorum gözlerimi, ne fayda kıpkırmızı olmuş bir kere. eve varıyorum, annem açıyor kapıyı. tutamıyorum kendimi ağlayarak anlatıyorum, babam ağlama diyor, olurmuş böyle şeyler. neden ağlıyorsun ki diyor. sarılıyorum, içimde yara olarak kalan bu anıyı hatırladıkça cevap bulabiliyorum babamın sorusuna frank. nedeni arkadaşıma yetişememiş olmam değil de, babamın düşünceli davranak aldığı o fotoğraf makinesine ilk anım olarak istediğini ekleyememiş olmammış.
iyikalplipsikopat
ben vs okul hayat para her sey

gecen hafta gidecegim okula bugun yeni gittim.3 sene boyunca okulda rol yapardm olmadigim insan olurdum, yazin 4 ayda hstirladigim, kazandigim kimlik ile "ben" olabilmek cok ozgur ve rahat hissettirdi

okuldan sonra canim arkadasimla bulusmaya gittim, gidistede donustede yolda dusuncelete daldim

guc, efendi ile kole arasindaki farki belirliyor, guc para ve paranin temeli ticaret, mal ve hizmet pazarlama.

hayatta neyi istedigimi sordum kendime.okula gidiyorum ama diploma hicbir ise yaramayacak en buyuk basarilarida kazansam hatta baska bir bolum bile okusam en az 3-4 yil karin tokluguna calisacagim hep para hesabi yapacagim baskalarinin kolesi olacagim baskalarini zengin edecegim benden daha cahiller beni ezecek ve ic savasa suruklenen ekonomisi batmis bir ulkede curuyecegim

ben bunlari istemiyorum.refah huzur ozgurluk eglenmek bunlari istiyorum, milyonlar kazanmak aileme cenneti yasatmak istiyorum

cok okumali cok gelismeliyim yurt disina gitmeli buyuk isler basarmali ailemide yanima almaliyim.hayat bu sekilde yurumuyor bunca yil hapisteydim hic eglenmedim ozgurce para harcanadim kendimi iyi hissettiren basarilarim olmadi.7 yil bir hapiste sadece yattim kactim saklandim

kimligim ve arzularim sekilleniyor.ben tiyatroya gitmek opera dinlemek en uc seyleri yasamak ahlaksiz olmak delilikler yapmak ve buyuk basarilar kazanmak, kazandiklarimla yardimlar yapmak istiyorum.
Smoker
şu okulda nedense tüm kızlar bana öcüymüş gibi geliyor.
Snake
okulda başladığına göre, okulla ilgili güzel şarkılar dinleyelim...
bi dakika :s :s


hipokratinyegeni
gençler fakültenize en rahat yurdu aramayın, daha sonra gider kampüste bir yurda yerleşir pişman olursunuz bakın :d sahilde yürüyebilmek için otobüse binmek falan üzücü yani. okula sürekli gitmeyeceksiniz zaten ve hayat atakum da dönüyor gerek sahil olsun gerek bütün mekanlar olsun orada yani. önceliğiniz türk-iş ve yenimahalle arası bölüm olsun. samsun da ulaşım sıkıntı değil zaten otobüse binince 15 dk da okulda oluyorsunuz
Snake
lan okulda son yılıma girerken hala ömrümün geri kalanı boyunca trabzonspor maçlarına kombine bilet alıp gideceğimiz hayat arkadaşımı bulamadım ya şansımı s.keyim...
ikizler
fotoğraflarla konuşmak, onlara şarkılar söylemek ne güzel bir şey. görünüşte sadece bir kağıt veya ekran üzerine piksellerden oluşan baskı fotoğraf dedikleri. ama bazı fotoğraflar var ki onlar bizim için bambaşka şeyler ifade ediyor. kimisinde gücünü, tarihini, ideallerini hatırlıyorsun. İdealleri uğruna gece gündüz çalışan, insanları peşinden koşturan , kızıl elma, muasır medeniyetler, istanbul gibi rüyalara bizi sürükleyen fotoğraflar. her baktığımızda kendimizi yeminler ederken bulduğumuz fotoğraflar bunlar. İlk okulda andımızda söylerdik ya. durmadan yüreceğime, and içerim diye. tam da öyle işte. bazı fotoğraflar var. dert ortağı insanın. uzun gecelerde, kurtarılmış bölgelerde, iki çift kelamını aradığınız bir dostunuz gibi koşuyor imdadınıza. bir fotoğrafla dertleşmek. gülünç geliyor insana ama değil işte. fotoğrafa değil ruha sesleniyorsun orada. yazdıklarında, söylediklerinde, hayatında bir şeyler bulabildiğin kişilerin fotoğrafları. İlk önce yazdıklarıyla onlar anlatıyorlar bana, sonra yazdıklarını hissettiklerime katarak ben anlatıyorum.. böylece sürüp gidiyor sohbetimiz içimizde çoşkunluk zaptedilene kadar. bazı fotoğraflar var. hiç tanımadığımız, hiç bilmediğimiz diyarlardan gelen. oradaki hissettiğimiz bir duyguya kapılıp gidiyoruz. tüm bu çorak insan arazisinde bazı yerlerde vahaların olduğunu gösteren fotoğraflar. ama bir fotoğraf var ki benim tek favorim. sarı bir sokak lambasının altında çekilmiş tüm güzellikleri, tüm anlattığım şeyleri içerisinde barındıran bir fotoğraf. hayatı, hayalleri, anıları, duyguları, duaları, zamanı, huzuru, aşkı içinde barındıran bir fotoğraf. her pikseline ayrı ayrı anlamlar yükleyebileceğim bir fotoğraf. kurtarılmış bölgelerimin üstüne asabileceğim bir fotoğraf. o fotoğrafı gözlerimle her saniye çekeceğim zamana kadar en güzel şarkıları söylemeye devam edeceğim. çünkü ruhlar sadece bedenlerde değildir. ve ruhlara seslenmek özgürlüğün en tatlı esintisidir. tıpkı yüce dağlara vuran incecik yeller gibi...

dilek
okulda neden sigara satılmaz ki ? üzgünüm mutsuzum başım ağrıyor sigaram yok ☹️
Falkenroth
okulda ne çok soytarı var ya size de denk gelmiyo mu hiç? hep mi bana denk geliyor ??
masabasi123
arkadaşlar boşverin bütlü geçin daha fazla okulda kalın ben okul bitince anladım o bütlerin stresi bile tatlıymış çok özledim çok :)
kittyyy
kuzenim bu aralar çok agresif. hoşlandığı çocuk twitter dan başkasına yürüyor, kuzenim ona instagramdan engel atıyor sonra kaldırıyor sonra çocuk buna tekrar istek atıyor, sonra bu kabul edip ona mesaj atıyor. okulda başka bir kız bundan hoşlandığını kuzenime söylüyor, kuzenim çocuğu kıza kötülüyor. çocukla kız kuzenime geliyor hesaplaşmalar falan. arada 5 yıllık bir mesafe var ama ben ona yetişemiyorum. bu hayat beni erken mi yordu ne😂😂

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)