güzel kızlar ve 2 yıllık olmayanlar sea diğer arkadaşlara da gönülsüz bir niye geldiniz ki bakışı
tavsiyelerim:
1-üniversitenin içinde kyk da kalmayın samsun gibi bir şehri köy ve körfez sahilden ibaret sanabilirsiniz
2- atakentteki eski adi beyoğlu nargilecisi olan yere gitmeyin kavgalıyım
3- üniversitenin ilk haftası gelmenize gerek yok alışma vs geçin bunları
4- eve çıkacaksanız mimarsinan-atakent arasından ev bakin (kurupelit kampüsü için) zaten diğer yerler de çok yaşanılabilir yerler deyil
5-itiraf sayfalarına doluşmayın burasını ve twitterı kullanın mümkünse because ben insta mı kapattım sizi bulamam.
sa dedikodu ailesi aslında bu konuyu soru kısmına yazmam gerekirdi fakat yapamadım. size açıklamam gereken birkaç şey var. küçüklükten beri gelen bir hastalık, bir fobim var adı “berber” sıtarbaks fakirleri ve yoruma doluşacak onun adı starbucks cular kuaför vb tanımlarda yapabilyorlar. her zaman kendi memleketimde kendi berberime traş olmuşumdur. hatta bu böyle bir bağki saçlarım yüzünden 4 5 haftada bir memlekete gider gelirim. ama sınavlardan dolayı bunu yapamıyorum bu ara ve çok korkuyorum. samsunda atakenti sevenler derneği üyesi olarak bir atakent beyefendisiyim ve atakentte ikamet etmekteyim. lütfen bana iyi bir berber önerir (fiyat yıkamayla max 25 30) misiniz? teşekkür ediyorum. bilen varsa adreste verirse çok sevinirim.
arkadaşlar küfürlü cümlelerden dolayı kusura bakmayın hayat görüşüm hakkında geçen yıl bulup arşivime eklediğim bir yazıdır bu. belki okuyup utananlar olur.
arkadaşlar bu canlı radyo var mı hala? eğer varsa ailenizin resmi tüpçüsüyle ortak konferansta sorunlarımızı tartışalım? ben buna varım. saatlerce profilimi inceleyip burada rahatsız cümleler kuracağına gel seninle ortak yayına katılalım. kimin ne vizyonu ne rahasızlığı varsa anlatsın. 2yıllık arkadaşlarda, hanımcılarda, boş ev bulsamda karı atsam diyen,(belli kesimler için) hayattaki vizyonu kuymak yemek olan insalar ve gerçek dedikodu tayfası yorumlar.
o genelleme yapma, bunu şöyle yapma tutumunuzdan vazgeçin artık. ben dışarda birilerine dolupta burada insanlara sallamıyorum. severek gelemedim bu üniversiteye ygs lys dir geçti gitti bi şekilde. üniversitemizin kampsünün ne kadar güzel tramway otobüs rink dolmuş çeşit çeşit imkanı olduğunu yemeklerinin fena olmadığını falan filan biliyorsunuz. sevmeye çalışıyorum şehri, bölümü, üniversiteyi. okulumu, fakültemi tartışma ortamlarında hep iyi anlatıyorum. buraya yazdıklarımdan biraz fayda alırsınızda size bi faydam olur vizyonsuzluğunuzdan kurtulursunuz belki diye yazıyorum. hayatın, elinde starbaks kahvesi masada araba anahtarın olmadigini anlatmaya çalışıyorum. bu siteye de sallıyorum çünkü kendisini geliştirsinde ileride ekşi, uludağ gibi başı çeksin diye. her şey anlayana..
kardeşim yıllarca çalışıp didinmiş tıp kazanmışsın aferin helal ama bu yavşaklık ne böyle. lisede ortam kuramadığınız vasıfsızlığınızdan belli nefes alan her canlıya da yavşamayın bi zahmet. tıp ve dişte bu tip insanları görmekten erkek babında hiç haz etmiyorum. aynı şekilde tıp okuyan kızlar aşırı samimiyetsiz ve gereksiz hava atmayın. İnsanları görünüşüne vs. yargılamak istemiyorum havaya da emir cümleleri yağdırmıyorum ama umrumuzda değilsiniz şunu bi kavrayın önce, cebinizdeki para dışındaki bahsettiğiniz size hayatınız boyunca açgözlülükten başka bir değer katmayacak lütfen bunlara dikkat edin. 2 yıllıklar bile biliyor bunları oturupta size laf anlatmayalım pilis
bu yıl yapılacak olan omü dedikodu kahvaltısına katılmayacağımı üzülerek belirtmek istiyorum. tepkİm sİze değİl adoşkoya. kendİsİne artik starbuks köylülerİ ve 2 yilliklarla başarilar dİlİyorum. sözlük veya tam anlamiyla sİte olmuş olabİlİrsİn. desteklerİz fakat arkadaşlar, benİm vİzyonsuzluğa ve kalİtesİzlİğe tahammülüm yoktur. tahammül edebİlenlere başarilar dİlİyorum.
İosta neden yok. uygulama iosa gelmedikçe 2 yıllıklar çoğalıyor (2yıllık ya mitozla ürüyorlar) çıldırıyorum
sa dedikodu ailesi adminlik yarışı kapsamında halkımın nabzını tutarken..
sa dedikodu. uzun bir zamandır yazmıyordum. çağımızın üşengeçlik sendromuna kapılmış sadece içerik falan okuyup yorum yapmakla yetiniyordum. bugün üzerinde durmak istediğim konu evlilik, aşk falan. benim düşüncem neden insanlar aşık olduğunda ,platonik veya karşılıklı, dünyanın sonu gelmiş gibi. neden çok üzülüyor insanlar. bunun adı aşk mı yoksa benim tabirimle şartların uygunluğu mu? şartların uygunluğunu biraz açmak istiyorum. kadın veya erkek karşılarındaki bir kişi bir bakış attı diye, gülümsedi diye, sosyal medyadan takip etti, beğendi diye her önüne gelene aşık oldum diyen insanlar var. geçen seneye kadar ben de bu furyanın içerisindeydim. sizce bu kadar üzülmeye kendinize yazık etmeye değer mi? İnsanlarımızı da anlamak zor hepimizin üzülmek için neden aradığı zamanlar olmadı mı? bence herkeste olmuştur bu durum. İkinci şey ise evlilik bu dünya düzeni çok garibime gitmeye başladı. aynı şehirde, aynı üniversitede,aynı sınıfta vs olmasaydık. bir nebze sosyal medya etkisi olmasaydı. sevgililerimiz, aşklarımız, arkadaşlarımız, sevdiklerimiz olmayacaktı. bu durumu hep garipsediğim için seneye başlayacağım bir kültür, farklılık gezisi yapmak istiyorum. gerek ülkemdeki gezmediğim görmediğim şehirler gerekse yabancı ülkeler olsun. farklı yerleri görüp düşüncelerimi ,görüşlerimi sorgulamak ileride farklı yerlerden arkadaşlarımın farklı yerlerden sevdiklerimin olmasını istiyorum. o yüzden bu sene karadeniz turu oradan batum. seneye dönem içinde ukrayna ve birkaç akdeniz ege şehri, ondan sonraki seneler için avrupa ve dünya turu yapmak istiyorum. İnsanlar nerelerde değerli bir varlık nerelerde değersiz görmek, yorumlamak istiyorum. çok uzun oldu düşüncelerimi tam harmanlamadan tam oturtmadan yazdım ama yazmam lazımdı. kendinize iyi bakın.
ismarlamayı vs geçiyorum biz ne kadar burada ahkam kessekte hoşlanılan kızla buluşulduğunda kız iyi birisi çıktığında o hesabı ödetmiyoruz. aile büyüklerimizin bile hesap kavgasına girdiği bu ortamdasjsjsn gayet normal. kadınlardan tek isteğim var lütfen bizi "altımda arabam olsaydı keşke" vs demek zorunda bırakmayın. sevgiliniz olabilir ama bu size arabanın ön koltuğunda şaklaban gibi oturma gereksinimi vermiyor. kendinizi kullandırıp ka*ar damgası yemeyin arkanızdan neler diyorlar bir bilseniz aklınız şaşar. ağır konuşmak istemiyorum lütfen dikkat edin. yorumlarınızı paylaşın benimle.
merhaba omü dedikodu. bugün benim için biraz farklıydı hayatımın en kolay vizesine girip 100 aldım. çıkmış sorulardan sormuş. benim için çok önemliydi çünkü alan derslerini vs geçemiyorum daha pazartesi salı sınavlarından 2 ders bıraktım. İki dönem toplamı 5 ders etti daha kaybetmeye lüksüm yok. yaz okulunu heyecanla bekliyorum. tabi açılırsa. neyse hayat böyle vizedir finaldir iştir geçiyor. geçen bindiğim otobüste kulaklığımı takmış düşüncelere dalmıştım. yaşlı teyzeler yine hemen atlayıp otobüse yer alma yarışında. sabahın 7 sinde otobüsteki pelinsumuz whatsapptır snaptir falan takılıyor. çok istedim 2 yıllıklar gibi olup etrafa gülücük saçmayı.her ortamda kanka yaaaaaa diye saçmalamayı, yeri geldiğinde kankamla ilişki yaşayıp sonra hiçbir şey olmamış gibi tekrar onunla kanka olmayı falan. birgün insanların bu hızlı yaşantısına hayatta bir "dur" diyecek. o günün geç gelmesi dileğiyle...
( 2 tane elma 3 adette portakal aldım. bakkal amca gözünü tartısına yönelterek içten bir gülüşle "başka bir şey alacak mısın" dedi. oysa ne kadarda istemiştim tanesi 2.5 3 liraya gelen o muzlardan almayı. )
parantez içinde sağlıklı beslenip diyet yapmaya çalıştığım için meyve örneği vererek sigaranın zararından bahsettim. benim gibi pavyona gitmek için para biriktiren dünyanın gadersizlerine ve gadersiz demişken 2 yıllıklara da selam gönderiyorum
parantez içinde sağlıklı beslenip diyet yapmaya çalıştığım için meyve örneği vererek sigaranın zararından bahsettim. benim gibi pavyona gitmek için para biriktiren dünyanın gadersizlerine ve gadersiz demişken 2 yıllıklara da selam gönderiyorum
İyi geceler omü dedikodu. geceyi son bir sigara ile kapatırken bugünün bana kazandırmış olduğu haluk levent-dağlar parçasını sizinle paylaşmak istiyorum. eskidende duyduğum ama aklıma gelipte dinleyemediğim yüzlerce belkide binlerce şarkıdan bir tanesi. bu arada 1 hafta kaldı vizelere(tıp diş vet hukuk hariç) ve ben yine çalışamadığımı bildiğim için 2 günlüğüne memleketimdeyim. senelerden beri aklıma takılan ve bu bir tesadüf mü yoksa kaderin bir cilvesi mi bilmiyorum her sınav zamanı, sınav haftası lise üniversite farketmeden psikolojik bir bunalıma girmiş gibi hissediyorum. İnsanlarla daha fazla iç içe oluyorum ve bu fazlalıkların üstüne sınav streside eklenince iyice agresifleşiyorum, düşüninki uyku saatlerim bozulur diye kahve tüketmekten bile kaçınıyorum o derse çalışmasam bile. sizede sınav haftasında böyle kasvetler geliyor mu? eğer geliyorsa yorum olarak paylaşabilir misiniz?
İyi geceler omü yükseköğretim fakültelerindeki 4+ halk -{ziraat fak.} öncelikle iyisiyle kötüsüyle herkese teşekkür etmek istiyorum. İki yıllık dostlarda dahil. teşekkür ediyorum çünkü artık tanımadığım kişilere karşı bir kötü niyet, düşünce oluşmaya başladı kafamda. kesiştiğim her kız hakkında bu böyledir şu şöyledir diye yorum yapmama neden bu düşleri bir türlü atamıyorum kafamdan. herkesin yaptığı bana göre yanlış olan her hareket beni sinir küpüne çevirmeye yetiyor. yeni tanıştığım erkeklerde kötü davranış, hareketi belli noktaya kadar sineye çekerken, tanıştığım kadınlarda ise en ufak hareket(ondan etkilensem bile) beni soğutmaya yetiyor. şimdiki aşkların sadece cinsel tatminden ibaret olduğunu savunduğum, şimdiki aşkların şişirilmiş bir balon, bir bidon olduğunu düşündüğüm için mi böyle davranıyorum. bir hal çaresi var mıdır? görüşlerinizi bekliyorum. (İnstagram ve snapchate çikolatalı süt fotoğrafı atan bağyanlar ve sigara kullanmayıp sigara kullanan arkadaşına neden marlboro parliament içmiyorsun diye soran erkekler yorum atmazsa sevinirim. sigara kullanmayan arkadaşa günde 1 paket parliament içen birisinin aylık 405 tl ödemek zorunda olduğunu ve asgari ücretin 1300 lira olduğunu ve saçma sapan davrandıklarını söyleyip haftada 1paket parliament veya marlbora alıp geri kalan günlerde otlanan ve salakça hava atmaya çalışan embesillerinde yazmaması dileğiyle yazımı noktalıyorum...
bu gecede yatmadan önce son sigaramı içmeden, toplumun ezilen kesimi ya da kendini öyle gören veya öyle görmek zorunda bırakılan kadersizlerine ithaf ediyorum sigaramı. şehrin %99 luk kısmı uyurken geriye kalan yüzde birinden olan ve özür diliyorum kızlar: kezban dediğimiz tipler; yakışıklılığıyla ünlü oyunculara futbolculara vs benzeyen kişileri düşünüp tatmin edici hayallerde bulunurken , geriye kalan insanlar için umursamaz tavır sergileyen bu kızları düşünüpte hayal kuran o yürekli kardeşlerim. parasızlıktan, sefaletten nasıl kurtulurum da bu kızlar bana bakar bakmasalar bile iyi yaşarım diye düşünen yoldaşlarım, hepinize selam göndermek istiyorum. kadın erkek fark etmeden çünkü (kendimi iyi olarak görüyorum ve cinsimden ve de hemcinsimden beni anlayan insanların olduğunu biliyorum.) biz de yedigimiz iki lokma ekmeğin bizi doyuracağını biliyoruz ama karşımıza öyle kişiler geliyor ki yedigimiz her lokma boğazımızdan geçerken yiyemediğimiz her lokmaya küfrediyoruz. allah affetsin. kimsenin rızkında vs gözümüz yok. bu bence rahat uyuyabilmemin, uyuyabilmemizin yegane sebebidir. İyi geceler diliyorum.
gece kendini hafif salarak sabah ezanının sesiyle maviye doğru bürünürken benim içim kararmakta, üstüne bide yemeksepetinden verdiğim 9 liralık siparişte kuryenin bozuk parasının olmayıp bozdurup geliyim diye kaçması mı sigaram falanda bitti ve ben hala müşteri hizmetleri ile tartışıyorum 1 lira para üstü için. o parayı onlara yar etmem. para konusundaki kararlılığımı birazda vizeler için uygulasam kaç gano yapardım acaba merak ediyorum. neyse lafı 2yıllıklar gibi uzatmayıp saçmalamak yerine konuşmamı bitiriyorum. sağlıcakla kalın.(dipnot:2 yıllık okuyanlara karşı bir kuyruk acım vs yoktur. 2 yıllık insanlarla duygusal vs bağım, onlara karşı bir lafım(kötü amaçlı) yoktur. ben mizah amaçlı 2yıllık laflarını kullanırken bana bir laf koyma vs çabasında olan ego tatmini yapmaya çalışan 2 yıllıklar görüyorum. kötü yoruma ve eleştiriye biraz daha açık olmaya davet ediyorum kendilerini. gelin beni de eleştirin ama benim size yazdığım yorumlar için cevap atmama hakkınız kaale almama hakkınız var illa kötü bir tartışma içine girmemize bana kendinizi açıklamanıza açıklarkende laf giydirmeye çalışmanıza gerek yok zaten yarınız anonimsiniz. neyse gelin tartışalım, ama etik kurallar ile.)
tıp okuyan arkadaşlarımın ve sağlık yükseokulu okuyan değerli arkadaşlarımın tıp bayramını kutluyor, bu önemli vazifedeki görevlerini layığı ile yapmalarını, insanlığı yaşatmalarını temenni ediyorum. gün sizin gününüz!
arkadaşlar iphone ve araba muhabbeti ve yok şöyle zenginsin yok böylesin falan muhabbetlerinden sıkılmadınız mı? snapchatte marka poşetleri atmalardan, yeni bir şey alındığında onu hem sosyal hem de sanal çevrede paylaşmak size ne tür bir haz veriyor. benim annem ilkokulda beslenme çantama muz bile koymazdı alamayan olur oğlum diye. bu nasıl geniş bir davranıştır ben hayret ediyorum. çok şükür durumumuz yerinde sizin zengin? diye adlandırdığınız hayatı yaşıyorum ama ne paramla bir hava attım ne de param var diye gereksiz bir harcama yaptım bu zamana kadar. siz de kendi görüşlerinizi paylaşın lütfen yorum bölümünde.(snapchatte instagramda arabanın içinde şarkı videosu paylaşanlar yazmasın)
arkadaşlar türkiyede çoğu şehri gezdim özellikle büyük şehirlerde uzun süre bulundum ama üzülerek bu kadar karaktersiz ve bu kadar çıkarcı insanı ben sadece samsunda gördüm. esnafından dolmuşçusuna, ortam için arkadaş satan, yakışıklı erkek gördüğünde edepsizce dibi düşen ,kendini kullandırmaya bayılan kızları ;daldan meyva koparır gibi kız avlamaya çalışan erkekleri ben burada gördüm. arkadaşlık ilişkilerini umursamayan,insana değer vermeyen insan? barındıran bu şehirden üzülerek nefret ediyorum. gerek samsunlular gerek buraya başka şehirden gelen insanlar yorumlarını paylaşırsa sevinirim. sadece ben mi böyle düşünüyorum merak ediyorum lütfen güzel arkadaşlık ilişkilerinizle beni yanıltın, bu şehirde ileride de olsa mutluluğu yakalayabileceğime inandırın lütfen beni.