mistletoe🍃
İç sesimin çenesi düştü yine. ağzını aç konuş deseler yorgunum ama kafamın içi sanki bir meydan yeri.
Mona lisa
bu misafirler bu çayları ne çabuk bitiriyor ya! hiç durmadan boşalan bardakları dolduruyorum. tansiyonum düştü. türk kızlarının ,misafirlere çay doldurmak kaderidir. bir taraftan da, yerden çocuk topluyorum. üstlerine basmamak için büyük çaba gösteriyorum. çok yorgunum dostlarım...
Snake
yorgunum diyorsun b12 öneriyorlar, unutkanım diyorsun b12, kansızlık b12
üniversite kredisinin geri ödemesi evet b12
iyikalplipsikopat
gercekler vs ben

sali gunu %90 ihtimalle okula baslayacagim.gecen donem sinavlar disinda neredeyse hic gitmemistum ve bu donem haftada 4 gun gitmek zorundayim

istemiyorum, yorgunum, nefret ediyorum ayni seyler.uzun zamandir sadece hayatta kaldim saklandim uyusturuldum ve izledim.yasamak bu degil.bu curumuslukten kurtulmamin tek yolu yasamayi secmek.istemedigimi sevmedigimi idare edebilmek daima ogrenmek ve gelismek

4 aylik sevgi ve dostluk dolu bir tatilden, hayata yeniden gelme hissinden, hizlandirilmis kimlik kazanma cabalarindan sonra bu savasa girmeliyim

okulum uzayacak, kredi almaktaki son yilim.hala "ne is yapar mutlu olur, neyde basarili olurum neye yetenekliyim" sorularinin cevabindan uzagim ama sunu anladim hayati yasayarak ogreniriz, kendimi yasayarak cozebilirim ve yasamak cesarettir, cesaret yoksada esaret vardir

son gunlerde kendimi sorgularken cocukluktan beri tiyatroya olan ilgi merak ve sevgimi kesfettim.bir karakter olmak bir senaryodaki insan olabilmek onu hissetmek ve hissettirmek tek bedende bambaska hayatlari yasamak bu kesinlikle istedigim sevdigim ve icimdeki birikmis duygulari odaklayabilecegim rahatlatabilecegim bir sey

bunlar disinda gelecegi dusundugumde bu ulkede yasayamayacagimi kesfettim.ben marjinal dusunen ozgurluge onem veren muhafazakarliktan, tum kaliplasmis ve baski siddet aracina donusmus kavramlardan nefret eden eglenmeyi refahi ozgurlugu isteyen biriyim.gelecegi karanlik her seyi hukuksuz ve baskiyla dolu bu ulkede yasayamam

ailemin bana cizdigi kader malum.okulu bitir askere git babanin veya baskasinin amelesi ol ailenin buldugu kadinla evlen tatminsiz zoraki rutin bir hayat sur cocuk yap onu buyuturken yaslan sonra öl

hayir.7 yildir yeteri kadar curudum.ben eglenmeliyim doruklarda yasamaliyim sarhos olmaliyim gezmeliyim daha fazla curuyemem

istedigim hayati sadece kendi cabamla elde edebilecegimi, kendimi ve hayattan istediklerimi sadece hayati yasayarak ogrenebilecegimi, hicbir sey yapamasam bile daima isime yarayacak seylere(spor, diksiyon, iletisim, bilgi vs) onem vermem gerektigini yeni anladim.yasama karsi once istekli olmali sonra cesurca cabalamali ve daima umutlu olmaliyim.diger turlu hayat sadece hayatta kalmaktan curumekten izlemekten ibaret oluyor ve bu yasamak degil.

yasamak anin tadini cikarmaktir.mesela gecen gelen ve 5-6 guna gidecek olan dedemgil ile eglenmek mutlu olmaktir.gozlerinin onundekileri gormektir.karamsarligi, tembellige bahane olan depresif duygulari kenara koymak acida cekilse goz yaslarini silip ayaga kalkip eglenmeye mutlu olmaya bakmaktir.durmak yasami katlanilmaz yapan sey cunku yasam bir aksiyon ve bu aksiyona uyum saglayanlar hayatta kaliyor.hareket eden kazaniyor mutlu oluyor sorunlarini cozuyor duygularin icinde bogulmak hicbir seyi cozmuyor hicbir seye yaramiyor
Артем
pes ediyorum demek istemiyorum ama cidden çok yoruldum lan tatile gittim,yeni 883 iron vs aldım modumu yükseltebilme olasılığı olan herşeyi yaptım tatile de motorla gittim hatta yolda kafam dağılırdiye yok arkadaşım dağılmıyor ben gene yorgunum gene bıkmış bir durumdayım işin kötü tarafı ne biliyor musunuz bunların dışında tek başıma modumu yükseltme şansım yok,tek başıma bu kadar yapabiliyorum abi,daha fazlasını yapabilsem antidepresan kullanmazdım sanırım(terapiye de inanmam gençler(yaşasın amerikan ekolü) ) neyse bu da böyle garip yazılarımdan birtanesi olsun size şu parçayı bırakıyorum dinledikçe beni hatırlayın mesaj falan atın naber diye :d



iyikalplipsikopat
adim adim sona, asama asama degisime

inanilmaz bir kimlik bunalimi yasiyorum ve bu durumdan oylesine yoruldum ki artik yasamak zor geliyor bedenimi hareket ettirmek yemek yemek su icmek hicbirini istemiyorum bu yorgunluk gectigindeyse degisen karakterim ortaya cikiyor

her seyi kendimi insanlari var olan her seyi zavalli ezik gulunc ve sahte goruyorum bunlardan ayri olaraksa bambaska biri oldugunu hayal ediyorum bambaska gorunmek her seyimi degistirmek konustugum dilden gorunusume kadar tam bir kotu adam olmak..icimdeki sadistlgi disa vurmak istiyorum insanlarin benden korkmasini karsimda diz cokmesini benimse onlarla alay ettigimi onlarin hayatini yerdeki sakiz gibi degersiz gordugumu falan.sadist sapik acimasiz ve cok guclu olmak..bu hayal istege bile donusebiliyor bazen

ama gercek dunyaya dondgumde hayal kirikligi goruyorum gerceklerke barismaya calistim ve sonc bu.hicbir sey tat vermiyor yasam agir bir yuk ve pes etmek istiyorum gozlerim gormesin kulaklarm duymasin aklim sussun bedenim calismayi durdursun sonsuza kadar yok olayim.yeni bir gune uyanmak istemiyorum

her seyde basarisizim her seyde basarisiz olacagim tipki gecmisim gibi gelecegimde hayal kirikligi olacak cabalama dusuncem bile komik kucuk bir karincanin uzerine gelen tekerlegi durduramayacak olmasi gibi o karinca kadar zavalliyim ve o koca tekerlek beni ezecek.tum heves arzu umutlarimi kaybettim odamdan cikmak istemiyorum kafami ekrana bakipta uyusturarak gercek dunyadan uzaklasmaktan baska yaptigim bir sey yok ancak bu sekilde yasayabiliyorum.her hareketim her seyim zavalli ezik sonuk cirkin.ve bundan nefret ediyorum.baskalarinin ezikligini fakirligini zavalliligini gormek beni ancak bunlar mutlu edebilirler ancak boyle guclu hissedebilirim diye dusunuyorum ama buda yetersiz.ben yasamin kendisini istemiyorum her sey yasamdaki her sey bir hayal kirikligi ve daha fazla hayal kirikligi istemiyorum.artik oylesine sessizlestim ki kafamin icinde bunlari bile sorgulamiyorum artik bundan suphe etmiyorum bunu sorgulamiyorum bundan eminim.yasam bir iskence bir savas bir kosusturma ve ben cok yorgunum cok umursamazim.tum bunlarin ustune birde ramazan geliyor.

kavurucu sicak pide kuyrugu evdeki bagiris cagirislar..zavalli ezik bir cocuk gibi yere kivrilip elleriyle kulaklarini tikayip aglayan sizlanan bir halde olmaktan biktim.iste bu beni ofkelendiriyor vahset istiyorum elime bir minigun almak ve yolda yururken insanlari taramak yaslari gorunusleri hicbir seyleri umrumda degil sadece ölsunler hemen ardindansa ayni seyi kendime yapmak istiyorum insanlar benimle birlikte ölsunler istiyorum.

yasama baglanabilmem icin ya aniden cok buyuk bir servete ya da dogaustu bir guce sahip olmam gerek.ancak baskalarini aciz ve zavalli gordugumde kendimi guclu, ozgur hissedebilirim ve ancak kendimi guclu ve ozgur hissettigimde hayata baglanabilirim.zavalli zayif bir koleyim tum hayatim hayal kirikligi ve sonsuza kadar hayal kirikliklari yasamakla lanetlenmisim
iyikalplipsikopat
zorlanarak donen disli
ucu ucuna suren duzen

evet asagi yukari 45 gun sonra birazdan okula gidecegim.insanlarin yuzune bakacak, tum bu duzeni devam ettirecek umutsuzluk icinde pes etmis tembellikten curumus, hicbir yasam gayesi, amaci, arzusu kalmamis olaylara neredeyse hicbir tepki vermeyecek hale gelen bir halde gidecegim

ofke korku arzu olmadan yasam anlamli midir?her seye karsi bir yorgunluk hissederken yasam olasi ve yasanilabilir midir?

hayir hayir aksiyon istemiyorum insanlarla diyalog kurmak normalmis gibi davranmak o kadar zor ki
bu duzen artik islemiyor bu cark artik cok zorlanarak donuyor.iste az bir surem kaldi okul uzayacak calismam gerekicek insanlarin arasindaki sorunlu nefret dolu biri ne kadar dayanabilir en son gunde 12 saat kole gibi calisip gunluk 25 lira aldigim 8 gunluk surecunde sonunda agir uyku hapi almistim intihar icin.

nasil mi hissediyorum?hayir ofke degil nefrrt degil korku degil sadece yorgunluk.gozlerim kapansin ve hic acilmasin her sey silinip gitsin tum sesler bitsin tum arzum bitsin hislerim ihtiyaclarim her seyim yok olayim evrene karisayim ve son bulayim

yasim 21 ve simdiden yasama karsi 91 yasindaymiscasina yorgun umutsuz ve olumu bekler haldeyim ve benzer sekilde 60-65 yasindaki zengin kibirli sapkin zenginler kadar igrenc sapik ve sadistim.

icimde masum, sanata merakli kimseyi uzmek kurmak istemeyen kimse uzulsun istemeyen bir cocuk, yorgun bilge yasli ve olum doseginde bir ihtiyar ve duygusuz kibirli sadist bir milyoner var

bu carki dondurmekte zorlaniyorm artik kendime bakmaya karsi bile yorgunum yemek yemek hareket etmek her gun tekrari olan gunler yasamak hayir bir cozum yok cozum gibu gorunen her sey sadece belirtileri bastiriyor sakliyor onlari yok etmiyor.her seyi sevebilirdim bir kaktuse bile onu isitmak icin sarilabilirdim ama bu hale geldim getirildim

her sey aci komik ve hak ettigim gibi.artik sessizlesip tepkisizlesiyorum bakalim daha ne kadar yasayacagim.

okula gidecek sosyallesecek sahte kimligimle eglenceli espirili sosyal biri olacagim mutlu hissedecek hareket ettigimden daha enerjk olacak hayata baglanacagim gibi gelecek bana ama her yalniz kaldigimda sorunlarimin sonuclarini sosyal hayatimda yasadigimda gercek yuzume tokat gibi inecek.ucan kanatlarm kopacak tum umutlarim sokulecek.buna alistim.

ben bu dunyadaki kelebekler gibiyim olene kadar kanat cirparim ucarm ruzgarda savrulan gucsuz ezik bir aptal olsamda kendimi guzel ve degerli hissederim.hicbirbseyi umursamam umursayamam sadece ucarim hayaller kurarim kisa hayatimi boyle yasarim ama lanet olsun ki yasli hasta kanatlari sorunlu bir kelebegim

herneyse cark gene donecek daha gurultulu daha rahatsiz edici daha titrek bir sekilde..
ikizler
mutlu geceler gençler. nasılsınız? ben yorgunum yahu. üstümden bir kitap fuarı geçti. sadece kitap fuarı geçse de iyi, koşturuyorum sabahtan beridir. normalde bugün sadece 1 dersim var öğleden sonra. ama fuar olduğu için sabah 8'deki dersine yetişmeye çalıştım ve geç kaldım. uyanır uyanmaz yataktan fırlayıp yetişmek zorunda olmak iyi bir şey değil bence. hani diyorlar ya uyanınca güneşi selamlayın falan diye. bunu söyleyenler bizim güneşten önce uyanıp okul yolu düz gider eşliğinde toplu taşımada nefessizlikten öldüğümüzü görüyorlar mı acaba. sinirlendim bak, neyse. derse girip çıktıktan sonra kantinde takıldım biraz, mühendisliğe uğramam gerekiyordu oraya uğradım ve r11'e attım kendimi. travayda da uyumuşum zaten. taa üniversiten tekkeköye kadar en az yarım saat kısalttım. bu sene ilk defa yalnız gittim fuara. benim okuyan bir çevrem yok. olanlarda ya dersleri vardı, ya başka nedenlerle gelmediler. girdim içeri adetim olduğu üzere stantları dolaştım öncelikle. neler var neler yok baktım. sonra bir çay içip kafamda biraz kurguladıktan sonra başladım alışverişe. bu senenin şampiyonu iş bankası yayınlarıydı benim için. adamlara her fuarda bir kaç defa uğramadan yapamıyorum. İş bankası yayınlarında hem kitaplar baskı ve çeviri olarak çok kaliteli, hem de çalışanlarla muhabbet edip kitaplar hakkında konuşabiliyorsunuz. kitaplar hakkında konuşmayı ve dinlemeyi severim zaten. kitabı bilmeme gerek yok. bilen biri sohbet tarzında anlatsın kitabı yeter. İş bankası çalışanları da bunu gayet güzel yapıyor zaten. bir de sel yayınevinde çalışan bir kardeş de kitaplar hakkında güzel bilgiler verdi. İthaki'ye gittim, oradaki çalışana ilk defa bilim-kurgu okuyacağım ne tavsiye edersiniz diye sordum, yanımdaki müşteri de kitap önerdi. can yayınlarından bir kaç tane aldım. İlgimi çekmedi kitapları. çoğu geçen seneki kitapların aynısıydı sanki. diğer kitapevlerini de gezdim ve toplam 18 tane yepisyeni kitabım oldu. bu fuardaki tek eksiğim yalnız gitmemdi. kitaplar hakkında konuşabileceğim, heyecanla gösterebileceğim, anlatabileceğim birileri yoktu yanımda. İş bankası yayınları çalışanların güzel sohbeti de olmasaydı sanırım sus pus gidip gelecektim. ama fuarda geçirdiğim 3.5 saati komple iş bankasında geçirmedim ki. İnşallah bir sonrakine istediğim ile giderim. fuardan gelince de dizerim üst üste kitaplarımı, onlara bakarım öyle uyurum mutlu mutlu. yeni yeni görünce onları içim huzur doluyor. bir de kahvem olsaydı iyi olacaktı şimdi. kahvem bitmiş yahu. halbuki bu yorgunluğa ne de iyi gelirdi. hepinize iyi geceler dostlarım. bir an önce siz de gidin de o ortamın güzelliğini doyasıya yaşayın... :)
kebelek
gençler ne alemdesiniz ?? ben eskilerden sayılırım epeydiir yoktum buralarda. dertliyim şu sıralar bir hayli de yorgunum. size bir kaç sorum olacak.. benim sevgilimin cook yakın erkek arkadaşıyla zamaninda bende çok yakındım dedikodu bir yapardık üçümüz beraber çok güzel vakit geçirirdik. üç kişi efsane bı grup olmuştuk. taa ki bu arkadaşımızin sevgilisi olana kadar. artık dostluğumuz bitti. sevgilisinin ona sınırlar koyduğunu düşünüyorum. ve şöyle de bir şey var ki sevgilisi olan kız bana karşı fazla samimi davranıyor. ama benim yakın arkadaşımi elimden aldığı için ben ona sinirliyim. sizce kızın yaptığı davranışlar mantıklı mı ?? yani beni arkadaşımdan uzaklaştırıp kendinden bana yakın olmaz çabası ? bana iki yüzlülük gibi geliyor ?? bu yüzden de o kızı sevmiyorum. ve artık o arkadaşımla da konuşmuyorum. sevgilim de bu konuda arkadaşıyla benim aramda kalmış gibi hissediyor. onu üzmek istemiyorum ama onlarla da yan yana gelmek istemiyorum. yani onlarla buluşmak. ama sevgilim ısrarla buluşursak daha farklı olacağını düşünüyor. off offf belki de bunu okuduğunuz da hiç bir şey anlamayacak yada hiç okumayacaksiniz ama olsun be canınız sağolsun 😂😂 iyi geceler
Eleni
İç açısı verilmemiş üç nokta ile biten bir çokgenin kaç gen olduğunu bulmayı deniyorum frank. sessiz ol lan! İşte bu bulma yolunda ilerlerken çözüm dışında her şeye denk geliyorum. kaan’ın da dediği gibi yorgunum, ağrılar, kırıklar, ezikler, çizikler var. hatta bunlar yetmiyor; hap var, cigara var, ex var, roj var, taş var, ne ararsan var yani. sana ne lazım abi? söylediğim ilk cümle var ya hani. onu şöyle dizimizin dibine çekelim, bir de “kendimi çok yüksek bir binadan atmış da ölmemiş gibiyim” cümlesini. şimdi anladın mı o aptalca cümlemin ardında yatan çaresizliği? derdimi açık açık anlatamayacağımdan değil kelime oyunları yapışımın sebebi, aksine anlatmak istemeyişimden ve de bu istemeyişin içinde barındırdığı anlasınlar isteğinden. kendimi şarkı sözlerinin başrolüne aktardım, şarkılar söyleniyor. İki zıt kutup misali figüranlığa itiliyorum, şarkılar bitiyor. niloya’nın ismini bilmediğim herif arkadaşını üstleniyorum. “niloya git, yalnız kalmak istiyorum.” diyorum. niloya “peki” diyerek olduğu yerde put gibi kalıyor. dönüp “yalnız kalmam için uzaklaşman lazım.” diyorum. bu sefer de bir adım geriye atıp “şimdi yalnız mısın arkadaşım herif?” diyor. aklını si. si. si. seveyim niloya. neredesin diyemiyorum! hemen arkadaşının arkasında, tam da sırtından bıçaklayabileceğin en yakın yerdesin. ben ise oturduğum dere kenarında ayaklarımı sarkıtıyorum. nazım’ın piraye’ye yaşattığı kırgınlığı üstleniyorum bu sefer de. bak karşim; burada “hayat bna feyk atıyoo ama bhen fakir dğlm. .s” tribi, nazım’ın kolundaki saatte “senin adını kol saatimin kayışına yazdım piraye.” sözü ve bu sözün asıl gerçekliğinde ise kayışta ismi yazılı olan vera var.

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)