themuallim
helllöööö diyerek giriş yapıyorum siteye.🌈
saygıdeğer ikizler'in yazısından ilham alarak buralarda arzı endam etmeye karar verdim. nasılsınız?
ben görüşmeyeli hele hele hele hele antepli oldum arkadaşlar💃
sizinle görüşmeyeli şahsi olarak hayatımda pek de bir şey değişmedi aslında. yine aynı ben, sadece mesleğimi gerçekleştirmeye ve farklı bir şehirde yaşamaya başladım. üç yıllık bir kpss süreci sonucunda 2022 şubatta antep'te bir liseye atandım. bu süreç benim için ilk başta çok zordu. thor'la da konuşmuştuk, maceradan maceraya atladım ilk atandığım zaman😅
öncelikle antep pahalı bir şehir, zaten günümüzde alım gücümüz belli maalesef ama antep'te bu durum ekstra diyebilirim. yemek kültürü bunu en çok besleyen durum bence. daha önce hiç güneydoğu turu yapma fırsatım olmamıştı, kulaktan dolma bilgilerle gittim oraya. çok katmanlı, her tür sosyal statüden insanla karşılaşabileceğin; bilindiği üzere farklı milletleri de çokça barındıran bir yer. aslında bizim için zorunlu hizmet adına ilk başta gelen bölge burası ama sevmek lazım. elbette hem fakültede okurken hem sınava hazırlık sürecinde "her neresi olursa olsun görevimi yaparım" diyordum, diyorduk ama iş bunla bitmiyormuş gerçekten.
bir yandan ev bulmaya çalışıyorum, bir yandan kültüre adapte olmaya çalışırken aynı zamanda mesleğime, öğrencilerime adapte olmaya çalışıyorum. en zoru kesinlikle ev bulmaktı, bu uğurda az kalsın yolum malum evlere düşüyordu dolandırıcılar sağolsun :)
şimdilik 4 aylık bir tecrübem var bu içinde bulunduğum tempoya dair ama okulum çok kötü, semti çok kötü, şartlar çok kötü. güzel olan tek tarafı sanırım çocuklar. ben buraya öğretmeye geldim ama kendim her gün ayrı bir gerçek öğreniyorum. ben onlara matematik öğretiyorum -en azından deniyorum :)- onlar bana kendimi öğretiyor. çok garip. ne olaylar ne olaylar. anlatırım bir gün, çok uzun. şuan çok idealist gidiyorum aslında ama umarım içinde bulunduğum sistem bunu köreltmez. kendime sabır ve daha fazla hoşgörü diliyorum.
velhasıııllll karanlık yollardan geçtik, zehir gibi sular içtik veee tekrar burada buluştuk. öpüyorum kocaman :*
muallim✔
mülakatta kanguruların ülkesini sormuşlar. evet ülkemizin nitelikli öğretmen anlayışı 😂 o kadar eğitim dersleri görüyoruz meslekte de onları baz alarak bi şeyler yapacaz git oradan sor. mülakatta bana böyle saçma soru sorarsalar ahada buraya yazıyorum "yırtarım dağları taşları enginlere sığmam taşarım" yani çok pis ağlarım😂
mayk
fırat üniversitesinde öğretim elemanları, gerçek bir balığın sinir sistemi ve tuna balığını model alarak 3 boyutlu yazıcıyla 3 boyutlu hareket kabiliyetine sahip keşif, gözlem, araştırma ve askeri amaçlı kullanılabilecek 'robot balık' üretti.

ladylazarus
böyle özel günlerde kendime bir şeyler almaya bayılıyorum. sevgililer gününde de kendimi ne zamandır almayı planladığım yağlı boya setini alarak ödüllendirdim (tebrikler sevgilin yok!(?)) neyse ki hiçbir sosyal mecrada yokum da, selfie çekmek için bir ilişkiye başlayan ' sevgi ' pıtırcıklarıyla elf gözlerimi kanatmadım bugün.

bu da günün anlam ve önemini anlatan bir parça




" lovers are strangers
there's nothing to discuss"
iyikalplipsikopat
dunyayi nesneler degil
ozneler yonetir

bute kaldigim dersler, gune annemle babamn bagirismalari ile baslamam, maddi sikintilardan oturu guzel planlar yaptigim tatilde calisacak olacagimi ogrenmemin acisi bunun sonucunda moral bozuklugu ve nefretin etkisiyle tum gun sapkin hislerimi tatmin edecek intikam temali film sahneleri ve sadist pornolar izlemem ve bunlarin sebebiyle tum.gun bitkin kederli nefret dolu intihar egilimi tavan olarak yasayan bir ben

kactim gene oyalandikca oyalanmaya uyustukca uyusmaya calistim fakat her aci yalniz kalindiginda kisisel sorgulama ve arinma saglar.cunku umudun yakiti budur.
sorgulamak dusunceleri duzenlemek ve hayaller kurmak

iste yine bunlari yaptim.ne zaman denizin en dibine batsam ve sirtim dibe degse o basincta boguluyor olsam kulaklarimda baski hissetsem son bir can havliyle dogrulur bacaklarimi ve ayaklarimi hizaya getirir ani bir sicrayisla yukseliveririm.bu yukelisle dibten tecrube adinda bir hazine cikarttim.anladim ki dunyayi nesneler sistemler kurallar drgil ozneler insanlar torpiller adaletsizlikler yonetiyor.milyonlarca insanin tum yil cabaladigini siradan biri bir bilet parasiyla kazanip omur boyu rahat yasayabiliyor

ezik internet trollu sorunlu olabilirim.sahip olduklarim koti olanilir.herkese limon veren hayat bana diski vermis olabilir.fakat bem bu diskiyi gubre yapip limonu olanlari bana muhtaf edebilirim.umutla hayaller kurdum.dusuncelerimi duzenledim kisisel arinmami sagladim ve

yeni bir

taki turu
sosyal medya sitesi
restaurant zinciri
cikartma turu

ile , -insanlarin arzulari icin yasadigi yasamin ozunun arzu oldugu sevgininde huzurunda eglenceninde ayni arzu oldugu- hakikatinide referans alarak tum arzulari tek bir kaynaktan karsilayacak bir sistemle dunyayi ele gecirme insanlari kole etme projesi buldum.kor olabilirim ama kulaklarim iyi duyar, sagir olabilirim ama gozlerim daha iyi algilar.

tecrube en buyuk hazine ve bugun hazineme hazine ekledim ve tekrar idrak ettim

ben tum bunlarin ustundeyim.
Eleni
büyük umutlarla keşfe çıkıp da her adımda ne olur, ne olmaz kaybolmamak için ardına ekmek kırıntısı olarak umutlarını serpmeye benziyor bazı şeyler ve sen ilerledikçe frank yani biz işte, bizler ilerledikçe serpecek umutlarımızdan eser kalmıyor. bir süreliğine, kısa, çok kısa bir süreliğine bulunduğun yerde duraksayarak başından geçenleri bulunduğun yere nasıl, ne şartlarda geldiğini gözden geçiriyorsun. keşfe çıktığın yollarda kaybolmamak için feda edilen umutlara yazık edildiği geliyor aklına. sonra bir heves sırtını çevirip arkana bakıyorsun ve o arka tam olarak senin geçmişin oluyor. baktığın da ise gördüğün tek şey hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığından başka bir şey olmuyor. eğilip serptiğin umutları toplamaya çalışıyorsun ama toz, toprak bulaşan umutlardan elin de kirleniyor. elinin kirine bakmaksızın bir bir avuçluyorsun umutları, avuçladığın umutlar kirlenmiş de olsa bir anda yeni keşiflerinde hep yanında oluyor ama bu sefer akıllanmış oluyorsun, gereksiz çar çur etmiyorsun. nereye gideceksen kaybolma riskini göze alarak kirli umutların ile gidiyorsun. ben şu an o yollardan birindeyim frank, elimde kirli umutlarım ve kaybolmayı göze alarak ilerlediğim bilinmeyen bir yol.
waww
sene 2012 falan. İstanbul'da esenler sokaklarında bir cumartesi akşamı berber dükkanı arıyodum. ev civarındaki dükkanların baya bi kalabalık olması sebebiyle buralarda tras olmayı reddetmis ve boş bir berber bulurum umuduyla o akşam dükkanlara bakina bakina yürümeye devam etmiştim. 45-50 dakikalık bir yürüyüşten sonra nihayet bos bir dükkan bulabilmistim fakat artık esenler'de değil bayrampaşa'da idim. kuytu bir köşede sıkışıp kalmış dükkanında , yalnızlığına isyan eder bir şekilde somurtkan bakışlarla 37 ekran tüplü televizyonunu izleyen berber amca,kapıdan içeri girmemle beraber yüz ifadesinde belirgin bir yumuşama olmasa da vücudunda ufak kıpırdanmalar olmuştu. selam verip, sıra olmayan bir berber dükkanı bulmuş olmanın zafer edasıyla tıras olacağım koltuğa oturmuş ve berber amcanın makasıyla saçıma yapacağı klas dokunuşları sabırsızca bekliyordum. elindeki tıras makinesiyle kafamın üst bölümündeki saçlara amansızca girişen berber amca sanki bir şeylerin sinirini benden çıkarıyordu. berber amca agresif tavirlarla sacimi kesmeye devam ederken elinde poşetle dükkana giren bir çocuk, "abi siparişin geldi" diyerekten berber amcaya seslendi. saçımın yarısı kesilmiş yarısı kesilmemiş bir durumda iken,berber amca elindeki makası ve tıras makinesini tezgahın üstüne bırakmış, çocuğun elindeki poşeti alarak biraz önce televizyon izlediği koltuğa oturmuş ve poşeti açmıştı . poşeti açar açmaz nerede, ne şekilde olursun asla unutmayacağım o koku burnuma gelmişti . evet,bu bir lahmacun kokusuydu. berber amca,büyük umutlarla geldiğim bu boş berber dükkanında beni yarı yolda bırakmış ve sipariş ettiği tam 4 adet lahmacunu yemeye koyulmuştu. bir yandan dürüm yaptigi lahmacunlari yiyen berber amca,diğer yandan da ayranını hopurdeterek içerek,hayretler içerisindeki bakislarima sanki nispet yapıyordu. ben ise şaşkınlıkla olan biteni izliyor, olayın kamera şakası olma ihtimaline karşılık etrafımı suzuyordum . ne var ki her şey gercekti. evet! burası erkek berberi! burada her şey zor! her şey gerceeekkk! İlginç olay sonrası berber amca, ziyafetini sona erdirmis ve 25-30 dakikalık mola sonrası yarıda bıraktığı saçımı kesmeye devam etmişti. ve o geceden sonra edindiğim büyük tecrübeler neticesinde bayrampaşa'ya bir daha adimimi atmamistim. atamazdım... herneyse yaşasın samsun berberleri... :))

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)