samsunda olan var mı çay ısmarlayabilirim :) buraya yıllar sonra girdim tekrar giremeyebilirim twitterdan dm atabilirsiniz @gomuluyor @yazarfenbey ikilisinden birine yazın dönüş yaparım :)


30 gün oruç tutulur da, bu kalp birine bir daha eskisi gibi tutulmaz. (sahura bir mesaj. İyi sahurlar.)

birine aşık olmak, gözü bağlı olarak, bir uçurumun kıyısında yürümek demektir.

sadakat ya birine doğru koşmaktır ya birinden kaçmaktır. sadakat erdem değildir aslında sevgiden kör olmaktır. hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır sadakat. yemin etmeden bir daha düşün. çünkü; sadakatle başlayan her şey ihanetle biter.

bir insan nasıl bu kadar kötü birine dönüşebilir? uzmanımız koydu ne demek. her şeyi geçtim müslümanım diyorsun, adam masum bile olsa bir kızı evleneceğiz diye kandırıp zina yapmış. nasıl sahip çıkabilirsin böyle birine. inandığın hangi değerler seni bu kadar kötü yaptı?
https://mobile.twitter.com/ugur_akbulak_/status/13...
https://mobile.twitter.com/ugur_akbulak_/status/13...

birine ya da bir şeylere ilgim 3 ile 5 saniye arasında sürüyor.

ne yaşarsanız yaşayın;
birine en son davranış şekliniz,
onda bıraktığınız tek fotoğraftır.
birine en son davranış şekliniz,
onda bıraktığınız tek fotoğraftır.

siteye o kadar uzun zaman olmuş ki girmeyeli hala nikimin durması bi duygusallık yarattı bende. bir yaz akşamı keşfedip çok güzel insanlarla tanıştım burda. o sıkıcı yaz gecelerini burası şenlendirdi. üniversiteden mezun oldum ve şu an mesleğimi yapıyorum. özlem dediğim samsun u fotoğraflardan görünce gözlerim doluyor. burası benim için o zamanlar tamamen blog gibiydi. yaşadığım duygusal karmaşaları vs herşeyi anonim kimliği altında yazıyordum. ve bu sıralar yine çok karışık olduğum zamanlar... covid döneminde bir hastanede çalışmanın depresif etkileri ve sevdiklerimi uzun süredir görememek en yoğun covid şehrinde yaşamak çok hırpalayıcı. bir yandan da iyi bir eş olabileceğini düşündüğüm birine karşı aşık olmadığımı düşünüyorum. kafamda sürekli 40 yaşına gelince ayrıldığına pişman olur musun diye sorgularken buluyorum kendimi. ya siz ne dersiniz 26 yaşında risk alıp aşık olunacak kişiyi aramak ya da beklemek gerekmez mi ?

bir keresinde "sadece sen sevmiyorsun ya" denmişti bana, bende bana olan sevgisinden bahsediyor sanmıştım meğer başka birine olan sevgisinden bahsediyormuş. tabi sonra sonra anlıyor insan.

birine borç para verince parayı geri istemeye utanan tek mal ben miyim aq😕

kolay kolay kin tutan biri değilimdir. hatta birine kızsam 3 gün sonra ben buna neden kızmıştım yeaa amaaann diyip konuşmaya devam bile edebilirim. ya da olabildiğince ön yargılı yaklaşmamaya çalışırım insanlara, mümkün olduğunca iyi tanıdıktan sonra bi yargıya varmak isterim. kolay kolay da gıcık olmam, sevecen yaklaşırım. ama bi' eşik var. bazen öyle insanlara denk geliyorum ki o eşiği çoktan aşmış oluyorlar. yani o insanların gözlerinin üstünde kaşlarının olması bile beni rahatsız eder, yaptığı her hareket batar, söylediği her söz beni sinirlendirir. varlıkları bile bana rahatsızlık verir. bu çok nadir olur ama olur yani. heh işte, yine öyle birine denk geldim. allah affetsin ama elimden gelse.....
neyse eheh 😇
neyse eheh 😇

bi gün şu fotokopi mevzusu yüzünden birine dalıcam.. bu ne yaa öğrenciyi kazıklama çabası.! fotokopi her yerde 25krs adam siz kaça cektirirsiniz diye ağzımızı arıyor. biz bilmiyoruz size soruyoruz dedik size 35 e çekerim diyor o da indirimli fiyati bak!! piyasayı bildiğimizi söyleyince bozuldu bide laf söyledi. yaşlı başlı demicem bi gün böyleleri elimde kalcak. hem kazıkci hem terbiyesiz.!

kusura bakmayın omu dedikodu ailesi son zamanlardaki olaylardan bıktım bütün erkekleri yakasım var birine nasil güvenir bir yuva kurarim gercekten bilmiyorum artik

fakültede dolaşırken (fen edebiyat) sınıflara yiyecek içecek çıkarmayın vs. yazılı kağıtlara dikkat ettiniz mi ? bugün onlardan birine bakarken koridor yerine kolidor yazdıklarını gördüm .. içinde edebiyat bölümünü kapsayan bir fakülte için utanç kaynağı

ben hiçbir şeyin cimrisi olmadım, beğendikleri eşyalarımı arkadaşlarıma vermişliğim çoktur. amaaa söz konusu kitap oldu mu bana bi şey oluyor. arkadaşım okuyacaksan ver parasını al oku yaa ! ben yeri geliyor yemeğimden kısıp alıyorum o kitabı. İçinde çizdiğim yer var not aldığım yer var. neden içimi birileriyle paylaşayım ki 🤦♀️ bakın hadi alır yakın zamanda getirir amenna. mesela komşu kızının ödevi varmış, annesi bana sordu bulamadım diye. verdim, 1 hafta geçmeden geldi. böyle olsun canımı ye. 1,5 yıl önce vermişiz birine kitap, geçen gün bir şeye bakacaktım aradım yok. hala getirmemiş. ya bi kitabı 1,5 yılda okuyamıyorsan ne diye götürüyorsun ? önemsiz işte onun için. İnanın okurken kapağı bükülmesin diye çaba sarfederim ama birine veriyorsun kapağı bükülmüş geliyor. eeee ben kendim özenirken, benim kitabıma özenmeyene neden kitap veriyim ? bi manyak ben olamam yaa, nolur sizden birileri daha böyle olsun 😅 (yazıyı baştan bi okudum da ne sinir olmuşum be 🤦♀️)

saat gece 03:30 civarı. sabah 11de son sınavım var ve öyle bir sınav, öyle bir hocanın sınavı ki çok çalışıp kaladabilirsin hiç çalışmayıp geçedebilirsin. 2 kahve içtim ve sabahlıyorum. neyse ders çalışırken sigaram bitti saat 1 gibi. mahallede de büfe var açıktır diye çıktım paket almaya ama kapalıydı. tam yanından geçerken bir araba durdu büfeyi açtı adamın birine alkol sattı. bende girip sigaramı aldım ve adam büfeyi kapatıp arabasına bindi gitti. gece gece böyle bir şans ayağıma geldi inşallah test yaparsın sayın danışman hocam yoksa sınıfça direği tuttuk. sınıf grubunda da herkes kaldım diyor zaten gizliden gizliye rakip eleme oyunlarını sunmayan kalmadı.

bulunduğumuz ortamlarda çalışan insanlara bir "günaydın" ya da "kolay gelsin" demek çok zor olmasa gerek ki bu davranış bize 100 misli ile geri dönüyor çoğu zaman. başımdan geçen bir olayı kısaca anlatmak istiyorum.
kısa bir süre önce yaklaşık 1 hafta hastanede kalmak zorunda kalmıştım. bu süre zarfında hemşiresinden doktoruna, hasta bakıcısından temizlik personeline kadar o servisin tüm çalışanlarını gözlemleme fırsatım olmuştu. hemşireler ve doktorlar zaten işlerini iyi takip edip ilgili davranıyorlardı, ben de temizlik personellerini gözlemlemeye karar verdim. rutin temizlikleri sırasında hal hatır sordum, kolay gelsin dedim ve hani en basitinden sildiği yerlere daha kuruman basmadım. bunlar çok basit şeyler bakıldığı zaman. bir de bunların hiçbirini yapmayıp bu personellerin yüzüne bile bakmayan hasta yakınları vardı. İnanır mısınız ben sırf bu şekilde davrandım diye neredeyse 2-3 saatte bir çarşaflarımız değişiyordu,odamız gün içinde 2 defa siliniyordu, el dezenfektanımız daha bitmeden bile yenileniyordu, fazladan 2 yastık daha alabildik, gece üşüyünce battaniye bulabildik, çayımız kahvemiz eksik olmadı... tüm bunları sadece bir "kolay gelsin" ve "nasılsınız" ile yaptım. şimdi belki size bunlar zaten olması gereken, normal seylermis gibi gelebilir ama insan 1 hafta gibi bir süre hastanede kalınca bu anlattıklarım birer nimet sayılabilir. ya da ben uzun zamandır "insanlık namına" pek bir şey görmüyorum :)
çok uzattım. demem o ki hayat zaten yeterince zor, insanın mutsuz olması için bir çok neden var, bari biz birbirimize yardım edelim, iki güzel söz bir sıcak gülümseme ile birbirimizin hayatında fark yaratabiliriz. siz birine güleryüz gösterdiğinizde mutlaka bunun karşılığını alırsınız. tamam kabul ediyorum çok büyük mutluluklar değil bunlar ama hangimizin hayatında her gün mutluluktan ağlayacak derecede büyük mutluluklar yaşanıyor ki? böyle böyle küçük şeylerle en azından yarıştan kopmamış oluyoruz.
kısaca anlatıcam dedim olay nerelere geldi :)
kısa bir süre önce yaklaşık 1 hafta hastanede kalmak zorunda kalmıştım. bu süre zarfında hemşiresinden doktoruna, hasta bakıcısından temizlik personeline kadar o servisin tüm çalışanlarını gözlemleme fırsatım olmuştu. hemşireler ve doktorlar zaten işlerini iyi takip edip ilgili davranıyorlardı, ben de temizlik personellerini gözlemlemeye karar verdim. rutin temizlikleri sırasında hal hatır sordum, kolay gelsin dedim ve hani en basitinden sildiği yerlere daha kuruman basmadım. bunlar çok basit şeyler bakıldığı zaman. bir de bunların hiçbirini yapmayıp bu personellerin yüzüne bile bakmayan hasta yakınları vardı. İnanır mısınız ben sırf bu şekilde davrandım diye neredeyse 2-3 saatte bir çarşaflarımız değişiyordu,odamız gün içinde 2 defa siliniyordu, el dezenfektanımız daha bitmeden bile yenileniyordu, fazladan 2 yastık daha alabildik, gece üşüyünce battaniye bulabildik, çayımız kahvemiz eksik olmadı... tüm bunları sadece bir "kolay gelsin" ve "nasılsınız" ile yaptım. şimdi belki size bunlar zaten olması gereken, normal seylermis gibi gelebilir ama insan 1 hafta gibi bir süre hastanede kalınca bu anlattıklarım birer nimet sayılabilir. ya da ben uzun zamandır "insanlık namına" pek bir şey görmüyorum :)
çok uzattım. demem o ki hayat zaten yeterince zor, insanın mutsuz olması için bir çok neden var, bari biz birbirimize yardım edelim, iki güzel söz bir sıcak gülümseme ile birbirimizin hayatında fark yaratabiliriz. siz birine güleryüz gösterdiğinizde mutlaka bunun karşılığını alırsınız. tamam kabul ediyorum çok büyük mutluluklar değil bunlar ama hangimizin hayatında her gün mutluluktan ağlayacak derecede büyük mutluluklar yaşanıyor ki? böyle böyle küçük şeylerle en azından yarıştan kopmamış oluyoruz.
kısaca anlatıcam dedim olay nerelere geldi :)

geçenlerde yağmur yağıyor diye otobüsten erken inip ıslandım. baya fazla ıslandım ama nasıl mutlu oldum anlatamam. küçük bi şeyle mutlu olmuşum gibi olsa da hayır bu büyük bi şey. ben istediğim an yağmur yağdıramam, elimde olmayan bi şey nasıl küçük sayılabilir ki ? ben ancak yağmur yağdığında onun keyfini çıkarabilirim. fazlası gelmez elimden. toplumumuzda insanların uğraşarak yapabileceği şeyler büyük sayılırken, ne kadar uğraşırsak uğraşalım yapamayacağımız şeyleri küçük sayma var. mesela birine ev hediye edilse ya da bütün yıl sınava çalışsa ve kazansa sevindiğini görsek büyük şeylere sevindi diye düşünürüz. hayır, bu küçük bi şey. çünkü istenilse ‘bi şekilde’ elde edilir. artık o kadar kavramlarımız iç içe geçmiş ki bunları bile karıştırır olmuşuz. uğraşmadan gelen her şeyi küçük sayar olmuşuz. halbuki uğraşarak elde ettiklerimiz kolay, basit ve küçük. çünkü bizim elimizde... her şey gibi bunların da yerini değiştirmeyi başarmışız, üzgünüm...

aşırı sapık bir milletiz bugüne kadar tacize uğramadığınıza şükür edin dostlarım erkek kadın fark etmiyor. bu sapıklıklar ne yazık ki en cok dindar kesimden hayatımıza girmeye başladi hocalar hacılar sapık fetvalar vermeye başladılar bi keresinde kız kardeşimle caminin kafeteryasına gittik orda bulunan aşırı yobaz insanlar bana dik dik bakmaya başladılar ve ben rahatsız oldum kimseye bir seyler açıklamak durumunda degilim ama insanların sapık düsüncelerini size anlatmak istedim. ben egitim fakültesinde bu muameleyle karşılaşmıyorum kardeşimlede otursam arkadasımlada otursam bu sekilde degil. ya başörtülü olabilirsin sınıfa girince günaydın diyoruz yabani hayvan gibi davranan insanlarla karsilasiyoruz benim umrumda degil dahada selam falan vermem oyle birine ama kafanizdan bu sapık düsünceleri cıkarmadan türkiyenin ilerlemesi pek mümkün olmayacak.

aydinlanma zamani
her hafta regl olan yasli huysuz bir kadin gibi duygudan duyguya atlayip dusunmekten tembel ukala kustah olmaktan aptalca davranmaktan vazgecmem gerektigini anliyorum degisimin kendini zorlamakla fedakarlikla ve secimle oldugunu anliyorum ve harekete gecmek icin plan yapiyorum.yeniden dogacagim kendimle barisiyorum
vizelerin son gununde basarili bir sinavin ve gunesli bir havanin verdigi pozitiflikle uzun sure sonra ilk defa kendimi severek kendimle barisarak arkadaslarimla etkilesim icinde oldum.eve geldigimde dusunurken sunlari kesfettim
arkadaslarimin cogundan fiziksel anlamda daha iyiyim.kas yag orani acisindan onlardan daha guzel ve guclu bir vucuda sahibim yuzum ve tenim onlardan daha temiz
arkadaslarimin cogundan mental acidanda daha gucluyum araba ve seksten eglenceden baska bir sey bilmeyen arkadaslarimin gorebildiklerinden otesini dusunebildiklerinden otesini dusunebiliyorum dahasi yalnizligin verdigi aliskanliktan olsa gerek iradem guclu onlar gibi yanlistan yanlisa savrulmuyorum
kotu giyiniyor ortamlara uyum saglayamiyor derslere odaklanamiyor olabilirim ama ne oldugumu bildikten ne oldugum konusuna emin olduktan sonra hicbir sey beni ezik yapmaz dahasi kendimle harisik olduktan sonra hicbir eziklik beni uzemez
ihtiyacim olan sey hareket ve sosyal yasam ama yalniz ve parasizim yinede yol param cok tutmuyor her gun sadece insan icine karismak icin bir sure farkli yerlerde yuruyus yapmak ve aksamlarida street workout calismak hatta pi90 a baslamak her seyi degistirebilir.
gercek kimligimle rol yapmadan kabul edildigim bir ortam ve arkadaslar bulmak veya sahip oldugum ortama sindire sindire yeniden dogmus ben i kabul ettirmek her seyi degistirebilir
hayir bir psikopat degilim.belki biraz deli birazda masum fetislere sahip bir sapigimdir ama ben empati yapabilen bir insanim kalbinde baskalarinin acisini hissedebilen biriyim kederi ve aciyi bilen biriyim birine zarar vermeyi somut olarak dusundugumde bile yuregimde bir keder ve urperme yasanir
agacin boyu uzadikca kokleri daha derinlere iner.belki durumum boyledir veya bu kustah bir cikarimdir ve sadece ufak takintilara sahip bir porno bagimlisiyimdir yinede vicdanli ve erdemli biriyim bunu biliyor ve hissediyorum tum kotu sadist dusuncelerin sonunda vicdan azabi cekiyor olmam ve kendimden surekli kacmak icin kendi kendimi uyusturuyor olmam bunun kaniti
kendime gunluk odevler koymali tembelligi ve hayata karsi pencereleri kapatmayi birakip kendimi zorlayarak harekete gecmeli kendimi akisa birakarak yasama uyum saglamali kendimi uyusturmaktan vazgecmeliyim.
disaridayken bile kendi ic dunyama odaklanmaktan vazgecmeliyim
olmayan seylerden korkup yorganin altina saklanan cocuk gibi gerceklerden saklanmaktan dis dunyayi ittirip ic dunyama odaklanmaktan
vazgecmeliyim kulakliktaki muzikle duygudan duyguya hayalden hayale atlamak ve kendimden her seyden nefret etmek yerine gercekleri kabul etmem gerektigini anliyorum
kendimle barisigim ve ne olursa olsun canim saolsun
her hafta regl olan yasli huysuz bir kadin gibi duygudan duyguya atlayip dusunmekten tembel ukala kustah olmaktan aptalca davranmaktan vazgecmem gerektigini anliyorum degisimin kendini zorlamakla fedakarlikla ve secimle oldugunu anliyorum ve harekete gecmek icin plan yapiyorum.yeniden dogacagim kendimle barisiyorum
vizelerin son gununde basarili bir sinavin ve gunesli bir havanin verdigi pozitiflikle uzun sure sonra ilk defa kendimi severek kendimle barisarak arkadaslarimla etkilesim icinde oldum.eve geldigimde dusunurken sunlari kesfettim
arkadaslarimin cogundan fiziksel anlamda daha iyiyim.kas yag orani acisindan onlardan daha guzel ve guclu bir vucuda sahibim yuzum ve tenim onlardan daha temiz
arkadaslarimin cogundan mental acidanda daha gucluyum araba ve seksten eglenceden baska bir sey bilmeyen arkadaslarimin gorebildiklerinden otesini dusunebildiklerinden otesini dusunebiliyorum dahasi yalnizligin verdigi aliskanliktan olsa gerek iradem guclu onlar gibi yanlistan yanlisa savrulmuyorum
kotu giyiniyor ortamlara uyum saglayamiyor derslere odaklanamiyor olabilirim ama ne oldugumu bildikten ne oldugum konusuna emin olduktan sonra hicbir sey beni ezik yapmaz dahasi kendimle harisik olduktan sonra hicbir eziklik beni uzemez
ihtiyacim olan sey hareket ve sosyal yasam ama yalniz ve parasizim yinede yol param cok tutmuyor her gun sadece insan icine karismak icin bir sure farkli yerlerde yuruyus yapmak ve aksamlarida street workout calismak hatta pi90 a baslamak her seyi degistirebilir.
gercek kimligimle rol yapmadan kabul edildigim bir ortam ve arkadaslar bulmak veya sahip oldugum ortama sindire sindire yeniden dogmus ben i kabul ettirmek her seyi degistirebilir
hayir bir psikopat degilim.belki biraz deli birazda masum fetislere sahip bir sapigimdir ama ben empati yapabilen bir insanim kalbinde baskalarinin acisini hissedebilen biriyim kederi ve aciyi bilen biriyim birine zarar vermeyi somut olarak dusundugumde bile yuregimde bir keder ve urperme yasanir
agacin boyu uzadikca kokleri daha derinlere iner.belki durumum boyledir veya bu kustah bir cikarimdir ve sadece ufak takintilara sahip bir porno bagimlisiyimdir yinede vicdanli ve erdemli biriyim bunu biliyor ve hissediyorum tum kotu sadist dusuncelerin sonunda vicdan azabi cekiyor olmam ve kendimden surekli kacmak icin kendi kendimi uyusturuyor olmam bunun kaniti
kendime gunluk odevler koymali tembelligi ve hayata karsi pencereleri kapatmayi birakip kendimi zorlayarak harekete gecmeli kendimi akisa birakarak yasama uyum saglamali kendimi uyusturmaktan vazgecmeliyim.
disaridayken bile kendi ic dunyama odaklanmaktan vazgecmeliyim
olmayan seylerden korkup yorganin altina saklanan cocuk gibi gerceklerden saklanmaktan dis dunyayi ittirip ic dunyama odaklanmaktan
vazgecmeliyim kulakliktaki muzikle duygudan duyguya hayalden hayale atlamak ve kendimden her seyden nefret etmek yerine gercekleri kabul etmem gerektigini anliyorum
kendimle barisigim ve ne olursa olsun canim saolsun