syntaxerror
İyi geceler. dördüncü sınıfım ve okulu bitirip mezun olmam gerekiyor. ancak şöyle bir durum var. vizelerden sonra memlekete gittiğimde bizimkilerin bana evlenebileceğim bir kız aramaya başladıklarını hissettim. hatta iki farklı kızla ilgili annem ve babamın konuştuklarını duydum. birini bana direk olarak söylemeseler de ima ettiler. okulu bitirmem konusunda babam çok ısrarcı. okul bittikten kısa süre sonra evlilik olayının gerçekleşmesinden korkuyorum. şuan için kendimi böyle ciddi konulara hazır hissetmiyorum. yani evlenmek felan istediğim yok. bir de babam ben okulu bitirince emekli olacağını söyleyip duruyor. kardeşimin eğitimini benim üstlenmemi de söylemişti birkaç kere. bunlar da yine sıkıntılı konular. ailemin maddi durumu da ortalamanın üstünde açıkçası. buna rağmen benden ciddi olarak kardeşimi okutmamı bekleyebilir diye korkuyorum. bu yüzden okulumu 1 sene bilerek uzatmayı düşünüyorum. hoş çok da bitecek gibi gözükmüyor ya... yalnız şunu belirteyim beni, kardeşimi okutmak değil de daha çok evlilik mevzusu korkutuyor. bir akıl verin kurban olayım :) napayım, okulu uzatayım mı? veya başka nasıl bir çözüm getirilebilir? benim aklıma yatkın gelen: zaten okul bitecek gibi değil bölümden dolayı. o yüzden uzatmak ve 1 sene daha rahat etmek. daha doğrusu sorunların üstesinden gelmek yerine 1 sene kaçmak. zaten sene kaybım da olmadı liseden gelirken.
syntaxerror
uzun süreden sonra sahalara dönmek iyi hissettirdi. ulan şu cs nasıl bişey ya. kendime getirdi beni. tekrar canlanmış gibi hissediyorum. tabi ortalık rus kaynamasaydı iyiydi ama ne yapalım artık. ha bi de wallcular ve aimciler sizin de allah belanızı versin. formumu yükseltiyorum. biraz daha pratikten sonra rekabetçi iyi gider gibi. bu arada awp ve deagle candır.
syntaxerror
böyle sevdiğim bir insanı bir süre aradan sonra tekrar görünce istemsiz olarak gülüyorum. bunu yeni fark ettim ve çok güzel birşeymiş meğer. güzelliği ise şurada ben gülünce o insanda gülüyor. ve bunların içtenlikle olması da çok güzel. değer verdiğim insanların hepsi bana değer veriyor. bunu hissediyorum o an. sevdiğim herkes de beni sever mesela. kimi tembelsin, kimi ruhsuzsun, kimi malsın, kimi şusun, kimi busun der ama sever. samimiyetle söylerler bunları da yüzüme karşı. hiçbirine de alınmam. hatta kendimle dalga geçerim bazen onlar da gülerler. İnsanların gülmesi güzel şey cidden içten olduktan sonra. velhasıl kelam samimiyet ve gülümseyebilmek çok güzel bir şey. sevdiklerinizin sözlerine alınmayın. o sözleri kendimize birer yol haritası yapmalıyız bence. hatalarımızı düzeltmek ve daha iyi insan olabilmek için. neyse tuhaf bir yazı oldu. konudan konuya atladın ama oldu ya birşeyler yazdık sonuçta. bir rahatlama geldi.
syntaxerror
hani böyle bi his var ya yarayı kaşımak gibi. mesela kaşıdıkça kaşıyasın geliyor. daha da acıtarak kaşıyorsun. elinden gelse en derine kadar yırta yırta gidiceksin yani. hah işte bu his tuhaf bir his. mesela müzik dinliyorsun. kulağın belli bir desibelin üstünde rahatsız oluyor. ama şarkıyı daha yüksek daha da yüksek sesle dinlemek istiyorsun. kitap okuyorsun mesela. kitabın sonuna yaklaştıkça eğer sevdiysen daha da uzun olsa da daha fazla okusam diyorsun. leyla ile mecnun gibi hiç bitmesin diyorsun mesela. ama olmuyor ya, hani hep bi sınır var. müsaade edilen gerek fiziksel sınırlar, gerek manevi sınırlar, ruhun mesela sıkılıyor. ama yine de daha fazlasını istiyorsun. ama sevgi öyle değil. sınırsız alabildiğine sınırsız. kendini içinde buldun mu dur durak yok. sürekli yol alıyorsun . o yol hiç bitmiyor. daha da seviyorsun, biraz daha, daha fazla derken sonsuzluk geliyor aklına. sahi sonsuzluk tuhaf şey. sonsuzu istiyoruz bence en derinlerde. en sır olan yerimizde. sonsuzu bulmanın yolunu gösterecek biri var mı oralarda? ha bir de rüyadasın. uyanıyorsun. o arada dünyayla bütün bağın kesiliyor. düşünsene uyanmışsın sene 2143 olmuş felan. ortama ayak uyduracaksın bir sure sonra. İnsan olmanın gereği olarak. sonra yine daha iyisini isteyeceksin. daha iyi bir dünya, daha iyi teknolojiler felan. neyse yine daldım, gittim düşüncelerime. öyle işte. fikirlerinizi yazın da iki sohbet edelim şurada ya.
syntaxerror
çabuk bıkıyorum her şeyden. bir süre tatmin olduktan sonrası hüsran. altımda bir koenigsegg olsa ondan da hemen bıkarım. dünyadaki en iyi eve sahip olsam bıkarım. en aksiyonlu işlere girsem yine bıkkınlık verir. hani diyor ya "dünyada ilgimi çeken hiç bir şey yok.". aynen o durumdayım şuanda. bir araba görsem iyisinden, güzel bir kız görsem, bir sanat eseri görsem, bir mimari olsa en güzelinden "hee. güzelmiş." oluyor tepkim. evrendeki hiç bir şeye ilgi duymaz haldeyim. sadece müzik dinliyorum. onlar da sürekli dinleyince sıkıyor. bu aralar kitap da okumuyorum zaten. bu gidişin sonu ne olacak merak içerisindeyim açıkçası. bazen sevdiğim insanlarla bir arada olmak, sürekli muhabbet içinde olmak istiyorum. biri espri yapsın hunharca gülelim istiyorum. dostumun yanına gidiyorum olmuyor, kardeşimle konuşuyorum olmuyor, babam annem dedem kimle konuşsam sıkkınlık gitmiyor. sonuç mu ? İşte bu satırlardır sonuç...
syntaxerror
kimileri der ki: "evren tek bir noktada toplanmış ve insanın kalbine saklanmıştır. kendini keşfe çıkan kendi içine yönelsin. böylelikle kendini ve hakikati bulur." kendimizi ve hakikati bulmak dileğiyle iyi geceler. gecenin parçası the weeknd'dan as you are olsun.
syntaxerror
normalde çocukluktan beri birçok şeye sinirlenirim. çocuklukta sinirlendiğim insanlarla kavga etmişliğim dahi vardır ama sonradan bunun yanlış olduğunu fark ettim, insanları kırmanın kırılan kalbi onarmanın zor olduğunu fark ettim. artık ne zaman sinirlensem hep sinirimi içime atar oldum. ancak; sevdiklerim beni tanıyan insanlar sinirlendiğim zaman çok farklı baktığımı söyler oldular ve ne zaman yaptıkları bir şeye sinirlensem hemen yapmayı kesiyorlar. bazen çok sinirlenirsem ağladığım da olmuştur. neyse işte üniversitede son 1-2 yıldır sınav zamanları elimin titrediğini fark ettim. bunu arkadaşlarım da söylediler. İlk başta az gibiydi. sonra giderek arttı sanırım. bugün araba kullanırken ise biri arkamdan korna çaldı, sonra yandan hızla geçerken yine bir korna çaldı. klasik türk sabırsızlığı diyelim biz buna. bunları fazla önemsemezdim. yalnız bu sefer bütün vücudumda, benliğimde aşırı bir öfke hissettim daha önce hiç hissetmediğim bir şeydi. sinirden elim, kolum titredi. çok acayip bir şeydi gerçekten. tabi bu stresten de olabilir. bu sene son senem alttan derslerim var, okuduğum bölüm de çok zor bir bölüm. sizce bir doktora, psikologa falan gitmeli miyim? geçici bir şey midir? bir birikim mi acaba ya da anlık mıdır?
syntaxerror
şimdi anlatacağım gibi konulara hiç takılmam ama nedense bugün takıldım. evet, bir r11 hikayesi, hikayenin içinde bir kadın var. ama öyle bir aşk hikayesi felan değil. üniversite kazanmışsın, ve gece r11'le indiğine göre en kötü 2.sınıfsın. yani "en az" 19 yaşında olman kuvvetle muhtemel. ayağıma basıyorsun. buraya kadar her şey normal. yanlışlıkla bastığını da düşünüyorum, kimse aptal değil milletin ayağına bassın. şimdi, burada küçük bir özür dileyebilirdin mesela. bunu yaparken ağzını açıp 2 hece 6 harften oluşan 1 "pardon" kelimesi yeterli olacaktı. erkek olsa diyeceğim ki ince düşünemeyebilir, ama dişi cinsten biri bunu çok rahatlıkla düşünebilirdi. burada ayrım yaptığımdan değil, yanlış anlaşılmasın. hatta dişi bireyleri övdüğüm rahatlıkla çıkarılabilir. tabi buralara gelene kadar daha konuşulması gereken çok bariz şeyler de var. orası da ayrı bir konu. neyse diyeceğim o ki aldığınız öğretimin ve senelerce aldığınız eğitimin -ta ki doğunca başlayıp, ölene dek devam eden- biraz hakkını verin diyorum.
syntaxerror
1 hafta önce gördüğüm bir güzellikten bahsetmiştim. o aralar sevmeye çalışıyordum. anlık bir hisle bir şeyler gevelemişim. şimdi hiçbir şey hissetmediğimi fark ediyorum. evet, bırakıyorum. artık vazgeçiyorum. sevmeye çalışmaktan, sevmekten. aşka dair bende ne umut kaldı, ne de heyecan. kesinlikle mantığımla hareket edeceğim artık. daha önce de olduğu gibi mantığımı kullanarak kararlar vereceğim. güle güle sevgi, güle güle aşk...
syntaxerror
en iyi arkadaşlarım nedense genellikle benimle zıt karakterli insanlar olmuştur. inanç, politika, düşünce yapısı... gibi konularda genellikle ters karakterlidir arkadaşlarım. ancak; bütün arkadaşlarımla ortak yönümüzün insaniyette birleştiğini fark ettim. ve her insandan bir şeyler öğreniyoruz. bilinçli ya da bilinçsiz olarak. bu nedenle iyi ki diyorum, iyi ki farklı düşüncelere sahip arkadaşlarım var. bir de genellikle bir aradayken saçma sapan konuştuğumuz, dışarıdaki bir gözlemcinin "n'apıyo lan bunlar?" dediği insanlarla arkadaş oluyoruz sanırım. bir de tek bir bakışla düşüncesini okuyabildiğim, aynı şekilde onların da benim düşüncelerimi okuyabildiği iki dostum var mesela. onların yeriyse çok ayrıdır. diyeceğim o ki arkadaşlık önemli, dostluk daha da önemli. değer verin, değer bulun. öyle yani. sağlıcakla kalın.
syntaxerror
neden o kadar uzun süre tekrar tekrar, o karanlıkta, o durağın önünde öylece bakıp durdun? neden ta derinlere doğru daldın öyle? neden böylesine tuhaf oldum ki ilk defa? neden romantik şarkılara daldım ben şimdi? ve asıl tuhafı hayatımda kimseden etkilenmemiş benim aklım neden sende kaldı? daha da kötüsü bir daha görebilecek miyim acaba seni? ne oluyor lan bana, neler söylüyorum ben böyle?
syntaxerror
dikkat! canınız sıkılabilir. uyarımı yaptıktan sonra konuya gireyim. daha önce siteye girmeyeceğimi söylemiştim ama olmuyor. ne zaman canım sıkılsa burada buluyorum kendimi. sizlerin yazdıklarınızı okuyorum ve insanı öğreniyorum. aslında ilk sınıfta keşfetmiştim bu siteyi arkadaşım sayesinde. arada bir girerdim. ancak 2.sınıfa geçtiğimde sürekli takip etmeye başladım. sanırım hayatımda, ruhumda ya da kalbimde -artık ne derseniz- eksik bir şeyin/şeylerin olduğunu ilk o zaman keşfetmeye başladım. ne zaman eksiklik hissetsem sizin yazdıklarınızı okudum durdum. son sınıfa geldim ama o eksik şeyin ne olduğunu anlayabilmiş değilim. yine o eksikliği burada bir yazı yazarak dolduruyorum. aslında beyhude bir çabadan ibaret. geçici bir tatminden sonrası yine boşluk. öyle işte. bir gün o eksik şeyin ne olduğunu bulursam sizinle paylaşacağım. tabi sizler için önemli olmayabilir. ama çok merak ediyorum nedir eksikliğini hissettiğim varlık. belki yokluktur. her neyse canınızı sıktım affola.
syntaxerror
hayatımda ilk defa bir insan bana emanet edildi. bunun ağırlığını hissediyorum şu sıralar. oysa ki ben istediği gibi yaşayan kimseye karışmayan kimseyi de kendime karıştırmayan biriydim, kendi kendime yaşayıp gidiyordum ne güzel. birinin sorumluluğunu almak zor geldi. nerden çıktı ki bu iş şimdi diyorum günlerdir. bu arada yanlış anlaşılmasın sorumluluktan kaçtığımdan değil, söz konusu can olunca ağır geliyor sanırım insana. İnsanın aklının köşesinde sürekli o duruyor. neyse sanırım ileride alışırız buna da her şeye alıştığımız gibi... ha bir de chris brown - zero dinleyin diyorum ve köşeme çekiliyorum. son paylaşımım olma ihtimali bir hayli yüksek. zor bir sene olacak, zaten artık buranın da tadı tuzu kalmadı gibi. ben kaçar gençler. esen kalın.
syntaxerror
memleketteyken sıkılıyordum. artık okul açılsa da samsun'a gitsem, sıkılmam diyordum. ne mi oldu ? sonuç aynı, yine hüzün yine hüsran. ya arkadaş dert desen bi derdim yok çok şükür. ama sıkılıyorum ve işin kötüsü sebebini de bilmiyorum. belki de dostum dediğim güzel insan şuanda burada olmadığındandır. gel lan artık. yalnız bırakma beni buralarda.
syntaxerror
gönlü güzel birinin yazdığı bir şiiri, başka bir gönlü güzel insan türkü yapmış. acayip etkisinde kaldım, uzun süredir tekrar tekrar dinliyorum. kolay kolay kendi kendime şarkı, türkü söylemem ama elimde olmadan türküye eşlik ederken buluyorum kendimi. şairine, bestecisine, derleyene ve söyleyene ayrı ayrı teşekkür ediyorum buradan ve hepinizin bayramını kutluyorum arkadaşlar. İyi bayramlar.
syntaxerror
okula başladığımdan beri okulu sevmem. keşke bir an olsun şu american life reklamındaki kız kadar sevebilseydim okulu, o kadar mutlu olabilseydim okuldayken... o nasıl bir mutluluktur arkadaş !
syntaxerror
seçmeli derslere bir bakayım dedim hangisini seçsem diye. arkadaş hepsi birbirinden zor derslerin. bu sene çok sıkıntılı olacak. zaten şimdiden ağırlığını hissetmeye başladım. ne yapıcam, iş nasıl olacak, askerlik ne olacak falan... nasip deyip geçiyorum okulumu bitirip gerisini fazla takmicam. her zaman ki ben işte. bu rahatlık nereye kadar gidecek acaba bilmiyorum ama şikayetçi de değilim yani. ancak hayatımda ilk defa bu kadar geriliyorum. okul bitmezse sıkıntı büyük. zor olduğunu bile bile geldim de bu kadar olacağını da bilmiyordum. okuyanlara teşekkürlerimi iletirim kafanızı şişirdiğim için özür dilerim. not:azcık rahatladım. (:
syntaxerror
sevgili anketlerinde yalnız olanları ve/veya yalnız olmak isteyenleri unutmadığın için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum admin kardeşim. (:
syntaxerror
adam hayvanı kesmiş, yetmemiş kıymasını çekmiş çeşitli baharat vs. ile tatlandırıp köfte yapmış. ademoğlunun doyumsuzluğu ve zekası mı demek lazım işsizliği mi demek lazım bilemedim. kesmişin zaten ye gitsin be kardeşim ne uğraşıyorsun. bakalım daha neler çıkacak ilerleyen zamanlarda :))
syntaxerror
tuhaf bir düşünce olarak görebileceğiniz bir konuyu paylaşmak istiyorum. yemek yiyorsun mesela düşün ki bu hiç daha önce yemediğin adını bilmediğin bir yemek olsun. o yemeğin güzel bir tadının olması bence yemeğin adından çok çok daha önemli. o an önemli bence. gün doğumunu görmek onun adının gün doğumu olduğunu bilmekten daha önemli. sevgi, korku, acıma, özleme... bunları yaşamak adını bilmekten çok daha önemli bence. anı yaşamak diyorum da insanlar yanlış anlıyor. anı yaşamaktan kastım bu benim. bence anı yaşamak en güzeli.