artık hayalim ve ileriye dönük düşünceler kalmadı zihnimde. bugünü yaşayıp yarını planlar gibi yapıyorum. İş hayatı ilk zamanlar keyifliydi sonra yavaş yavaş monotonluğa evrildi. şimdi mecburiyet.
oyunlarda load game yerine new game diye bir seçenek oluyordu. onu nasıl yapacağımı bulamıyorum sanırım.çalıştığım alan dolayısıyla sürekli bir proje bitirip yenisine başlasamda yinede artık tekrara düştüğümü hissediyorum.7 senede sıkıldım kaldı geriye 25 sene ,emekliliğe kadar nasıl geçecek bu zaman bilmiyorum.
burası gayet güzel olmuş uzun zamandan beri girmiyordum bu siteye ilk zamanlar radyo yayınları falan süperdi. benim okul bitti yüksek lisans yapayım diyorum bir kaç üniversite kabul de etti ama artık para kazanmak lazım bi boşluktayım çünkü ben 4 sene okudum 1 lira kazanmadan benim arkadaşların hiç okumadı biri dükkan açtı biri çoluğa çocuğa karıştı arkadaşlar ben ne yapmalıyım bir şeyler söyleyin da devlet işte vermiyor. özel şirketler sırtına binip gezmediği kalıyor. her şey para değil elbette ama ev sahibi yedaş samgaz saski diploma ile ödeme kabul etmiyor. İnsan bu durumda keşke okulu bitirmeseydim diye düşünüyor. hiç olmazsa bi şekilde geçinip gidiyoduk. şimdi birde 20 bin lira kyk borcum olduğunu öğrendim. ben şikayetçi değilim ölümden başka her şeye çare vardır ama bu durumdan nasıl kurtulurum. bi kaç gündür uyuyamıyorum çünkü..
toplanın genşler ilk buluşmada bir erkeğin başına gelebilecek en talihsiz vakalardan birinden bahsedeceğim size. biraz uzun tabi😉 sene 2013 üniversitenin ilk zamanları, bir kız arkadaşla konuşmaya başladım. muhabbeti falan sardı zamanla. gece yarılarına kadar goy goy yapıyoruz. yalnız hatun kimseye güvenmediğini falan her fırsatta söylüyor. İlk zamanlar işte anladınız siz. yalnız bana iş atıyor, biliyorum. akışına bıraktım baya. birgün hadi okulda buluşalım falan oldu.oturup yazdığı tüm mesajları gözden geçirdim, hobilerini fobilerini hepsini bir kâğıda yazdım.ayrıntı kaçırmamaya çalışıyorum , fotoğraflarını analiz ediyorum. kafamda ne senaryolar kurdum. banyolar, parfümler, deodorantlar, tıraşlar, şık elbiseler falan derken on numara çocuk oldum kendi nezdimde. ceketimin iç cebine de bir çiçek iliştirip buluşma yerine doğru yol aldım sabah. eğitimin kantini o zamanlar ön taraftaydı. üç beş bank vardı ağaçlıkların arasında. bilenler duygulandı =( çay falan aldık, oraya geçip oturduk. çok hoş bir gülüşü var, sanaldaki gibi eğlenceli. bir anda sohbetin tam ortasında karnımda garip bir şey oldu. hani çalılıkların arasından timsah harekete geçince ğuşşşşşş diye bir ses olur ya. öyle bir ses. İçimden tövbe tövbe dedim. İkinci üçüncü öyle devam ediyor. İçimden başladım nas, İhlas, felak, zilzal, fatiha, asr bildiğim ne varsa okuyorum😃. yalnız ben farkediyorum sadece. kız bişeyler anlatmaya devam ediyor. bi tane bi tane derken meğer bunlar artçı depremlermiş😅yemin ediyorum en sonuncusu sanki erciyes'in yarısı koptu geliyor gibi ğuşşşşşşşşiiiii diye bir ses çıktı. kız arkadaş bana ben ona baktım. masum kızcağız şaştı kaldı. utanmasa deprem mi diyecek. abiii bir tane daha. şerefsizim bıçak olsa, saplıcam, pıssss diye alacağım havasını. allah 'ım yer açılsın içine gireyim diyorum . o biçim bir ses değil yani. yanlış anlama ama himalayalardan kopan kayaların sesi bu dedim. güldüüüü😅çaresiz debeleniyorum. ne diyeceğim, insanlık hali diyecek halim yok,dinozorun içi boşalıyor sanki. ben önce ezildim büzüldüm. sonra biraz yürüyelim dedi. ayrılalım dedim. daha nereye ya falan dedi. tabi dedim. sahile inelim falan yaptı. ringe falan binmem dedim. güldü hadi yürüyelim dedi. baya yürüdük hastaneyi falan geçtik. senin gibi şansın diye sayıklıyorum. bana:"çiçeği kendine mi aldın? "dedi gülerek. de kii sen ne zaman, nerden onu gördün zalımın kııızzzıı? çiçeği tam uzattım, guşşşşiii o ses. fon müziği gibiysiiii😅en sonunda durdu nihayet .gece açık kalan cam aklıma geldi😥😥sonra bu kız arkadaşla iki yıllık beraberliğimiz oldu. son olarak doğum günümde hani bu 00:00 olayı varya işte o sırada bana bir ses kaydı attı. ğuşşşşşşşşiiiii😅
ve evet yarın samsuna küçük veda partim mezuniyetim ama benim içim çok buruk ilk zamanlar biran önce gitmek istiyordum bırakıp gittim çok oldu ama şimdi sona geldimi görünce geçmişe dönünce ne çok yaşamışım diyorum resmen samsun beni büyütmüş insanları tanımamı sağlamış kardeşim canım ciğerim dedimin aslında sadece tırıvırı olduğunu görmek sonra ıyyy nefretlik insan dedinin aslında senin en yakınım oldunu görmek samsun neler öğretmişsin sen bana böyle ... İçimi saran bu hüzün geçmiyor ve yarın kepi atarken bütün hüzünü de atmak istiyorum çok yorulmuşum ya herşeyi düşünüp üzülmekten ... hoşçakal samsun 👐👐
yoruldum gercekten yoruldum.okulun ilk zamanlarinda konusmaya baslamistik senle.hemde birbirimizi daha tanimiyorduk bile.her gun mesajlasir olduk.grupta olaylar oluyordu ardindan sen bana mesaj atiyordun boylelikle yine konusurduk.ama sonradan konusmalarimiz kesildi.ben her gun sinifta seni gordum.bir adim bekledim sadece senden.ama sen ona bile cesaret edemedin.sinifta hep gozun bendeydi.ben nereye gidersem pesimden sende geldin.bir gun dedimki o adimi ben atiyim.ama whatsapp durumundaki o gizemli harfi gorunce senden igrendim.her seyin yalan oldugunu anladim.ilk askim sen olacaktin.her duyguyu senle tadacaktim ben.ama olmadi.ne diyim ki bizi bu hale sen getirdin.artik aşık olamayacagim galiba cunku ilk defa cesaretimi topladim kendimi aska actim ama beceremedim.bu 4 senem boyle gececek galiba😢😢😢
seni seviyorum dediğimde seni çok seviyorum derdi. çok geldi herhalde. çoklara gitti. zamanla beni sevip sevmediğini daha çok sorgular oldum.İnsan ilişki bittikten sonra kendine çok soru soruyor.ayrılığın ilk zamanlarında neden ayrıldığınızı,devamında neden barışmadığınızı aradan geçen zamandan sonra da acaba hiç sevdi mi diye sorguluyorsunuz.sevseydi 2ayda nefret edecek kadar unutmazdı.sevseydi en basında bırakıp gitmezdi zaten bence.zaten sevdiği biri olduğuna göre düpedüz kandırılmışım.neye yanacağım konusunda kararsız kalıyorum. az önce hayatında bir şeylerin kötü gittiği hakkında bir kaç cümlesini gördüm. nasıl üzüldüm. kendimden çok onu düşünmeye devam ediyorum. hiç vazgeçmiyorum. bir kızdım tabi neden üzülüyorsun diye dedim ki “ben mutlu olamıyorum.yok, yani olmadı. ne yaptıysam olmadı. İpin ucunu bulamadım. bari o mutlu olsaydı.olsun yani ” ne denediysem olmadı çünkü biz boka battıkça battık. bu onun mutlu olmasını istememe engel olmuyor. benimle ya da değil. beni imana getiren kirpikler sadece mutluluktan kırpışsın istiyorum. kokusunu sevdiğim aklıma gelişi bile darma duman etti beni.elimden hiçbir şey gelmiyor. İnsan hiçbir şey yapmadan durabilir mi? durabiliyormuş. hiçbir şey yapmıyorum aramıyorum sormuyorum. yazı yazmayı bile azalttım bu aralar içimden seviyorum. her sabah beraber geçtiğimiz parkın önünden geçerken seviyorum. mutsuz muyum? çok. toparlanamıyorum resmen. düzelemiyorum.etrafımdakiler soruyor ne ara sevdin sen bu çocuğu bu kadar diye.bilmiyorum diyorum. yağmur yağıyordu en son,sahilde yürüyordum elinde semsiyesiyle çıkageldi birden.sonra şapsap sapsal guldu ben yine kıyamadım iste kıyamadım o sapsal yuze kıyamadım o yesil gozlere kıyamadım o öpmeye doyamadığım gazmzelerine kıyamadım iste.keşke bilseydim böyle olacağımı belki karşı koyardım. muhtemelen kaçardım. unutmak daha kolay olurdu. hiçbir söz vermen hiç güvenmeden önceye dönemiyor muyuz? lütfen denesek bi? İmkânsızı istemekte üstüme yok yine. her neyse konu dağılmadan yatayım ben. İyi geceler. ha bu arada eğer okursan hala gözlerin doğuyor gecelerime.
orhan ölmez-damla damla şarkısı ile ilgili bir anım vardır ve ne zaman dinlesem aklıma hep o gelir... 2012 yılı üniversite 1. sınıfa başlamışım yurtta kalıyorum, oda da 2. sınıf biri vardı okulun ilk zamanları bu sevgilisinden ayrılmış tabi, sabah akşam yatakta yatıp bu şarkıyı telefonundan açıp açıp dinlerdi yorganının altında ağlardı bide... adama bir şey de diyemiyorum şimdi aşk acısı çekiyor, bende bu şarkıyı o zaman onunla 7/24 dinler olmuştum, ama o zamanlar aşk nedir onu bile bilmezdim ya... 2. sınıfa geçtim tabi ben, birine aşık oldum ayrıldığımızda bende bu şarkıyı açıp dinlemiştim. İnanın o şarkıyı hiç o duygularla dinlememiştim daha önce, gözümden bir kaç damla yaş aktı her damla damla aksam sana doldururmusun kalbini benimle? yoksa sende taşıyamaz da dökermisin beni yerlere?.... dediğinde ben ağlamamak için kendimle mücadele ediyordum, ama kazanan göz yaşlarım oluyordu hiç bitmeyecekmiş gibi akıyordu.. düşündüm aşk bu mu dedim ağlamak mı aşk? hiç benlik değildi o zman bu aşk dedikleri şey... peki ben neden ağlıyordum? anlamıştım, çünkü ben sevdiğim bu hayatta değer verdiğim tek kişiyi kaybetmiştim... ve ben ağlayana kadar o kişiyi o kadar çok vazgeçilmez sevdiğimi bilmiyordum... aşk dedikleri duygu bana bir şey öğretmişti, her canlı aşık olup o acıyı çekip ağlayacaktı...aşık olmanın ilk kuralı buydu aslında da, biz hep yanlış şeyler anlamışız... büyüyünce bu kuralı hayat hepimize öğretiyor, herkes öğrenme sırasını beklesin çünkü bu hayatta herkes bunu yaşayacak...☺
en yakın arkadaşımı seviyordun daha sonra benden yardım istedi ve ters tepki aldı. ve biz artık konuşuyorduk her gün yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum açıkçası sonuçta arkadaşım seni sevmiyordu sevse ihanet etmiş gibi olurdum.İlk zamanlar arkadaş olarak görürken daha sonra bi kanım kaynadı bir şey oldu cidden seninle oturmuşum gibi geldi bencevap sende öyle düşünüyordun çünkü sende ben tarafından geri tepilirsin diye sesini çıkaramıyorsun. böyle düşünüyorum. ama olur bence bizden eğer ki benim hakkımda ileriye dönük düşünüyorsa zaten gene yazacaktır. yazmazsan da bir şey yok ben adım atmam yani . hayat ne değişik gerçekten.
3.sinifim aklima yurtta ki ilk zamanlarim geldii.hatta hastalanmistim filan çevremde ilgilenecek kimsem bile yoktu.yemekhane de en sonun da dayanamiyip bayilmistimm.ev de olsa bayilsan ailen nasil paniklerdi.burda suyla beni ayiltmişlardi sonra kalk doktora goturuyum seni diyen bile olmamisti.oturup aglamistim yemekhanede gitmek istiyorum ben diye🙊ama neyse ki burda şimdi çok sevdigim arkadaslarim var.hatta okul bitmesin istiyorumm😔küçük bi hastalikta bile sicak icecegine kadar yatagina geliyorr😄😋her sıkıntı gelip geçici arkadaşlar allah saglik sihat versin dost da bulunur arkadaş da..bu yazim da 1.sinif olup hala uyum saglayamayanlara gelsinn.alişirsinizz alişirsinizz sabredinn😉
merhaba arkadaşlar, size biraz üniversite deneyimlerimden ve çıkarımlarımdan bahsetmek istiyorum. malum son sınıf oldum ve bugün okula gittiğim zaman ilk geldiğim günü dün gibi hatırlıyorum, inanın çok çabuk geçiyor zaman en verimli şekilde geçirmeye bakın. kim bilir hepiniz etkinliklere katılırım, spora giderim gibi düşüncelerle geldiniz ve %70i bunları erteleyerek ot gibi bir üniversite hayatı geçirecek. öncelikle ilk zamanlar kendinizi yalnız hissettiğiniz için veya üniversiteye geldim düşüncesi ile oluyor sanırım herkes birine aşık oluyor hemen. bu yanlış önce ortama adapte olun sonra o işler zaten kendiliğinden gelişir. bir başka deneyim 1.sınıfta kimseye güvenmemek gerektiği çünkü ilk yıl herkes ortam yapmak için en iyi yüzünü gösterir sonra fazla arkadaşı olunca özüne döner ve 2. sınıfta kanlı bıçaklı olabilirsiniz. bir başka çıkarım eğer biriyle geçinemiyorsanız onunla arkadaş olmak için zorlamayın bırakın hayatınızdan usulca çıksın ki gerçek dostunuza yer açılsın. ve size içten bir öneri de bulunacağım, bu sitenin düzenlediği etkinliklere elinizden geldiğince katıın arkadaşlar ben ilk etkinliğe gittiğim zaman 1.sınıftın, yalnız gittim ve orada kimseyi tanımıyordum ama üzerinden yıllar geçti ve o gün tanıştığım insanlar en yakınlarımdalar ve üniversite hayatıma renk kattılar. tabi ki bu herkes için aynı olmayabilir. ama denemeye değer.. ne dersiniz ?
omü öğrenci rehberi - klavuzudur. yeni başlayan gardeşlere hayırlı olsun diler, okumalarını tavsiye ederim. bir çok bilgi aşağıdadır.
önemlİ: kesinlikle güzel havalara aldanmayın, bugünden haziran ayına kadar yanınızda muhakkak özellikle şu dönemler için ince hırkanız olsun. kapüşonlu olursa daha iyi olur çünkü her an yağmur yağabilir. her an hava bozabilir.
1)fakültenizden öğrenci belgesi alamadığınız durumlarda, saat kulesindeki ilgili birimden öğrenci belgenizi alabilirsiniz.
2)okula minibüs,e1 yahut tramvay vasıtasıyla gelebilmeniz mümkündür. minibüsle ilkadımdaki akm'nin arkasından,e1 loveletten, tramvayda balıkçılardan kalkış yapmaktadır. minibüs ve e1 de direk okula gelirsiniz, tramvayla aktarmalı olarak r11 ile fakültenize ulaşabilirsiniz.
3)e1 ve tramvay vasıtaları için samkart çıkarmanız gerekmektedir. meydan simit centerın yanındaki pasajdan çıkarabilirsiniz. pazartesi gününden itibaren çok yoğun olacaktır. sabah saatlerinde gidip halletmeniz sizin ve değerli vaktiniz için en iyisi olacaktır.
ek bilgi : çıkardığınız samkartı her yıl yenilemek mecburiyetindesiniz.
4)sportif aktivitelerle ilgilenen gardeşlerimiz için, genellikle fakültelerin basketbol ve voleybol takımları oluyor. sanırım geçen sene futsal da oldu. zamanında duyurular yapılır, nisan-mayıs ayları gibi turnuvalar düzenleniyor.
5)samsun kilit noktalar;
-çiftlik caddesi : ilkadımdadır. yaklaşık 2-2.5 yıldır araçlara kapandı. daha güzel bir hal aldı diyebiliriz. çiftlik caddesi daha çok mağazalar,restoranlar ve ara sokaklarında bulunan cafeleriyle meşhurdur. merkezde meydan durağından indikten sonra, ışıklardan karşıya geçin dosdoğru çıktığınızda meşhur çiftlik caddesine geleceksiniz.
ek : gazi caddesi hemen aşağı sokağındadır. orası da daha çok çiftlik caddesi gibi mağazalarıyla meşhurdur.
-mecidiye : simit centerı merkeze gittiyseniz muhakkak görmüşsünüzdür. işte o gördüğünüz kalabalık cadde boydan boya mecidiye caddesidir. bence samsunun taksimi burası diyebiliriz. tek eksiği bar vs. yok. zaten merkezde bar bulmanız çok zor daha çok birahaneler vardır.
-atakum sahili : kışın ben bir sahil havası alacam diyorsanız muhakkak montonuzla ve kalın bir şeyler giyerek çıkın. hasta olma ihtimaliniz çok yüksek. geri kalanı denizevleri tarafı publarıyla meşhurdur. yazın daha bir başkadır tabii ki.
-kilit noktalarla ilgili sorularınızı yine bu yazı altında sorabilirsiniz. ben yahut başka arkadaşlar yardımcı olacaklardır.
6)fakülte içerisinde fen edebiyat ve yaşam merkezi etrafında büyük satranç taşları ve golf sahası vardır. pek taliplisi olmaz. özellikle haftasonları rahat rahat oynayabilirsiniz.
7)öğrenci kulüpleri pek faal değildir. tiyatro kulübü sanırım en faal olan kulüp. varsa başka faal olan kulüp, üyeleri affetsin.
ek bilgi : sizin bir kulüp açabilmeniz için muhakkak tanıdıklarınız olmalı. keza rektörlük pek destek vermiyor.
8)yaşam merkezi aşağı katında playstation,bilardo vs aklınıza gelebilecek oyunlar mevcut.
9)fakülte içerisinde sigara satışı yasak. ona göre gelin. ironi şu olacak ki şokta prezarvatif alabilirsiniz.
10)okul içerisinde e1 ve diğer otobüsler eğitim fakültesi önünden kalkar.
11)erkek gardeşlerim için altın değerinde öğüt:
sakın fazla kanka yapmayın hemcinslerinizden. fena kankacılık döner.
12)sınav zamanı aldığınız ders notlarını fakültenizin kantinin de ya da yaşam merkezindeki kırtasiyede çektirebilirsiniz. çok sıra olur, dikkat!
13)okul kütüphanesi hafta içi 24 saat açık haftasonu sanırım 18'e kadar falan açık. güzel çalışılır. aradığınız tüm kitapları da bulabilirsiniz.
14)üniversite hayatı boyunca not tutmamış biri olarak, kesinlikle ne olursa olun küçük küçük notlar tutun. sınav zamanı, whatsapptan atılan resimli notların karışan sırası, çekilen fotokopilerdeki anlaşılmayan yazılar, tarzlar..
15)altın değerinde ikinci öğüt, gerçekten de kızlar teklif etmiyor. instagram,twitter vs. gibi sosyal medya sitelerinde arayışlar genellikle sonuçsuz kalır.
16)sakın ama sakın gel konuş dercesine bakan bayan arkadaşlara aldanmayın.. tecrübeyle sabit.. hele arkadaş grubuylaysa o kız; bordo berelidir uzaklaşın!
17)üniversitenin ilk zamanlarında sakın herkese güvenmeyin. kurulan ortamların çoğu ilk sene bitmeden dağılır.. tecrübeyle sabit..
18)sormak istediğiniz her türlü soruyu bu yazının altında sorabilirsiniz.
saygılar..
önemlİ: kesinlikle güzel havalara aldanmayın, bugünden haziran ayına kadar yanınızda muhakkak özellikle şu dönemler için ince hırkanız olsun. kapüşonlu olursa daha iyi olur çünkü her an yağmur yağabilir. her an hava bozabilir.
1)fakültenizden öğrenci belgesi alamadığınız durumlarda, saat kulesindeki ilgili birimden öğrenci belgenizi alabilirsiniz.
2)okula minibüs,e1 yahut tramvay vasıtasıyla gelebilmeniz mümkündür. minibüsle ilkadımdaki akm'nin arkasından,e1 loveletten, tramvayda balıkçılardan kalkış yapmaktadır. minibüs ve e1 de direk okula gelirsiniz, tramvayla aktarmalı olarak r11 ile fakültenize ulaşabilirsiniz.
3)e1 ve tramvay vasıtaları için samkart çıkarmanız gerekmektedir. meydan simit centerın yanındaki pasajdan çıkarabilirsiniz. pazartesi gününden itibaren çok yoğun olacaktır. sabah saatlerinde gidip halletmeniz sizin ve değerli vaktiniz için en iyisi olacaktır.
ek bilgi : çıkardığınız samkartı her yıl yenilemek mecburiyetindesiniz.
4)sportif aktivitelerle ilgilenen gardeşlerimiz için, genellikle fakültelerin basketbol ve voleybol takımları oluyor. sanırım geçen sene futsal da oldu. zamanında duyurular yapılır, nisan-mayıs ayları gibi turnuvalar düzenleniyor.
5)samsun kilit noktalar;
-çiftlik caddesi : ilkadımdadır. yaklaşık 2-2.5 yıldır araçlara kapandı. daha güzel bir hal aldı diyebiliriz. çiftlik caddesi daha çok mağazalar,restoranlar ve ara sokaklarında bulunan cafeleriyle meşhurdur. merkezde meydan durağından indikten sonra, ışıklardan karşıya geçin dosdoğru çıktığınızda meşhur çiftlik caddesine geleceksiniz.
ek : gazi caddesi hemen aşağı sokağındadır. orası da daha çok çiftlik caddesi gibi mağazalarıyla meşhurdur.
-mecidiye : simit centerı merkeze gittiyseniz muhakkak görmüşsünüzdür. işte o gördüğünüz kalabalık cadde boydan boya mecidiye caddesidir. bence samsunun taksimi burası diyebiliriz. tek eksiği bar vs. yok. zaten merkezde bar bulmanız çok zor daha çok birahaneler vardır.
-atakum sahili : kışın ben bir sahil havası alacam diyorsanız muhakkak montonuzla ve kalın bir şeyler giyerek çıkın. hasta olma ihtimaliniz çok yüksek. geri kalanı denizevleri tarafı publarıyla meşhurdur. yazın daha bir başkadır tabii ki.
-kilit noktalarla ilgili sorularınızı yine bu yazı altında sorabilirsiniz. ben yahut başka arkadaşlar yardımcı olacaklardır.
6)fakülte içerisinde fen edebiyat ve yaşam merkezi etrafında büyük satranç taşları ve golf sahası vardır. pek taliplisi olmaz. özellikle haftasonları rahat rahat oynayabilirsiniz.
7)öğrenci kulüpleri pek faal değildir. tiyatro kulübü sanırım en faal olan kulüp. varsa başka faal olan kulüp, üyeleri affetsin.
ek bilgi : sizin bir kulüp açabilmeniz için muhakkak tanıdıklarınız olmalı. keza rektörlük pek destek vermiyor.
8)yaşam merkezi aşağı katında playstation,bilardo vs aklınıza gelebilecek oyunlar mevcut.
9)fakülte içerisinde sigara satışı yasak. ona göre gelin. ironi şu olacak ki şokta prezarvatif alabilirsiniz.
10)okul içerisinde e1 ve diğer otobüsler eğitim fakültesi önünden kalkar.
11)erkek gardeşlerim için altın değerinde öğüt:
sakın fazla kanka yapmayın hemcinslerinizden. fena kankacılık döner.
12)sınav zamanı aldığınız ders notlarını fakültenizin kantinin de ya da yaşam merkezindeki kırtasiyede çektirebilirsiniz. çok sıra olur, dikkat!
13)okul kütüphanesi hafta içi 24 saat açık haftasonu sanırım 18'e kadar falan açık. güzel çalışılır. aradığınız tüm kitapları da bulabilirsiniz.
14)üniversite hayatı boyunca not tutmamış biri olarak, kesinlikle ne olursa olun küçük küçük notlar tutun. sınav zamanı, whatsapptan atılan resimli notların karışan sırası, çekilen fotokopilerdeki anlaşılmayan yazılar, tarzlar..
15)altın değerinde ikinci öğüt, gerçekten de kızlar teklif etmiyor. instagram,twitter vs. gibi sosyal medya sitelerinde arayışlar genellikle sonuçsuz kalır.
16)sakın ama sakın gel konuş dercesine bakan bayan arkadaşlara aldanmayın.. tecrübeyle sabit.. hele arkadaş grubuylaysa o kız; bordo berelidir uzaklaşın!
17)üniversitenin ilk zamanlarında sakın herkese güvenmeyin. kurulan ortamların çoğu ilk sene bitmeden dağılır.. tecrübeyle sabit..
18)sormak istediğiniz her türlü soruyu bu yazının altında sorabilirsiniz.
saygılar..
goruyorumki samsuna geleceği icin sikintiya giren arkadaslar varmis. hak veriyorum aslında ilk zamanlar bende oyleydim ama insanoglu alisiyo. ilk baslarda tek basina hissedersiniz ama zamanla arkadas edinirsiniz sehre alisirsiniz seversiniz. kendinize zindan etmeyin olumsuz düşünüp. 2. yıla tam gaz devam yurrttan kurtulup evide tuttuk hakkimizda hayirlsi omu ailesi :))
bu arada yeni gelenler yine döşemiş duygulandım ilk zamanları hatırlayıp çok çabuk geçmiş. size söyleyim hayatınızın gelmiş geçmiş en rezil en dramatik ve en komik yılını yaşıcaksınız. türlü rezillikler ve aşk peşinizi bırakmıcak vizeleri zerre sallamıcaksınız çünkü kasım sizin için aşk zamanı olcak :) yani ne dersem diyim bi kulağınızdan gircek diğerinden çıkcak bence ortam meraklısı olmayın iyi ve tek bi arkadaş seçin civa gibi ortamdan ortama onla şekil alın bak en verimlisi bu hepinize av mevsiminde başarılar winter is coming
günaydınlar çok değerli omüdedikodu ailesi ; yine hayallere dalmışken buldum kendimi o kadar işin gücün arasında buna fırsat bulabilmek çok rahatsız edici ama bi o kadar da güzel... ha bu arada omü yü kazananlar bence mutlu olsun güzel yere geldiniz memnun da kalırsınız ama size ilk önerim daha ilk zamanlarda atakum sahildeki cafelere gidip paranızı bitirmeyin ✋✋
zeigarnik etkisi diye birşey varmış.tamamlanmamış şeylerin neden unutulamadığı üzerine yapılmış bir çalışma.mesela yarım kalmış bir tatil ya da daha içimizden bir örnek eski sevgilinin hatırlanması gibi.unutulmuyor ilk zamanlarda ya hani hıh işte o olaymış.cunku tamamlanmamıs.bir sonuca varmamis.yalniz ilk zamanlar diye bir şey yok ben hala unutamadim o ne olacak sevgili bilim adamları.bunu da açıklayın.bir de aynı bilim insanları mi bilinmez şey olayı varmış.kalbim kırıldı diyoruz ya bakın o da varmış gerçekten.şöyle bu bir sendrom olarak yerini almış artık bilimde.ayrilik ya da sevdiğin bir insandan ayrılma gibi ağır olaylarda ya da hüznü bol olaylarda kalpte ağrı oluyormuş ve kadınlarda daha fazla goruluyormus bu.hatta kalp krizi ile karistirildigi oluyormuş.fazlaca hassas olan insanlarda daha degisik boyutlarda tepkiler de oluyormus.sonra bir de şey var penguenler eşlerini ilk başta sahilde gezintiye cikariyormus ve en güzel taşı yarine hediye ediyormuş çok tatlı değil mi ya :d ve son olarak bugün bir şarkıya denk geldim.tabiki onu da soyleyecegim.aslında kendime saklamayi dusundum ama sonra bunu sizlerın de ogrenmesini istedim.o kadar sevdim anlayacaginiz."gitmem gerek yolcuyum ben.zaten gitme diyen de yok.bu yüzdendir acım,çilem.gidiyorum sonsuza dek.kader bıraktı beni.kalsam fayda eder mi.dememiş miydin sende.yolcu yolunda gerek".sözlere bakın bir ya.yorumlarda biri zorla yapılan gidişlerde zoraki ağızdan dökülen söz demiş şarkının ismi olan yolcu yolunda gerek için.aslinda bakarsak bir sitem de var kal denmedigi için belki ne kadar ihtiyacı var onu duymaya.bayagi yeni şey oldu bugün benim için bakın.aslinda mutluluk da vardı.günüm fazla sıcak olmayan havayla çok da iyiydi.ama şu şarkı ile gecemin geri kalanı hatıralar ile geçecek.ben ki hala bu sevgiyi içimde taşıyorum ve inanır misiniz özlüyorum hala.taptaze suramda duruyor.kendime bile zor söylesem de bunu gerçek bu.erkin koray yolcu yolunda gerek.iyi geceler.
merhaba omü dedikodu ailesi bir süredir beni rahatsiz eden düşünceler ile boguşuyorum ve paylaşacak kimse olmadığı için bende buraya yazmak istedim.sizi çok seven ama öyle böyle değil yürekten seven ve sizin için herşeyi göze alabilecek yapıda olup sizi çok değerli olduğunuzu hissediren biri... sözünüzden hic cikmayan biri... belki bu devirde zordur çok yoktur onlardan çünkü. ama öyle bir an gelir ki ona karşı artık biseylerin eksildiğini hissettiğinizi anlar olursunuz .onun verdiği değer karşısında sizin ona verdiğiniz değerin bir kurdan çöpu kadar oldugunu hissedersiniz bazen ve bazen kibarlıgınızı kaybettiğinizde olur onun karşısında.o ilk zamanlar ki heyecan yokmuş gibi hissedersiniz ama bunu ona söyleyemezsiniz.sevginiz eksilmiştir ve onu o ilk görüşteki gözler ile karsilayamadiginizi hissedersin ne yazık ki artık böyle.... siz sizi bu kadar seven birinden ayrilabilir misiniz? size karsı böylesi değerli hissiyat veren birinden uzaklasabilir misiniz? gözleriniz onu artık bir sevgili gibi görmüyor olsa da böylesi bi ilişkiye sırf o kırılmayıp üzülmesin aglamasin diye devam eder misiniz?
yorumlarınızı bekliyorum. bir kız var çok samimi olduğunuz ilk zamanlarda arkadaşsınız onla zaman geçirdikçe ondan hoşlandığınızı anlıyorsunuz kız başkasını seviyo ve söyleyemiyor sevdiği çocuğa reddedilme korkusu var
mecburen aynı ortamlarda takılıyorsunuz kız sürekli o çocuktan bahsediyo. ne yapmak lazım?
mecburen aynı ortamlarda takılıyorsunuz kız sürekli o çocuktan bahsediyo. ne yapmak lazım?
bir seneden fazla olmuştu bir ilişkim vardı. çok güzel bir kızdı yolda yürürken hayranlıkla izlerdim onu sadece ilk zamanlarımıza özel bir durum değil bu hala hayranlıkla izlerim onu. yaptığı her işi ustaca yapar eli her işe yakışır başarılı bir kız yani yok yok...noluyo lan kızı övüyorum şu anda bi saniye :)
hani dışı seni içi beni yakar derler ya öyle birşey işte. onu tanıdıkça soğudum gerçek kişiliğini tanıdıkça. buna devam edicem ama önce kendimden bahsedicem ben ilişki konusunda çok şey yaşamış bir adamım ve karşımdaki kadının gözlerinin içine bakarım bir vefa ararım. büyüklerimizden bunu gördük çünkü kan kussada kızılcık şerbeti içtim derlerdi. böyle gördüm böyle yaşadım iyilikler içinde yaşadım güzel insanlar tanıdım karıncayıda incitemeyiz...
kıza gelicek olursak onda bunların hiçbiri yok. kin tutan hiçbir şeyden memnun olmayan insanları eleştiren herşeyin doğrusu kendinde olan ve insanların hep yanlış olduğunu düşünen birisi. aşk gözümü nasıl kör ettiyse çok geç anladım bu durumu. kırıcı olma yapıcı ol derim hep ama anlamazdı ki üzülürdüm çok uğraştım ondaki bazı şeyleri değiştirmek için ama olmadı. İnsan içinde kin beslerse onu büyütür iyilik beslerse onu büyütür. peki ya sen ne besliyorsun vicdanında ? uzun lafın kısası ayrıldık anlaşamadık. o hep beni kötü bildi. söylemedim yüzüne karşı sen böyle böylesin diye çünkü söyleyemezdim insanın kusurunu yanlışını söyleyemem örterim. aylarca yaptım bunu ama artık yeter.
neyse çok uzattım kimse okumayacak zaten ama yazmak iyi geliyor :)
okuyan olursa dertleşmek için sohbete de beklerim :)
hani dışı seni içi beni yakar derler ya öyle birşey işte. onu tanıdıkça soğudum gerçek kişiliğini tanıdıkça. buna devam edicem ama önce kendimden bahsedicem ben ilişki konusunda çok şey yaşamış bir adamım ve karşımdaki kadının gözlerinin içine bakarım bir vefa ararım. büyüklerimizden bunu gördük çünkü kan kussada kızılcık şerbeti içtim derlerdi. böyle gördüm böyle yaşadım iyilikler içinde yaşadım güzel insanlar tanıdım karıncayıda incitemeyiz...
kıza gelicek olursak onda bunların hiçbiri yok. kin tutan hiçbir şeyden memnun olmayan insanları eleştiren herşeyin doğrusu kendinde olan ve insanların hep yanlış olduğunu düşünen birisi. aşk gözümü nasıl kör ettiyse çok geç anladım bu durumu. kırıcı olma yapıcı ol derim hep ama anlamazdı ki üzülürdüm çok uğraştım ondaki bazı şeyleri değiştirmek için ama olmadı. İnsan içinde kin beslerse onu büyütür iyilik beslerse onu büyütür. peki ya sen ne besliyorsun vicdanında ? uzun lafın kısası ayrıldık anlaşamadık. o hep beni kötü bildi. söylemedim yüzüne karşı sen böyle böylesin diye çünkü söyleyemezdim insanın kusurunu yanlışını söyleyemem örterim. aylarca yaptım bunu ama artık yeter.
neyse çok uzattım kimse okumayacak zaten ama yazmak iyi geliyor :)
okuyan olursa dertleşmek için sohbete de beklerim :)
yansımalar'ı bilir misiniz? ney ve tambur sesini insanın gönlüne nakış nakış işlerler.kendinizi dinlemek istediğinizde başvurabileceğiniz insanı avutan böylesi sesleri bulmak hayli ender bir durum artık.tek başınıza hele ki karanlıkta açıp dinlerseniz sizi iç dünyanızda bir yolculuğa çıkarır.karanlıkta olmanıza rağmen belki de daha çok hissetmek adına gözlerinizi kapatırsınız kimi zaman.hava daha güzel olsaydı şu an 'sonbahar' parçasını balkonda berrak gökyüzüne bakıp yıldızları seyrederken dinlemek isterdim.bazen diyorum ki ben ne zaman bu seviyeye geleceğim neyimi üflerken.sonra diyorum ki daha çok var fazla yenisin bu işte.ney...belki de hayatımda yaptığım en iyi şeylerden biri ona başlamak oldu.dedim ya fazla yeniyim hala bazı seslerde sıkıntılarım var farkındayım.İlk zamanlarda sesleri çıkarabilmek için o kadar çok çalışırdım ki başım ağrır, gözlerim kararırdı üflemekten.ama ilk defa bir eseri tam olarak üfleyebildiğimde işte o zaman hepsine değmişti.bir süredir dinlemiyordum bu grubu.ama bu gece denk geldim ve aradığım şeyin bu olduğunu anladım.neden uzak kalmışım o daraldığım zamanlarda bu eserlerden? o kadar iyi geldi ki anlatamam.ney...dinledikçe yüreği yakar kor eder de vazgeçemezsin dinlemekten, üflemekten.senden bir şeyler bulursun çünkü.seni anlatır...sabrı ölçer aslında.kızınca, bu olmuyor dedikçe yapamazsın.ne zaman ki kendinden uzaklaştın, maddi düşünmeyi bırakıp manevi olarak hazzını almaya başladın işte o zaman esrarengiz sesini duymaya başlarsın.o buğulu sesi bedeninde yankılanır.teninde bir ürperti hissedersin.seviyorum bu sesi.sakinleştiriyor.ne kadar hüzünlensem de acılarım geçit yapsa da rahatlatıyor beni.sanki dertleşiyor gibi.konuşmadan, hiç anlatmadan rahatlıyorum.aslında şu yazımla bile neden bu kadar etkilendiğimi ve sevdiğimi anladım.ben normalde anlatamıyorum ki hislerimi.yapamıyorum bunu.denediğim olmadı mı? oldu tabii.ama ben beceremiyorum işte.çabaladığımda kendimi güzel ifade edemiyorum.hep dinleyici oldum.hep başkalarına çözüm sunan biri oldum.ama birilerine içimdekileri döküp de çözüm istediğim ya da o bile olmasa sadece dinlemesini istediğim olmadı hayatımda.kendimi açacak, hiçbir şey değişmeden beni dinleyecek, tertemiz bir bakışla sadece karşımda oturup gözümden akan yaşlara aldırmadan canımı yakan, geçmişimde olan derin ve muhtemelen hiç geçmeyecek olan bu acılarımı anlatabileceğim biri yok maalesef.en yakınım dediğim insanlara bile anlatamam çünkü onlar da anlamaz hatta onu geçelim bana olan bakış açıları değişebilir bir çoğunun.bunun korkusu ise bambaşka bir mevzu.oysa ki benim yaptığım kötü bir şey yok.en acısı da bu.hatta bir şey itiraf edeyim mi çoğu inanmaz.İçimde biriktirdiğim ve gün geçtikçe ağırlığını daha fazla hissettiğim bu duyguya rağmen mutlu olmayı bir şeylerden keyif alabilmeyi başardım sanırım.kimseye anlatamayacağımı bildiğim için benden bir parça belledim onları ve gün içerisinde sakladım hüznümü.küçük bir çocuğun bunu yapmaya başlaması ne kötü.çok uzun seneler önce başladım ben buna.İşte bu yüzden geceyi daha çok severim.kendimle baş başa kalırım çünkü.sadece ben kalır karanlıkta kendimle dertleşirim.İnsanlara temkinli yaklaşır oldum.çünkü 'onlar' bile bunu yaşattıysa bana yeni tanıştığım, huyunu suyunu bilmediğim bu insanlar neler yapıp da canımı acıtabilir diye düşünürüm hep.birine bağlandığımda ve samimiyetine inandığımda gerçekten cana yakın oluyorum.zaten bunu da ona hissettiriyorum.sevgimi açık açık söyleyip kelimelere dökemiyorum belki ama sıkı sıkı sarılıyorum.sen gitme hayatımdan zor buldum derecesine sarılıyorum.çok şükür ki bu azınlıktaki insanlar hala hayatımda.arkadaş meclisimde nadide bir köşedeler.ailem dışında tabii.konum nerelere geldi oysa ki ben mercan dede diyecektim bir yerlerde.ama bu 'sonbahar' beni başka yerlere sürükledi.ama rahatladım.hatta uzun zamandır bu geceki kadar dingin olmamıştım.İhtiyacım olanı buldum sanırım.ben biraz daha bu muazzam sesle dertleşeyim.huzurlu geceleriniz olsun.
bir süredir yakın arkadaşımın dengesiz aşk hayatından ötürü bunalmış durumdayım.artık anlattıkça ağzına peçete poşetimi tıkmak istiyorum.isıtıp ısıtıp koyuyor masaya konuyu.bir de bu konularda en son konuşacak insanım var ya.tamamen mantıksal çerçevede yorumumu yapıyorum önce evet haklısın diyor lan aradan beş dakika geçiyor bizim kız sen çok gaddarsın duygusuz insan diyor.ben istemez miyim şöyle en güzellinden bu hisleri yaşayayım ama yok esas oğlan ortada ne yapabilirim?sınıfından bir arkadaş buna hislerini söyledi.adam fevkalade bir insan.tamam buraya kadar bir sorun da yok.ama bizim kız istemiyor çünkü gönlünde bir başka insan tanesi mevcut.öyle delice bir aşka tutulmuş da değil.ama var bir şeyler işte.bundan ötürü kabul etmemesi de tabii ki normal.ama güzelim sen neden beni zıvanadan çıkarıyorsun.madem istemiyorsun neden hala yakınında duruyor.o üzülmesin diye bunu yapmak ne kadar doğru.ben yanlış mı düşünüyorum anlamadım ki.evet seviyor seni tabii ki yanından ayrılmak istemez(ama bazı insanlar da vardır ki o redden sonra koridorda karşı karşıya bile gelmez.gurur dediğimiz şey bu olsa gerek)ama bunlar öyle değil hiç değilse konuşalım selam verelim birbirimize iletisimimizi koparmayalim dedi.bu da tamam dedi.yanlis degil mi?o adama ümit vermek olmaz mı bu?konuştukça gözlerinin içine baktıkça daha da depreşmez mi aşkı? bunları ilk zamanlarda söyledim ve bu mantığım yüzünden duygusuz bir insan olmakla itham edildim.şimdi durum tam da korkulacak raddede bırakmıyor snorlax beni diyor.hayir öyle psikopata bağlamış değil sadece cıngı olan sevgisi daha da bir büyüdü.ona da yazık değil mi en baştan söylediğimi yapıp bu doğru değil deseydi daha iyi değil miydi?cok karışık işler bunlar kafam basmıyor.algılayamıyorum artık.her gün ne kadar aşık olduğunu onsuz yapamayacağını söyleyip duruyor.nasıl düzelecek bu durum?kendisinin kalbinde bir kıpırtı da yok ona karşı.bir ara formda gidiyorlar da hayırlısı.ben ne söyleyim onu da bilmiyorum artık hep aynı şeyleri söylemekten yıldım.ama şunu düşündüm bu süreç içerisinde her zaman bana sen öyle bir tutulacaksın ki birine o zaman anlayacaksın seni az biraz sevgi düzeltmez senin şöyle okkalı bir aşka düşmen gerek dendi.allah o sevdayı versin ama karşılıksız olmasın be.şöyle bir kendimi yokladım da ben taşıyamam öylesi bir yükü.benim dengesiz arkadaşım da bildiğine baksın az ötede yaşasın aşk çokgenlerini biraz sıkıldım lan.buradan bunu yazıyorum ki rahatlayayım zira kendisi pek bir alıngan oldu bu aralar ne desem bir şeyler buluyor cümlelerimde sorunlu.ama dost işte dengesiz ama dost...yoksa arada vur arkasından at 58.kattan aşağıya demiyor değilim 😁neyse psikopat düşüncelerimi devam ettirmeyim daha fazla😁İyi akşamlarınız olsun.