nar
vay be buraya üye olalı neredeyse 10 yıl olacak..
thor
hala utanmadan sıkılmadan "kızcağız islami yetişseydi bilmem ne" diyenler var. ensar vakfı olayına girmeden farkı bir şey anlatayım. öncelikle bu tiplerden dolayı din düşmanlığının arttığı aşikar. kuran'da yazan ayetlerin neredeyse tamamı "önce erkeğe" söyleniyor. mesela örtünmeyle ilgili ayetler. önce erkeğin nasıl giyinmesi gerektiği sonra kadının. bir sürü örnekle çoğaltabilirsiniz. ayrıca son yıllarda hadis diye millete anlatılan sözde hadisler var. yok huriymiş bilmem ne. ya kuran'da hurilerin cinsiyetiyle ilgili bir şey yazmıyor ki. sadece çok güzel oldukları söyleniyor. kadın denmiyor. cinsiyet yok. ama sanki her erkeğe 70 kadın verilecek gibi anlatıyorlar ve inanıyorlar buna. birden fazla kadınla evlenme meselesi. evet nisa suresinde erkekler için birden fazla kadınla evlenebilirsiniz diyor. ama bu ayetin devamı var. kimse onu söylemiyor. evlendiğiniz kadınların hepsine eşit davranacaksınız. aynı sevgi aynı saygı vs. ama siz bunların hiç birini yapamayacağınız için içlerinden bir tanesi ile evlenin diyor. bu gibi örnekler dinin ne kadar işine geleni kabul etme mantığının bir sonucu. mesela aynı mantıkla içki içilebilir. çünkü ali imran suresi (başka sure de olabilir hatırlayamadım şuan) "içkinin size yararı da vardır. zararı da. ancak zararı yararından çoktur. " diyor. eee ben bu ayete göre içki içebilirim. haram veya yasak demiyor bu ayette. ama sonradan gelen ayetlerde kesin yasaklanıyor. özetle allah islamı önce erkeğe göndermiştir. bu kuran'da da diğer kitaplarda da hatta adem ilk yaratıldığında da böyleydi. kadınları korumak için kadınları islamla yetiştirmek çözüm değil. erkekleri önce islamla yetiştirmek lazım. ya ben müslüman değilim diyen varsa da o diyen kişi hangi dine inanıyorsa onun dini emirleriyle yetişmesi lazım. hepsinden önce de insan olması lazım. eskiden din kültürü ve ahlak bilgisi dersi vardı. eğer din sadece ahlakı kapsasaydı adı böyle olmazdı. ahlak toplumlara aittir. bu toplumda ahlaksız görülen bir şey başka toplumlarda normal olabilir.

bir de şeriat isteyen tayfa var. şeriat olsa öyle olmazdı falan. şeriat ne mesela? haberin var mı şeriattan? mesela şeriata göre siber suçuları nasıl cezalandıracaksın? İslam geldiğinde mahkeme hakim savcı mı vardı? o dönemde belirli suçlara belirli ceza vermiş allah. e diğerleri? bunun için de akıl vermiş. ceza, suç işledikten sonra verilen bir şeysen çıkıp, suçu önleyecek unsur olması lazım. senin şeriat dediğin şeyde bazı olaylarda sürgün cezası vardı. şimdi siber suç işleyeni sürelim mi ülkeden? ne yapalım?

biz ümmetiz peygamber torunuyuz diyor adam. ve buna inanan müritleri var. ulan hadi diyelim gerçekten peygamber torunusun. İspat edilemez de hadi diyelim öylesin. ee? bana ne karı var bunun. peygamber torunusun diye müthiş iyi bilgili bir din adamı ve insan olman mı lazım? ulan peygamberinizin 4 amcasından 3'ü kesin olarak ona inanmadı. sen bana torunuyum diyorsun! hasan ve hüseyin'i şehit edenler peygamberin amcasının torunu oğlum? siz manyak mısınız? peygamber torunu olsan bana ne bize ne? İnsan ol önce.

bak yine sinirlendim. neyse. özetle dinle falan bu toplum düzelmez. eğitim ve cezalar arttırılmadan bunların düzelmesi çok zor. ne kadar eylem de yapsak, duyursak da, siyah da giysek nafile. çünkü devleti yöneten insanların umrunda değil. çünkü onların kız kardeşleri, eşleri, ablaları çakarlı arabalar ve korumalarla geziyor. hiç onlara böyle şeyler olmaz. çünkü türkiye eski türkiye değil. kadınlar özgürce geziyor. eskiden türbanlı kardeşlerimiz çoğu yere giremezdi. öyle de kardeşim şimdi de katiller caniler insanlıktan nasibini almamışlar istedikleri yerde istedikleri zaman istediğini yapabiliyorlar. ve ceza almıyorlar. o ne olacak?
Ejderya Terbiyecisi
biz ölmüşüz de haberimiz yok 28 yaşına gireli 1 ay oluyor neredeyse ve yine lanet olası İstanbul yolundayım. bu şehir beni bir şekilde çekiyor kendisine. gariptir ki çok sevdiğim insanlar en nefret ettiğim şehirde neyse hayırlısı diyelim öyle olur belki
iyikalplipsikopat
22.5 yilin ozeti

----0-5 yas:normal, mutlu, 4-5 yaslarindayken bazen bir kadinin gogusuyle yaptigi hos( :d ) tacizler disinda normal bir donem (tasinma1)

---.5-12 yas:mahallede dayak, asagilanma yasiyor, bunun disinda macerali, guzel bir cocukluk(tasinma2)

----12-14 yas: yeni yere tasinma etkisiyle hafif asosyallik , okulda ezilen fakir cocugu korumak ugruna onunla birlikte ezilmek, sonra cocuktan saglam kaziklar(arkadaslarla ara bozma, yalan soyleyerek somurme vs) yemek bunlar disinda normal mahalle arkadasliklari vs (tasinma3)
----14 yas: ilk defa ozel okula gidis, koca 1 yil boyunca asagilanma, itilip kakilma, 1 yil toplam 10 kereden fazla disari cikmayarak kirilan asosyallik rekoru, mayis sonu, haziran gibi sinifta tramvatik cinnet gecirme benzeri bir durum, normal bir sey yok, ilk sadist hayaller, nefret ve ofkeyle guclu oldugunu dusunmeler basliyor(tasinma 4)

----15-17 yas: ozel liseye derslere calisarak baslayis ve 2 ay sonra babanin anneyi aldatmasinin ortaya cikmasi, annenin uzuntusunu, cokusunu hicbir sey yapamayarak izlemek, babanin naralariyla sabaha dogru saatlerde uyanmak, sinifta onceki kadar olmasa da yasanan asagilanmalar, yavas yavas artan parasizlik, asosyallik, bunlar disinda 3-5 ayda olsa biraz spor, arkadaslarla 3 kere sinemaya gitmek, sanaldanda olsa asik olmak, sanata felsefeye parapsikolojiye ilgi duymak(tasinma 5)

---18 yas: bazi geceler bir gunde barlarda 3-4 bin lira yiyen, 3-4 ev parasi parayi 5 yildizli otellerde yiyerek tum kazancini tuketen babanin odemedigi 30-40bin lira paradan dolayi icracilardan kacarak dagin basi gibi bir mahalleye tasinma, acik lise, aylarca 0 disari cikis, asiri yalnizlik, arada gidilen internet kafe disinda aile ici haric 0 iletisim, bunlar disinda bir sure sonradan eski telefonla mesajlasarak bir parca huzur, dershaneye yazilarak bir parca insan yuzu gormek, ilk i n t i h a r dusuncesi: hayatim hep boktan olacak ygs lysden sonra olmek en iyisi(tasinma 6)

---19-21 yas: "ya zaten bir sey duzelmez hem olmadi okul bitince intihar ederim" dusuncesiyle baslanilan okul, cogu derste basarisizlik, okul disi 0 iletisim, asosyallik, bunlar disinda biraz spor, kizli erkekli ortama giris ve ardindan dedikodudan tanistigim canimdan bir parca, bir evladim gibi gordugum insanla tanisma(tasinma yok)

----21-suan: canimdan parca insanla harika bir yaz tatili, tam hayata tutundum gibi derken tatilden 3-4 ay sonra babadan habersiz mahkemelik olmak, uzayan okula ragmen derslere kayit harci odeyip gitmemek, giderek artan intihar dusuncesi, giderek artan sapkin sadist dusunce ve hayaller, giderek artan her seye gulme alaya alma hali, icinden surekli kendini asagilama, nefret etme hali, anlamsiz umutlar hayaller...
----son durum:hayatimin ya son aylarini yasiyorum ya da artik inanmiyorum ama olmasi icin biraz ugrastigim bir mucize olacak ve para ile her sey hizla duzelecek...bunlarin ustune son 10 gundur ilk 3-4 gunu her gun, digerleri aralikli olmak uzere erkenden kaldirilip babamin zorla karsisina oturup pcden is yapmaya calisiyorum ki yapamiyorum ama gunde 5-6 saat sigara dumani icinde belim agriyana kadar oturuyorum, "kotu dusunursem kotuyu cekerim" e inanarak artik sadist sapik dusuncelerle vicdanimla mucadele etmeye calisiyorum ama her sey icin cok tukendim, neredeyse her gece(3/5 oran vereyim) olmek istiyorum, maket bicagiyla bileklerimi kesip kuvette oldugum bir intihari dusunuyorum.evet hicbir sey yasamadim ama bu kadari yetti, zaten yasasamda normal olmam cok zor , bu psikolojiyle eninde sonunda babam gibi kotu biri olacagimi dusunuyor bu yuzden hala iyiyken, ileride kimseyi uzmemek, aileme daha fazla yuk-umut olmamak icin intihari daha mantikli buluyorum, bence benim olumum ailem dahil her sey icin bir cozum olacak diye dusunuyorum ama bakalim istinaftaki dosyami bekliyorum 3 belki 4 ay daha sabredecegim, mucize icin cabalamama, ozen gostermeme ragmen her sey ayni kalir en azindan bir parca umut verecek bir sey bile olmazsa kesin net artik intihar edip huzura kavusacagim, yeteri kadar aci cektim, en azindan olumumun cogu seyi cozecegini bildigim icin icim rahat olacak


Tanrınınkırılankadehi
llosa bir öyküsünde hiçbir şeyi unutmayan bir adamı anlatır. adını şimdi hatırlayamadığım kahraman doğduğu andan itibaren gördüğü, duyduğu, yaşadığı tek bir şeyi bile unutamaz. herkes bunun tanrı'dan gelen çok özel bir yetenek olduğunu düşünür ve adama imrenerek bakar. adam ise neredeyse her gece dua eder tanrı'ya unutabilmek için. fakat nafile.. hiçbir şeyi unutamaz ve başına gelen bir dizi saçma sapan olaydan sonra kafasını vura vura intihar eder. İşte o hikâyede geçen bir diyalog vardı. kendisine unutamamanın ne kadar müthiş bir yetenek olduğunu söyleyen dostuna şöyle cevap vermişti bizim adam. " tanrı nefret ettiği insanlara öyle yetenekler verir ki, dışarıdan bakan herkes bunu ödül zanneder fakat bu aslında cezaların en büyüğüdür. üstelik bunun nasıl bir lanet olduğunu kimseye anlatamadığı için aslında iki kez cezalandırılmış olur. bu da tanrı'nın yaptığı bir tür espridir!"
bir süredir kendimi llosa'nın kahramanı gibi hissediyorum. hafızam en büyük düşmanım ve ben umutsuzca kafamı vuracak duvar beğenmeye çalışıyorum. tanrım, afedersin ama bu hiç komik değil...
ladylazarus
çizgi roman siparişim yine stokta bulunmadığı için reddedildi. neyse ki nadir' de aranırken ingilizcesini gördüm ve neden aklıma gelmedi ki ?! diyerek yapışıp aldım. umarım bu kez de hayal kırıklığına uğramam. benim kadar basit zevkleri olan başka bir varlık daha yoktur fakat gelin görün ki bir kitaba ulaşmak için dahi savaş vermem gerekiyor.

ve sevgili oğuz atay, senin gibi yazmak ne kadar zorsa senin için yazmak da o denli zor. '' şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. '' diyerek, yine senin sözlerinle affına sığınayım. iyi ki kelimelerine dokunmamıza imkan tanımış hayat. hala, neredeyse her gün fotoğrafını öpüyorum. benimki de böylesi bir tedrici intihar !

güzel marmara' nın sözleriyle, bir veda daha sana :

yabancıların en yakınıydın sen !



alien
bi tane sanal arkadaşım var, onunla neredeyse her yerden takipleşiyoruz ve her yerden birbirimizin aktivitesini görebiliyoruz. hatta bazen youtube mesajlarda bazen de instagramda hatta bazen de linkedin falan google hangouts kullandığımız zamanlar vardı. yandex mailden konuştuk bir ara askjdgasf yarın onunla görüşecem. çok heyecanlıyım.
ikarus✨
bulunduğumuz ortamlarda çalışan insanlara bir "günaydın" ya da "kolay gelsin" demek çok zor olmasa gerek ki bu davranış bize 100 misli ile geri dönüyor çoğu zaman. başımdan geçen bir olayı kısaca anlatmak istiyorum.
kısa bir süre önce yaklaşık 1 hafta hastanede kalmak zorunda kalmıştım. bu süre zarfında hemşiresinden doktoruna, hasta bakıcısından temizlik personeline kadar o servisin tüm çalışanlarını gözlemleme fırsatım olmuştu. hemşireler ve doktorlar zaten işlerini iyi takip edip ilgili davranıyorlardı, ben de temizlik personellerini gözlemlemeye karar verdim. rutin temizlikleri sırasında hal hatır sordum, kolay gelsin dedim ve hani en basitinden sildiği yerlere daha kuruman basmadım. bunlar çok basit şeyler bakıldığı zaman. bir de bunların hiçbirini yapmayıp bu personellerin yüzüne bile bakmayan hasta yakınları vardı. İnanır mısınız ben sırf bu şekilde davrandım diye neredeyse 2-3 saatte bir çarşaflarımız değişiyordu,odamız gün içinde 2 defa siliniyordu, el dezenfektanımız daha bitmeden bile yenileniyordu, fazladan 2 yastık daha alabildik, gece üşüyünce battaniye bulabildik, çayımız kahvemiz eksik olmadı... tüm bunları sadece bir "kolay gelsin" ve "nasılsınız" ile yaptım. şimdi belki size bunlar zaten olması gereken, normal seylermis gibi gelebilir ama insan 1 hafta gibi bir süre hastanede kalınca bu anlattıklarım birer nimet sayılabilir. ya da ben uzun zamandır "insanlık namına" pek bir şey görmüyorum :)
çok uzattım. demem o ki hayat zaten yeterince zor, insanın mutsuz olması için bir çok neden var, bari biz birbirimize yardım edelim, iki güzel söz bir sıcak gülümseme ile birbirimizin hayatında fark yaratabiliriz. siz birine güleryüz gösterdiğinizde mutlaka bunun karşılığını alırsınız. tamam kabul ediyorum çok büyük mutluluklar değil bunlar ama hangimizin hayatında her gün mutluluktan ağlayacak derecede büyük mutluluklar yaşanıyor ki? böyle böyle küçük şeylerle en azından yarıştan kopmamış oluyoruz.
kısaca anlatıcam dedim olay nerelere geldi :)
iyikalplipsikopat
katiller ve iyiler

hicbir kotuluk bir insanin ruhunu, umutlarini, yasam enerjisini oldurmek kadar buyuk olamaz.yasam enerjinizin yavas yavas kemirilmesi icten ice umutlarinizin sonmesi ve sizin her gun hayallerle yalanlarla inanclarla umutlari yeniden canlandirmaya calismaniz..

bir zorbanin pisligin igrenc yaratigin boyundurlugu altinda yapilan itaatin sebeb oldugu esaret yavas yavas yakarak kirarak parcalayarak mahveder ruhu ve ruhtaki tum umutlari isigi enerjiyi.yasamak ve hayatta kalmanin farki budur zaten.olu ruha sahip umutsuz hayalsiz enerjisiz beden hayattadir ama canli bir ruha sahip canli bir beden yasiyordur

cok iyi saf kalpli bir cocuk dahil herkes kendisine vurana geri vurmak ister.bu icguduseldir savunmaktir.size hakaret edildiginde sizde kendinizi savunur size vurana sizde vurursunuz.1 vurana 1 kez aynu siddette vurmak dengeyi saglar.

peki ya 100 vurana 1 kez bile vuramamak?1000 hakaret edene 1 kez bile hakaret edememek tiksinsenizde nefret etsenizde itaat etmek?iste bunu yasamayan anlamaz.1 kez vurmak yetmez parcalamak kirmak yok etmek istersiniz sadistlik icinize isler hayallerinizi ele gecirir o nefret ve ofke icinizi sarar.merhameti duygulari insan olmayi unutursunuz hayal gucunuzde onemli olan tek sey karsinizdaki tum bunlata sebeb olanlarin cektigi acidir.icimdeki savasin tum sebebi tam olarak bu.

hayir aslinda psikopat degilim empati yapabiliyorum baskalarina karsi kibar ve iyi olmaya ozen gosteriyorum insanlari sevebiliyor saygi duyabiliyor sinirlarimi biliyorum.kolelik-itaate dayanan zararsiz, rizaya dayanan cinsel fetislerim disinda vicdanli iyi bir insanim.ama ayni zamanda bir sadistim

itaat etmek zorunda oldugumda, stres altina sokuldugumda, gucsuzlugum hissettirildiginde sevdiklerimin uzuldugunu ezildigini gordugumde bunlara sebeb olanlarin olabilecek en kotu fiziksel duygusal acilari cekmelerini istiyorum hicbir sey umrumda olmuyor.sadistligimin sinirlari yok.

ve neredeyse her gun icimde bu savasi veriyorum.vicdanim her gun tetiklenen nefretimi yenmeye cabaliyor hemde umutlari hayalleri yasam enerjisi yeni iyilesen yillarca komada kalmis bir ruhla bunu yapmaya calisiyor
iyikalplipsikopat
gercekler vs ben

sali gunu %90 ihtimalle okula baslayacagim.gecen donem sinavlar disinda neredeyse hic gitmemistum ve bu donem haftada 4 gun gitmek zorundayim

istemiyorum, yorgunum, nefret ediyorum ayni seyler.uzun zamandir sadece hayatta kaldim saklandim uyusturuldum ve izledim.yasamak bu degil.bu curumuslukten kurtulmamin tek yolu yasamayi secmek.istemedigimi sevmedigimi idare edebilmek daima ogrenmek ve gelismek

4 aylik sevgi ve dostluk dolu bir tatilden, hayata yeniden gelme hissinden, hizlandirilmis kimlik kazanma cabalarindan sonra bu savasa girmeliyim

okulum uzayacak, kredi almaktaki son yilim.hala "ne is yapar mutlu olur, neyde basarili olurum neye yetenekliyim" sorularinin cevabindan uzagim ama sunu anladim hayati yasayarak ogreniriz, kendimi yasayarak cozebilirim ve yasamak cesarettir, cesaret yoksada esaret vardir

son gunlerde kendimi sorgularken cocukluktan beri tiyatroya olan ilgi merak ve sevgimi kesfettim.bir karakter olmak bir senaryodaki insan olabilmek onu hissetmek ve hissettirmek tek bedende bambaska hayatlari yasamak bu kesinlikle istedigim sevdigim ve icimdeki birikmis duygulari odaklayabilecegim rahatlatabilecegim bir sey

bunlar disinda gelecegi dusundugumde bu ulkede yasayamayacagimi kesfettim.ben marjinal dusunen ozgurluge onem veren muhafazakarliktan, tum kaliplasmis ve baski siddet aracina donusmus kavramlardan nefret eden eglenmeyi refahi ozgurlugu isteyen biriyim.gelecegi karanlik her seyi hukuksuz ve baskiyla dolu bu ulkede yasayamam

ailemin bana cizdigi kader malum.okulu bitir askere git babanin veya baskasinin amelesi ol ailenin buldugu kadinla evlen tatminsiz zoraki rutin bir hayat sur cocuk yap onu buyuturken yaslan sonra öl

hayir.7 yildir yeteri kadar curudum.ben eglenmeliyim doruklarda yasamaliyim sarhos olmaliyim gezmeliyim daha fazla curuyemem

istedigim hayati sadece kendi cabamla elde edebilecegimi, kendimi ve hayattan istediklerimi sadece hayati yasayarak ogrenebilecegimi, hicbir sey yapamasam bile daima isime yarayacak seylere(spor, diksiyon, iletisim, bilgi vs) onem vermem gerektigini yeni anladim.yasama karsi once istekli olmali sonra cesurca cabalamali ve daima umutlu olmaliyim.diger turlu hayat sadece hayatta kalmaktan curumekten izlemekten ibaret oluyor ve bu yasamak degil.

yasamak anin tadini cikarmaktir.mesela gecen gelen ve 5-6 guna gidecek olan dedemgil ile eglenmek mutlu olmaktir.gozlerinin onundekileri gormektir.karamsarligi, tembellige bahane olan depresif duygulari kenara koymak acida cekilse goz yaslarini silip ayaga kalkip eglenmeye mutlu olmaya bakmaktir.durmak yasami katlanilmaz yapan sey cunku yasam bir aksiyon ve bu aksiyona uyum saglayanlar hayatta kaliyor.hareket eden kazaniyor mutlu oluyor sorunlarini cozuyor duygularin icinde bogulmak hicbir seyi cozmuyor hicbir seye yaramiyor
Sunset✔
herkesten neredeyse doğduğum için özür dileyecek hale geldim
ladylazarus
neredeyse tüm yaz on birde yatıp dokuzda kalkan bünyemin, pazartesi yaklaştıkça üçte yatıp birde kalkmaya alışması..


ladylazarus
nabokov' un önerisiyle, dr. jekyll and mr hyde ı okudum. nasıl bu kadar geç kalmışım ! ondan sonraki tüm kitap ve filmlerin, bilhassa kafka' nın dönüşüm kitabının ilham kaynağı bana kalırsa. aklıma gelen ilk eserlerden biri de coelho' nun ' şeytan ve genç kadın ' kitabı oldu. şöyle bir bölümü var ki yıllardır aklımdan çıkmaz satırları :

'' leonardo da vinci ' son akşam yemeği ' isimli resmini yapmayı düşündüğünde büyük bir güçlükle karşılaştı. iyiyi isa ' nın bedeninde, kötüyü de isa ' nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde o ' na ihanet etmeye karar veren yahuda ' nın bedeninde tasvir etmek zorundaydı. resmi yarım bırakarak bu iki kişiye model olarak kullanabileceği birilerini aramaya başladı. bir gün bir koronun verdiği konser sırasında korodokilerden birinin isa tasvirine çok uyduğunu fark etti. o'nu poz vermesi için atölyesine davet etti, sayısız eskiz çizdi. aradan üç yıl geçti... ' son akşam yemeği ' neredeyse tamamlanmıştı, ancak vinci henüz yahuda için kullanacağı modeli bulamamıştı. leonardo'nun çalıştığı kilisenin kardinali, resmi bir an önce bitirmesi için ressamı sıkıştırmaya başladı... günlerce aradıktan sonra leonardo vaktinden önce yaşlanmış genç bir adam buldu. paçavralar içindeki bu adam sarhoşluktan kendinden geçmiş bir durumda kaldırım kenarına yığılmıştı.. leonardo yardımcılarına adamı güçlükle de olsa kiliseye taşımalarını söyledi, zira artık eskiz çizecek zamanı kalmamıştı. kiliseye varınca yardımcıları adamı ayağa diktiler. zavallı başına gelenleri anlamamıştı. leonardo adamın yüzünde görünen inançsızlığı, günahı, bencilliği resme geçiriyordu. ressam işini bitirdikten sonra sarhoşluğun etkisinden kurtulan berduş gözlerini açtı ve bu harika duvar resmini gördü. şaşkınlık ve hüzün dolu bir sesle şöyle dedi : ' ben bu resmi daha önce gördüm ' ' ne zaman ? ' diye sordu ressam. o da şaşırmıştı ! ' üç yıl önce.. elimde avucumda olanı kaybetmeden önce.. o sıralarda bir koroda şarkı söylüyordum, pek çok hayalim vardı, bir ressam beni isa' nın yüzü için modellik yapmak üzere davet etmişti.. '

iyi ve kötünün yüzü aynıdır.. her şey insanın yoluna ne zaman çıkacağına bağlıdır. "

bu da tanıdığımız en sevilesi hyde olan durden' dan, iyi uykular müdavimler.
iyikalplipsikopat
degisime cesaret edememek

yasadigim gunler bu cesaretsizlikle geciyor.ya tamamen kotu ya tamamen iyi olmak arasinda secim yapamiyorum.bir olayin bir duzenin beni tamamen degistirmesinden korkuyorum.icimdeki zavalli vicdan ile canavar haline gelmis ofkenin savasi bitmiyor vicdanim git gide zayifliyor

bir yanim intikam istiyor kirilan kemiklerin sesleri aci cigliklar yalvarmalar gozyaslari yanan evler asagilanmalar iskencelerden dolayi bir hayvana donusen itaatkar koleler

bir yanimsa hala vicdanli olmak istiyor ailesini dostlarini seven sevgi ve ask isteyen muzigi seven huzur isteyen ozgurluk isteyen kimseye zarari olmadan yasayan baskalarinin yaralarini saran

baskalarinin psikologu oldum ama hep kendi psikolojim bozuktu
baskalarinin yasam kocu oldum ama hep kendime karamsardim
baskalarinin ask doktoru oldum ama hic iliski yasamadim

yolu hep biliyordum ama hic yolda olamadim.tum avanslar bitti eski utangac kibar saf cocuk olan eski ben %90 oranda degisti.su siralar tek dusundugum basarili oldugum bir sey bulmak ve onun uzerine gitmek tum enerjimj zamanimi ona ayirmak

kodlama mi?spor mu?sanat mi?bilmiyorum.tum bu kargasadan icimdeki savastan biktim her gun icten ice curumekten icime atmaktan biktim

sevdigim bir isi yapip o alanda ilerleyerek para kazanmak hem annemi ve kizkardesimi babamdan kurtarmak hem kendime hem onlara huzurlu bir hayat kurmak istiyorum.

ama lanetlenmis gibiyim hicbir seye yetenegim becerim yok gibi.gercekler karsisinda cok zayifim hayatin gerceklerine dair hicbir sey bilmiyorum.sistemleri bilmiyorum.kendimi hep ustun gordum hep en zeki sandim farkli gordum bir halt olmadigimi yeni yeni anlamaya basliyorum.hep zengin hayat surecegimi hayal ettim hep milyoner hatta milyarder olmayi hayal ettim ama daha ufak sorumluluklarimi bile yerine getiremedigimi yeni goruyorum

7 senedir yalniz sonuk renksiz gri bir hayat yasadim 19 yasinda en buyuk basarim kendime pantalon almakti 20 yasinda en buyuk basarim kizli erkekli arkadas ortamina girmekti.21 yasinda burdan tanistigim dostum sayesinde yeni yeni hayata baglaniyorum.gercekler karsisinda bu kadar zayif ve ezigim ve zayif hissetmek kaldiramadigim beni cileden cikaran psikopat yonumu tetikleyen yegane sey

emeklemeyi yeni ogreniyorum, bir kosu yarisinda basarili olmam gerekiyor ve kendime neredeyse hic inancim yok
Zeze
geçen gün bikaç çiçek aldım. sümbül capcanlıydı. toprağını falan değiştirdik. bugün baktım solmuş, çiçeğinde hayat belirtisi neredeyse kalmamış. sonra bi baktım, kaktüsün üstünde pembe tomurcuklar var 🙈 şimdi solan sümbülü değil de, o kaltüsteki çiçeklerin ne zaman açacağını düşünüyorum. hatta bildiğiniz heyecanlıyım görmek için 🙈😍 solup gidenleri boşverelim be, çiçek açanlar daha iyi. bizimle kalanlar, pes etmeyenler daha iyi. dikenli olsalar bile ❤️
iyikalplipsikopat
iyikalplipsikopat in dogusu

neredeyse tum hayatim boyunca olmadigim biri gibi yasadim.asla kendi kararlarim olmadi sadece kurallar ve itaat oldu.bunun korkusu ve psikolojik siddetiyle bir karaktere sahip olamadim.asla bir karakterim olmadi toplumda baska evde baska babamin yanunda baska biriydim.duygularim bile boyleydi.arkadas ortsmlarinda hala rol yapiyorum hicbir espiriye gulmuyorum ve tum reel arkadaslarimi aptal goruyorum onlarla takilmamin sebebiyse yalniz kalmamak cunku ne zaman yalniz kaldiysam dislandim nefretim oyle birikti ki bir daha yalnizken dislanma yasarsam cinayet islemekten korkuyorum.cunku artik patlayacsk bombayim.

insanin karakternin olmamasi nedir?utangac saf sessz biriydim cocukkende ergenkende ve hala boyle gorunen biriyim.herkes beni iyi saf gordu.halbuki tam bir ikiyuzluyum samimi arkadaslarim arasinda en eglenceli gevsek olan kisiyim aile cevrrsinde edepli bilinirim halbuki kimse sayisiz cinsel fetisimi cinsrl rspirilerimi bilmez

tum yaptklatim birer rol uyum saglamak icin birer yalan ve hala kendimi tanimiyorum.bu ben miyim?icimdeki cocuk uzaklasiyor icimdeki cocuk buyuyor rol yapmayi birakmak istiyorum gercek olmak istiyorum

gercek olabilmemin tek yolu guc.en guclu olmaliyim en ustun olmaliyim.ancak boyle ezik ve asagilik hissetmem.baskalarini aciz ve zavalli gormek istiyorum en ustun olmak istiyorum bu ustunluk arzusu tanrisal bir sey.en ustun en guclu olmak istiyorum.oyle guclu ki insanlar kendilrtini bocek gibi ezmemem icin bana yalvarmalilar

nefret bu dusuncelere sebeb oluyor.halbuki nefret bir ortudur korkuyu orter.bence ilk sevgi ile korku ve ilk korku ile nefret olusmustur.bir anne yavrusunu korumanin endisesi ve korkusuyla uyguladigi siddetle ilk nefrete sebeb olmus olmali.anne bir kaplanin alanina giren yabancilara olan nefreti buna bir ornek

korkuyorum ezilmekten gucsuz gorunmekten asagilanmaktan.bu korku ve surekli aciz hissetme durumu bana aci veriyor iste bu aci nefrete intikam hirsina sadist hayallere sebeb oluyor.gerek vicdan azabimdan gerek korkakligimdan gerekse ezik hayatimdan dolayi alamadigim intikamlardan dogru duzgun savunma bile yapamamaktan asagilik duygularimi tatmin edip kisiligimin cektigi aciyi azaltamiyorum.surekli ezilen ezik hissetmeme neden olan boktan hayatim daha fazla nefret yaratiyor ve tamda bu nedenden dolayi uc cinsel pornografik seylerle kendimi uyusturuyorum.asagilik duygularimi bi nebze bastirmak kendimden bir sure kacmak bir sure ezik ve asagilik hissetmemek icin kendimi pornografiyle uyusturuyorum.bu zamanla tatminsizlige tatminsizlikse sapikliga ve daha cok istege neden oluyor

okuldaki ozendigim etkinliklere gidemiyorum asagilik hissetmekten ve yanlis bir sey yapmaya korkmaktan.cesitli derslerden nefret ediyorum icerikleri bakimindan beni baskalariyla iletisime zorladigindan pahali aletleri kullanmak zorunda biraktigindan.asagilik ve ezigim bunu hep hissediyorum anormal bir ailem var normal olamiyorum sevmek isterdim eglenmek isterdim dostluk isterdim basari isterdim hep iyi biriydim defalarca iyiligim suistimal edilse bile vicdanim sapasaglam durur asla bana kusmezdi iyi biriydim iyi olmak isterdim.gulumsemek sevmek sanat yapmak hissettiklerimi muziklerle resimlerle baskalarina anlatmak para kazanip aci icinde olanlara yardim etmek ben herkesi mutlu etmek isterdim..iste iyi olmanin sonucu bu.hayatin bir gercegi bu dunyada iyi demek ezik demektir.baskalarini kendinden cok dusunen her insan ezik olmaya mahkumdur.bok gibi bir hayatin ustune iyi olmak mi?trajikomik.iste bu yuzden asagilik sendromu ve korku icindeyim.ezik hissediyorum ezik olmaktan korkuyorum fakat imkanlarim hayatim beni ezik olmaya zorluyor.iste nefret boyle olusuyor

hayir affedemiyorum unutamiyorum yuregim alevler icinde defalarca yandi kalbimin yaralarini tek basima sardim yardim istedigim tum insanlarsa sardigim yaralarimin ustune basip benimle alay ettiler.

dunya yaralanmali aci icinde yere cokmeli ona bir ayagimi basip benden merhamet dilenmesini gormeliyim ve onun bana yaptigi gibi yarasina basip onunla alay etmeliyim ve asla kalbimi dinlememeli hatta ondan kurtulmaliyim
ikizler
mutlu geceler gençler. nasılsınız? benim canım çok sıkılıyor şu anda. kaç günden beri koşuşturma içerisindeyim. neredeyse boş vaktim yok gibi. şimdi bu saatte yalnız kalınca boşluğa düştüm sanki. aslında bu gece de bir şeyler yapacaktım. ama ailemle konuşmaya dalınca baya bir zaman geçti. en son baktım bu saatten sonra bir şey yapılmaz. can sıkıntısından çiğdem açtım onu çitliyorum. kuru kuruya gitmez tabi dedim bir de youtubedan müzikler açtım boş boş oturuyorum öylece. müslüm babadan eda babaya geçip duruyorum. harici klavyemin de pili bitmiş mecburen dizüstünün klavyesinden yazıyorum. söylemesi ayıp biraz ehli keyifim de. yatağımın yanındaki masaya koyuyorum bilgisayarı, yanıma fare ve klavye alıyorum yattığım yerden hallediyorum işlerimi. hava çok güzeldi değil mi bir kaç gündür. hafta sonu yine sahil tıklım tıklımdı. bir de bisiklet yolundan yürümeseler o kadar sevineceğim ki. gezgin efendi de rahat edemiyor. adam ben gezgin değil miyim uçur beni diyor. ben ise insanlara çarpmamak için ha bire fren yapıyorum. bir de bir şey denedim. kameramla seyir halinde çekim denemesi yaptım. sonuçlar çok hoşuma gitti. hem de gezginimle birlikte bunu başarmış olmak ayrı bir mutluluk oldu bana. bu bisiklet gerçekten dostum benim yahu. tanıdığım çoğu insandan daha fazla seviyorum keratayı. bugün de çok güzeldi hava ama ben tadını çıkaramadım fazla. çünkü yapmamgereken bir sürü iş vardı. ben büyüyorum sanırım. baksanıza koşuşturmalar içerisine girmişim. ben böyle değildim, yaşarken oldum dohtor bey diyesim geliyor. ama büyüyesim de yok hiç. en iyisi biraz daha büyüyeyim ben ondan sonra yine büyümeyeyim. evet sevdim bu fikri. ne yazıyorum dakikalardır ben de bilmiyorum. acaba başlığa canı sıkılan bir ikizlerin geçmek bilmeyen dakikaları mı yazsaydım. dinlemeyi, anlatmayı çok seviyorum. sevdiklerim hep bir şeyler anlatsınlar dinleyeyim istiyorum. sıkarım bunaltırım diye düşünen sevdiklerimi de anlamıyorum. sıkmazsın bunaltmazsın yahu. seviyorum ben seni. seni dinlemeyeceğim de kimi dinleyeceğim. sonra bu ikizler neden duruluyor. hayata delilikler lazım. arada sırada limosun canı çekiyor ya bir şeyler. benim de aynılarını çekiyor. ne yapsam acaba. en iyisi ben çiğdemimi çitlemeye devam edeyim. bu sıralar eda baba da coştu. baya yeni şarkıları çıktı. ben bile şaşırıyorum. zevkle dinliyorum. size de tavsiye ederim dostlarım. hepinize mutlu geceler. geceniz hayallerinizle dolsun... :)
Eleni
bir dizide, bir filmde, bir kitapta (kısacası hatırlamadığım bir yerde, hatırlıyorum ama bilerek söylemiyorum. çünkü neden söyleyeyeyeyeyim?) denk gelmiştim. sen şimdi “neye denk gelmiştin yahu? gevelemesene lafı kepçük ağzında!” diye söylenmeye başlamışsındır frank, başlama. “bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir süvariyi, bir süvari bir bölüğü, bir bölük de bir ülkeyi kurtarır. yani hayatta gerçekleşen her durum, yapılan her eylem değerlidir. küçük gibi görünen durumlar, etki ettikleri olayları bambaşka bir hale büründürebilirler.” çok mantıklı değil mi? bence de. düşünüldüğü zaman neredeyse hepimizin hayatını etkiliyor. düşünsene ufacık bir olay ölüme/ölümlere ya da yeni bir doğuma/doğumlara neden oluyor. bu doğum sadece candan can çıkması olayı değil. geniş düşün frank. ruhun yenilenmesi gibi mesela, düşüncelerin yenilenmesi gibi ya da. tabii sadece bunlar ile de sınırlı değil. (pöff manyadık iyice.) şu an çok aptalca şeyler düşünüyorum, hem de çok. küçüklüğümün kahramanı olmayan yaşlılarını, gençlerini, veletlerini. (evet hepsini düşünüyorum, çünkü olaylar gerçekleşirken yaş göz önünde bulundurulmuyor.) neler yapıyorlar acaba şimdi? aralarında zengin olan var mıdır ki? keşke birilerinden bize miras kalsa be! sürekli uykularımızı bölen şu sivrisinek vızıltısı rahatsızlığına sahip telefonlarımızın sesi sadece bir gün saçma sapan nedenler ile uyandırmaya yaramak yerine “zengin oldun lan denişik şapşik, sevin!” diye şaşkınlık içinde bıraksa. olur da zengin olursam hani çooooook çooook uzak bir ihtimal ama hani olur da olursa (vazgeçtim söz etmeyecem hayallerimden) zengin olmuş olacam işte. sonra bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç lezbiyenimsi gay vardı moduna bürünürüm, oh mis. sonradan sonra ise yansın geceler; bertuğlar, pelinsular, eceler, mertler. sabaha kadar cistak cistak. şaka lan. gelecek kaygıları ortadan kalkmış oluyor sadece. bize lazım olan mutlu olmak, mutsuz olduktan sonra trilyoner olmuşsun neye yarar di mi!(trilyoner olmayı seçiyorum.)
iyikalplipsikopat
zorlanarak donen disli
ucu ucuna suren duzen

evet asagi yukari 45 gun sonra birazdan okula gidecegim.insanlarin yuzune bakacak, tum bu duzeni devam ettirecek umutsuzluk icinde pes etmis tembellikten curumus, hicbir yasam gayesi, amaci, arzusu kalmamis olaylara neredeyse hicbir tepki vermeyecek hale gelen bir halde gidecegim

ofke korku arzu olmadan yasam anlamli midir?her seye karsi bir yorgunluk hissederken yasam olasi ve yasanilabilir midir?

hayir hayir aksiyon istemiyorum insanlarla diyalog kurmak normalmis gibi davranmak o kadar zor ki
bu duzen artik islemiyor bu cark artik cok zorlanarak donuyor.iste az bir surem kaldi okul uzayacak calismam gerekicek insanlarin arasindaki sorunlu nefret dolu biri ne kadar dayanabilir en son gunde 12 saat kole gibi calisip gunluk 25 lira aldigim 8 gunluk surecunde sonunda agir uyku hapi almistim intihar icin.

nasil mi hissediyorum?hayir ofke degil nefrrt degil korku degil sadece yorgunluk.gozlerim kapansin ve hic acilmasin her sey silinip gitsin tum sesler bitsin tum arzum bitsin hislerim ihtiyaclarim her seyim yok olayim evrene karisayim ve son bulayim

yasim 21 ve simdiden yasama karsi 91 yasindaymiscasina yorgun umutsuz ve olumu bekler haldeyim ve benzer sekilde 60-65 yasindaki zengin kibirli sapkin zenginler kadar igrenc sapik ve sadistim.

icimde masum, sanata merakli kimseyi uzmek kurmak istemeyen kimse uzulsun istemeyen bir cocuk, yorgun bilge yasli ve olum doseginde bir ihtiyar ve duygusuz kibirli sadist bir milyoner var

bu carki dondurmekte zorlaniyorm artik kendime bakmaya karsi bile yorgunum yemek yemek hareket etmek her gun tekrari olan gunler yasamak hayir bir cozum yok cozum gibu gorunen her sey sadece belirtileri bastiriyor sakliyor onlari yok etmiyor.her seyi sevebilirdim bir kaktuse bile onu isitmak icin sarilabilirdim ama bu hale geldim getirildim

her sey aci komik ve hak ettigim gibi.artik sessizlesip tepkisizlesiyorum bakalim daha ne kadar yasayacagim.

okula gidecek sosyallesecek sahte kimligimle eglenceli espirili sosyal biri olacagim mutlu hissedecek hareket ettigimden daha enerjk olacak hayata baglanacagim gibi gelecek bana ama her yalniz kaldigimda sorunlarimin sonuclarini sosyal hayatimda yasadigimda gercek yuzume tokat gibi inecek.ucan kanatlarm kopacak tum umutlarim sokulecek.buna alistim.

ben bu dunyadaki kelebekler gibiyim olene kadar kanat cirparim ucarm ruzgarda savrulan gucsuz ezik bir aptal olsamda kendimi guzel ve degerli hissederim.hicbirbseyi umursamam umursayamam sadece ucarim hayaller kurarim kisa hayatimi boyle yasarim ama lanet olsun ki yasli hasta kanatlari sorunlu bir kelebegim

herneyse cark gene donecek daha gurultulu daha rahatsiz edici daha titrek bir sekilde..
masabasi123
diş telimi taktırmamıştım daha mezun olur olmaz taktıracaktım babama birde her ayda onu ödetmek istedim kredide almıyordum çünkü. 2 kız yemekhanede konuşuyordu kendi aralarında ' 22 yaşından sonra tel taktırmakta ne anlamıyorum sanki param yoktu anca bu zaman taktırdım der gibi' dedi. arkadaşıda 'aynen yaaaa' dedi bende duyuyorum moralim bozuldu şu salaklar yüzünden vazgeçecektim. neredeyse teller çıkacak hala aklımda aynı muhabbet dönüyor. sinir oldum bak şimdi. içi boş kafa taşıyan arkadaşlarım sizin o zihniyetlerinizi öperler .

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)