Eskiden Rider
bugün yine üniversite yıllarımı özlediğimi düşündüğüm bir gün oldu 🥲. samsuna becayış yapılır.
YasliBySair
hey gidi yıllar . baştan yazım hataları ve anlam bozuklukları için kusura bakmayın. size 2013 yılında omudedikodu ailesi ile tanışma hikayemi anlatacağım.
o zamanlar zıpkın delikanlıyım. gece arkadaşın biri link attı dedi beni tarif etmişler omudedikodu da dedim neymiş bu. girdim baktım site o zamanlar öyle işlerdi mavi bereli erkek kırmızı tokalı kadın turkuaz bakışlı birey. bakiştığın kesiştiğini yazarları. sonra detaylı siteyi incelerken bir baktım sadece arduz ağacı renkli flari olan kızdan bahsetmiyorlar.
ortada mizah kültür sanat ve daha fazlası var. sonra nasıl oldu hatırlamıyorum radyo yayını çıktı bir anda. girdim baktım şahane sesli müthiş yorumlu canlı ve eğlenceli bir adam müzikler eşliğinde gerçek bı radyo programı yapıyor. mizah ve zeka üst seviyede. çıldırdım yazdım güldük eğlendik. belli bir grup olduklarını anladım. müthiş eğlendim artık kımız renginde kasları olan erkenden daha fazlasıydı benim için omudedikodu.
gel zaman git zaman radyo yayınlarında muhabbet ilerlemeye başladı. bir sabaha karşı biten yayının sonunda beni admin ekledi instadan ve ömürevleri simitparka çağırdı. tanıştık kaynastik. o zamanlar chiko vardı şuan belki nick değişmiştir bilmiyorum. aman allahım nereye düşmüştüm. herkesin sanki yavru ağzı tsirt ü vardı öyle havalı gelmişlerdi bana. zamanla partilerden turnuvalara gezilerden spor müsabakalarına üniversite yıllarımı müthiş bir keyifle yaşamamı sağladılar. sonralarda yollar ayrıldı tabi. kendilerine burdan çok ama çok teşekkürlerimi sunar. şiddetle ve rica ile radyo yayınlarını yapmalarını istiyorum. İyiki hayatıma girdiniz çocuklar.
Mona lisa
yolda servis aracı gördüm. İçinde çocuklar birbirleriyle şakalaşıyorlar, gülüşüyorlardı. üstlerinde okul forması, ilk gün heyacanında olduklarını çok belli ediyorlardı. azıcık ileride okul gördüm. oradada okul bahçesinde , top oynayan çocuklar gördüm. eve geldim, üst komşumuzun çocuğu okuldan gelmiş. kendinden ağır çantasıyla okuldan dönüyor. İlkokul yıllarımı hatırlatan o kadar çok şeyle karşılaştım ki, bugün sürekli o yılları düşündüm. servisten eve dönerken günün bitmesinin neşesi, servis arkadaşlarımla sohbetlerim aklıma geldi. okul bahçesinde basket oynardık hep, oynamalara doyamazdık. çocuk olmanın kıymetini bilemedik. İyi yada kötü bir çocukluk fark etmez.çocuk olmak başka bir şey. büyüdükçe dert, kaygı, kafamızdaki düşünceler daha fazla artıyor. o yılları ne kadar çok özlediğimi farkettim :(
Saçın Bozulmuyor Mu?
alelacele kalk okula git, hoca yok 😒 yıllarımı yediniz
sensinbayan
bugün durup dururken farkettim de uzun zamandır buralara uğramıyorum.hayat koşuşturması, bitmek tükenmek bilmeyen inişlerim, çıkışlarım derken okulu bitirecek zamana geldik sayılır. oysa ki ilk yıllarımın efsane yalnızlıkları buralarda renklenmişti ve yine aynı dönemden geçerken buraların neşesini aradım kendi kendime.renklenmek için bekleyen tekdüze ilerleyen stabil hayatımdan merhabalar :)
alonecowboy
gözlerim uyku uyku diye ağlıyor , ruhum vicdan azabı çekiyor.bir gece daha acıyla geçiyor.ben birkez bir kıza karşı birşeyler hissetmiştim , hiç böyle bir heyecan hissetmemiştim , o gitti uzaklara bende gider miydim peşinden ? aslında giderdim ama gitmedim , gururum hep içimde çoğu şeye engeldir , hep başkalarına öğütler veririm , onlarda sağolsunlar dinlerler ama gelgelelim kendime öğüt veremiyorum.ne demişler terzi kendi söküğünü dikemez.haziran ortasında onu görmeyeli on dört dile kolay 14 ay...ah o buralarda etrafımda olsa hiç yoktan gözlerini görseydim , keşke keşke benden haberi olsaydı , şuralarda bir yerde bak böyle bir çocuk var deseydi ama ama artık çok geç galiba ben günler geçtikçe unutuyorum , onu özlemiyorum.en kötü huyum nedir bilir misiniz? eğer unutmaya başlıyorsam işte o dakika içimde soğukluk olur ve geri dönemem. ve şuna gerçekten inanıyorum , ben ilerde mutlu olduğumda o bana gelecek ama ben ona gitmeyeceğim çünkü her şeyin bir vakti saati vardır eğer bir trenin kalkma saati gelmişse onu durduramazsınız.arada bir aklıma geliyor , yaşadıklarım anılarım hayat mücadelem ama kötülüğüne değil hani diyorum ki ilerde bu hayattan kesin film çıkar , ilerde allah nasip ederse torunlarıma bunları anlatmak isterim , ben neydim ve ne oldum diye , şimdi diyeceksiniz ki çok iyi güzel yazmışın da sen ne diyorsun birader...ben diyorum ki bu yıllarımız geçiyor hayat bize ikinci şansı sunmayacak , pes etmemeliyiz gerektiğinde ders çalışıp gerektiğinde tüm sorunlara karşı çevremize karşı dimdik ayakta durmalıyız , tüm kötülere kötü kalplilere inat ,ayakta kalmalıyız.evet çoğu zaman yenileceğiz ama ya kazanırsak ya gerçekten olursa umuduyla devam etmeliyiz. bir de biz biziz , biz o şu bu değiliz.hiçbir zaman kendimizden vazgeçmeyelim, yorulsakta denemeye devam...😊😊😊😊
anonim
bizde çok sevdik... sabahlara kadar onu düşündük yıllarımızı verdik aldatıldık satıldık yinede vazgeçmedik, ama yalanlara tahammüllümüz kalmadı artık diye onu bıraktım, bana geri dönmesin diyede kendimi haksız duruma getirerk ayrıldım, iyikide ayrılmışım diyorum farklı dünyaların insanıymışız, ama yıllarımı vermişim ve ondan sonrada kimseye bakmamışım, ister istemez özlüyorum, her gün sabah uyanırken özleyerek uyanıyorum, akşam uyurken özleyerk uyuyorum, belkide onunla hiç uyumadığım için özlüyorum belkide sevgime yıllara rağmen saygı duymadığından, insan işte kim onu daha az severse onu seviyor,
Guvenvermiyordemissin
omü omü

heves ile başladığım okur iken yaşlandığım
gençliğimi bitirdin sen ellere verdin
yıllarımı çürüttün sen ellere verdin
omü omüüüüü
beni bırak yolver geçem
tatil nedir son bir olsun yakından görem
omü omüüüüüüüüğğ
çile bitmez omü zorlu dağlar başı omü oldu
belli ki yazın bile bana okul var :(
elt
burdaki bir paylaşımı görünce bir anım aklıma geldi anlatayım istedim. lise birdeyim tabi ki yine platonik sevginin öncüsüyüm. aynı sınıfda olduğum bir çocuktan hoşlanıyorum kimelerinin ayrı bir coolluğu sempatikliği olur ya öyle biri. sene sonuna doğru öğrendim ki başka okula nakil olucakmış, gitmeden çocuğa açılmaya karar verdim ( ne geldiyse kafama koyduğumu yapmamdan geldi ya ). ona sevdiği bir kitabı hediye ettim , hislerimi yazdığım notu da araya sıkıştırdım. ertesi gün öğle arasında çocuk yanıma geldi tabi benim kalbin atışları aldı başını gitti. sen çok iyi birisin ama( ahh o amalı cümleler yok mu ) ben yanıma yakışcak güzel birini isterim dedi. bi şey diyemeden uzaklaştım ordan moralim yerle bir oldu gittim wc ye ağladım dakikalarca. zaten ergenlik zamanlarım en ufak bir dert dağ oluyor. bu olayı liseyi bitirene kadar atlatamadım. büyüdükçe anladım sorun bende değildi. şimdi böyle konuşuyorum ama kendimle uzun ve yorucu savaşdı. kendimi tanımam kabullenmem sevmem yıllarımı aldı. anladım ki sorun bir güzel kaş göz yüz uğrana senin kalbini kim olduğunu merak etmeyende ilgilenmeyende.
anonim
sahi sevgi neydi? emek demekti mi? yıllarımı verdiğim adam beni defalarca bırakan aldatan .. beni kaybettiği zaman değerimi anlayan insan bu geçirdiği vaktin hatrına son şansını kullanmalı mı ? yoksa seviyorum ama geri gelmesin istemiyorum diyerek yola devam etmeye mi çalışmalı?
esob
bir gün gelecek biliyorum.. bu sevgimi hissederek bi gün uğrayacak, eenn güzel kokan çiçeklerle hemde. yarın olmasa bile bi toprağın başında oturup sessizce dursa bile içinden milyon cümleler kuracak sadece ikimizin anladığı. anımsayacagız ikimizde en güzel geçen yıllarımızı belki pişmanlıklarımızı. ama bi gün gelecek..
diyetisyan
gece gece yine kocaman bi sıkıntı çöktü içime. her zaman pozitif bi insanımdır dert anlatmayı pek sevmem. o yüzden nasıl nerden başlamam gerektiğini de pek bilmem. geçen bi yazı okudum biri on saniye canınızı sıktı diye geriye kalan 80bin kusur saniyeyi onun için harcamak mantıklı mı diye. bırak 80 bin saniyeyi yıllarımızı harcayabiliyoruz be demek istiyorum. esen kalın, sağlıcakla:)
kasliolmayancocuk
ya yakınmak değilde harbiden yalnızlık kötü bir şeymiş ya 1 haftadır sahilde tek başına yürümek nedir bilirmisiniz bana lise yıllarımı geri verin 😒
free
senelerdir neden atanamadığımızda ortaya çıkmış oldu. adamlar ösym babasının çiftliği gibi kullanmış neyse ki er ya da geç her sahtekarlık gibi buda ortaya çıktı..şimdi kaybolayan yıllarımıza mı verdiğimiz emeklere mi üzülsek ? ne fayda, kaybolan yılları geri verebilecek bir güç var mı diye sormak geliyor insanın içinden. kime kimi nereye şikayet edeceksin... vesselam demleyelim bir çay keyfimize bakalım.. hayırlı geceler omüdedikoducular
anonim
öncelikle merhaba, yazıları gördükçe üniversite düzeyindemiyiz ortaokul düzeyinde mi anlayamıyorum. kimisi zeka derdine düşmüş kimisi araba derdine. böyle gruplaşmalar olmaması gerekir. bütün bu karşılıklı atışmalara rağmen birlik ve beraberlik içerisinde yıllarımızı geçirmek dileğiyle herkesi selamlıyorum saygılar.
isimsizkaptan
öncelikle merhaba arkadaşlar. ben de canikten geleceğim okulunuza kendi kanaatimce gelmek istemiyorum ama mecburen devlet tarafından yerleştirildim istememe nedenimde gerçekten okulun binası hocalarımızın insanlığı her zaman yardımseverliği vardı hatta arkadaş çevresinde bir kişi birinden hoşlanmasa bile saygı duyardı lakin burada görüyorum ki bazı arkadaşlar bizleri istememektedir sebebi de yok puanı az yok parası var demektedir. bu okulda sizin sahip olduğunuz puandan yüksek öğrenciler de vardır merak etmeyin şimdi bazıları diyecek hayır yok ama var canım kardeşim normalde bunu söylemek istemem lakin eğer isterseniz beraber iq testine gireriz ve sonucuna bakarız hangimiz hangimizden yüksek ( bu benim gibi eski okulunda tam burslu ve omü de sıralama derecesinden tıp ve diş harici bölümlerde daha yüksek puan almış arkadaşlarım için söyledim bunu söylediğim benim gibi arkadaşlarıma hakaret etmeyen kişiler geçersizdir onlardan çok çok özür dilerim umarım bana anlayış gösterirler) sınav stresi hepimiz yaşadık hayat şartları var önümüzde, puan her şey demek değildir okullara yatay geçiş yapabiliyorsunuz onun benzeri gibi bir şey karşımıza çıktı olmasaydı iyidi ama oldu ve bunda canikden gelen benim gibi arkadaşlarımın suçu yok çünkü bizim tek sorunumuz ulaşımdı o da halledilse biz yerimizden memnunduk , doğrudur zengin ve arabasıyla okula gelen vardır ama servis ve dolmuş kullananda vardır bunları da unutmayın omü de arabasıyla gelen yok mu ? kısacası biz de insanız siz de insansınız ve artık canikli değiliz omü lüyüz boşa kendilerimizi yormayalım kavga etmeyelim sorun çıkmasın , türk kültüründe misafir gelirse en iyi yatak en iyi oda ona sunulur siz de hoşgörü gösterin biz de , hepimiz iyi ve güzel yıllarımızı beraber geçireceğiz bir de okul devletindir. devlet her zaman kişilerden büyüktür ben de giderim herkes gider ama devlet kalır, biz beraber olalım ve kimseyide incitmeyelim yarın öbürgün yüz yüze bakacağız.. saygılarımla okuduğunuz için teşekkürler
bitmishaziran
size de oluyor mu arada? ben mesela sevdigim adamla evlenebilicekmis gibi hissetmiyorum hic. hatta sevdigim adamla evlenmeyi gectim ben evlendigim kisiyi sevip de evlenemiycekmisim gibi. oyle bir duruma suruklenicem ki sevdigimin baskasiyla evlendigini duyup kendimi de bir evlilik yapmak zorunda hissedicem. sonra da kim gelirse daha sevemeden bir evlilik yapıcakmışım gibi. sevmeden sevmeye calismadan sadece evlenmek evlendim demek icin evlenicekmis gibi. ailemin cevredekilerin gonlu olsun mutlu olsunlar diye nasilsa sevdigimi de yitirmisken tek carenin bu olduguna kendimi inandirip bir yuva kurucakmisim gibi. acele apar topar oldu bittiye getirilmis bir evlilik. belki severim ilerde kocamdir diyip ama hep bir yerlerde birseyler icimde ukte kalicak. hep eskileri anip anip gozlerim dolu dolu bakicam maziye. cocuklarima babalariyla yasamadigim aşkı anlatmak yerine icimde kalan yarim kalan o aşk hikayesinden soz edicem belki de. ya da hic anlatamiycam. babalarini sevdigimi soyliycem tek o vardi dicem bu yalana kendimi bile inandiricam belki zaman zaman. sonra hayattan zevk almaya calisirken mutlu olduguma inandirmaya calisirken kendimi bir bakmışım yaşlanmışım. nedendir bilinmez ama alzheimer olucakmisim gibi de hissediyorum mesela. hosuma da gider bu. eskileri hatirlatir ya cogu zaman bu hastalik. en basta son yasadiklarin silinir. ben yasamak isterdim sanirim bunu. eskilerle yasamisimdir hep kalanlarla. eger ilerde bu hastaliga yakalanirsam bu beni mesut eder. aşık oldugum kisiyi anımsarım ilk aşkımı o hissin bende uyandirdiklarini. belki de bu hastalik aslinda mutlu bir ölümü getirir beraberinde. yaşlanıp maziyi unutmaktansa hasta olup gecmisi yaşarım yeniden. kaybolan yıllarımı bu hastalıkla geri alirim belki de. bilmiyorum ama icimde bir yerlerde hep bu hisler. cocuklarim icin yasayip dunyadan tat almadan ölücekmisim hissi. o yuzden bence en guzel dilek en guzel dua hatta hapşurduğunda dahi denilir ya "çok yaşa" yerine "sevdiklerinle yaşa" diye en guzeli bu. sevdiklerimizle yaşlanmak dileğiyle...
omugiller
şimdi bize kaybolan yıllarımızı verseler, öğrenciyiz sonuçta yine de not isteriz,
jackcarter
çok garip bir moddayım. aslında içimi dökücegim çokşey var. lise yıllarımın başlarında adeta görünmezdim 60 kilo anca olan giyimden anlamayan iki kot iki t shrtle yıl geçiren bi adamdım. görünmek istemiş begenilmek istemiştim. bu kararı aldıgım yıl lise 4 deydim. kombinler yapan vucut gelistirmeye baslayan ve yavas yavas farkedilmeye başlayan takip edilen bir adam oldum. İnsanın bütün gayesinin bu olması çok saçma ancak sadece dersler ve ideallerden ibaret degil herşey. günümüzde ise hergün farklı kombin yapan bunuda yaptıgı fizikle iyi bir bicimde sergileyen bir adam oldum. aslında başarmıstım arzu ettigim fizik giyim parfüm kültürü kitap sinema ne gelirse aklınıza kendimi gelistirdigime eminim elbette eksiklerim var. ama gelinen noktada ya insanlar çok aşagıda kaldı yada ben standardı yüksek tutuyorum. bırakın hayalini kurdum kadını arkadas olarak bile kendime yakın göremiyorum kimseyi. aslında son cümleyi okuyan kişi kendini beğenmis bi adama dönüşmüs olablr misin diyebilir ama ne kitap okuyan ne siyaset ne geyk yapabilen insanlar var cevremde. tiyatroya giderken yanıma eşlik edicek adam bulamıyorum :) ne işimiz var orda diyip bilgisayar oyunu oynayan ev arkadası mesela. yada sinemaya döve döve götürdügüm ev arkadasımın sinema yerine enbesil enbesil telefonla ugrasması ... sinema bitiminde tartısıcagım kritik yapabilicegim bir tık ötesini arıyorum fazlasını değil durum bu ve artık bıktım ...
database
bazen karaladıklarımı yakarım. baya hayranı olduğum film serisinin 2 filminde bir sahne vardı " ulaştırmaya gücünüz yetmediğinde hissettiklerinizi söyleyemediklerizi yazın sonra da onları yakın " diyordu. elimde olsa uzun uzun sarılırdım babama. kaybetmeden anlayamayacağımız o kadar çok şey var ki bu dünyada, haberimiz olmadan neleri kaybediyor yada kırıp döküyoruz çok sonradan farkediyoruz. hayat boyunca yalanlar hüzünler arasında sıkışıp kalmış bir yaprak dökümü yaşıyoruz. yıllarımız geçiyor sevgililer, büyük aşklardan geçiyor maddi sorunlarla boğuşup ailemize ve sevdiklerimize güler yüzlü olmaya çalışıyoruz ve bu olayların arka yüzünde can sıkan tonlarca durumun acısını yanlız başımıza çekiyoruz. mutluluk da acılar kadar etkili hayatımız da lakin mutluluğu hep paylaşırken acılarımızı kimseye göstermediğimiden , insanlara bir türlü güvenemediğimizden acılar hep daha derin yaralara mutluluklar ise tozlu raflarda kalan fotoğraflara dönüşüyorlar. herkes aynı dertlerden muzdarip aslında. hangi taşı kaldırsak ya yalnızlıktan dert yanıyoruz yada yanlışlarımızdan. sonuç olarak hep bir güven eksikliği. neden kimseye güvenemiyoruz , neden hergün bulutlarla kaplı oluyor havamız ? kafamın attığı saatlerdeyim sanırım. yine yazarak rahatlıyorum , barış desen yok adalet desen yok herkes birbirini sömürme çabasında neden yaşıyoruz neden sadece kazanmak için birbirimizi eziyoruz. neden iyi niyet bir işe yaramıyor ? kafamda deli sorular. saat onbir buçuk gece yeni başlıyor sevgiler dedikodu ailesi :)

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)