Gamsız Baykuş
yine aynı hisle, 19 mayıs ruhu en güzel samsun’da yaşanır diyerek kalktım geldim. atakum’dan selamlar 🥳
Gamsız Baykuş
19 mayıs yaklaştıkça kuvvetlenen samsun'a gitme isteği...
Mona lisa
her yeni gün benim için bambaşka öğretilerin olduğu deneyimler yaşatıyor. hayır diyorum ki bugün sıradan bir gün olsun mesela sıradan bir perşembe günü.. günler hızlı hızlı geçiyor. dün koca bir haftaya başladık bugün bitti. hayat dediğimiz bu uzun yolculuk, bazen bizi zorluyor. ama ne olursa olsun, her anı, kişi ve her deneyim bize bir şeyler öğretiyor. bu gerçekten de tam olarak böyle. özellikle küçük yaş grubunun öğretmeniyseniz. öğrenci sayısı kadar veli demek bu biliyorsunuz. veliler size hayatın en güzel hayat deneyimlerini sunar buna emin olun :) öğretmenler beni anladı diye tahmin ediyorum. bilmiyorum ama bazen şunu düşünüyorum. özellikle de çok fazla insanla tanıştığım için böyle. kimimiz başarının peşinde koşuyoruz, ne biliyim bazısı mutlu olmayı kafaya takıyor, bazıları da huzur diye tutturuyor... ama fark ettim ki, aslında tamamen basit bir tanımı var hepimizin aradığı şey aynı'' 'kendimizi bulmak' ' kendini bulamayan biri, çocuğu bulsun diye uğraşıyor. o yüzden bu denli bir çaba var. İçinde kalan ne varsa çocuk yapsın. çocukları öyle sorumluluklar altına sokuyorlar ki. çevremizin yarısı kendini bulamamış, kayıp insanlar.. karşımda çocuğunu değilde kendini anlatan o kadar çok insan var ki. anlatırken kendilerini kaybedip ben diye devam ediyorlar. hatta bir gün sordum bir çocuğun annesine siz mi resimde başarılı olmak istiyorsunuz, çocuğunuz mu diye. kadın şaşırdı duraksadı. '' ben küçükken çok severdim resim yapmayı, çok isterdim devam etmeyi'' dedi. bir hevesin, duygunun, isteğin insanın içinde kalması, ne kadar da yaralıyor insanları.
dakoh
İtsumo aishu diyor ve bu güzel şarkıyı sizlere sunuyorumm 💃🏻💃🏻


thor
hala utanmadan sıkılmadan "kızcağız islami yetişseydi bilmem ne" diyenler var. ensar vakfı olayına girmeden farkı bir şey anlatayım. öncelikle bu tiplerden dolayı din düşmanlığının arttığı aşikar. kuran'da yazan ayetlerin neredeyse tamamı "önce erkeğe" söyleniyor. mesela örtünmeyle ilgili ayetler. önce erkeğin nasıl giyinmesi gerektiği sonra kadının. bir sürü örnekle çoğaltabilirsiniz. ayrıca son yıllarda hadis diye millete anlatılan sözde hadisler var. yok huriymiş bilmem ne. ya kuran'da hurilerin cinsiyetiyle ilgili bir şey yazmıyor ki. sadece çok güzel oldukları söyleniyor. kadın denmiyor. cinsiyet yok. ama sanki her erkeğe 70 kadın verilecek gibi anlatıyorlar ve inanıyorlar buna. birden fazla kadınla evlenme meselesi. evet nisa suresinde erkekler için birden fazla kadınla evlenebilirsiniz diyor. ama bu ayetin devamı var. kimse onu söylemiyor. evlendiğiniz kadınların hepsine eşit davranacaksınız. aynı sevgi aynı saygı vs. ama siz bunların hiç birini yapamayacağınız için içlerinden bir tanesi ile evlenin diyor. bu gibi örnekler dinin ne kadar işine geleni kabul etme mantığının bir sonucu. mesela aynı mantıkla içki içilebilir. çünkü ali imran suresi (başka sure de olabilir hatırlayamadım şuan) "içkinin size yararı da vardır. zararı da. ancak zararı yararından çoktur. " diyor. eee ben bu ayete göre içki içebilirim. haram veya yasak demiyor bu ayette. ama sonradan gelen ayetlerde kesin yasaklanıyor. özetle allah islamı önce erkeğe göndermiştir. bu kuran'da da diğer kitaplarda da hatta adem ilk yaratıldığında da böyleydi. kadınları korumak için kadınları islamla yetiştirmek çözüm değil. erkekleri önce islamla yetiştirmek lazım. ya ben müslüman değilim diyen varsa da o diyen kişi hangi dine inanıyorsa onun dini emirleriyle yetişmesi lazım. hepsinden önce de insan olması lazım. eskiden din kültürü ve ahlak bilgisi dersi vardı. eğer din sadece ahlakı kapsasaydı adı böyle olmazdı. ahlak toplumlara aittir. bu toplumda ahlaksız görülen bir şey başka toplumlarda normal olabilir.

bir de şeriat isteyen tayfa var. şeriat olsa öyle olmazdı falan. şeriat ne mesela? haberin var mı şeriattan? mesela şeriata göre siber suçuları nasıl cezalandıracaksın? İslam geldiğinde mahkeme hakim savcı mı vardı? o dönemde belirli suçlara belirli ceza vermiş allah. e diğerleri? bunun için de akıl vermiş. ceza, suç işledikten sonra verilen bir şeysen çıkıp, suçu önleyecek unsur olması lazım. senin şeriat dediğin şeyde bazı olaylarda sürgün cezası vardı. şimdi siber suç işleyeni sürelim mi ülkeden? ne yapalım?

biz ümmetiz peygamber torunuyuz diyor adam. ve buna inanan müritleri var. ulan hadi diyelim gerçekten peygamber torunusun. İspat edilemez de hadi diyelim öylesin. ee? bana ne karı var bunun. peygamber torunusun diye müthiş iyi bilgili bir din adamı ve insan olman mı lazım? ulan peygamberinizin 4 amcasından 3'ü kesin olarak ona inanmadı. sen bana torunuyum diyorsun! hasan ve hüseyin'i şehit edenler peygamberin amcasının torunu oğlum? siz manyak mısınız? peygamber torunu olsan bana ne bize ne? İnsan ol önce.

bak yine sinirlendim. neyse. özetle dinle falan bu toplum düzelmez. eğitim ve cezalar arttırılmadan bunların düzelmesi çok zor. ne kadar eylem de yapsak, duyursak da, siyah da giysek nafile. çünkü devleti yöneten insanların umrunda değil. çünkü onların kız kardeşleri, eşleri, ablaları çakarlı arabalar ve korumalarla geziyor. hiç onlara böyle şeyler olmaz. çünkü türkiye eski türkiye değil. kadınlar özgürce geziyor. eskiden türbanlı kardeşlerimiz çoğu yere giremezdi. öyle de kardeşim şimdi de katiller caniler insanlıktan nasibini almamışlar istedikleri yerde istedikleri zaman istediğini yapabiliyorlar. ve ceza almıyorlar. o ne olacak?
Akay
o kadar kötü insanlar var ki artık aklım almıyor. özellikle bakmadığım halde bir şekilde herkes konuştuğu için duyduğum, gördüğüm şeyler yüzünden moralim çok bozuk. ya biz kime nasıl güveneceğiz artık? sosyal medyadan da artık iyice nefret ediyorum. çok bilgilendirici şeyler var, evet. çok komik, tatlı videolar görüp yüzümüz de gülebiliyor, evet. ya da benim gibi pasta, yemek videoları izlemeyi seviyorsanız "ya insalar neler yapıyor ne güzel" diyeceğiniz bir sürü güzel paylaşımlar da görüyorsunuz, evet. ama terazide ağırlık diğer tarafa kaydı bence artık. hiç de iyimser değilim. ki bu konu da dahil olmak üzere genel olarak salaklık derecesinde polyannacı biriydim. ben bile son birkaç senede bu hale geldim. allah bizi yanımızdan geçen insandan hayatımızdaki insanlara kadar herkesten korusun. karşımıza hep iyi insanlar çıkarsın. bu zamanda çocuk büyüten anne babalara da yardım etsin işleri gerçekten çok zor.
mimarlique
bu ay tüm eskiler gelip selam veriyormuş, iyi günler sayın omülüler ve mezun olduktan sonra dünyanın en güzel şehri samsunda yaşamaya devam eden şanslı insanlar, günleriniz güzel geçsin
themuallim
bugün normalin aksine canımın sıkkın, modumun oldukça düşük olduğu bir gündü. okul çıkışı kahve içelim dedik, siparişimi verirken barista kız birden “ne kadar sempatiksiniz ya” dedi, benim gözlerim o anda kalpli göz oldu hemen hahahsj elbette ki ihihihi tişikkirler diye şımardım. canımmmm hanfendiiii, kocaman öpüyorum seni burdan. sonra bir masa gözümüze kestirmiş oturacakken samsun’dan bölüm arkadaşımı gördüm yan masada. o da meğer buraya atanmış. tabi ben çığlık kıyamet hahsahsh eski günleri hatırladık, yad ettik ve o kısacık sohbet bile bana o kadar iyi geldi ki. bakın, anında damladım buraya yine🥲 neden bunları size anlatıyorum onu da bilmiyorum açıkçası ama şunu belirtmek istiyorum ki ihtiyacımız olduğu anda bir sihirli dokunuş, bir güzel söz, bir tanıdık yüz içimizi sıcacık yapabilir. bunlar sağlanırsa, bazen günün geri kalanının pek de önemi yoktur. hipokratinyegeni dostumuzun da dediği gibi, hayat bazen böyledir :)
sonuç olarak nerede o eski günler klişesine de girmek istemiyorum ama bugün yeniden hatırladım; 19 yaşındaki dinamik, içi içine sığmayan, anında sebepsiz mutlu olan minik themuallim’e selam olsun. arada bana kendini hatırlat lütfen, seni çok seviyorum.
ve deee caaaanım omüdedikodu, sizi seviyorum, samsun ile ilgili güzel anılarımda burası da hep vardır. kendim için dilediğim her iyi dileği sizin için de diliyorum tam da şuan. görüşmek üzere❤️
nar
canlarım güzel film önerilerinize açığım
LorneMalvo
zaman ne kadar da hızlı geçiyor. bir sınavla ilgili bilgi ararken görmüştüm burayı kaç sene geçmiş. şimdi terk edilmiş gibi olmuş buralar,umarım eskisi gibi olur.
sosyal medyayı falan pek sevmeyen birisi olarak bu tarz yerler hep güzel gelmiştir bana.
Belinda
miyopum lens takıyorum diyorum .ooo hangi renk mavi mi diye soruyorlar ne mavi takcam be benim gözlerim zaten çok güzel .ela içi hafif yeşilli başka renge gerek yok zaten hıh 😉
Belinda
en güzel pp yarışması yapalım. benim oyum @Lunaparkdiscosu 'na x #& @ kendime oy verebilseydim kendime verirdim ama xhxjsj en çirkin pp de @limos
Belinda
en güzel orijinal sarışını göster bize @thor xjjxd
malifalitiko
burası volkanik patlama sonucu terkedilmiş kasaba gibi. toprağı çok verimli ve değerli, fakat o güzel insanların hepsi terki diyar eylemiş görmeyeli
Belinda
elektrikli süpürge açıkken sesim çok güzel çıkıyor fjxjxjx
thor
ülker hero baby sütlü ballı irmikli +6 ay maması ve pınar çocuk devam sütü karışımı yaptım. dünya'da bundan daha güzel olan tek şey orijinal sarışın hanımlardır nokta net.
Gamsız Baykuş
merhabalar sevgili omüdedikodu yazarları, merhaba değerli dostlar. epey olmuştu buralara yazmayalı. siteye girmişken birden çalakalem bir şeyler yazmak istedim, özlemişim... sizce de zaman çok hızlı geçmiyor mu? daha doğrusu bu konuda kendimle çelişen bir fikrim var. bir gün içerisinde o kadar çok olay, konuşma yaşanıyor ki sanki bazen gün bitmiyor gibi geliyor. hatta gün içinde spesifik bir olay olmazsa günleri sıklıkla karıştırıyorum. sanırım bu benim için 2019'da üniversiteden mezun olmamla birlikte hayatımda fark ettiğim bir durum. o zamandan bu zamana nasıl geldik, neler yaşandı, nasıl bu kadar vakit geçti bilmiyorum. geçen sene diyesim geliyor üniversite yıllarım için. bu aradaki kayıp zamanda pandeminin de etkisi olduğunu düşünüyorum. aslında kendi adıma çok da kayıp değildi. atandım, işim oldu, hayatıma çok farklı yeni insanlar girdi, yeni bir şehre alıştım, evim değişti, her şeyim değişti belki de... eski yazılarımı silmemiş olsaydım bunlardan bir kısmının konusunun değişimle alakalı olduğunu söyleyebilirdim. yapı olarak değişiklik seven biri değilimdir. çok sabit fikirlerim var ve acayip bir şekilde rutin severim, konfor alanından çıkmayı sevmem aslında. bu süreçler elbette benim için zorlayıcı oldu ama şimdi bakıyorum, günler birbirinin aynısı. zaman, o an içindeyken geçmiyor gibi gelse de bir bakmışsın yıllar geçmiş çoktaaan. bir gün içinde çok şey oluyormuş gibi gelse de hiçbir şey yapmaya yeteri kadar vakit kalmıyor. bu ne yaman çelişki annee? tamam tamam bir daha şarkıya bağlamayacağım :) belki de benim hiçbir şey için yapacak vakit bulamamam benim zaman yönetimimin kötü olduğunu gösteriyordur, bu da olabilir. zamanı algılama biçimimiz değişiyor. yaşantılarımız da değişiyor. bu yazdıklarım herkes için geçerli olmayabilir elbette. sizde durumlar nedir ahali? bu arada İstanbul'daki kızlar eqlesin, kıps ;) İyi geceler canım dedikodu.

bu arada böyle hitap ediyorum ama gerçekten içinden geldiği gibi yazıyorum çünkü bu sitenin olması bana güven veriyor. normalde kendimi yazarak iyi ifade edebilen biri değilimdir. sayısalcı olmamdan mütevellit kelimelerle aram pek de iyi değildir -en azından sayılara nazaran-. tanımadığım insanlara bir şeyler anlatmak yıllar önce de daha kolay geliyordu, şimdi de. ha şimdi bakınca sitede tanımadığım pek de kişi kalmamıştır, anonimlik falan hak getire ahahjs. neyse sitenin bana kattığı en güzel şeylerden biri yazı yazmak oldu. anlattığımı dinleyecek kimse olmasa bile buraya gönül rahatlığıyla yazabileceğimi biliyorum. kaldı ki buradan tanıştığım çok güzel insanlar var ve onlarla sohbetimiz hâlâ devam ediyor. İyi ki o insanlar var, iyi ki bu platform var... 💜
rebullavanda
2015 yılında omü'ye yerleştim. İlk kez samsun'a geldim. gerçekten çok iyi bir tercih yaptığımı samsun'a geldiğim ilk gün fark ettim. fark edilmeyecek gibi değil ki. sahil deniz mükemmel. çok güzel bir 4 sene geçirdim. üniversiteye başlarken geçer mi bu 4 yıl sorusunu sordum, son sene ne çabuk geçti bu 4 sene dedim.
ben samsun'da kalırken ekonomik durumlarda iyiydi. öğrenciler çok iyi bilir, üniversite durağında fnf vardı, dürüm ayran ilk gittiğim sene 6 tl idi. ben 2020 yılında memleketime döndüm. şuan fiyatları bilmiyorum. üniversite 2 de eve çıktım güzel konumu olan ve çok beğendiğim bir evdi. 4 yıl kaldım o evimde. 3 artı 1 çobanlı trenvay durağının dibindeydi. o zaman 700 tl kira veriyordum. tekrar samsun'a taşınmayı planladığım şu günlerde ev piyasasına bir baktım ve çok üzüldüm. 3 binden başlıyor ve 5 6 bine kadar gidiyor. başta emlakçılar sonra ev sahipleri hiç birinde vicdani ve ahlaki davranış kalmamış. 1+1 evlere 3 bin 4 bin 5 bin tl kira istiyorlar. öğrenci şuan 800 tl burs yada kredi alıyor. öğrenci ailesinden gelen destekle bile en fazla 2 bin lira ile bir ay yaşamak zorunda. birde evlerin altına açıklamaya yazıyorlar. memura. yüksek zekalı emlakçı abiler ablalar. kullandığınız telefonlarda uzaya gidecek teknoloji mevcut ama googleye girip memur ne kadar maaş alıyor bakmaktan acizsiniz. ya bugün bekar memurun maaşı 8400 5 bin tl kira yazmışsın. 3400 tl ile yaşamak mümkünse sen kiranı 3400 e indirde adamın cebine 5 bin kalsın.
gerçekten acımasız, vicdansız, duyarsız ve duygusuzsunuz.
çok para kazanmak için içinde bulunduğunuz soyguncu sistem eğer bir gün patlarsa ilk önce sizi vuracak.
themuallim
helllöööö diyerek giriş yapıyorum siteye.🌈
saygıdeğer ikizler'in yazısından ilham alarak buralarda arzı endam etmeye karar verdim. nasılsınız?
ben görüşmeyeli hele hele hele hele antepli oldum arkadaşlar💃
sizinle görüşmeyeli şahsi olarak hayatımda pek de bir şey değişmedi aslında. yine aynı ben, sadece mesleğimi gerçekleştirmeye ve farklı bir şehirde yaşamaya başladım. üç yıllık bir kpss süreci sonucunda 2022 şubatta antep'te bir liseye atandım. bu süreç benim için ilk başta çok zordu. thor'la da konuşmuştuk, maceradan maceraya atladım ilk atandığım zaman😅
öncelikle antep pahalı bir şehir, zaten günümüzde alım gücümüz belli maalesef ama antep'te bu durum ekstra diyebilirim. yemek kültürü bunu en çok besleyen durum bence. daha önce hiç güneydoğu turu yapma fırsatım olmamıştı, kulaktan dolma bilgilerle gittim oraya. çok katmanlı, her tür sosyal statüden insanla karşılaşabileceğin; bilindiği üzere farklı milletleri de çokça barındıran bir yer. aslında bizim için zorunlu hizmet adına ilk başta gelen bölge burası ama sevmek lazım. elbette hem fakültede okurken hem sınava hazırlık sürecinde "her neresi olursa olsun görevimi yaparım" diyordum, diyorduk ama iş bunla bitmiyormuş gerçekten.
bir yandan ev bulmaya çalışıyorum, bir yandan kültüre adapte olmaya çalışırken aynı zamanda mesleğime, öğrencilerime adapte olmaya çalışıyorum. en zoru kesinlikle ev bulmaktı, bu uğurda az kalsın yolum malum evlere düşüyordu dolandırıcılar sağolsun :)
şimdilik 4 aylık bir tecrübem var bu içinde bulunduğum tempoya dair ama okulum çok kötü, semti çok kötü, şartlar çok kötü. güzel olan tek tarafı sanırım çocuklar. ben buraya öğretmeye geldim ama kendim her gün ayrı bir gerçek öğreniyorum. ben onlara matematik öğretiyorum -en azından deniyorum :)- onlar bana kendimi öğretiyor. çok garip. ne olaylar ne olaylar. anlatırım bir gün, çok uzun. şuan çok idealist gidiyorum aslında ama umarım içinde bulunduğum sistem bunu köreltmez. kendime sabır ve daha fazla hoşgörü diliyorum.
velhasıııllll karanlık yollardan geçtik, zehir gibi sular içtik veee tekrar burada buluştuk. öpüyorum kocaman :*
abcd
7 sene sonra yeniden :) ne güzel olmuş buralar admin

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)