dislananmuhendis
selamlar. kaç gündür site açıldı bildirimini gördüm girmeye fırsatım olmamıştı. nasılsınız nasıl geçiyor günler? ben siteye gelmeyeli yıllar olmuş. bu siteyle yaşadıklarımı hatırlıyorum. burayla ilgili en çok özlediğim şey 6 yıl önceki o radyo yayınları, sohbetler. güzeldi, eğlenceliydi. buranın yollarımızı kesiştirip daha yakın arkadaş olduğum birkaç insan oldu, çok da güzel oldu. şimdi ise samsun’dan uzaktayım. okulum biteli birkaç yıl oluyor. çalışıyorum. ama öğrenci olmayı o kadar özlüyorum ki. keşke hiç bitmeseydi diyorum okul. size biraz tavsiye verebilirim. fırsatını yakaladığınız hiçbir şeyi kaçırmayın, içinizden geleni yapın ki ilerde aklınızda yapsaydım nasıl olurdu demeyin. en önemlisi gelecek iç açıcı olmasa da yaşamayın gitsin…
King
böyle bir pislik olamaz!
bugün bir dönerciye gidip tam ekmek söyledim."adam" çıplak elleriyle döneri ekmeğe koyup domates patates ve diğer şeyleride çıplak eliyle doldurdu.bende kendisini uyardım ve leş dönerini bırakıp çıktım.dışarıdan yemek yeme hevesim bu iğrenç karaktersizler yüzünden bitti.İşin vahim yanı bu karaktersizlerden telefonla daha önce sipariş vermiştim.muhtemelen böyle yaptı yine.dışarıdan yemeye zerre kadar güvrnmiyorum sizede tavsiye ederim.
King
strateji oyunlarının babası mow assault squad 2
hem strateji hemde canınız istediğinde 1. şahıs gibi askerleri yönetebileceğiniz siper kazma yaralı taşıma kıyafet değiştirme cephane toplama hemde tüm detaylarıyla zırhlı araç kullanabileceğiniz benzin doldurma lastiğin paletin diğer bölümlerin ayrı ayrı hasar alması benzin bitmesi sandıkla cephane taşıma uçak v.b. araçları kullanabileceğiniz karakol kurabileceğiniz 5 senedir sayısız modu yapılan efsane oyundur bu kadar detaylı ve kendine çeken başka bir oyun bilmiyorum herkese tavsiye ederim 8 senelik bağımlısıyım oyunun.
metalherif666

İçinizde sanat aşkı mevcutsa; hangi müzik tarzıyla ilgileniyor olursanız olun bu parçanın 2.15ten sonrasına bir kulak vermenizi tavsiye ederim. müthiş bir şey. \m/
ordinaryus
samsun merkezde erkek kuaförü olarak tavsiye edebileceğiniz yerler var mı. salon ismail ve salon istanbul55 fiyatları nasıl?
Le Petit Mami
az önce tarih bölümüne kaydımı yaptırmış bulunmaktayım. geriye yurt işi kaldı. tavsiye edebileceğiniz, fiyat açısından uygun yurt varsa bunları bilmek isterim. xy kromozomlu olduğumu da belirteyim. teşekkürler şimdiden.
thor
usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. büyük usta, öğrencisini uğurlamış. çırağına ” yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?” demiş.

“resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” diye ilave etmiş.

öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.

öğrenci resmi yeniden yapmış.usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.

fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.

yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. öğrenci denileni yapmış. birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. sevinçle ustasına koşmuş.

usta ressam şöyle demiş:

“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.

İkincisinde, onlardan müspet,yapıcı,olumlu olmalarını istedin. yapıcı olmak eğitim gerektirir. hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.” alıntıdır.
imaginary
şöyle beyin yakan bi film tavsiye etseniz olmaz mııı??
Eleni
yazı karamsarlık içermektedir, okunmaması tavsiye edilir.

dedikten sonra; farklı hayatın farklı pencerelerine yelken açalım. her hayatı yansıtan farklı bir pencere. elindeki işleri bir kenara bırak ve birkaç saniyeliğine evleri gözetleyip yaşamlara bak. herkes kendi halinde, aynı evde birden fazla değişik pencere. hepsinin ayrı bir sıkıntısı, birkaç çuvaldızı, birkaç da iğnesi var. başkalarının derdini sahiplenmek isteyip kendi derdinden arınmak isteyenler, kabullenip kendi sorunları ile yaşamayı öğrenenler, tam öğrendim derken fire verip karamsarlığa tutulanlar. farklı farklı sorunsallar, farklı farklı çıkmazlar. kısa süreli hatalarla karşılaşmalar, altından kalkıp yoluna devam edenler, yükün altında ezilip sessizce can verenler. herkes birbirinden habersiz, haberdar olduklarını sanırken tesadüf eseri olayların gördüklerinden ibaret olmadığının farkına varanlar. benim bir pencerem var, senin bir penceren var, onun bir penceresi var. sadece 2 3 tanesinin varlığından haberdarsın, geri kalanlarından bihaber. İnsanlar ölüyor, insanlar diriliyor. çoğu diri görünürken ölmüş oluyor. kiminin namı ölü bedenini diri tutuyor.(İyi ya da kötü.) yaşamlara baktın mı? birkaç saniyeliğine. herkesin farklı hayatları olduğunu gördün mü? peki, devamını görüp onların yaşantısının içine girmek ister miydin, en derin kesimlerine hem de. İşlediğimiz günahların yazılmadığı evrelerde dünyada varolan kuklalar sanıyordum kendim dışındakileri. onları oynatan başkaları varmış gibi, oyun karakteri gibi. onların duygu ve düşünceleri yok sanıyordum. bir defasında isyan etmiştim, "sen beni sevmiyorsun, ben de artık seni sevmiyorum." küçüktüm. gözyaşlarımın bedeliydi kendimce. görmüyordum, duymuyordum, çektiğim acılarım yanıma hep zarardı. (evet evet oyuncak ayım kaybolmuştu.) bir insanın acı çekmesinin yaşı yok bence, her yaşta kendi payını alıyorsun. pişman olmuştum, kendim gibi pencerem de küçüktü. büyüdüm, değiştim, pencerem görüş açım için genişledi.(yeteri kadar değil.) İnsanların kukla olmadıklarını idrak ettim. onların da benim gibi penceresi varmış. saklı köşelerinde yatan mutlulukları, üzüntüleri. çok zaman altından kalkamayacağım yükleri sırtladığımı düşündüm, tam altında ezilecekken bana uzanan el ile ayağa kalktım. İntihar benim için kurtuluştu, sadece kendi penceremi kapatacaktım. sadece kendi odamı havasız bırakacaktım. yapacağım tek şey, oyuna son vermek olacaktı. zamanla kurtuluş olmadığını fark ettim. uzun bir zamanımı aldı diyebilirim. öğrendim ki; bir evin penceresiydim, bağlantım vardı. penceresi olduğum evin sadece penceresi olmayı bırakıp bakımsız penceresi olacaktım. İntihar etmiş olsaydım tabii. kapısı ölümle kilitlenmiş bir oda, yağmur yağacaktı, toz olacaktı, rüzgarlar esecekti, dört mevsim de ayrı ayrı zamanlarda yaşanacaktı. ölüm yüzünden o pencere hep eski gibi gösterecekti evi. şu an kapım da açık, pencerem de. ev yeni gibi görünüyor, hayatında yerim olanları üzmemiş oluyorum ama gözlerimi kapatınca aydınlıkta bulduğum karanlıkta herkesin yaşamı beni esir alıyor frank.
Butterfly55
ya özel yurtda kalıyorum kaldim yer hic iyi değil başka yurtda bilmiyorum hic kimse demiyor bura iyi bura tavsiye edilir diye sizce yurt mu ev mi bildiniz güzel yurt var mi yardım edin
muallim✔
telefonu arka cebime koyunca aklima bi anim geldi.hemen paylasayim sizinle😂 birinci sınıfın okula gitmek için dolmuşa bindim.tin tiiinn gidiyoruz..sonra yanimdaki kisi koluma dokunup "telefonunuzu arka cebe koymayin löööppp diye alırlar anlamazsiniz" dedi:/ ben de "yaa öyle mi hihii tamam tisikkirler" diyip telefonu montun cebine koyuvermistim. düşünüyorum da simdi üni hayatım boyunca bana en samimi tavsiye veren tek sahis o oldu:/ bul beni dicem de dört yıl oldu çoluk çocuğa karışmıştır 😂 neyse sayende telefonumu arka cebe koymuyorum artik löpppletmesinler diye👊
ortmenim
şu sıralar garip bir şekilde ölecekmiş gibi hissediyorum. sanırım vizelerin gelmiş olması okulun bu sene biteceğini bana bir kere daha acıyla hatırlattı. okulun her köşesinde bir anımın olması o köşelere bakarken gözlerimin dolmasına sebep oluyor. zaman çok çabuk geçiyor arkadaşlar. gerçekten çabuk geçiyor... daha dün beyimle tanıştık sanki hangi ara nişanlandık aklım almıyor doğrusu. ben de ölecekmiş gibi hissetmemden ve mezun olacak olmamdan kaynaklı burayı birazcık tavsiye aracısı olarak kullanmak istiyorum. bir çoğunuz muhtemelen sen kimsin sana mı kaldı falan diyecek ama umrumda değil. okumak istemeyen okumaz 🙃 belki bir gün buraya yeni gelenler benim adıma tıklar ve tavsiyelerim onlara bir noktadan da olsa dokunur 😇
şimdi sıra tavsiyede; İnsanlar bencil. gerçekten fazla benciller. kendi çıkarları için,kendilerini düşündükleri için yapmayacakları hiçbir şey yok. ona göre davranın
İyi geceler
Alt55
kendimi kimseye beğendirmeye uğraşmadığım daha doğrusu kim ne der diye yaşamadığım günden beri sahip olduğum huzuru anlatamam. bu yüzden size tavsiye birileri beğensin diye aynanın karşısında saatler harcamaktan sana en ufak bir değer katmayan pahalı eşyalara ailenin rızkını harcamaktan vazgeçip ve neden nefes aldığınızın zerre kadar farkına vardıktan sonra hayat daha bir anlamlı gelicek. sahip olduklarınızın kıymetini şimdi bilin ki yokluklarında keşke demiyesiniz.
ladylazarus
meditasyona başladım. gönül isterdi ki bali' de yoga eğitimi alayım .. saçımdaki birkaç beyaz beni manen çok etkiledi dfgfkf sabah kalktığımda yeşil çay sonrası açıyorum müziğimi, reklam gibi olmasın bu tür müziklerin toplandığı bir sürü uygulama var onlardan indirebilirsiniz, on - on beş dakika meditasyon yapıyorum, güne bu denli huzurlu bir başlangıç olamaz ! bir de en son ben keşfettim sanırım, tibet ayinleri diye adlandırılan beş egzersizi uygulamaya başladım. söylediklerini sahiden yerine getiriyor mu bilmiyorum fakat oldukça rahatlamış hissettirdiği kesin. yüzme kursuna başlayana dek idare eder beni. vizeler öncesi herkese tavsiye ediyorum.

bu arada tchaikovsky eşliğinde ders çalışan hassas bünyemi ff vererek incitmezsiniz umarım hocam, asla eskimeyenlerden :


ortmenim
yine buraya aylar sonra gelmenin utancını yaşıyorum. unutuldum belki de bilmiyorum. ama geçen gün hastahane koridorundayken birden aklıma burası geldi. ne kadar özlediğimi anladım. ancak fırsat bulup yazabiliyorum şuan. bilmem ne kadar hatırlanırım ama işte yine buradayım. uzun zamandır yokum biliyorum. sanırım küçük kadınlar dizisinde oynamam gerekirdi ya da kırgın çiçeklerde çünkü o dizilerdeki kızların başına gelmeyen kalmaması gibi aynısı bana da oldu. hasta olduğumdan ve sık sık hastahaneye gittiğimden bahsetmiştim hatırlanır mı bilmem ama. göğsümde kitleler bulunmuştu ve uzun zamandır tedavi görüyordum. gerçi hala görüyorum orası ayrı bir konu ama geçtiğimiz gün kitlelerde küçülmeler meydana geldiğini öğrendim. sonra işte aklıma burası geldi falan. biliyorum çok girmiyorum ama tedavim sırasında çok fazla radyasyona maruz kalmamamı tavsiye ettiler. zaten ilaçlar beni oldukça bitkin düşürdüğünden açıkcası telefona bakacak enerji bulabilirmiydim bilmiyorum. okula bile zor gidiyorum. umarım beni unutmamışsınızdır 😇
ikizler
mutlu geceler gençler. nasılsınız? benim canım çok sıkılıyor şu anda. kaç günden beri koşuşturma içerisindeyim. neredeyse boş vaktim yok gibi. şimdi bu saatte yalnız kalınca boşluğa düştüm sanki. aslında bu gece de bir şeyler yapacaktım. ama ailemle konuşmaya dalınca baya bir zaman geçti. en son baktım bu saatten sonra bir şey yapılmaz. can sıkıntısından çiğdem açtım onu çitliyorum. kuru kuruya gitmez tabi dedim bir de youtubedan müzikler açtım boş boş oturuyorum öylece. müslüm babadan eda babaya geçip duruyorum. harici klavyemin de pili bitmiş mecburen dizüstünün klavyesinden yazıyorum. söylemesi ayıp biraz ehli keyifim de. yatağımın yanındaki masaya koyuyorum bilgisayarı, yanıma fare ve klavye alıyorum yattığım yerden hallediyorum işlerimi. hava çok güzeldi değil mi bir kaç gündür. hafta sonu yine sahil tıklım tıklımdı. bir de bisiklet yolundan yürümeseler o kadar sevineceğim ki. gezgin efendi de rahat edemiyor. adam ben gezgin değil miyim uçur beni diyor. ben ise insanlara çarpmamak için ha bire fren yapıyorum. bir de bir şey denedim. kameramla seyir halinde çekim denemesi yaptım. sonuçlar çok hoşuma gitti. hem de gezginimle birlikte bunu başarmış olmak ayrı bir mutluluk oldu bana. bu bisiklet gerçekten dostum benim yahu. tanıdığım çoğu insandan daha fazla seviyorum keratayı. bugün de çok güzeldi hava ama ben tadını çıkaramadım fazla. çünkü yapmamgereken bir sürü iş vardı. ben büyüyorum sanırım. baksanıza koşuşturmalar içerisine girmişim. ben böyle değildim, yaşarken oldum dohtor bey diyesim geliyor. ama büyüyesim de yok hiç. en iyisi biraz daha büyüyeyim ben ondan sonra yine büyümeyeyim. evet sevdim bu fikri. ne yazıyorum dakikalardır ben de bilmiyorum. acaba başlığa canı sıkılan bir ikizlerin geçmek bilmeyen dakikaları mı yazsaydım. dinlemeyi, anlatmayı çok seviyorum. sevdiklerim hep bir şeyler anlatsınlar dinleyeyim istiyorum. sıkarım bunaltırım diye düşünen sevdiklerimi de anlamıyorum. sıkmazsın bunaltmazsın yahu. seviyorum ben seni. seni dinlemeyeceğim de kimi dinleyeceğim. sonra bu ikizler neden duruluyor. hayata delilikler lazım. arada sırada limosun canı çekiyor ya bir şeyler. benim de aynılarını çekiyor. ne yapsam acaba. en iyisi ben çiğdemimi çitlemeye devam edeyim. bu sıralar eda baba da coştu. baya yeni şarkıları çıktı. ben bile şaşırıyorum. zevkle dinliyorum. size de tavsiye ederim dostlarım. hepinize mutlu geceler. geceniz hayallerinizle dolsun... :)
ikizler
mutlu geceler gençler. nasılsınız? ben yorgunum yahu. üstümden bir kitap fuarı geçti. sadece kitap fuarı geçse de iyi, koşturuyorum sabahtan beridir. normalde bugün sadece 1 dersim var öğleden sonra. ama fuar olduğu için sabah 8'deki dersine yetişmeye çalıştım ve geç kaldım. uyanır uyanmaz yataktan fırlayıp yetişmek zorunda olmak iyi bir şey değil bence. hani diyorlar ya uyanınca güneşi selamlayın falan diye. bunu söyleyenler bizim güneşten önce uyanıp okul yolu düz gider eşliğinde toplu taşımada nefessizlikten öldüğümüzü görüyorlar mı acaba. sinirlendim bak, neyse. derse girip çıktıktan sonra kantinde takıldım biraz, mühendisliğe uğramam gerekiyordu oraya uğradım ve r11'e attım kendimi. travayda da uyumuşum zaten. taa üniversiten tekkeköye kadar en az yarım saat kısalttım. bu sene ilk defa yalnız gittim fuara. benim okuyan bir çevrem yok. olanlarda ya dersleri vardı, ya başka nedenlerle gelmediler. girdim içeri adetim olduğu üzere stantları dolaştım öncelikle. neler var neler yok baktım. sonra bir çay içip kafamda biraz kurguladıktan sonra başladım alışverişe. bu senenin şampiyonu iş bankası yayınlarıydı benim için. adamlara her fuarda bir kaç defa uğramadan yapamıyorum. İş bankası yayınlarında hem kitaplar baskı ve çeviri olarak çok kaliteli, hem de çalışanlarla muhabbet edip kitaplar hakkında konuşabiliyorsunuz. kitaplar hakkında konuşmayı ve dinlemeyi severim zaten. kitabı bilmeme gerek yok. bilen biri sohbet tarzında anlatsın kitabı yeter. İş bankası çalışanları da bunu gayet güzel yapıyor zaten. bir de sel yayınevinde çalışan bir kardeş de kitaplar hakkında güzel bilgiler verdi. İthaki'ye gittim, oradaki çalışana ilk defa bilim-kurgu okuyacağım ne tavsiye edersiniz diye sordum, yanımdaki müşteri de kitap önerdi. can yayınlarından bir kaç tane aldım. İlgimi çekmedi kitapları. çoğu geçen seneki kitapların aynısıydı sanki. diğer kitapevlerini de gezdim ve toplam 18 tane yepisyeni kitabım oldu. bu fuardaki tek eksiğim yalnız gitmemdi. kitaplar hakkında konuşabileceğim, heyecanla gösterebileceğim, anlatabileceğim birileri yoktu yanımda. İş bankası yayınları çalışanların güzel sohbeti de olmasaydı sanırım sus pus gidip gelecektim. ama fuarda geçirdiğim 3.5 saati komple iş bankasında geçirmedim ki. İnşallah bir sonrakine istediğim ile giderim. fuardan gelince de dizerim üst üste kitaplarımı, onlara bakarım öyle uyurum mutlu mutlu. yeni yeni görünce onları içim huzur doluyor. bir de kahvem olsaydı iyi olacaktı şimdi. kahvem bitmiş yahu. halbuki bu yorgunluğa ne de iyi gelirdi. hepinize iyi geceler dostlarım. bir an önce siz de gidin de o ortamın güzelliğini doyasıya yaşayın... :)
Дан БилзЭрхан
bu bir bilgilendirme mesajıdır

yakın bir tarihten itibaren üyelerin mail doğrulaması yapmaları gerekecektir. bu yüzden profilinizde bulunan mail adresinizi en güncel mailiniz ile değiştirmenizi tavsiye ederiz. üyeliklerinizin mail doğrulama geldikten sonra hesap erişiminize devam etmekte problem yaşamanızı siz de istemezsiniz, biz de istemeyiz.

cümleten hayırlı geceler, selametle

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)