bu sefer çoluk çocuk hep beraber geleceğiz sanırım s. a.


herkese yeniden merhaba...
bir saat kadar önce aldığım bir mesaj münasebetiyle siteye geldiğim ilk günden bugüne neler yaşamışım, neler yazmışım şöyle bir gözlerimin önünden geçti. bir hatta iki önceki versiyonunu görme şansı buldum sanırım sitemizin. son radyo yayınlarına denk geldim, sabahladım. çok güldüm, çok eğlendim ben bu sitede...gerçekten minnettar olduğum bir şey de edindiğim arkadaşlıklar, dostluklar oldu. sanırım bir dönem hepimizin birbirini daha iyi tanımasına ve hatta buluşmasına vesile olan "dm"in hakkını yiyemeyiz bu konuda. her şey daha dün gibi aslında ama bir o kadar da uzun zaman geçmiş üstünden...siz bu siteden ne beklediniz, ne elde ettiniz bilemiyorum ama ben beklemediğim kadar güzel insan kazandım. bazılarıyla aramızda kilometreler, bazılarıyla metreler olsa da... sadede gelirsek burası bir kısmınızın sayesinde benim için bir aile olduk diyebileceğim bir yer haline dönüştü. umarım beni tanıyanlarınız için de sizi kırıp gücendirmediğim; iyi bir site sakini, iyi bir omüdedikoducu, iyi bir arkadaş, iyi bir dost olabilmişimdir. anonim oluşunuza güvenip saçma sapan, rahatsız edici şeyler yapmak yerine espri anlayışınızı, iç dünyanızı, olduğunuz kişiyi doğru aktardığınız müddetçe asla bulamadığınız kafa dengi insanları burada bulmanız uzun zaman almayacaktır. umarım yeni gelenler ve hala burada olanlar için hayatımızın sonuna kadar güzel bir hatıra olarak kalmayı sürdürür omüdedikodu, kendinize çok iyi bakın.
bir saat kadar önce aldığım bir mesaj münasebetiyle siteye geldiğim ilk günden bugüne neler yaşamışım, neler yazmışım şöyle bir gözlerimin önünden geçti. bir hatta iki önceki versiyonunu görme şansı buldum sanırım sitemizin. son radyo yayınlarına denk geldim, sabahladım. çok güldüm, çok eğlendim ben bu sitede...gerçekten minnettar olduğum bir şey de edindiğim arkadaşlıklar, dostluklar oldu. sanırım bir dönem hepimizin birbirini daha iyi tanımasına ve hatta buluşmasına vesile olan "dm"in hakkını yiyemeyiz bu konuda. her şey daha dün gibi aslında ama bir o kadar da uzun zaman geçmiş üstünden...siz bu siteden ne beklediniz, ne elde ettiniz bilemiyorum ama ben beklemediğim kadar güzel insan kazandım. bazılarıyla aramızda kilometreler, bazılarıyla metreler olsa da... sadede gelirsek burası bir kısmınızın sayesinde benim için bir aile olduk diyebileceğim bir yer haline dönüştü. umarım beni tanıyanlarınız için de sizi kırıp gücendirmediğim; iyi bir site sakini, iyi bir omüdedikoducu, iyi bir arkadaş, iyi bir dost olabilmişimdir. anonim oluşunuza güvenip saçma sapan, rahatsız edici şeyler yapmak yerine espri anlayışınızı, iç dünyanızı, olduğunuz kişiyi doğru aktardığınız müddetçe asla bulamadığınız kafa dengi insanları burada bulmanız uzun zaman almayacaktır. umarım yeni gelenler ve hala burada olanlar için hayatımızın sonuna kadar güzel bir hatıra olarak kalmayı sürdürür omüdedikodu, kendinize çok iyi bakın.

sanırım sakalımı kısaltmanın zamanı geldi yolda gören islamcılar kim la bu değişik demek yerine selamın aleyküm kardeşim diye selam veriyor :d

mutlu geceler gençler. nasılsınız? ben yorgunum yahu. üstümden bir kitap fuarı geçti. sadece kitap fuarı geçse de iyi, koşturuyorum sabahtan beridir. normalde bugün sadece 1 dersim var öğleden sonra. ama fuar olduğu için sabah 8'deki dersine yetişmeye çalıştım ve geç kaldım. uyanır uyanmaz yataktan fırlayıp yetişmek zorunda olmak iyi bir şey değil bence. hani diyorlar ya uyanınca güneşi selamlayın falan diye. bunu söyleyenler bizim güneşten önce uyanıp okul yolu düz gider eşliğinde toplu taşımada nefessizlikten öldüğümüzü görüyorlar mı acaba. sinirlendim bak, neyse. derse girip çıktıktan sonra kantinde takıldım biraz, mühendisliğe uğramam gerekiyordu oraya uğradım ve r11'e attım kendimi. travayda da uyumuşum zaten. taa üniversiten tekkeköye kadar en az yarım saat kısalttım. bu sene ilk defa yalnız gittim fuara. benim okuyan bir çevrem yok. olanlarda ya dersleri vardı, ya başka nedenlerle gelmediler. girdim içeri adetim olduğu üzere stantları dolaştım öncelikle. neler var neler yok baktım. sonra bir çay içip kafamda biraz kurguladıktan sonra başladım alışverişe. bu senenin şampiyonu iş bankası yayınlarıydı benim için. adamlara her fuarda bir kaç defa uğramadan yapamıyorum. İş bankası yayınlarında hem kitaplar baskı ve çeviri olarak çok kaliteli, hem de çalışanlarla muhabbet edip kitaplar hakkında konuşabiliyorsunuz. kitaplar hakkında konuşmayı ve dinlemeyi severim zaten. kitabı bilmeme gerek yok. bilen biri sohbet tarzında anlatsın kitabı yeter. İş bankası çalışanları da bunu gayet güzel yapıyor zaten. bir de sel yayınevinde çalışan bir kardeş de kitaplar hakkında güzel bilgiler verdi. İthaki'ye gittim, oradaki çalışana ilk defa bilim-kurgu okuyacağım ne tavsiye edersiniz diye sordum, yanımdaki müşteri de kitap önerdi. can yayınlarından bir kaç tane aldım. İlgimi çekmedi kitapları. çoğu geçen seneki kitapların aynısıydı sanki. diğer kitapevlerini de gezdim ve toplam 18 tane yepisyeni kitabım oldu. bu fuardaki tek eksiğim yalnız gitmemdi. kitaplar hakkında konuşabileceğim, heyecanla gösterebileceğim, anlatabileceğim birileri yoktu yanımda. İş bankası yayınları çalışanların güzel sohbeti de olmasaydı sanırım sus pus gidip gelecektim. ama fuarda geçirdiğim 3.5 saati komple iş bankasında geçirmedim ki. İnşallah bir sonrakine istediğim ile giderim. fuardan gelince de dizerim üst üste kitaplarımı, onlara bakarım öyle uyurum mutlu mutlu. yeni yeni görünce onları içim huzur doluyor. bir de kahvem olsaydı iyi olacaktı şimdi. kahvem bitmiş yahu. halbuki bu yorgunluğa ne de iyi gelirdi. hepinize iyi geceler dostlarım. bir an önce siz de gidin de o ortamın güzelliğini doyasıya yaşayın... :)

ya insanlar niye bu kadar çabuk yargılıyor? bugün yavrumla gezerken yaşlı bi adam yaklaştı yanımıza ve yavru mu sevmeye calıstı.bebekliğinden beri tanımadığı ve benim fiziksel temas kurmadığım insanlardan uzak duran yavrum sevdirmedi kendini izin vermedi kaçtı hemen ordan.dayı da bana sen bu köpeği dövüyor musun sevdirmiyo kendini kaçıyor korkuyo insanlardan kesin şiddet uyguluyosun dedi(hayır böyle saçma birşey demese hiç uğraşmam adamla,ama tutamadım kendimi :d) bende evet nerden anladınız deri giyip sıcak mum döküyorum üstüne sonra da bağlayıp "jawohl herr oberstrumbannführer"diyene kadar kırbaçlıyorum nerden anladın dedim.dalga mı geçiyorsun sen bu ne böyle diyince elbette dalga geçiyorum ama siz hastasınız sanırım sahibi olmadığınız size kendini sevdirmemiş olabilir mi acaba? dedim sonra bastı gitti ama hala anlamıyorum bu nasıl bir şey ya bu tavır nedir arkadaş ceaser milan sanıyor heralde kendini. :d o değilde dayı beni delirtsende iyi eğlendim seninle teşekkürler:d

normalde böyle etkilenmezdim. ama bu kadar hoş tatlı biri görmedim. sunum yapan kahverengi kazaklı kız o kadar sempatik ve güzelsin ki bir gün konuşsan dinlerim. gülüşün kadar kalbinde güzel kediye su verirken gördüm seni. adını öğrendim sanırım sosyal medya kullanmıyorsun. burası son çare umarım okursun

sagopa dün yeni şarkı çıkarmış. bu sitede en iyi sagoculardan biri @odin reisti görünce o aklıma geldi,bıraktı gitti siteyi sanırım sözlükte bir şeye sinirlenip gitmişti o zamandan beri haber alınamıyor :( eğer bunu bir şekilde görüyorsan burdan gir albüme bir kaç yeni şarkı var dinle derim başkan :d

okul açılıyor okuldan sıkılıyorum memlekete gelip burada sıkılıyorum sanırım sıkılmak için yaratılmışım 😑

aklımdan neler geçmiyor ki. İçim çok sıkkın be. düşündüğüm pek bir şey yok aslında. sadece düşünürken dişlerimi sıkıyorum. bunu farkediyorum. nefes almayı unutuyorum bazen. şuan staj yaptığım laboratuvarda daha fazla duramayacağımı anlayıp 1 saat önceden çıktım fabrikadan. bilmiyorum neden böyleyim ya. bana ne lazım biliyor musunuz? deniz, kum ve tamı tamına 3 ay. fazlası değil. kendime doymak istiyorum. en son ne zaman dinlendim bilmiyorum. dinledim kendimi.... her gün eve dönerken bu soruyu soruyorum kendime. sanırım sadece serviste yalnız kalıyorum. bir de şu kas rahatsızlığım son günlerde baş göstermeye başladı. nefret ediyorum ya. resmen bütun moralimi bitiriyor. biraz da ona sıkkınım. neyse şimdi eve gidip şöyle 10 saat kadar uyuyayım bari 😊

🎯sevgilim yok ama seni gördüğümde kötü hissediyorum. içimde sana karşı sevgi yok. görme isteği hiç yok. sanırım sana karşı göz bağımlılığımda yok :) bütünlemeye sen de kalmışsındır umarım, çünkü ben kalmadım da. mezunumda mezunum. yoksa görmemek için başka şansım olmayacak.. r;)✅
🔻
🔻

sevgilim var ama seni gördüğümde çok heyecanlanıyorum. içimde sana karşı büyük bir sevgi var. sanırım sana karşı bağımlılığım var :) dolapta soğumuşsundur umarım, yoksa seni sıcak içmekten başka şansım olmayacak.. narlı soda;)

belki ilk kez seni tanımayanlara anlatıcam, seni. nasıl başlanır, nasıl devam edilir pek bilmem. kafamın güzel olmadığı zamanlarda da çok yazamam zaten. çocukluk aşkı, ilk gerçek sevgili, ilk öpüşme, ilk sevişme, ilk tatlı atışma, kurulan ilk hayal, ilk utanma, ilk buluşma, ilk ayrılık.. senden sonra gelen herkeste biraz sen aradım ben. kimisine saçların benziyordu, kimisine gözlerin. kimi senin gibi laf sokuyordu bana, kimi aynı sen gibi ağlıyordu. kimi oldu çoğu zaman ki aynı senin gibi uyuyordu omzumda. kimi seni unutturacağını hissettiriyordu bana ama o kimi asla başaramadı bunu. herkeste biraz sen vardı ama hiç kimse tam sen değildi. ayrıldığımız günü hatırlıyor musun? sanırım sıkılmıştım ben senden. ee üniversiteli de olmuştum ya tabi, liseli sevgilimi pek s*klemiyordum açıkcası. saçma bir bahane bulup, terk etmiştim seni. inanır mısın senden sonra şu iki senede en az on beş kişiyle birlikte oldum. kapalı da vardı, açıkta. feminizm ayağına sadece sevişelim kadını da vardı, ayrıldık diye intihar edeni de. ayrıldıktan sonra tam sekiz ay hiç yazmadım ben sana. yine aynı ben sana ayrıldıktan sonra aşık oldum. aradım, bir süre açmadın. engelledin, haklıydın da. bir gün kafam güzel, liverpoolda yine eşek gibi içmiş manitayla eve gelmiş sızmak üzereydim ki telefonumda bir mesaj gördüm. kimsin? numaranın sonu 8026. aha lan dedim bana yazdı. manitaya dedim ben dışarı çıkıyorum az hava alacam, ağladı zırladı ama kaçtım evden. aradım, açtın. sesin, uykulu sesin... efendim dedin, kimsiniz. dedim ben '' altihaziran '' tanimadin mi? çat! o da ne. suratıma kapandı telefon. sekiz dokuz ay sonra sesini duymanın şokunu çabuk atlattım üzerimden. aradım, aradım, aradım. tam yirmi bir kere aradım ve sen her seferinde meşgule attın. açtın sonra. konuştuk. kıyamadın demek ki bana. tam üç saat konuştuk. telefonu kapatırken ara sıra arayabilir miyim seni dedim? olur dedin. o konuşmanın son konuşmamız olacağını bilseydim ölene kadar kapatmazdım ben o telefonu. sesini duyana kadar bir şekilde gidiyordu hayat. ama sesini duyduktan sonra her şey değişti. aşık olduğum kadını her gün her gece özlemeye başladım. uyuşturucudan başımı kaldıramayıp sana ulaşmaya çalıştığım dönemlerde çiğ köfte yemeye inmiştim ömürevleri adıyöreme. önündeki otobüs durağı var ya, seni tam bir buçuk sene sonra canlı kanlı orada görmüştüm işte. ama öyle kötü haldeydim ki, ne karşına çıkmaya yüzüm, ne de konuşmaya halim vardı. on on beş dakika bekledin orada. ben de seni izliyor, arkan bana dönükken sapık gibi fotoğrafını çekiyordum. sonra beni gördün. tedirgin oldun. anlamadım neden öyle davrandığını. ta ki o iç yolda bi bmw x1 durana kadar. seni aldı, oturdun, öptün. tam giderken bana öyle bir bakış attın ki. hayat hikayem orada bitti işte benim. sonraki her gün, ertesi gün yorgunluğunda yaşadım ben. uykusuz, halsiz. ama olsun, öyle güzel bir resmin var ki bende. o resme baktığım her an bana alti haziran :)

sanırım sadece bana has bazı özelliklerim var:) örneğin dışarda hep somurtkan durup fotoğraflarda hep gülen biriyim. bana bir görev verildiyse o işi en mükemmel şekilde yapmalıyım ayrıntılar önemlidir benim için ..ders konusunda aşırı titizim bugünün işini yarına bırakmam ama sadece ders konusunda:) öğrencilik hayatım boyunca hiç kopya çekmedim çekme teşebbüsünde bile bulunmadım.telefonumda hiç mesaj göremezsiniz yaziştiktan sonra silerim, çünkü göz zevkimi bozuyor.hayatımda hiç kimseye aşık olmadım çünkü amaçlarım farklıydı ,8.sinifta hiç arkadaşım olmadı 1 sene boyunca arkadaşsız gezdim hocalar anlamasın diye de teneffüste bile dışarı çıkmayan inek rolüne büründüm iyi bir kamuflaj bu arada:)hocaların kendilerini dünyayı kurtaran adamın oğlu gibi sanmaları beni rahatsız ettiğinde hocaların havalarını söndürmek için dünyanın en zor problemlerini bulup onlara ygs de çıkmış hocam nasıl yapamazsınız siz yapamıyorsanız biz nasıl yapalım diyip onların da insan olduklarını hata yapabilir olduklarını hatırlatmak hobimdir:) aslında her insan farklıdır bunlarda benim farklılıklarım ama kendimle barışık bir insanım..

seni sevdiğinden çok başkasını sevince dumura uğruyor insan. oysa seni de sevdi ama daha az.. yıllarca seni gerçekten sevdiğine inandırdı ve gitti. sen de sandın ki güzel sevdi ama seni kırdı yordu üzdü her kötü hissin en çoğunu o yaşattı sana ve sen sandın ki çok aşık ve ne yapacağını bilemiyor. sevdiğim ikinci kadınsın sen o doğurdu sen öldürme mısralarını sana hep hatırlatan.. şimdi boğazda bir düğüm mü? ben en çok onu sevdim ama çok güzel narin, kibar.. ben çok güzel sevdim ve şimdi başkasını çok sevmesi istemsizce yanaklarımı ıslatıyor. canım sevgilim. koca oğlan, sanırım seni sevmeye devam etmemeliyim😢

adını bilmiyorum aynı bölümdeyiz bazı derslerimiz aynı sanırım seni sadece sınavlarda görüyorum muhtemel ikinci öğretimsin. görüyorum derken bakmaya utandığmdan hiç dönüp bakamadım. sende bakamıyorsun gibi ilk defa birine güvenmek istiyorum. güvenebileceğim hissi var içimde o yüzden buraya yazdım belki belki bilmiyorum işte görürmüsün. bugün son sınavdı ve aynı dolmuştaydık. mühendislikte. aşırı cekingen ve korkağim ilk defa cesaret etmek istedim. nasip belki birdahaki sınavlara kadar göremiyecem. ama kimse fazlasını istemesin. özür dilerim.

"pentatonix-hallelujah" sen ne güzel bir şeysin ya... bu mükemmel şarkının insana dönüşüp benimle evlenmesini istiyorum... ki zaten hayatımı geçireceğim adam da tıpkı bu şarkı gibi bana her anımda huzur vermeli. ne dediğini anlamasam da dinlerken mutlu olmalıyım. onun sesini duyuyorum demeliyim. günün herhangi bir saatinde en sevdiği rengi gorüp onu özlemeliyim. gözümü kapatıp hissetmeliyim... en zor zamanında bile gözlerinde bir ışık olmalı... bana umut olmalı... onun nefesi her anlamı içinde barındırmalı... saçlarının arasında parmaklarımı gezdirirmek bence dünyanın en güzel hissidir... değil mi?? sıcaklığı başka olmalı, kollarını sevmeliyim... beni sarışına aşık olmalıyım... aklına, insanlara bakışına, bir çocuğu sevişine aşık olmalıyım. ayaklarım üşüdüğünde onun ayaklarının sıcaklığıyla ısınmalıyım. buram buram aşık olmak istiyorum... nefes alamayacak kadar sevmek istiyorum. aramız kötü olduğunda sadece sarılmak istiyorum ona. yeni günün ilk saatlerini sanırım sırf bu yüzden seviyorum. duygularımı en derin hissettiğim saatler bunlar... güneş doğduğunda yalnızlıktan mutluymuşum gibi davranmaya ve ilişki sorumluluk ister ben gelemem demeye devam 😊 ben ve benim ruh hallerim... 😊 sevin sevilin... hayattaki her şeye değer şu sevgi denilen şey...

bugün çok üzdüler nikilauda kardeşinizi.ne söylese ne anlatsa bilmiyo şu an. bundan sonrası için ne b.k yiyeceğini de bilmiyo.sanırım sabaha uyuyana kadar neşet ertaş beyin türküleri ile içli dışlı olacak. hadi iyi geceler, yani böyle bişey mümkünse 😔

bazı şeylerin araya mesafe ve zaman girse bile hiç değişmediğini fark ettim. yanımda olan insanların değerini de anlamadım değil ve de şeytanımın bol olduğu bir gece yaşadım 😂 bir gün içinde 189 ruh haline girip hepsinden sağsalim kurtulmayı başarabildim 😎😎 şimdi sanırım soldol beni bekler ✋✋

her gece uyumadan önce varoluş nedenimi sorguluyorum o sorgulamadan sonra aklım dayapacaklarımın listesini oluşturuyorum. yatmadan önce kitap okumak sabahları düzenli spor yapmakgibi ve daha niceleri ama hiçbirini o gece uyumadan önce hayal ettiğim heycanı uyandığımda bulamadığım için vazgeçiyorum ve bu her gece tekrarlanıyor. sanırım sıkıntı büyük

uzun bir süredir takip ettiğim platonik aşkım f.y. hocayı bizim fakültedeki başka bölümden bir kız ile gördüm sanırım sevgililer kız da yüksek lisans yapıyormuş zaten ben şok ben bunalım.