Mona lisa
her yeni gün benim için bambaşka öğretilerin olduğu deneyimler yaşatıyor. hayır diyorum ki bugün sıradan bir gün olsun mesela sıradan bir perşembe günü.. günler hızlı hızlı geçiyor. dün koca bir haftaya başladık bugün bitti. hayat dediğimiz bu uzun yolculuk, bazen bizi zorluyor. ama ne olursa olsun, her anı, kişi ve her deneyim bize bir şeyler öğretiyor. bu gerçekten de tam olarak böyle. özellikle küçük yaş grubunun öğretmeniyseniz. öğrenci sayısı kadar veli demek bu biliyorsunuz. veliler size hayatın en güzel hayat deneyimlerini sunar buna emin olun :) öğretmenler beni anladı diye tahmin ediyorum. bilmiyorum ama bazen şunu düşünüyorum. özellikle de çok fazla insanla tanıştığım için böyle. kimimiz başarının peşinde koşuyoruz, ne biliyim bazısı mutlu olmayı kafaya takıyor, bazıları da huzur diye tutturuyor... ama fark ettim ki, aslında tamamen basit bir tanımı var hepimizin aradığı şey aynı'' 'kendimizi bulmak' ' kendini bulamayan biri, çocuğu bulsun diye uğraşıyor. o yüzden bu denli bir çaba var. İçinde kalan ne varsa çocuk yapsın. çocukları öyle sorumluluklar altına sokuyorlar ki. çevremizin yarısı kendini bulamamış, kayıp insanlar.. karşımda çocuğunu değilde kendini anlatan o kadar çok insan var ki. anlatırken kendilerini kaybedip ben diye devam ediyorlar. hatta bir gün sordum bir çocuğun annesine siz mi resimde başarılı olmak istiyorsunuz, çocuğunuz mu diye. kadın şaşırdı duraksadı. '' ben küçükken çok severdim resim yapmayı, çok isterdim devam etmeyi'' dedi. bir hevesin, duygunun, isteğin insanın içinde kalması, ne kadar da yaralıyor insanları.
mayk
dublin'de ilk ay deneyim ve gözlemlerim:
667€ kiraya paylaşımlı oda bulabildim
reyna'da kebap ve döner yedim. lezzet eh işte, fiyat 20€ civarı. çay 3€
konuştuğum yerli yabancı herkes dublin pahalı diyor
aile yanında kalırken ısıtıcıyı günde 2-3 saat açıyorlardı, soğuğa dayanaksızsanız mafolursunuz
taharet için manuel pompalı bir alet buldum, mutluyum
aynı gün içinde 4 mevsim yaşıyoruz
hava 6dereceye kadar düşüyor ama ortalama 10 diyebiliriz.
güneş varken bile yağmur yağabiliyor :d
ergenlerin çete şeklinde adam dövüp gasp ettiklerini duydum. umarım başıma gelmez
hırsızlık olayları motor, bisiklet, telefon ve cüzdan olmak üzere sürekli oluyor. whatsapp gruplarında mağdurlar paylaşım yapıyor
yazılımcı olarak iş bulmak biraz görünüyor çoğu ilanda irlanda veya ab vatandaşlığı istiyor. bence bu ırkçılık
değişik bar konseptleri var. bir tarafta dev ekranda maç izlenirken alt katta diskoda dans ediliyor diğer tarafta bilardo oynanıyor
aile yanında her yemekte patates yemekten patates oldum
oda arama sürecimde tanıştığım türkler yarı yarıya geldiklerine pişmanlar
İlk ay deneyimlerim sonucunda burda kalır mıyım? %80 kalmam, %20 kalırım
mayk
İlk hafta dublin deneyim ve gözlemlerim:
konaklama aşırı pahalı, tek yaşamak imkansız. oda kiralamak 700-1200€ arası
dışarda yemek pahalı
yemekler genelde lazanya, makarna ve dondurulmuş gıdalardan oluşuyor.
çok büyük parklar var
havası çok temiz
arkadaşlarınızla dışarı çıkıp dolaşabileceğiniz çok fazla alan var
şehir genel olarak temiz ama gece kulüplerine yakın yerlerde sidik ve kusmuk kokan yerler var
İnsanları yardımsever
kavga gürültü yok denecek kadar az
şehir içinde en büyük gürültü kaynağı trenler onlar da çok yüksek değil
aile yanında kalıyorum, henüz kombi açmadılar 😄
hava farketmiyor denize giriyorlar, çocuklar bile
ben montla yerli şortla dolaşıyor
İrlandalı kadın ve erkek 2şer toplam 4 fenotip var. ayırt etmesi çok kolay
ulaşım leap(akbil) kartla çok kolay. toplu taşımalar iş çıkış saati hariç dolu değil
otobüsler genellikle 2 katlı ve üstte seyahat etmek çok keyifli
çok fazla taksi var. gece kulüplerin kapandığı saat hariç taksi bulmak çok kolay
yerliler gündüzleri içmeye başlıyor
kocaman bahçeli evleri var ama eski arabaları kullanmaya devam ediyorlar
tutumlular
her evde nerdeyse köpek var
rugby’i çok seviyorlar, milli takımları da çok iyi sanırım
yetişkilere göre çocukların ingilizcesi çok net. yaşlılar çok fazla harf yutuyor anlaşılması zorlaşıyor
taharet musluğu yok(benim için en büyük sorun)
Tanrınınkırılankadehi
2022 yılından bildiriyorum. durum o kadar tersine döndü ki kullanıcı adımı bile unutmuşum, bulmak zaman aldı. unutmak için sadece mezun olup hayatımı yoluna koymam gerekiyormuş, başardım arkadaşlar. 🥳
Tanrınınkırılankadehi
llosa bir öyküsünde hiçbir şeyi unutmayan bir adamı anlatır. adını şimdi hatırlayamadığım kahraman doğduğu andan itibaren gördüğü, duyduğu, yaşadığı tek bir şeyi bile unutamaz. herkes bunun tanrı'dan gelen çok özel bir yetenek olduğunu düşünür ve adama imrenerek bakar. adam ise neredeyse her gece dua eder tanrı'ya unutabilmek için. fakat nafile.. hiçbir şeyi unutamaz ve başına gelen bir dizi saçma sapan olaydan sonra kafasını vura vura intihar eder. İşte o hikâyede geçen bir diyalog vardı. kendisine unutamamanın ne kadar müthiş bir yetenek olduğunu söyleyen dostuna şöyle cevap vermişti bizim adam. " tanrı nefret ettiği insanlara öyle yetenekler verir ki, dışarıdan bakan herkes bunu ödül zanneder fakat bu aslında cezaların en büyüğüdür. üstelik bunun nasıl bir lanet olduğunu kimseye anlatamadığı için aslında iki kez cezalandırılmış olur. bu da tanrı'nın yaptığı bir tür espridir!"
bir süredir kendimi llosa'nın kahramanı gibi hissediyorum. hafızam en büyük düşmanım ve ben umutsuzca kafamı vuracak duvar beğenmeye çalışıyorum. tanrım, afedersin ama bu hiç komik değil...
yolyordam
yaşamı boyunca herkes ‘birini’ bulur, ama 'birbirini’ bulmak çok az insana nasip olur.
Sanatçı
"çok fazla arkadaşa sahip olmak bir başarı değil. önemli olan tek bir kişi bile olsa, 'doğru' arkadaşa sahip olmak. gerçek arkadaş bulmak zor. bir tanesine sahip olacak kadar şanslıysan, minnettar ol."
Sanatçı
yaşamı boyunca herkes 'birini' bulur, ama 'birbirini' bulmak çok az insana nasip olur.
Parasetamol
yılan besleyen adam, çok sevdiği yılanının artık yemek yemediğini gördü. ne yaparsa yapsın 2 metre boyuna ulaşan yılanı yemek yemiyordu. duruma bir çare bulmak isteyen adam yılanını veteriner hekime götürdü.

durumu veteriner hekime anlattı ve veteriner hekim ona : " yılan sana sık sık sarılıyor mu, yanında uyuyor mu? " diye sordu. " evet " diye yanıtladı . durumu anlayan veteriner devam etti : " bakın yılanınız hasta değil. sizi yemeye hazırlanıyor, bu yüzden sık sık size sarılarak ne kadar büyümesi gerektiğini ölçüyor. ve yemek yememesinin sebebi de sizin için midesinde yer açmak "

etrafınızdaki yılanları iyi tanıyın. bir insan size yakın davranıyorsa bu iyi niyetli olduğunu göstermez. İhanet daima kapıda olabilir...
Le Petit Mami
mami ve alıntı serisi bölüm 2:

"çölde kaybolmak korkutuyor mu seni! bilgeler burada bulmuştur kendilerini. bulmak için kaybolmak gerekir, sen de biliyorsun bunu.

neden çölü tercih eder bilge olmak isteyenler, düşündün mü bunu hiç?

çöl; en sert, en büyük kayayı bile kuma dönüştürür. çünkü kaya değişmek istemez. gündüz sıcaklığa alıştığından gece soğuğu kabullenmez. bu ahmaklığı yüzünden un ufak olur. rüzgar tarafından sağa sola savrulur sonsuza dek.

direnmek her zaman asilce değildir. su nasıl akmayı bıraktığında gücünü kaybediyorsa devletler ve insanlar da değişime ve ilerlemeye karşı koyduklarında un ufak olurlar.

bilgeler çölde anlar dikbaşlı ve katı olmanın ne kadar aptalca olduğunu. "
👑Merry Andrew
başımı defalarca belaya sokmama rağmen şu zamana kadar bir şeyi akıl edemediğimi fark ettim: hukuk okuyan bir arkadaş bulmak. bunca yıl bunu nasıl akıl edemedim kendime kızıyorum. meğer benim hukuk okuyan mümkünse ceza hukukunda fazlaca bilgili bir arkadaşa o kadar ihtiyacım varmış ki. bugünlerde olduğu gibi hayatımın bazı dönemlerinde de bu gerekli olabiliyor. hukuk tavsiyesi almam gerek ama bedava olsun istiyorum.
Zeze
bundan 3 yıl 8 ay önce ahmet hamdi tanpınar’ın şiir kitabını almıştım. açıp ‘ ne diyorsun sen ahmet ya ‘ deyip kapattım, beğenmedim, okumadım.
bu yaz o kitabı tekrar açtım. ’ ahmet sen neler demişsin öyle ya ‘ diyerek okuyorum. hatta okumuyorum sadece, onunla konuşuyorum. üstü yazılarla doldu. şiirin sonunu beğendiysem sonraki seferde başı bitiriyor beni. orası etkiliyor. sanki bi şiire farklı yaşanmışlıklar sığdırmış. tecrübeler galiba bu. ben de her yeni tecrübemde şiirin başka mısrasında buluyorum tabi kendimi. bu zamanda kendinle aynı fikirleri paylaşacağın, beynini açacak dost bulmak zor tabi, sağolsun şimdilik tanpınar var. galiba böyle şairlerimiz olduğu için şanslıyız.
iyikalplipsikopat
degisime cesaret edememek

yasadigim gunler bu cesaretsizlikle geciyor.ya tamamen kotu ya tamamen iyi olmak arasinda secim yapamiyorum.bir olayin bir duzenin beni tamamen degistirmesinden korkuyorum.icimdeki zavalli vicdan ile canavar haline gelmis ofkenin savasi bitmiyor vicdanim git gide zayifliyor

bir yanim intikam istiyor kirilan kemiklerin sesleri aci cigliklar yalvarmalar gozyaslari yanan evler asagilanmalar iskencelerden dolayi bir hayvana donusen itaatkar koleler

bir yanimsa hala vicdanli olmak istiyor ailesini dostlarini seven sevgi ve ask isteyen muzigi seven huzur isteyen ozgurluk isteyen kimseye zarari olmadan yasayan baskalarinin yaralarini saran

baskalarinin psikologu oldum ama hep kendi psikolojim bozuktu
baskalarinin yasam kocu oldum ama hep kendime karamsardim
baskalarinin ask doktoru oldum ama hic iliski yasamadim

yolu hep biliyordum ama hic yolda olamadim.tum avanslar bitti eski utangac kibar saf cocuk olan eski ben %90 oranda degisti.su siralar tek dusundugum basarili oldugum bir sey bulmak ve onun uzerine gitmek tum enerjimj zamanimi ona ayirmak

kodlama mi?spor mu?sanat mi?bilmiyorum.tum bu kargasadan icimdeki savastan biktim her gun icten ice curumekten icime atmaktan biktim

sevdigim bir isi yapip o alanda ilerleyerek para kazanmak hem annemi ve kizkardesimi babamdan kurtarmak hem kendime hem onlara huzurlu bir hayat kurmak istiyorum.

ama lanetlenmis gibiyim hicbir seye yetenegim becerim yok gibi.gercekler karsisinda cok zayifim hayatin gerceklerine dair hicbir sey bilmiyorum.sistemleri bilmiyorum.kendimi hep ustun gordum hep en zeki sandim farkli gordum bir halt olmadigimi yeni yeni anlamaya basliyorum.hep zengin hayat surecegimi hayal ettim hep milyoner hatta milyarder olmayi hayal ettim ama daha ufak sorumluluklarimi bile yerine getiremedigimi yeni goruyorum

7 senedir yalniz sonuk renksiz gri bir hayat yasadim 19 yasinda en buyuk basarim kendime pantalon almakti 20 yasinda en buyuk basarim kizli erkekli arkadas ortamina girmekti.21 yasinda burdan tanistigim dostum sayesinde yeni yeni hayata baglaniyorum.gercekler karsisinda bu kadar zayif ve ezigim ve zayif hissetmek kaldiramadigim beni cileden cikaran psikopat yonumu tetikleyen yegane sey

emeklemeyi yeni ogreniyorum, bir kosu yarisinda basarili olmam gerekiyor ve kendime neredeyse hic inancim yok
ladylazarus
merhaba !

boş işler müdürü olarak , la double vie de veronique' deki kukla sahnesinden sonra bu kez de kuklalarla kafayı bozdum. filmden sonra kuklalarla ilgili bir ton belgesel izledim ve tam anlamıyla büyülendim ! fakat ne yazık ki internette pinokyo kuklaları dışında marionette bulmak imkansız. ahşap kukla yapmak için insanlar yıllarını veriyorken kendim yapmam da imkansızlaşınca polimer kilden de yapılabiliyor olmasıyla aydınlandım ve geniş bir zamanda kukla yapmayı deneyeceğim. hikayesini yazıp, bu hikayeyi resimlendirip karakterlere ahşapla hayat vermek, bunu bir tiyatroya dönüştürmek.. bu süreç bana tarifsiz hisler yaşatıyor ve gerçekleştirmek için o kadar sabırsızlanıyorum ki yazarken dahi titreyen bacaklarıma hakim olamıyorum sdkgjf




zorakimuhendis
o değil de iş bulmak harbi zormuş ya la, herkes 5 sene tecrübeli mühendis arıyor. yeni mezunlar nereye gidiyorlar anlamak mümkün değil :/
iyikalplipsikopat
aydinlanma zamani

her hafta regl olan yasli huysuz bir kadin gibi duygudan duyguya atlayip dusunmekten tembel ukala kustah olmaktan aptalca davranmaktan vazgecmem gerektigini anliyorum degisimin kendini zorlamakla fedakarlikla ve secimle oldugunu anliyorum ve harekete gecmek icin plan yapiyorum.yeniden dogacagim kendimle barisiyorum
vizelerin son gununde basarili bir sinavin ve gunesli bir havanin verdigi pozitiflikle uzun sure sonra ilk defa kendimi severek kendimle barisarak arkadaslarimla etkilesim icinde oldum.eve geldigimde dusunurken sunlari kesfettim

arkadaslarimin cogundan fiziksel anlamda daha iyiyim.kas yag orani acisindan onlardan daha guzel ve guclu bir vucuda sahibim yuzum ve tenim onlardan daha temiz

arkadaslarimin cogundan mental acidanda daha gucluyum araba ve seksten eglenceden baska bir sey bilmeyen arkadaslarimin gorebildiklerinden otesini dusunebildiklerinden otesini dusunebiliyorum dahasi yalnizligin verdigi aliskanliktan olsa gerek iradem guclu onlar gibi yanlistan yanlisa savrulmuyorum

kotu giyiniyor ortamlara uyum saglayamiyor derslere odaklanamiyor olabilirim ama ne oldugumu bildikten ne oldugum konusuna emin olduktan sonra hicbir sey beni ezik yapmaz dahasi kendimle harisik olduktan sonra hicbir eziklik beni uzemez

ihtiyacim olan sey hareket ve sosyal yasam ama yalniz ve parasizim yinede yol param cok tutmuyor her gun sadece insan icine karismak icin bir sure farkli yerlerde yuruyus yapmak ve aksamlarida street workout calismak hatta pi90 a baslamak her seyi degistirebilir.

gercek kimligimle rol yapmadan kabul edildigim bir ortam ve arkadaslar bulmak veya sahip oldugum ortama sindire sindire yeniden dogmus ben i kabul ettirmek her seyi degistirebilir

hayir bir psikopat degilim.belki biraz deli birazda masum fetislere sahip bir sapigimdir ama ben empati yapabilen bir insanim kalbinde baskalarinin acisini hissedebilen biriyim kederi ve aciyi bilen biriyim birine zarar vermeyi somut olarak dusundugumde bile yuregimde bir keder ve urperme yasanir

agacin boyu uzadikca kokleri daha derinlere iner.belki durumum boyledir veya bu kustah bir cikarimdir ve sadece ufak takintilara sahip bir porno bagimlisiyimdir yinede vicdanli ve erdemli biriyim bunu biliyor ve hissediyorum tum kotu sadist dusuncelerin sonunda vicdan azabi cekiyor olmam ve kendimden surekli kacmak icin kendi kendimi uyusturuyor olmam bunun kaniti

kendime gunluk odevler koymali tembelligi ve hayata karsi pencereleri kapatmayi birakip kendimi zorlayarak harekete gecmeli kendimi akisa birakarak yasama uyum saglamali kendimi uyusturmaktan vazgecmeliyim.

disaridayken bile kendi ic dunyama odaklanmaktan vazgecmeliyim
olmayan seylerden korkup yorganin altina saklanan cocuk gibi gerceklerden saklanmaktan dis dunyayi ittirip ic dunyama odaklanmaktan
vazgecmeliyim kulakliktaki muzikle duygudan duyguya hayalden hayale atlamak ve kendimden her seyden nefret etmek yerine gercekleri kabul etmem gerektigini anliyorum

kendimle barisigim ve ne olursa olsun canim saolsun
sadekahve
yine bir r11 macerası yine ben 😅 ama bu sefer ki güzel bi olay(gerçi hayırlı son bulmadı aptallığımdan) geçtiğimiz cuma günü r11 de bana hayvan hastanesinin nerde olduğunu soran ve kısa da olsa sohbet ettiğim sırtında dağcı çantası ve elinde matıyla dolaşan tatlış şey ismini sormadığım ve otobüsten inip sana yardım etmediğim için hala pişmanım o anlık dalgınlığıma ver.seni bulmak için epey uğraştım ama malesef 😔 (veteriner fakültesinde yüksek lisansa başlıcam demişti help me pls)
Sanatçı
aristo der ki ; yanlış yoldan gitmenin birçok yolu vardır. ama doğruyu yapmanın tek bir yolu bulunur. yanlış yapmak bu yüzden kolaydır, doğruyu bulmak bu yüzden zordur

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)