monstavira
gereksiz yere trip atmayıp, normal kız arkadaşları var diye ortalığı ayağa kaldırmayıp, sürekli ilgi istemeyip, tamirat işlerinden anladığım için bu konularda da fikir verebilip, sürekli makyajlı, fönlü, manikürlü gezmeyip, kedi sesiyle konuşmayıp doğallığı savununca ne oluyorduk ? ...
thor
sevgili müdavimlerimiz.

sitemizin mesaj bölümüyle ilgili çok fazla soru geliyor. yeni üyelerimiz için aydınlatıcı olması babında açıklama yapıyorum.

siz değerli üyelerimize daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, sitemizde bulunan mesajlar bölümünü gif gönderme, sesli mesaj gönderme, görüntülü sohbet, admin radyo paneli, grup sohbet, canlı yayın, canlı tv, canlı bahis, canlı casino, canlı balık, alabalık ızgara, eft, havale, posta çeki, elektrik, su ve doğal gaz fatura ödemesi, kontör yükleme, ssk ve bağkur ödemesi, halı kilim ve yolluk kenarlarına overlok gibi ihtiyaçlarını karşılamak adına 2 sene önce ikindi namazına müteakip bakıma aldık.

bakım tamamlandığında buradan ilanen duyurulacaktır.
ikarus✨
bana bi tane asistan şart. para veremem ama, yok çünkü. yol + yemek karşılarım. sigorta da yok tabi doğal olarak. arada sırada bana"hadi aslanım benim, sen yaparsın" diye gaz verecek. "kimler kimler neler başardı sen mi yapmayacaksın" diye beni yükseltecek, gerektiği anlarda araba kullanabilecek, stresli olduğum anlarda stresimi yönetmeme yardım edebilecek, haftalık programımı kontrol edebilecek, ufak tefek angarya kağıt işleriyle ilgilenebilecek, aradığımda telefonu açacak ve yazdığım mesaja en geç 15 dk içinde geri dönüş yapabilecek ... karşılık olarak sadece sonsuz sevgi ve saygı görebilir, pamuk gibi davranırım, şuan elimden başka bir şey gelmez çünkü. müracaatlar omü dedikodahsjdkdksö şaka şaka :(((((((
ordinaryus
samsun merkezde oturmak isteyen yeni omü lü arkadaşlar var ise çiftlik caddesi kardeşler fırını arka sokağında dubleks daireyi kiraya vermek istiyor ailem. doğalgaz kaloriferli üst katta üç oda tuvalet banyo, alt katta l tipi salon mutfak ve tuvalet var. aile apartmanı, ilgilenen varsa bu iletiden yazışabiliriz.
psikodok
buraya yazmayalı uzun zaman oluyor yazmak istedim. bu site bana çok güzel dostluklar kattı. ben bu sitede tanıştığım insana memleketimden hediye getirdim, ben burada tanıştığım insanla kampüste oturup dertleştim. ben burada tanıştığım insanla sahilde geyik yaptım. yakın bir zamanda hayatımın sonuna kadar unutamayacağım bir olay yaşadım. bu olay karşısında sesim ve ellerim hiç titremedi, gözlerim buğulanmadı. bunu buraya yazıyorum. çünkü bu olaya burası sebep oldu. hayatınıza bir sürü insan girecek ve girenlerle eş değer nitelikte bir çok insan da çıkacak. doğal seçilim. kalanlar kalır, gidenlere hoşça kal deriz. ben bundan birkaç gün önce birisini hayatımdan uğurladım. bugün ise o kişiyi içimden uğurluyorum. bana kattıkların ve kazandırdıkların için teşekkür ederim. senin gözünde her zaman küçük kalmam dileğiyle...
hoşça kal...
yolyordam
kyk karadeniz doğal yaşam parkında sıcak su gitti anasını satıyım
Zeze

İnsanlar, insanlar yerine artık sevecek başka şeyler arıyorlar, uzaktan sevecekleri şeyler. mesela köpek. köpeği ne kadar yakından tanıyabilirsin ki ? köpek sana seni sevdiğini nasıl anlatabilir ki ? köpeğin hergün yanında da olsa uzaktan seversin ve bu can yakıcı noktaya doğal olarak gelemez. çocukları seversin, hastanede ziyaret ettiklerini mesela. ne kadar yakından sevebilirsin ? çok severbilirsin ama yakından olmaz. ya da huzurevindeki yaşlıları, uzaktandır. İnsanlar uzaktan severse mutludurlar. ne zaman yakından sevmeye başladık, canımızın acısı hafiften hissedilmeye başlar. yani yakından sevmeler bitirir bizi. o yüzden hep mesafe insanı korur diye düşüneceğim galiba. saygılar sevgili dedikodu ☺️
yolyordam
selamlar. konu dışı bölümüne sanırım ilk defa yazıyorum. 27 yaşındayım. okulu bazı sebeplerden ötürü uzatmıştım ama mühendisim. İçkim yok, sigaram yok. çok şükür öğrencilik hayatım boyunca çoğu kişiden fazla harçlık geçti elime. ama elime geçen parayı hiç kimseye belli etmedim, "bakın ben neler alıyorum" havasında olmadım. kafelerde bir çaya 5, bir kahveye 15₺ verip içmedim, bunu sosyal medyaya koymadım. zaten genel olarak evdeydim. bir şeyler okudum, bir şeyler öğrendim, kendimi eğittim, "ulan şu nasılmış?" diye sorup, o konu hakkında bilgi edindim. ama bilmediğim şeye de "bilmiyorum" diyebildim. kendi kendime online müzik eğitimi aldım, bass gitar çalmayı öğrendim. klasik, jazz, blues, metal müzik dinlediğim için kafelerdeki, gece kulüplerindeki ritmik şeylere müzik diyemiyorum ve ortamları da çok sıkıcı geliyor. hayatım "efendi birisi" olmakla geçti. oturduğumuz sitedeki komşularımızın ben küçükken aileme söyledikleri aklımdadır hep. o sebeptendir ki, otomobil kullanımım bile güvenlik, sakinlik ve konfor üzerine. harıl harıl yabancı dil eğitimi aldım. bunlari kendİmİ övmek İçİn değİl, kendİmİ anlatmak İçİn yazdim.
az arkadaşım oldu ama öz arkadaşım oldu. sağolsunlar, bir iki tanesi hala hayatımdadır. karşı cinsle da çok iletişimim oldu. sevgili anlamında az ama yine fazla denilebilecek bir iletişim miktarı. özellİkle karşi cİns olmak üzere, bu zamana kadar edindiğim tecrübeleri sizinle paylaşmak istedim.
küçük dağlari ben yarattim: dikkat edin. gereksiz bir öz güvene sahipler. teknik olarak anladıkları bir konu, elleriyle tutabilecekleri bir iş olmamalarına rağmen ciddi bir öz güven sahipliği var kızlarımızda... yabancı dilleri yok. bilgisayar, otomobil kullanamıyorlar, ellerindeki binlerce liralık telefon "instagram telefonu"na dönmüş durumda. ne telefonun, ne de bilgisayarın yedeklerini almaktan, şifrelerini değiştirmekten bir haberler. ona rağmen büyük dağlari tanri, küçüklerİ ben yarattim.

İlgİ arsizliği: büyük ihtimal eğitimsiz, kültürsüz bir aileden geldikleri için, doğal olarak da iletişim yetenekleri zayıf bir ebeveynlere sahip oldukları için sosyal medya hesaplarında takipçi sayısı ve like sayısı derdindeler. bir arkadaşıma "ya o öyle miymiş",ya da "iyi gezmeler" gibi şeyler dediğim karşı cinsin çoğundan aldığım cevap "beğenmeden de geçme" oldu. cİnsellİğe aç erkeklerİn siradan, basİt İlgİlerİnİ, vücutlariyla çekmeye çalişiyorlar. bir hanımefendi gibi giyinmekten uzak, genel olarak fransız gibi giyinmeye çalışıyorlar. bir de nasıl daha seksi olacaklarının farkına varsalar, hele ki daha seksi nasıl olduklarının farkına varmış iseler, daha da tehlikeli, daha da kendini beğenmiş bir insan oluyorlar. bİr de üzerİne zamaninda sevdİklerİ adam, bunlari kullanip bİr kenara attiysa, duygulariyla oynadiysa.

ekonomİ kötü, çaresİ var: ya zengin, ya da zengin gibi görünmeye çalışan erkeklerin yanında olmak. eline geçen beş kuruşu sigaraya, telefona, kafelere, gece kulüplerine harcayıp, bunu da hikayeler başta olmak üzere sosyal medyada kanıtlamaya çalışan, kaliteden ziyade ses seviyesine önem verilmiş eksoz, hoparlör, aracın aerodinami başta olmak üzere tüm dinamikleriyle oynanmış, oynar gece kulübü gibi otomobile sahip olan erkekler bir numaralı tercihleri genelde. eğitimsiz, kültürsüz, iletişim yetenekleri zayıf, açıp bir kitap, bir makale okumayan, belgesel izlemeyen iki cins hemen evleniyorlar, ne yazık ki bu sebepten günümüzde boşanmalar da giderek artıyor.
evliliklerin düşen kalitesi, aşka ve sevgiye verilmeyen önem, giderek cahilleşen toplum, kaliteli değil de bilindik ve pahalı ürün satın almayı bir marifet sanan markaların en gözde tüketicisi bireyler, televizyon yayınlarının kalitesizliği, müziğe verilmeyen önem, giderek daha çok "elimde çay, balkonumda milleti seyrediyorum" moduna getiriyor beni.
benden daha yaşlı, büyük ihtimal de hayat konusunda daha deneyimli bireyler var burada. ama daha çok kendimden küçük arkadaşlara ellerinden geldiği kadar kendilerini eğitmesi, kaliteli ve kültürlü birer birey halini almalarını, çalışan, eli iş tutan, üretime katılmış kaliteli birer hanımefendilerle arkadaşlık etmeleri, anlaşırlarsa evlenmeleri olacak. yoksa emin olun, çamaşırınızı, bulaşığınızı erkek halinizle siz de halledebilirsiniz. bunlar için evlenmeyin bİr ürün gİbİ, İnsanda da kalİte çok önemlİ. allah güzel insanlarla karşılaştırsın hepimizi.
buraya kadar kendimi övmek için yazdığım bir şey yok. ben normal bir bireyim. ama bahsi geçen bireylerin büyük kısmı kalitesiz işler peşinde. bu sebeple kendinizi anlattıklarımın dışında tutmanızı rica ederim. bunlar, benim sadece gözlemlerim.

(alıntıdır)
Angaralı
kayda bizzat üniversiteye gelecek arkadaşlar çayırlarda gezen ineklerimizi görünce ne kadar hayvansever ve doğal bir üniversite olduğunu anlayıp bir kat daha seveceksiniz
Eleni
selam yine ben frank.(size slm yoh.) başlangıcı az önce yaptığım bir olayı anlatmakla gerçekleştirmek istiyorum. bilirsin beni, deli hallerimi. dengesizliğimin zirve bulduğu, yeri geldiğinde aslan kesilen, yeri geldiğinde pisiciğe dönüşen tavırlarımı. kitap ayracım vardı bi dane. (ewt sadece 1 tane.) fazla kitap ayracı bulundurmam, bir tanecik kitap ayracım olur mesela tüm kitapları gezer. hepsinin kokusu siner üstüne. ben o kitap ayracımı kafa dağıtmak için kaybolmayı tercih ettiğim bir zaman diliminde unuttum. kendim kaybolmaya çalışırken ayracımı kaybettim. sonuç? sonuç olarak; ayraçsız kalan bir “ben”(kişi zamiri olan ben) söz konusu oldu. böyle olunca da doğal olarak okuduğum kitaplarda nerede kaldığımı ayırt edemez oldum ve sayfalar arası dejavu geçişleri yaşadım. en son dayanamadım, “yok yani olmaz böyle” dedim.(başka bir şey de demiş olabilirim, hatırlamıyorum!) sallama çayın ipli kısmını dişimle koparıp(beni gidi yamyam.) kendime kitap ayracı yaptım. bence fazla güzel oldu. nostalji kokan eskimiş bir şapkam, yamalı bir paltom olmayabilir ama garip bir ayracım var artık. (sizi trip-canlar-sular size de selam lan.) ewt. başlangıcı yaptım şimdi başka başka konulara geçiş yapalım. havalar soğudu mesela(bize ne havadan), suların kireç oranı ise yüksek(uff). senelerdir samsun’dayım ama alışamadım birkaç şeye. tabii bunun yanı sıra alıştığım şeyleri de mevcut değil, değil.(anladın mı bu cümleyi frank? çok karışık oldu gibime geldi bir an. kısa bir alt yazı geçeyim derken bir hayli uzattım ama demek istiyorum ki; alıştığım şeyleri de var.) sonunda kapatabildim parantezi, neyse biz devam edelim.

~
😝
~

Zeze
duygusal bi dönemden geçiyorum galiba. duygusallık varsa da ağlanmalı o atılmalı (kendimce öyle rahatlayabiliyorum çünkü). ama ben ağlayamayan bi insanım (bu tür şeylerde). ben de kendimce çözüm ürettim daha doğrusu doğal akışta oluştu. zihnimdeki ses geçirmeyen odaya gidiyorum. kilitliyorum. İçeride kırılacak bir sürü şey var. bağıra bağıra kırıyorum onları, yoruluyorum bunu yaparken o yüzden daha da sinir oluyorum. oturup o odanın köşesine hönküre hönküre ağlıyorum, boğazımın yandığını bile hissettim, demekki başarıyorum. gözlerimin şiştiğini görüyorum, kızarmışlar. hatta bağırarak ağlamaktan sesim biraz gitmiş bile. oturmaya devam ediyorum, biraz sakinleşip ayağa kalkıyorum. kapının kilidini açıyorum, gülümseyerek dış dünyaya dönüyorum. sonuç mu, ağlamışım ve inanılmaz rahatlamışım...
zihnime bana böyle bi imkan verdiği için teşekkür ediyorum 🙏🏻
👑 Ef.
doğalgazı açmadığımız her güne şükürler olsun 🙏
kittyyy
yıldız yağmurunu izlediniz mi bu gece🤩 ne kadar müthişler öyle aşık olunası yemin ederim 🙃🙃 parmak uçlarım dondu ama değdi🙃 hala şansınız var bu arada çıkın cama balkona da siz de görün o güzel olayı😍 insanın ömrüne ömür ekler mutluluktan♥️ ha bir de keşke sokak lambalarını istediğimiz zaman kapatabilseydik🤭 yıldızlar daha çok görünürdü 😕 yapayın yanında doğal her zaman yok oluyor çünkü. doğanın gereği midir bilmem bu insanda da böyle yuldızda da.
mavibulut
bu yazım erkeklere...hani sizin okulda,tranvayada ne bileyim r11 de falan görüp güzelliğine ve bakımına vurulduğunuz kızlar var ya.hah işte onların bir kısmı kyk da kaldığı için biliyorum.kendileri yurt sınırları içine girdiği anda direk makyajlarını silip çekiyorlar paçalı donlarını.evet evet yurdun şuanki bitki örtüsü paçalı dön 😂 dışarıda boyalı badanalı kızlar için evinizin prensesi olacak 0 makyajlı doğal güzelliğe sahip kızlarımızı üzdünüz ne diyeyim 😏
sakurashisi
zordur bu dünyada kadın olmak! dünyanın her yerinde her saatinde! yüzyıllar öncesinde de böyleydi amerikasında afganistanında türkiyesinde de böyle! yaratıcılık vasfının tanındığı tek varlık olan kadının 'savunmasız' kategorisinde görüp 'erkeklik'duygularının hegomanyasında kadına karşı 'şiddet' uygulamak tabi ki erkeklerin 'evrimsel' aşamalarından biri olan hayvanlık içgüdülerine tam da yaraşır bir eylem. kadınlar saklansın kadınlar korunaksız varlıklar korunsun kadınlar erkeklerin himayesinde kalsın bla bla bla... bugün afganistanda hiçbir dini açıklamaması olmasına rağmen burka içerisinde saklanan kadınlara karşılık evlerinde eşinden zulüm gören, genç yaşta evlilik ve hamilelikle birlikte ölen,boşanmış kadına fahişe yaftasıyla bakan kendi aileleri olan ve hatta bu yaftadan korkup dinde her ne kadar mübah olsa da boşanmayıp hayatının zulmüne mecburen katlanan kadınlar... ve biz ülkemize bakalım, evde getirdiği limonatanın şekeri yerinde değil öldürülesiye dövülen kadınlar,aldatılan kadının en doğal hakkı olan boşanmayı yediremeyen 'adam'ın eski eşini saçından tutup yerde sürüklemesi, geç saatte otobüste tek başına olan kadının elleri kesilerek yakılarak vahşice öldürülmesi,eşinden kaçıp polise sığınıp polisin'aileni yıkma'diyerek geri gönderdiği kadının eşi tarafından 2 gün içinde öldürümesi ve en son 17 yaşındaki gencecik kızın sevgili terörüyle öldürülmesi vs vs... sözüm bizatihi tüm erkeklere değil elbette ama bugün baktığımız zaman birçok suç birçok savaş birçok huzursuzluk birçok eziyet birçok kuraklık, ya erkeklerin hırsı ya da erkeklerin üstün olma merakından gelir. kadınların da vardır elbet içerisinde iyiliği olmayanların. belki bireysel düşünmek lazımdır ancak dünyadaki acılara bakarsak yüzde 80 oranı erkek kaynaklı! bir cinsel organın duygu ve düşüncelere böylesine hakimiyet kurabilen ve 'erkeklik vasfının' salt söz geçirme olarak algılayan bir insan türü olarak kadınları aşağılaması yermesi toplumdan soyutlaması ve kadınları bir hizmetçi olarak görmesi,her dinin temelinde veyahut inanmayanlar için varoluşcu felsefenin temelinde insan olmanın gayesinde dünyanın hiçbir zamanında ve yerinde kanıksayabileceğimiz bir vahşet olmamalı. salt kadın cinayeti ve şiddetine değil, güçlünün kendinden daha savunmasız olarak gördüğüne karşı üstünlük kurmasına karşı gelmeliyiz ki,bugün var olan acılar bir nebze olsun dinsin.
mayk
maestro
annemle 27 defa tartıştık turşu gönderme yemiyoruz diyorum yok inat etti ya gönderecek illa. gönderdi de zaten. 5litrelik su bidonuna basmış turşuyu yollamış. ben de mutfakta duvarın köşesine bıraktım. birkaç gün önce kahvaltı yaparken ntvspor izlerim diye bilgisayarı mutfağa getirdim. neyse kahvaltımı yaptım falan bulaşıkları makineye dizerken bir patlama sesi geldi. ben içimden dedim ki dışarda kesin doğalgaz borusu falan patladı mutfağın duvarı yıkıldı öyle büyük bir patlama sesiydi. sırtıma bir şeyler dökülüyordu onları da moloz falan sandım. can havliyle içeri doğru kaçtım. dönüp baktım ki kombinin üzerinden sular dökülüyor, mutfağın her yerine salatalıklar biberler sarımsaklar saçılmış. evet patlayan şey turşu bidonuymuş. kombinin üzerinden avuç avuç salatalık topladım falansbshsyshsjs. işin kötü yanı temizlik yapalı daha 2 gün olmuştu ve şimdi her yer turşu. hemen halıyı toplayıp banyoya attık ben halı yıkıyorum ev arkadaşım duvarları siliyorsjshsjks. şoku atlatınca aklıma bilgisayar geldi hemen açtım baktım iyi çalışıyor. klavyeden bir tuşa bastım ve evet maalesef klavye kafayı yemiş. q'ya basıyorum qa1z yazıyor w'ya basıyorum 2wsx yazıyor. tuşları söktüm kuruttum taktım. şimdi hala bazı tuşlar çalışmıyor. yani asla yemeyeceğimiz bir turşu yüzünden 3 saat temizlik yaptık, halı yıkadık, klavye feda ettik. teşekkürler anne
Makyajponponu
İpek kirpik taktırmak istiyorum ama doğal kirpiğimizi döküyomuş, makyaj yapilmiyomus, sürekli bakim gerekiyormuş napsam ki
chen
eve geldiğimden beri telefonu on dakikadan fazla elimde tutmuyorum. bugün fazladan beş dakika daha tuttum. babam da köşeden beni kesiyomuş tabii. o fazladan beş dakika yüzünden artık sevgilim var. gülerek reddettiğim için doğal olarak yalan söylemiş sayılıyomuşsum. o kadar mükemmelim ki yalnız olduğumu kabullenemiyorlar...
Kumral_bocek
kadınların çiçek sevmesinden daha doğal bir şey olamaz. her canlı kendi türüne yakınlık duyar...

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)