mistletoe🍃
aşkın belirli bir yaştan sonra imkansız olduğuna inanıyorum ya
themuallim
selam, 3 ayda bir selam verip gittiğimi fark ettikten sonra bu gönderiye selam diyerek başlamak istemezdim ama üzgünüm yapmak zorundayım.. naber? ben iyiyim, canım karadenizime saygımla geldim. malumunuz tatil, bu öğretmenler de devamlı yatıyo kardeşim.
onun dışında da ekmeğimizin peşindeyiz, aşığız, yuvarlanıp gidiyoruz ama benim size çok mühim bir şey danışmam lazım!
henüz orta doğu ve balkanlar’ın olamasa da öğrencilerim tarafından güneydoğu’nun en tatlı matematik öğretmeni seçildim (evet tarafından). ama artık kendimi güncellemem lazım, koltuk elden gidiyor, çok zor durumdayım arkdşlr :( bulduğum her cevapta 40 yapar!!! diyerek çığlıklar attığım için sınıflardan faraşla atılıyorum, espri anlayışım iran’a gitti 10 gün yok. bu yolun sonu “dedim dedim inanmadınız bakın noldu şimdi :d”ye varacak diye korkuyorum, çığlıklarrrr yardım çığlıkları. beni şöyle bi güncelleyiverin. bu konuda en başta limos’a güveniyor, hepinize sevgiler diliyorum. şuan için nil anka, şaka mııığğğ?, yakışıklı güvenlik cepte. kendime inanıyorum, go girl✊🏻
malifalitiko
omudedikodu, nokia markası gibi veya anadolu'nun batıya göç vermiş ; covid zamanında değerleri anlaşılmış köyleri gibi. şuan sessiz sakin terkedilmiş bir kasaba gibi olabilir ama ben inanıyorum ki eski hareketliliğine yeniden kavuşacak
ikarus✨
bir şeyin kıymetini gerçekten kaybedince anlıyoruz. acı ama gerçek. tam 3 ay sonra, geçirdiği trafik kaza sonrasında, kullanılamayacak kadar kötü durumda olan kolunu bugün hareket ettirip kullanabildiğini öğrendim. artık yemek yerken kaşığını zor da olsa kendi tutacak, dişlerini fırçalamak istediğinde diş macununu fırçaya kendisi sıkabilecek.. daha da iyi olacak, inanıyorum. ama basit, rutin gelen şeylerin aslında hayatımız için ne kadar elzem olduklarını onların yokluğunda anlıyoruz. böyle durumlarda ne arkadaşlık ilişkileri, ne gönül meseleleri, ne iş güç para... hiç biri insanın gözünde olmuyor. sadece "sağlık olsun" gerçekten gerisi yerine konuluyor..
Xena
lise hayatını gram özlemiyorum ama liseden eski arkadaşlarımı gördüğümde "kızlar sizi çok özledim, keşke tekrar lisede olsak" diyorum. bunları derken gözlerim doluyor. yalan söylerken o kadar inandırıcı oluyorum ki söylerken ben bile kendi yalanıma inanıyorum.
Артем
gerizekalı gibi insanlara inanıyorum ya en çok ona üzülüyorum, herkesin bir aşil noktası vardır değil mi,benim ki en boktan olan versiyonu heralde duygular (kolum, bacağım ampute edilsin yemin ederim bu kadar umursamam) ben öyle herkesi kolayca sevmem ya da bir insanın benim için bişey ifade etmesi çok zordur, sevdiğim insan veya insanlar haricindekilere inanılmaz bir kayıtsızlık ve umursamazlıkla yaklaşıyorum (isterseniz duygusuz diyebilirsiniz ama öyle değilim benim için önemli olan insanlara duygularımı belli ederim.şunu kabul ediyorum ama toplumun genelinde bulunan toplumsal duygular bende bulunmuyor yani bu da beni rahatsız etmiyor.sıkıntı yok o yüzden)neyse birisi bende ki o bariyeri geçince gerçekten çok savunmasız oluyorum hatta o kişi beni bi derece iyileştirdiyse tanrısallaşıyor gözümde ve bir şekilde ilişki sona ererse ben hakikaten toparlanamıyorum çok zor oluyor çok yoruluyorum yarı ölü bir şekilde yaşamaya devam ediyorum (hakikaten 74 saat uyuyamadığımı hatırlıyorum bir süre sonra uyumak isteseniz de yorgunluktan uyuyamıyorsunuz zaten) vallahi kendimi açtığım hikayemi anlattığım insanlar çok şaşırıyor çok güçlüsün hala yaşama isteğini arzunu kaybetmişsin diyorlar ama artık kaybettim ne yazık ki en ufak bir istek arzu yok gün dolduruyorum sadece, her sabah uyandığımda "hala mı yaşıyorum niye ölmedim" demeye çok yakınım hatta birkaç kere dedim.duygularını yoğun yaşayanda bi insanım zaten birisini sevdiğimde gerçekten çok severim ota boka üzülmem ama sevdiğim birisi kırdığında gerçekten çok üzülüyorum ve gerizekalı gibi hep kendimi sorguluyorum acaba yanlıs ne yaptım da böyle oldu diye.hatta sevilmeye uygun bir insan olmadığımı düşünürken yakaladım kendimi.yani baktığımda sevilmeyecek birisi değilim hatta beni sevmeyeceklerde kimi sevecekler diyorum kendime ama diğer taraftan kime güvenip sevdiysem canımı acıtıp ruhumu yaraladı hepside giderken benden bi parça götürdü(yani gittiklerine göre bi sorun var yoksa niye gitsinler,bencil birer şerefsiz olduklarını düşünmek istemiyorum)hatayı hep kendimde arıyorum.en son ne zaman içimden gelerek güldüğümü unuttum.allah aşkına olur da ilerde hayatıma girerseniz kendinizden eminseniz devam edin sonra bencil sebepler ve basit olaylar yüzünden bırakıp gitmeyin çok yoruluyorum hakikaten devam edemiyorum ayarlarımla oynamayın lan yazık bana sevgi istiyorum ben.yerim sizi dikkat edin kendinize....

https://youtu.be/qjhvm930yxy
Zeze
nereden başlıyorduk. kendimizi önemsemekten mi ? başladım o zaman. ben kendi mutlu etmeden beni kim mutlu edebilir ki düşüncesiyle kendi pastamı ve hediyemi alıp doğum günümü ilk kendim kutladım. bu sefer evet inanıyorum, kendimi önemseyeceğim. ha bu arada tabiki anneme de çikolatasını alarak anne oluşunun yıldönümünü kutladım 😅 (anneme kendime hediye aldım deyince bana ne kadar egoist olduğumu söyledi, ne alaka anneeeğğ)
hipokratinyegeni
bir omü ata sporu olarak aşağıda tramvay durağında duran r11 den karşı yüksek kaldırıma atlamak. gözlemlerime göre erkeklerimiz çekirge misali karşıya zıp zıp zıplarken,ceylan gibi sekerken bağyan arkadaşlarımız bu konuda zorluk çekiyor genelde atlayamıyorlar. haydı kızlar size inanıyorum başarabilirsiniz :d
hipokratinyegeni
işlerini baştan savma yapan insanlardan nefret ediyorum. ne iş yaptığı önemli değil bu iş bulaşık yıkamaktan bitirme ödevine kadar değişebilir. bir işi ya hiç yapmayacaksın ya da yapıyorsan düzgün bir şekilde bir özen göstererek yapacaksın. zaten herkes işini ciddiye alarak ve özen göstererek yapsa inanıyorum ki dünya çok daha güzel bir yer olurdu. bu özen gösterme öğrencilik hayatımız için de geçerli. hepimiz okuduğumuz bölümleri düzgün bir şekilde öğrenmeye çalışarak okumaya çalışmalıyız çünkü hayatımızın geri kalanını bu mesleğe adayacağız. bizim amacımız günü kurtarmak olmamalı. tamam hepinize inek olun demiyorum ama hiç okula uğramayan ne bileyim sınavlarda kopya çeken hoca geçirse diye medet uman insanlar olmayın,bir insan mesleğini öğrenirken neden kopya çeker ki.. diyeceğim o ki her ne yaparsanız yapın belirli prensipleriniz olsun belirli hedefleriniz olsun,her ne iş yapıyorsanız onu özen göstererek ciddiye alarak yapın ki dünyayı hep beraber daha güzel bir yer haline getirebilelim.
amsterdamli
bir kaç yıl önce yaşayamadığım heyecanı şimdi yaşıyorum.kendime okul bakmaya başladım😂evet tercih yaparken kendi istediğim doğrultusunda yazamamıştım.ama üniversiteyi kendimle beraber aileme de zehir ettiğim için bu yıl yapacağım geçiş şeysine karışmıyorlar.İstemeden de olsa çok pis aldım intikamımı ailemden.onlar da bana tercih dönemini zehir etmişlerdi çünkü.reşit değilsin,ne derlerse yapmak zorundasın.ve senin karşı durmadığını gördükçe bastırdıkça bastırıyorlar.bi yerden sonra patlak veriyor işte.İstemediğin ortaokul, istemediğin lise.İstemediğin üniversite(yarısını kurtardık ama bakalım).geç oldu ama artık ben olabildim.bunun için onları da üzmem gerekti.ama bazı şeylere ulaşmak için bir takım şeylerden ödün vermek gerekiyormuş.ben özgür olabilmek için, birey olabilmek için ailemin mutluluğundan taviz verdim.ve şimdi yeniden bir amacım var.birşeylerin ucundan tutuyorum.kaç gündür araştırmadığım şey kalmadı.ağustosta da devam etcem.belki basit birşey gibi durabilir,alt tarafı nette birseylere bakmak.ama benim için çok büyük bir ilerleme.ve tabi ki kabul ediyorum ilkinin yerini tutmaz,ilk tercih heyecanı.ama ben onu yaşayamadığım için ilkmiş gibi hissediyorum.tabi ki yine istemediğim bölüm.ama üniversitenin olsun tercihini ben yapcam.ve seveceğime de inanıyorum.artık insan içine de çıkmaya başladım.fakat tek sosyal medya hesabım burası😂eski hareketliliği olmasa da kafamı dağıtıyor.bu arada hazır aklımdayken,keşke siteye engelleme şeysi de gelse.mesela şahsiyeti takip etmiyorum,o da beni takip etmiyor ama postu anasayfama düşüyor.sitenin eski sürümünde nicki gördüğümüzde okumadan geçebiliyorduk.ama burda öyle bir seçeneğimiz yok.okumadan geçsek bile itici pp görüş alanımıza giriyor.neyse belki bir gün o da olur bakalım.😊
alonecowboy
çok canım sıkılıyor, moralim bozuk sorarsanız neye moralim bozuk hayata , yaşama ; acılara ; üzüntülere moralimi emdi gitti.okullar tatil oldu ama ben tatillerin hızla bitip hayatımı kurmak istiyorum neden mi ? kendimi bulacağıma inanıyorum , çünkü her gece olduğu gibi bu gece de dipteyim kimse ne haldeyim bilmiyor, içimde ne acılar çekiyorum bilmiyor , sanıyorlar ki alone mutlu ama bir bilseler alone ne kadar şeyi düşünüyor ne kadar şeye üzülüyor , hatta ağlıyor , bu yaralar kapanmaz ama alone kararlı kendi yaralarına merhem bulamayabilir ama insanlara yardım edecek ve bir gün gerçekten hak yerini bulacak , ve ve bu ıssız yürek o gün gerçekten şu dünyayı sevecek...
alonecowboy
gözlerim uyku uyku diye ağlıyor , ruhum vicdan azabı çekiyor.bir gece daha acıyla geçiyor.ben birkez bir kıza karşı birşeyler hissetmiştim , hiç böyle bir heyecan hissetmemiştim , o gitti uzaklara bende gider miydim peşinden ? aslında giderdim ama gitmedim , gururum hep içimde çoğu şeye engeldir , hep başkalarına öğütler veririm , onlarda sağolsunlar dinlerler ama gelgelelim kendime öğüt veremiyorum.ne demişler terzi kendi söküğünü dikemez.haziran ortasında onu görmeyeli on dört dile kolay 14 ay...ah o buralarda etrafımda olsa hiç yoktan gözlerini görseydim , keşke keşke benden haberi olsaydı , şuralarda bir yerde bak böyle bir çocuk var deseydi ama ama artık çok geç galiba ben günler geçtikçe unutuyorum , onu özlemiyorum.en kötü huyum nedir bilir misiniz? eğer unutmaya başlıyorsam işte o dakika içimde soğukluk olur ve geri dönemem. ve şuna gerçekten inanıyorum , ben ilerde mutlu olduğumda o bana gelecek ama ben ona gitmeyeceğim çünkü her şeyin bir vakti saati vardır eğer bir trenin kalkma saati gelmişse onu durduramazsınız.arada bir aklıma geliyor , yaşadıklarım anılarım hayat mücadelem ama kötülüğüne değil hani diyorum ki ilerde bu hayattan kesin film çıkar , ilerde allah nasip ederse torunlarıma bunları anlatmak isterim , ben neydim ve ne oldum diye , şimdi diyeceksiniz ki çok iyi güzel yazmışın da sen ne diyorsun birader...ben diyorum ki bu yıllarımız geçiyor hayat bize ikinci şansı sunmayacak , pes etmemeliyiz gerektiğinde ders çalışıp gerektiğinde tüm sorunlara karşı çevremize karşı dimdik ayakta durmalıyız , tüm kötülere kötü kalplilere inat ,ayakta kalmalıyız.evet çoğu zaman yenileceğiz ama ya kazanırsak ya gerçekten olursa umuduyla devam etmeliyiz. bir de biz biziz , biz o şu bu değiliz.hiçbir zaman kendimizden vazgeçmeyelim, yorulsakta denemeye devam...😊😊😊😊
thyke
bilim insanları, insanların da rejenerasyon yapabileceğini söylüyor.ve bunlar üzerinde çalışmalar yapıyorlar.çünkü acorn solucanında olan çoğu gen bizde de var.acorn solucanı rejenerasyon yapabilen bir canlı.eğer o genleri bizde nasıl harekete geçirebilineceği bulunursa, biz de rejenerasyon yapabileceğiz.bunun düşüncesi bile müthiş bir şey.hem olmaz diye düşünülebilir ama şuan kullandığımız bir çok şey, bulunmadan önce yaşayanlara aynı geliyordu.bu yüzden inanıyorum olabileceğine.
anonim
haysiyetsiz bir insanım, aşık olduğum insanı kaybettikten sonra önüme gelenle takıldım, sevgili oldum. mesajlaşmalarımda hep onu hayal ettim, sevişmelerimde de keza. kaldıramayacağım bir aşkın altında ezildim. hep ayrılıklarım öfkeli oldu, çünkü hep ondan ayrılırmış gibi hissettim kendimi. emre aydın sanki bana yazmış şarkılarını. sen beni unutamazsın şarkısı ağlata ağlata yüzüme vurdu, şarkının 'unutamayan' kısmı bana hitap ediyor. sen beni ölsen unutamazsın diyor ya ona bile inanıyorum. çünkü hastalık olan ölüm değil, yaşam. her ruh ölünce özgür olur ve sonsuzluğuna kavuşur. ben onu o sonsuzlukta da severim, bedenimin çürümesi bir şeyi ifade etmez, çünkü ben onu tüm ruhumla sevdim. artık kaçış yok, iki yıl sonra anladım. acımı yaşadım, diyetimi ödedim sanıyordum. artık onla nasıl mutlu olduysam onsuz dipsiz bir mutsuzluğa gark oldum. kendimden nefret etmiyor da değilim. İçimdeki boşluk kara delik gibi, en ufak bir umut bile kaçamıyor. 11 gün önce 11.yıl dönünümüz olacaktı, 'unutabildin mi? ' diye soranlara 'kimi?' diye sorup felç ediyorum. İnanıyorlarsa bu da onların salaklığı olsun :) geçen sene o buraya yazmıştı, bu sene de ben yazıyorum.
mrnobadi
bir insanın bakışı kalbinize dokunur mu? hem de hiç tanımadığınız bir insan. belki biraz abartı olcak ama sanırım ilk görüşte aşklar böyle hissettiriyo biri size bir bakıyo ve o bakışı kalbinizde hissediyosunuz. asır olmuştu böyle hissetmeyeli. belki tekrar göremeyeceğim o insanı ama o bakış beynime öyle bir kazındıki. o an bile o bakışın ağırlığı altında ezildim. telefonum kendi kendine bir arabesk şarkısı açtı be ablam. İçim içme sığmadı bi yerlere anlatasım geldi benim de böyle anonim kimliğime sığınarak. gel gelelim kim bu ablamız. bi şeyle çok dalga geçerseniz başınıza gelir derler. evet maalesef r11 de gördüm :p saat 22.30 civarında çaprazımda oturuyodu bi kaç kez göz göze geldik ve inerken uzun uzun bakarak indi münevver ayaşlı teyzemizin yurdunda. kendi deneyimlerime dayanarak şuna inanıyorum: bir ortamdan çıkarken en son baktığın kişi son kez görmek istediğin kişidir. yani ablacım beni bul ve anlat kalbime nasıl dokundun.
anonim
ayrılalı yıllar oldu, hiç bir şeyini özlemem diyordum, çünkü giderken bende kalp bırakmamıştın. ama bugün ablamın saçını boyamasına yardımcı oldum ve saçını boyadığım günler aklıma geldi. dizlerime yatırırdım seni, saçlarını tel tel boyardım, bilerek de oyalanırdım da çünkü en masum o halindi. gece de rüyamda seni gördüğümden sanırım biraz daha derinden etkilendim. rüyamda bile onu tercih ediyordun, aşık oldum diyordun... ben de saygı duyarak defolup gidiyordum, beraber geçirdiğimiz yıllara içiyordum. oysa ayrıldığımızda böyle olmamıştı. sana zarar vermemek adına köşe bucak kaçmıştım, içki bile içmemiştim kendimden geçmemek için. yıllar geçse de unutulmuyorsun, yıllar geçse de affedilmiyorsun bu yürekte. İnsan olarak saygı duyuyorum, mutluluklar senin olsun ama karakterin değişmediği sürece mutluluk sana en uzak liman, pişmanlıklar en yakın komşun olacak. beni bırakıp gittiğin adam senin arkandan dedikodunu çıkarttığında bile adına üzülmüştüm. eden bulsa da acıyı çekenin eline bir şey geçmiyormuş. yaptığını çektin fakat bu benim acımı hiç azaltmadı. seni seviyorum diyen kadınlar girdi hayatıma ama hep aklıma o anda sen geldin. kendi kendime o da severdi, şimdi bu da seviyor e haliyle bu da çekip gidecek diyerek kaçıp gidiyorum. sayende adım korkağa çıktı, yüreksizmişim. yüreksiz olsam kırılmasından korkar mıydım? hayatımı sen mahvettin belki de yuva kuramayacağım sayende. ama buna da eyvallah, canın sağ olsun. seni o zamanlar çok severdim, şuanda ise sadece fobi olarak hayatıma eşlik ediyorsun. belki de bu fobi sayesinde bir daha kalbimi kırdırmamışımdır, kim bilir? zaten aşklar hep yalan dolan, pek de bir şey kaçırmadığıma inanıyorum. en azından sana rağmen bile senle mutluluğu görmüş birisi olarak ölürsem gam yemem, yaşadım diyebilirim. neyse daha uzatıp kendi canımı sıkmak istemiyorum. İlk defa bugün özledim, ilk defa senin için bir şeyler yazdım. sana yazıp da egonu okşamak istemedim ben de buraya yazdım. hala yeminimdeyim, adını ağzıma almam bugün bile mel'un derim, anlayan anlar...
ucuncunesilsaglikci
bilmiyorum sizler ne alemdesiniz, ben birazcık kafayı yemiş gibi hissediyorum. gece geç saatlere kadar ders çalışıyorum, sabah uykuma kıyabildiğim kadar kıyıp kalkıp yine ders çalışıyorum. aniden bütün dünyanın yükü omuzlarımdaymış gibi hissediyorum, ama öyle değil biliyorum. İki gün önce abimle telefonda konuşup ağladığımdan ve anneme benim için dua edin dediğimden beri daha iyi hissediyorum, sonuç ne olursa olsun elimden geleni yaptığıma hatta elimden gelenden fazlasını yapmaya çalıştığıma eminim. önemli olan da bu değil mi zaten? elinden geleni yapmak, yapabilmek. öyle anlar oluyor ki kanım kaynıyor resmen, diyorum ki 'üçüncünesil bunu kendin için yapmıyorsun, bunu faydalı bir vatan evladı olmak için yapıyorsun'. zamanın değiştiğini anlıyorum, geçmişte yapılan yiğitlikliklerin artık bilimde ve teknolojide yapılması gerektiğine inanıyorum. zamanın kürşad ve kırık çerisi'nden biri de benim. o zaman günün şarkısı efreva-hak etmedik olsun. "vatan aşkının yanından kurur okyanuslar 🎶"
bimecnun
"olmuyor değil mi olmuyor ne kadar uğraşsanda yetişemiyorsun hayata ne yapacaksın peki pes mi edeceksin ? bırakma herşeye inat bırakma otur derin bi nefes al sen yaparsın ben sana inanıyorum "diyen birine ihtiyacım varda :(( o yüzden yazdım bunları kendime hem de size neyse...olur belki bi gün !
endless
huhhuuu samsundan biraz olsun uzaklaşmak iyi geldi. kaçmak istiyordum zaten. 1 haftadır ruh halim nirvanada 🎉
yarın kuzenime kahvaltıya gideceğim. özlemiştim yazdan beri göremedim. bütlere gidip geldikten sonrada bir köy havası aldım mı döneme müthiş bir enerjiyle başlayacağıma inanıyorum. evet evet planım bu. köyüm zaten burnumda tütüyor yaz aylarındaki gibi kalabalık olmayacak ama olsun. köyün bir başından diğer ucuna kadar kızakla kaymayı düşünüyorum 😄 umarım bi yerlerimi kırmam yok ya şimdiye kadar bişey olmadıysa olmaz artık. heralde. İnşallah. farklı sitillerde deniyoruz biz. yokuşa bi engel koyup kızağın havalanmasını sağlamak gibi.. delimiyiz neyiz anlamadım 😄 gitmek için sabırsızlanıyorummmm..
ama yazın derede yaptığımız raftinglere, yüzmelerede özlemim yok değil 😁
sanırım bunlar için bile köyde kalmayı şehir merkezinde kalmaya tercih edebilirim. fırsat buldukçada kaçarım köyüme..
şehirlerde, herkesin birbirini taklit ettiği yaşamlardan sıyrılmak iyi geliyor hatta çok iyi geliyor.. bir an önce yaz gelsini de buraya bırakıp esenlikler diliyorum herkese.. ruhunuz mutluluklarla dolsun 😚
amsterdamli
selam gençlik.malumumuz bütler,daha çok düşünür oldum evliliği.yine geçen düşünürken aklıma çok parlak bir fikir geldi.en azından bana göre parlak.şimdi benim en büyük korkum aldatılmak. evleneceğim adamın geçmişinin temiz olmasını istiyorum bir de.daha önce imkansız gibi geliyordu ama burda okuduğum yazılar olsun son zamanlarda yaşadıklarım olsun,artık inanıyorum geçmişi temiz bir adam bulabileceğime.neyse konuya dönersek aldatılma olayında da;eşim olacak insana bu hassasiyetimden bahsedip anlaşma imzalayalım istiyorum.kendi babamdan ve çevremdeki duyduklarımdan yola çıkarak bir erkeğin en hassas noktası çocuğuymuş. aldatan taraf çocuğu belli bir yaşa gelene kadar görmesin,çocuk olayları anlayabilecek yaşa gelince de herşey anlatılsın.evet şimdi okuyunca çok saçma gelebilir,ne kadar boş veya gaddar bir kız diye düşünebilirsiniz. ama neden bilmiyorum çok hassasım. arkadaşlarımdan ve çevremdeki kadınlardan farklı düşünüyorum.sevdiğim adamın geçmişindeki bu tarz bir olay bana ihanetmiş gibi geliyor.evlilikten sonraki yapacağı yanlış zaten ihanete girer.her insanın karakteri farklıdır,benim zayıf noktam da bu maalesef.yoksa kendi çocuğumu babasız büyütmek isteyecek kadar gaddar değilim sadece caydırıcı olsun diye.umarım buna anlayış gösterecek,kendim gibi düşünen bir adam bulurum.tip olarak fazla birşey istemiyorum. renkli gözlü olsa iyi olur,olmazsa da canı sağolsun sorun değil.neyse bu da burda dursun.birgün gerçek olursa yazarım.

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)