malifalitiko
kendime gelemediğim zamanlarda samsuna geliyorum
malifalitiko
bilenler bilir, 2.5 yaşında kızım, henüz 1 aylık da oğlum var. evde çok ciddi kıskançlık vakaları yaşanıyor ve ben istisnasız 1 aydır uyku uyuyamıyorum. sabahları işe giderken kırmızı ışıkta uyuya kaldığım oluyor. İş arkadaşlarım masa başında horul horul uyuya kaldığım videolarımı çekiyorlar. ben orhan babanın dilenci şarkısını kendime uyuyorum pardon uyarlıyorum. uyumamak zordur, uyuyamamak zordur, uyutulmamak zordur, uyudum ama uyuyabildimmi ? bilemiyorum. bir dilencii, evlatlarından uykuu dilenen, her fırsatta uykusundan edilip gülüp alay edilen. dünya boştur lo. ben gidim de yener çevik'ten hasta işi şarkısını dinliyim sitenin hareketli olduğu günlerde açılan canlı yayınları hatirliyim bari
themuallim
selam, 3 ayda bir selam verip gittiğimi fark ettikten sonra bu gönderiye selam diyerek başlamak istemezdim ama üzgünüm yapmak zorundayım.. naber? ben iyiyim, canım karadenizime saygımla geldim. malumunuz tatil, bu öğretmenler de devamlı yatıyo kardeşim.
onun dışında da ekmeğimizin peşindeyiz, aşığız, yuvarlanıp gidiyoruz ama benim size çok mühim bir şey danışmam lazım!
henüz orta doğu ve balkanlar’ın olamasa da öğrencilerim tarafından güneydoğu’nun en tatlı matematik öğretmeni seçildim (evet tarafından). ama artık kendimi güncellemem lazım, koltuk elden gidiyor, çok zor durumdayım arkdşlr :( bulduğum her cevapta 40 yapar!!! diyerek çığlıklar attığım için sınıflardan faraşla atılıyorum, espri anlayışım iran’a gitti 10 gün yok. bu yolun sonu “dedim dedim inanmadınız bakın noldu şimdi :d”ye varacak diye korkuyorum, çığlıklarrrr yardım çığlıkları. beni şöyle bi güncelleyiverin. bu konuda en başta limos’a güveniyor, hepinize sevgiler diliyorum. şuan için nil anka, şaka mııığğğ?, yakışıklı güvenlik cepte. kendime inanıyorum, go girl✊🏻
Belinda
en güzel pp yarışması yapalım. benim oyum @Lunaparkdiscosu 'na x #& @ kendime oy verebilseydim kendime verirdim ama xhxjsj en çirkin pp de @limos
themuallim
helllöööö diyerek giriş yapıyorum siteye.🌈
saygıdeğer ikizler'in yazısından ilham alarak buralarda arzı endam etmeye karar verdim. nasılsınız?
ben görüşmeyeli hele hele hele hele antepli oldum arkadaşlar💃
sizinle görüşmeyeli şahsi olarak hayatımda pek de bir şey değişmedi aslında. yine aynı ben, sadece mesleğimi gerçekleştirmeye ve farklı bir şehirde yaşamaya başladım. üç yıllık bir kpss süreci sonucunda 2022 şubatta antep'te bir liseye atandım. bu süreç benim için ilk başta çok zordu. thor'la da konuşmuştuk, maceradan maceraya atladım ilk atandığım zaman😅
öncelikle antep pahalı bir şehir, zaten günümüzde alım gücümüz belli maalesef ama antep'te bu durum ekstra diyebilirim. yemek kültürü bunu en çok besleyen durum bence. daha önce hiç güneydoğu turu yapma fırsatım olmamıştı, kulaktan dolma bilgilerle gittim oraya. çok katmanlı, her tür sosyal statüden insanla karşılaşabileceğin; bilindiği üzere farklı milletleri de çokça barındıran bir yer. aslında bizim için zorunlu hizmet adına ilk başta gelen bölge burası ama sevmek lazım. elbette hem fakültede okurken hem sınava hazırlık sürecinde "her neresi olursa olsun görevimi yaparım" diyordum, diyorduk ama iş bunla bitmiyormuş gerçekten.
bir yandan ev bulmaya çalışıyorum, bir yandan kültüre adapte olmaya çalışırken aynı zamanda mesleğime, öğrencilerime adapte olmaya çalışıyorum. en zoru kesinlikle ev bulmaktı, bu uğurda az kalsın yolum malum evlere düşüyordu dolandırıcılar sağolsun :)
şimdilik 4 aylık bir tecrübem var bu içinde bulunduğum tempoya dair ama okulum çok kötü, semti çok kötü, şartlar çok kötü. güzel olan tek tarafı sanırım çocuklar. ben buraya öğretmeye geldim ama kendim her gün ayrı bir gerçek öğreniyorum. ben onlara matematik öğretiyorum -en azından deniyorum :)- onlar bana kendimi öğretiyor. çok garip. ne olaylar ne olaylar. anlatırım bir gün, çok uzun. şuan çok idealist gidiyorum aslında ama umarım içinde bulunduğum sistem bunu köreltmez. kendime sabır ve daha fazla hoşgörü diliyorum.
velhasıııllll karanlık yollardan geçtik, zehir gibi sular içtik veee tekrar burada buluştuk. öpüyorum kocaman :*
emreyba
arkadaşlar mavi tikim geri gelmiş, site yöneticilerine birer adet çiğköfte + ayran ismarlamayi kendime görev bilirim, iyi forumlar.
themuallim
sa. bir tane podcast dinliyorum. konuşmacıların bahsettiği konu da şu, 2000'li yılların başında bir tane itiraf sayfası varmış onla ilgili sohbet ediyorlar. direkt bizim siteyle bağdaştırdım ve yakın geçmişe gittim, geceye de minik bir itiraf olsun, özlemişiz. hazır mısınız? bir önceki sürümü bilenler bilir, üyelik sistemi yine vardı ama paylaşım yapabilmek için zorunlu değildi, anonimbay ya da anonimbayan olarak yorum yapılabiliyordu ya da gönderi paylaşılabiliyordu. ben ikinci sınıf falanım ve özgüvensizlikte zirve bir dönemdeyim o ara. bir gönderi paylaşmıştım işte kendimce komik, okulla ilgili bir durumdu sanırım. o zamanlarda da böyle hani bir gönderi altında 600 yorum coşturulduğu zamanlar. ben gönderimi paylaştım, 3 saat oldu 5 saat oldu tık yok. nasıl bozuluyorum ama kimse bir şey yazmıyor diye. en sonunda dayanamadım, hesabımdan çıkış yapıp anonimbayan'dan "ahahhaja gerçekten mi ya" tarzı bir yorum yaptım mesajıma, sonra döndüm kendi hesabımdan teşekkür ettim bi de ajsaahsjskakskd loser'lık seviyesine bakın ya, ne gerek var böyle bir şeye kaldı ki hâlâ bazen kendi gönderilerimin altına yorum yapıp eğleniyorum kendi kendime. bu yüzden de artık radikal bir karar aldım, akıştaki tüm gönderileri beğeneceğim siz paylaşın çiçeklerim ben hepinize gülüyorum❤he bu arada şunu da ekleyeyim, neyse ki akışta kendi özelliklerimi betimleyip "tanışalım mı :)" gibi cümleler yazmamışım, o potansiyel var çünkü ahdjdl beterin beteri var arkadaşlar... kendi kendiyle kavga edenler de vardı, hepinizin farkındaydım hepinizin aldjdekal sevgiler. :*
themuallim
sa moraller bozuq, motivasyon sıfır sıfır sıfır. sorumluluklarımı devamlı erteleyip son anda tutuşuyorum. salako filminde var ya hani, salı sallanır çarşamba çarşafa dolanır, perşembe perişanlıktır diye bir erteleme ve oyalama durumu alkfrlfr işte onu kendi kendime diyorum. bence sizde de öyledir, olabilir mi öyle bir şey lütfen olsun çünkü. şehirlere bombalar yağardı her gece, biz pek de bir şey yapamazdık :/
ikizler
her zaman hayatımın en özel köşelerinden biri olan ama uzak kaldığım bu evimden 10 ay sonra hepinize tekrardan merhaba. umarım hepiniz çok iyisinizdir. bu evime geldiğimde eski mahallesine dönmüş bir yetişkin hüznü kaplıyor içimi. mahallesinin, evinin çocukluğundaki, gençliğindeki o cıvıl cıvıl halleri göz önüne gelir de o günlerden şimdiki ana doğru sıcak bir gözyaşı hızında bir anı yolculuğu yapar ya. İşte onun gibi bir şey. bu hal bende oldukça evimin anahtarını çıkarmaktan korkuyordum. bir zamanlar neşe saçan evimin içindeki sessizliği duymaktan. geçen akşam ilkadım sahildeki çay ocağında otururken oradaki abi ile ayaküstü muhabbet ettik. uzun zamandır görüşmemiştik. diğer abinin nerede olduğunu sordum ve aldığım cevap birden gözlerimin dolmasına neden oldu ölmüş o abi. evini bir gece böcek ilacı ile ilaçlamış sineklerden korunmak için ve uyumuş sadece. sonrası yok. o kadar oturdu ki içime. ellili yaşlarında bir abiydi. güleryüzlü, neşeli sesli biriydi. bir kaç selamlaşmamızdan sonra tanış olmuştuk. biraz muhabbetimiz ilerleyince bize ikinci baharını ve her iki tarafın evlatlarının karşı çıkması sonrası kavuşamadıklarını anlatmıştı. öyle anlatmıştı ki hem de bir romanın dönüm noktası gibi. gözleri her anlattığına eşlik etmişti. geriye bir fotoğrafı bile kalmadı bana. sadece zihnimdeki o güzel gülüşüydü geri kalan. İçimi yakmıştı gidişi ve koptum o anki arkadaş ortamımdan. o kopuş bugün anahtarları cebimden çıkarıp omudedikodu mahallesine girmeme ve ikizler kapımı açmama vesile oldu. benim ise hayatım haddinden fazla değişti bu dönemde. okulum bitti ve bir süre bir yerlerde çalıştım. sonrasında ise çok da geçmiş olmayan bir geçmişte atandım ve atandığım kurumda çalışmaya başladım. hem de samsuna atandım. İmkansız geliyordu bu bana ama olmuştu işte. üniversite yıllarımda kendimi bulduğum şehir yeniden bana kucak açtı ve bu sefer uzun yıllar boyunca kalmak üzere yerleştim bu şehre. İl merkezine azıcık uzak bir ilçedeyim lakin her hafta sonu kendimi atakum sahilde, ilkadım çay ocaklarında buluyorum. artık maddi özgürlüğüme tam manası ile sahiptim. bir ev kiraladım. 2+1. hep hayalini kurduğum yaşamın ilk temellerini atmış oldum böylece. İstediğim eve sahip olmak ülkemizin ekonomik durumundan dolayı biraz zaman alacak biliyorum ama şu haliyle bile bana mutluluk veriyor bu ufak yuvam. bu fotoğraflar da salonumdan ve evimin balkonundan ufak iki kare. buraya taşındığımdan beri pek yalnız kalmadım. sadece 1 haftasonu yalnız kaldım. oradan buradan arkadaşların uğrama noktası oldum. amaçlar edindim kendime ve 15 yıl verdim kendime. üniversite yıllarında amaçladığım ne varsa gerçekleştirdim çok şükür. en yapılamaz olarak görülen şeyleri bile yaptım. şimdi bakalım 15 yıl sonrası benim için nasıl olacak. evet şu an ikizler evimdeyim. ama yetişkin hüznüm mahalleye çıktığımda içimi kaplıyor. kapı komşum snorlax'ı göremiyorum. çatı katından bize seslenen posydon yok, eski dostum oas gideli uzun zaman olmuştu. gezginimin ad babası yok, o yok bu yok, gerçekten görmesem de hayatımda yer etmiş bir çok dostum artık yok. özlediklerimin yokluğuna alışmak ve yeni bir yaşantıya adepte olmak biraz zaman alacak ha ne dersiniz. hepinize mutlu geceler dostlarım...
Ophelia
arkadaşlar merhaba, hiç normal değilim anormalim, iletişim ve uyum problemlerim var, içimden kendi kendime konuşur tüm gün kendimle arkadaşlık ederim, evde telefonla oynar vakit geçiririm sıkılgan değişik biriyim. benim gibi kafadan kontak başkaları varsa arkadaş olmak isterim...
chen
sıkıntıdan kendime sardım. saçlarımı dokununca elde kalmalı sarı yapmama çok az kaldı.
kriyos
pubg mobile'in düzenlediği 50.000₺ ödül havuzu olan pubg mobile kampüs şampiyonası için kendime iyi bir takım kurmayı planlıyorum. turnuva bilgilerine bu linkten bakabilirsiniz https://play.gll.gg/pubgmobile/tournament/46153a6c... veya internetten rahatça bilgi toplayabilirsiniz. turnuvayla ilgilenen , oyunu iyi bilen ve benim gibi takım arayan kişiler 05382448714 numarasından whatsapp yoluyla bana ulaşırsa sevinirim. ayrıca oyuncu istatistiklerime bakmak isteyenler için oyuncu id'm : 5145102463
Forseti
beni kendime getirecek tek şey seyahat etmek ve şuan karar verdim otogara gidicem ve herhangi bir yere bilet alıcam prob izmir adios samsun je voyagerai
mimarlique
samsun da öğrencilik serüvenimin 5. senesinde sıradan bir memleket ziyareti dönüşü, iner inmez kendimden geçiren otogar soğuğuna karşı, arka çıkışa doğru yürüme cesaretinde bulundum. klasik, dolmuşun içinde ısınarak evime varırım düşüncesi durağa varır varmaz kasvetli bir sessizliğe bıraktı kendini. şoförün 3 koltuğa serilip uyuması bir yana dolmuşun çevresinde bulunan bir genç ve bir amca ile birlikte çalışmayan dolmuşu ittirerek çalıştıracak olmamızdan habersiz cama bir iki defa tıklatma cüretinde bulundum. şoför uyandı, battaniyesini toplandı, doğruldu ve sonrasında kapıları açtı. bavuldan mütevellit arka tarafa yerleştim ve ısınmak için bir takım kendime sarılma ve yüzey alanını küçültme işlemlerinden sonra artık araba çalışsada kalorifer denen icattan yararlansak diye düşünüyordum, marş1 marş2 marş3 tık yok ben çaresizliği kabullenmiş ne zaman 'şu arabayı bi itelim' direktifi gelecek diye bekliyorum, çok geçmeden kendimi sağ yanağı acuçlamış şekilde buldum zaten 3 kişiyiz biz 2 genç sağ sol geçtik, dayının ağızda sigara güya ortadan yardım ediyor. başladık asılmaya ama soğuktan ellerim dolmuşa yapışıyor, kapadım gözlerimi var gücümle itiyorum baktık ivleniyoruz salıp iter gibi yapıyorum ama araba çalışmıyor 3 kere marş bastık sektik geri geldik vs 200m yi buldu bizim itme mesafesi son garaja geldik ben bittim amca zaten yok olmuş gençte kenarda soluklanıyor dolmuş tin tin ilerlerken bir ışık, bir ses stop lambaları yanmış, motor çalışmış şoför sevindi geldi beni aldı topladık elemanları taksicilere, bizi izleyenlere karşın 'merhabalar aq' edasıyla yerleştik durağa, çok şükür şuan sıcak yatağımdan bu cümleleri aktarıyorum. belkise son günlerimi geçirdiğim samsumda ardıma bıraktığım bir anı daha, size günaydınlar bana iyi uykular, kendinize iyi bakın :)
iyikalplipsikopat
tam 8 ay gecti

burada ancak bir seyler duzeldiginde paylasim yapacagima dair kendime soz vermistim.iyi ve dogru olmaya dair guzel seyler yazacagimi, sevgiyi, vicdani ogrendigimi, artik iyi dusundugumu iyi oldugumu yazacagimi falan

ama her zamanki gibi hicbir sey degismedigi gibi daha da kotuye gitti, daha cok curudum daha cok kinlendim , daha cok kole gibi ezildim, daha cok kolelestim

ve tum bunlarin ustune, gun sonunda en buyuk basarim intihar etmemek iken lanet domuz babamin salak sacma islerini yapiyor onun bagrislarina, emirlerine susup boyun egiyor, onun benim icin cizdigi kadere itaat ediyor, icimden onu öldurmek kesmek gelse de sadece tamam diyebiliyorum, kucuk bir sey istiyor yapiyorum ama gitmeme izin vermiyor saatlerce hicbir sey demeden onun karsisinda oturuyor, telefon konusmalarini dinliyor itaat ediyorum

hayati boyunca en buyuk zevki insanlari baskalarinin karsisinda asagilamakti, ne zaman babamn bir arkadasyla iletisim kurmak, hatta sadece arkadasinin sesini duymak zorunda kalsam kendimi bir haydut grubundaki seks kolesi gibi hissediyorum, adeta ruhuma toplu tecavuz ediliyor

bir gun tum bunlar bittiginde, kolelikten kurtuldugumda, kimseye itaat etmeyecegim, kimseden korkmayacagim, tamamen ozgur olacagim, kendim ve sevdiklerim disinda herkesi kole olarak gorecegim, hicbir duygumu bastirmayacagim, hicbir seye susmayacagim ve bir gun ozgur oldugumda, son 8-9 yildan beri kendimden nefret etmeme, kole gormeme, daima ezilmeme, asagilanmama, gucsuz ve aptal hissetmeme sebeb olan babamin en buyuk psikolojik acilari cekmesi, yalniz sekilde ruhundaki aciyla ölmesi icin elimden geleni yapacagim

sevdigim 3 insan disinda hicbir seye karsi vicdan, sevgi gibi hislerim kalmadi, her seyle alay edebiliyor, kendiminki dahil her aciya kahkaha atabiliyorum ve icimdeki kin ve delilik her gecen gun daha da artiyor gibi
Gamsız Baykuş
bana doğru konuşuyor ben: - ''düşünmek yoruyor seni biraz dinlen yahut içine kapan, nasıl istersen.''
iyisi mi? sessizlik derim.
anlatıyorum kendime, dinliyorum kendimi.
söylenecek çok şey var, katlanacak yok hal.
iyisi mi? sessizlik derim.

birgaripmatematikci
selamlar. bayağı uzun zamandır yoktum. zaten çok aktifte değildim. ama bugün buraya içimi dökmek istiyorum. ne kadar başarılı olurum bilmiyorum. tam 4 ay önce en yakınım dediğim bir kardeşimi dostumu kaybettim ve hala atlatabilmiş değilim. çünkü normal bir ölüm değildi. maalesef intihar etti. ama hala inanamıyorum. kendime gelemiyorum. mezarını dahi ziyaret edemedim. buna hiç cesaretim yok hala. çünkü hala yaşıyormuş gibi hissediyorum. canım dostum, kardeşim o gülen yüzünü o kadar özledim ki..... neyse arkadaşlar insanları kırmayalım, yarın yokmuşçasına yaşayalım hayatı sevdiklerimizle. çünkü gerçekten bugün beraber olduğunuz insanlar yarın hayatta olamayabiliyor. sevin, sevilin, yaşayın bugününüzü.
ikarus✨
yine yazmam gereken yazıları yazmamak için, okumam gereken şeyleri okumamak için kendime türlü türlü meşgale bulduğum saatlerdeyiz. bu meşgalelerin en başında da tabi ki temizlik yapmak geliyor. gerek kitaplık olsun gerek komodin çekmeceleri olsun defalarca temizlenecek. kaçış yolu gibi kaçış yolu valla..
depresyondayim
alaçam'da okuyacağım, harika. inş yol arkadaşı bulurum kendime yoksa her gün iki saat yolu çekmek zor olacak
Артем
kendime lanet mi etsem yoksa müteşekkir mi olsam karar veremiyorum.

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)