her yeni gün benim için bambaşka öğretilerin olduğu deneyimler yaşatıyor. hayır diyorum ki bugün sıradan bir gün olsun mesela sıradan bir perşembe günü.. günler hızlı hızlı geçiyor. dün koca bir haftaya başladık bugün bitti. hayat dediğimiz bu uzun yolculuk, bazen bizi zorluyor. ama ne olursa olsun, her anı, kişi ve her deneyim bize bir şeyler öğretiyor. bu gerçekten de tam olarak böyle. özellikle küçük yaş grubunun öğretmeniyseniz. öğrenci sayısı kadar veli demek bu biliyorsunuz. veliler size hayatın en güzel hayat deneyimlerini sunar buna emin olun :) öğretmenler beni anladı diye tahmin ediyorum. bilmiyorum ama bazen şunu düşünüyorum. özellikle de çok fazla insanla tanıştığım için böyle. kimimiz başarının peşinde koşuyoruz, ne biliyim bazısı mutlu olmayı kafaya takıyor, bazıları da huzur diye tutturuyor... ama fark ettim ki, aslında tamamen basit bir tanımı var hepimizin aradığı şey aynı'' 'kendimizi bulmak' ' kendini bulamayan biri, çocuğu bulsun diye uğraşıyor. o yüzden bu denli bir çaba var. İçinde kalan ne varsa çocuk yapsın. çocukları öyle sorumluluklar altına sokuyorlar ki. çevremizin yarısı kendini bulamamış, kayıp insanlar.. karşımda çocuğunu değilde kendini anlatan o kadar çok insan var ki. anlatırken kendilerini kaybedip ben diye devam ediyorlar. hatta bir gün sordum bir çocuğun annesine siz mi resimde başarılı olmak istiyorsunuz, çocuğunuz mu diye. kadın şaşırdı duraksadı. '' ben küçükken çok severdim resim yapmayı, çok isterdim devam etmeyi'' dedi. bir hevesin, duygunun, isteğin insanın içinde kalması, ne kadar da yaralıyor insanları.
arkadaşlar buranın hali ne böyle öldü bitti mi bu site omüdedikodu erası bitti mi katlanamam ben buna yabmayın edmeyin
her zaman hayatımın en özel köşelerinden biri olan ama uzak kaldığım bu evimden 10 ay sonra hepinize tekrardan merhaba. umarım hepiniz çok iyisinizdir. bu evime geldiğimde eski mahallesine dönmüş bir yetişkin hüznü kaplıyor içimi. mahallesinin, evinin çocukluğundaki, gençliğindeki o cıvıl cıvıl halleri göz önüne gelir de o günlerden şimdiki ana doğru sıcak bir gözyaşı hızında bir anı yolculuğu yapar ya. İşte onun gibi bir şey. bu hal bende oldukça evimin anahtarını çıkarmaktan korkuyordum. bir zamanlar neşe saçan evimin içindeki sessizliği duymaktan. geçen akşam ilkadım sahildeki çay ocağında otururken oradaki abi ile ayaküstü muhabbet ettik. uzun zamandır görüşmemiştik. diğer abinin nerede olduğunu sordum ve aldığım cevap birden gözlerimin dolmasına neden oldu ölmüş o abi. evini bir gece böcek ilacı ile ilaçlamış sineklerden korunmak için ve uyumuş sadece. sonrası yok. o kadar oturdu ki içime. ellili yaşlarında bir abiydi. güleryüzlü, neşeli sesli biriydi. bir kaç selamlaşmamızdan sonra tanış olmuştuk. biraz muhabbetimiz ilerleyince bize ikinci baharını ve her iki tarafın evlatlarının karşı çıkması sonrası kavuşamadıklarını anlatmıştı. öyle anlatmıştı ki hem de bir romanın dönüm noktası gibi. gözleri her anlattığına eşlik etmişti. geriye bir fotoğrafı bile kalmadı bana. sadece zihnimdeki o güzel gülüşüydü geri kalan. İçimi yakmıştı gidişi ve koptum o anki arkadaş ortamımdan. o kopuş bugün anahtarları cebimden çıkarıp omudedikodu mahallesine girmeme ve ikizler kapımı açmama vesile oldu. benim ise hayatım haddinden fazla değişti bu dönemde. okulum bitti ve bir süre bir yerlerde çalıştım. sonrasında ise çok da geçmiş olmayan bir geçmişte atandım ve atandığım kurumda çalışmaya başladım. hem de samsuna atandım. İmkansız geliyordu bu bana ama olmuştu işte. üniversite yıllarımda kendimi bulduğum şehir yeniden bana kucak açtı ve bu sefer uzun yıllar boyunca kalmak üzere yerleştim bu şehre. İl merkezine azıcık uzak bir ilçedeyim lakin her hafta sonu kendimi atakum sahilde, ilkadım çay ocaklarında buluyorum. artık maddi özgürlüğüme tam manası ile sahiptim. bir ev kiraladım. 2+1. hep hayalini kurduğum yaşamın ilk temellerini atmış oldum böylece. İstediğim eve sahip olmak ülkemizin ekonomik durumundan dolayı biraz zaman alacak biliyorum ama şu haliyle bile bana mutluluk veriyor bu ufak yuvam. bu fotoğraflar da salonumdan ve evimin balkonundan ufak iki kare. buraya taşındığımdan beri pek yalnız kalmadım. sadece 1 haftasonu yalnız kaldım. oradan buradan arkadaşların uğrama noktası oldum. amaçlar edindim kendime ve 15 yıl verdim kendime. üniversite yıllarında amaçladığım ne varsa gerçekleştirdim çok şükür. en yapılamaz olarak görülen şeyleri bile yaptım. şimdi bakalım 15 yıl sonrası benim için nasıl olacak. evet şu an ikizler evimdeyim. ama yetişkin hüznüm mahalleye çıktığımda içimi kaplıyor. kapı komşum snorlax'ı göremiyorum. çatı katından bize seslenen posydon yok, eski dostum oas gideli uzun zaman olmuştu. gezginimin ad babası yok, o yok bu yok, gerçekten görmesem de hayatımda yer etmiş bir çok dostum artık yok. özlediklerimin yokluğuna alışmak ve yeni bir yaşantıya adepte olmak biraz zaman alacak ha ne dersiniz. hepinize mutlu geceler dostlarım...
tayyip baba param bitti i am poor give ne moneyy
of omüdedikodu of , askerlik bitti çalışma hayatı derken baksana kaç yıl geçmiş. ama aynı zamanda sitede geliştirdi kendini baksana :) 2012 yılında kampüse ilk geldim, karadeniz erkek yurduna kayıt yaptırdım. neyse işlemler bitti, sigaramı yaktım bekliyorum otobüs gelmesini, ben nereden bileyim ring'in bedava olduğunu :)) ya dedim bu ne rezillik millet para veriyor birde balık istifi gibi doluşuyor içeri :) öyle böyle derken yavaş yavaş bende alıştım, önce yer bulmaya, sonra tutunmaya, sonra yer bulmaya.. ama en güzelleri omünün girişinden yukarı doğru çıkarken deniz manzarası, birde karadeniz yurdundan arkadaşlarla ve aynı zamanda bizden yaşça büyük abilerimizle ettiğimiz muhabbetler. abi dediğim onlar değil adam o zamanlarda 32 yaşında biz 18 19 tıfılız ne diyeyim şimdi dimi :) tabi yurtta kalıyorsun ama özünde yurdu yurt yapan kendi arkadaşların, daha sonra baktım herkes gitti ben kaldım, kız (sosyal) arkadaşım ile eve çıktım. orası tam ayrı bir macera :) terasta kalıyorduk alabildiğine kişi alıyordu zaten.. her anıyla her dakikası ve her günü ile omü olsun samsun olsun paha biçilemez. çalışmaktan kafamı kaldırıp bunları yazmam bile beni çok motive etti, sizleri de mutlu etti ise ne mutlu bana:) birkaç resim bırakmak isterim. hepinize iyi günler:) resimler simit parkın orası dışı branda ile kapanmadan önce, diğeride yaz okulu parası çıkarmak için yaptığımız iş, ve tabiki kaldığımız çatı katı :d, son olarak klima ile sıcaklığı kırmanın bize faturası :(
yılın yarısı bitti. geçen zamandan bir şey anlayan cinli var mı aramızda? şubat ayını daha dün gibi hatırlıyorum ben mesela. ne ara olay temmuza kadar geldi inanın farkında değilim. aman aman nereye geldik bir anda, daha demin evdeydim modundayım şuan
merhametimden yedigim iki kazik:
6-7 yasindayken
benden 9-10 yas buyuk gokhan diye bir cocuk vardi beni hep dover, asagilar saf olmamla alay eder amele gibi islerini yaptirtirdi, cok sevdigim, cipsten cikan topac gibi bir oyuncagimi bicagiyla kesmisti, mahallede mac oynarken bana "gokhan beni sikti" dedirtip ses kaydi alip herkese gosterip alay etmisti,
bir kere bu olaylari cok hafif ustunden babama anlatmistim, bu cocugu doveym mi napayim falan demisti bende acimistim yok onemli degil falan demistim, bu cocuk 6-9 yaslari arasi hayatmi skmisti, futbol oynardik beni kaleci yapar sert sutlar cekerdi, futbol oynamiyorkende yolda tek gordugunde kafama dogru top atardi bir keresinde kaleci yapip arkadasi toygar diye biriyle birlikte cok sert sutlar cekmislerdi topu kurtarayim derken belim cok acimisti aglayarak eve gitmistim falan bu olaylardan dolayi hafif kekemeligim baslamisti ve hala top oynayan cocuklarin arasindan gecerken her an kafama top gelecek diye korkma hissim var
6. ve 7. siniftayken
sinifta kürt oldugu icin dislanan bir cocuk vardi, bizim mahalledeydi, biraz fakirlerdi, babasi taksi soforuydu, yeni tasinmistik, mahallede ilk tanistigim cocuklardan biriydi, okula ilk geldigimde cocugu sinifin kabadayisi tipler asagiliyordu bende daha ilk gelir gelmez onlara kafa tutmustum.cocuga hep destek oluyordum,tenefuslerde yaninda oluyordum onunla geziyorum diye bize "ayrilmaz ikili" falan diyerek gulenleri aldirmiyordum,
ve her gun, kardesine tost alsin diye 3lira harcligimin 1lira sini veriyordum, boyle aylar gecti bir gun cocugun yalanini yakaladim, bana "senin parayla kardesime tost aldim, param bitti" demisti ama sonraki tenefus verdigim 1 lirayi keyfine gore harcamisti
sonra ben buna para vermemeye basladim, cok zaman gecmeden diger arkadaslarimla(mahalleden, farkli siniflarda) arami bozmaya basladi, ardindan durduk yere bana saka niyetine saldirmaya, hakaret etmeye basladi
o cocuk yuzunden yalniz kalmistim, tenefuslerde yalnizdim, her tenefus baska siniftaki arkadasima gidiyordum ki o da beni pek sallamiyor oylesine yaninda tutuyordu, 2 yillim tenefuslerde boyle gecti
bu sekilde cok ornek var, cocukluktan beri merhametim yuzunden hayatimin en guzel yillarini baskalari caldi, bana en buyuk zarari merhametim verdi ve nefretim sayesinde daima guclu oldum, bana daima nefretim cesaret ve guc verdi
devami psikopatlik iceriyor
devami psikopatlik iceriyor
devami psikopatlik iceriyor
eger o kurt cocuk suan benim merhametime kalsa babasi ile annesini gozleri onunde idam eder, kardesiyle kendisini hapseder, ikisinide ac birakir ardindan her gun parmaklarini kesip pisirerek yemek olarak verir bu sekilde gun gectikce ikisinide tamamen ampute birakir bu sekilde olume terk ederim
eger gokhan merhametime kalsa
sorgu odasi camindan gorecegi sekilde sandalyeye baglarim
icerideki esine cocuklarinin parmaklarini kopartmasini yoksa hepsini oldurecegimi soylerim, ardindan kadini zihnen sakat(beyne elektrik), gokhani ise felc birakirim ve omur boyu bu sekilde yasamaya mahkum kalir ve benim gibi her gun pismanligi yasar dusunur olmek ister ama olemez
vicdanimi ve gucsuzlugumu anakinin annesi, ona bunu yapan yaratiklari hayatimi calanlar, ve anakini ise nefretimin gucu gibi goruyorm bu videoda
6-7 yasindayken
benden 9-10 yas buyuk gokhan diye bir cocuk vardi beni hep dover, asagilar saf olmamla alay eder amele gibi islerini yaptirtirdi, cok sevdigim, cipsten cikan topac gibi bir oyuncagimi bicagiyla kesmisti, mahallede mac oynarken bana "gokhan beni sikti" dedirtip ses kaydi alip herkese gosterip alay etmisti,
bir kere bu olaylari cok hafif ustunden babama anlatmistim, bu cocugu doveym mi napayim falan demisti bende acimistim yok onemli degil falan demistim, bu cocuk 6-9 yaslari arasi hayatmi skmisti, futbol oynardik beni kaleci yapar sert sutlar cekerdi, futbol oynamiyorkende yolda tek gordugunde kafama dogru top atardi bir keresinde kaleci yapip arkadasi toygar diye biriyle birlikte cok sert sutlar cekmislerdi topu kurtarayim derken belim cok acimisti aglayarak eve gitmistim falan bu olaylardan dolayi hafif kekemeligim baslamisti ve hala top oynayan cocuklarin arasindan gecerken her an kafama top gelecek diye korkma hissim var
6. ve 7. siniftayken
sinifta kürt oldugu icin dislanan bir cocuk vardi, bizim mahalledeydi, biraz fakirlerdi, babasi taksi soforuydu, yeni tasinmistik, mahallede ilk tanistigim cocuklardan biriydi, okula ilk geldigimde cocugu sinifin kabadayisi tipler asagiliyordu bende daha ilk gelir gelmez onlara kafa tutmustum.cocuga hep destek oluyordum,tenefuslerde yaninda oluyordum onunla geziyorum diye bize "ayrilmaz ikili" falan diyerek gulenleri aldirmiyordum,
ve her gun, kardesine tost alsin diye 3lira harcligimin 1lira sini veriyordum, boyle aylar gecti bir gun cocugun yalanini yakaladim, bana "senin parayla kardesime tost aldim, param bitti" demisti ama sonraki tenefus verdigim 1 lirayi keyfine gore harcamisti
sonra ben buna para vermemeye basladim, cok zaman gecmeden diger arkadaslarimla(mahalleden, farkli siniflarda) arami bozmaya basladi, ardindan durduk yere bana saka niyetine saldirmaya, hakaret etmeye basladi
o cocuk yuzunden yalniz kalmistim, tenefuslerde yalnizdim, her tenefus baska siniftaki arkadasima gidiyordum ki o da beni pek sallamiyor oylesine yaninda tutuyordu, 2 yillim tenefuslerde boyle gecti
bu sekilde cok ornek var, cocukluktan beri merhametim yuzunden hayatimin en guzel yillarini baskalari caldi, bana en buyuk zarari merhametim verdi ve nefretim sayesinde daima guclu oldum, bana daima nefretim cesaret ve guc verdi
devami psikopatlik iceriyor
devami psikopatlik iceriyor
devami psikopatlik iceriyor
eger o kurt cocuk suan benim merhametime kalsa babasi ile annesini gozleri onunde idam eder, kardesiyle kendisini hapseder, ikisinide ac birakir ardindan her gun parmaklarini kesip pisirerek yemek olarak verir bu sekilde gun gectikce ikisinide tamamen ampute birakir bu sekilde olume terk ederim
eger gokhan merhametime kalsa
sorgu odasi camindan gorecegi sekilde sandalyeye baglarim
icerideki esine cocuklarinin parmaklarini kopartmasini yoksa hepsini oldurecegimi soylerim, ardindan kadini zihnen sakat(beyne elektrik), gokhani ise felc birakirim ve omur boyu bu sekilde yasamaya mahkum kalir ve benim gibi her gun pismanligi yasar dusunur olmek ister ama olemez
vicdanimi ve gucsuzlugumu anakinin annesi, ona bunu yapan yaratiklari hayatimi calanlar, ve anakini ise nefretimin gucu gibi goruyorm bu videoda
karakter yoksunu kyk yönetimi herşey bitti öğrencinin kullandığı 3 5 gb fazla internete mi göz diktiniz 16 gb kota ne bütün seneyi ailemizden uzakta geçiriyoruz.3 gün yetti internet kimi bilir kaç tane paket aşımı yapacağım.
bugün benim doğum günüm. yaş oldu 25. yolun yarısı bitti arkadaşlar.
bir buçuk yıllık ilişkim bitti. yazacak kimsem yok bende buraya yazayım bari.
festivalde 3. gün bitti. alanda eğlenenler kimler?
omüde 5. yılın sonuna gelmiş olmanın buruk sevinci içersinde mezun olacağım inşallah bütsüz bir dönemi ardimda bıraktım. bu okulda agladigim gün sayisi gulduklerimden fazla maaalesef. derslerin bi hayli zor olusu ortama adaptasyon sağlayamama sıkıntısı insanların iki yüzlülüğü daima mutsuz olmama yol açtı. bu siteye girer stres atardım simdi de yine mezuniyete yakin girdim. ama farkettim ki genelde mutsuz olunca girermişim buraya. simdi ise geçerken uğramış hissi var. vayyyy beee koskoca 5 yıl he. .... bitti sonunda. ah be omu sana bi gelen ağlar bi de senden giden galiba.... su son dönemde bana güzellikler sunman dileğiyle...
iddiaya göre ilahiyatçı bazı arkadaşlar böyle broşürler dağıtmış. noel ve yılbaşının iki farklı şey olduğunu açıklamaya çalışmaktan milletin dilinde tüy bitti bunu geçiyorum tabiki. lakin görsellere bir bakın. birinde noel baba pkk, deaş gibi örgütleri besliyor; diğerinde insanların üzerine jetle bomba bırakıyor. ne bu abi? resmen nefret aşılamak bu. hristiyanlar ve müslümanlar barış içinde yaşayamaz, hristiyanlar hep bizim kötülüğümüzü istiyorlar, bizi öldürüyorlar, ama biz öyle miyiz onlar bize füze biz onlara gül atıyoruz, biz çok iyiyiz onlar eğk mi demeye çalışıyorsunuz bunun amacı nedir? neden bu düşmanlık? her daim barış abi, her daim. mümkün olduğu sürece barış, hoşgörü, sevgiye yönelmeliyiz. amacımız bu olmalı. bir eylemin yapılmaması gerektiğini düşünüyorsanız daha az agresif yollar seçmelisiniz ve argümanlarınızı ona göre organize etmelisiniz, böyle saldırgan yollarla olmaz.
2013 yılında omüyü kazanmıştım, bu 5 sene biter mi dedim, yabancı bi şehir, yabancı insanlar, tek başıma ne yaparım orda dedim, aradan zaman aktı okul bitti, meğer ben en güzel günlerimi, en iyi arkadaşlarımı samsunda kazanmışım, bir zamanlar yabancısı olduğum şehri şimdi özler oldum. herkesin dediği gibi üniversite en güzel günlerimiz ve yine herkesin yaptığı gibi ben bunu bitince anladım. yazacak o kadar şeyim varki, tüm yaşadıklarıma bi tebessüm bırakıyorum🙂
saat gece 03:30 civarı. sabah 11de son sınavım var ve öyle bir sınav, öyle bir hocanın sınavı ki çok çalışıp kaladabilirsin hiç çalışmayıp geçedebilirsin. 2 kahve içtim ve sabahlıyorum. neyse ders çalışırken sigaram bitti saat 1 gibi. mahallede de büfe var açıktır diye çıktım paket almaya ama kapalıydı. tam yanından geçerken bir araba durdu büfeyi açtı adamın birine alkol sattı. bende girip sigaramı aldım ve adam büfeyi kapatıp arabasına bindi gitti. gece gece böyle bir şans ayağıma geldi inşallah test yaparsın sayın danışman hocam yoksa sınıfça direği tuttuk. sınıf grubunda da herkes kaldım diyor zaten gizliden gizliye rakip eleme oyunlarını sunmayan kalmadı.
oliver twist mutlu bir sonla bitti keşke hayatta böyle olsa sonlar hep mutlu bitse merhamet ve sevgi nedir bilmeyen kötü insanlar ellerindekilerin değerini bilmedikleri için cezalarını çekseler, pişmanlıklarında yürekleri kavrulsa sırf onlara insan oldukları için bahşedilen duyguları yine insanlara karşı yahut canlılara karşı kullanmadıkları için.ama ne yazık ki ' dünyamız bir kırık düşler dünyasıdır.ve kırılanlar da çoğu zaman en özenerek beslediğimiz , ruhumuzun en soylu yönünü yansıtan düşer ve umutlardır.' (teşekkürler charles dickens )
ayrılıklar neden hep acıdır. ben neden bu kadar çok duygusal bir insanım. mutluyken bile ağlayabiliyorum. bir erkek için çok fazla okadar hassas bir yapıya sahibim ki bir insanı uzdugumde kirdigimda kendime kızıp oturup ağlıyorum. daha önce kız arkadaşım ile üniversite bittikten sonra memleketime döndüm. o gün o dönüşte okadar çok ağladım ki , birbirimizi çok özlüyorduk. ben onun yanına her gitmem de heyecandan yerimde duramıyorum. 2,3 gün beraber vakit geçirdikten otobüs saati yaklaştıkça bir anda gözümden yaş akmaya başlıyordu. hep onunla meydandan servise binip onu eve gonderiyodum. çünkü o ben ağladıkça daha çok üzülür diye. otogara gidene kadar ağlayan gözler otogara gidince ilk işi yüzünü yıkayıp onu aramakti. üzülmesin ben iyiyim diye beraber vakit geçirirken komik anlarla güldürmeye çalışırdık birbirimizi. kendi erkek kardeşimin yanina gidiyorum . onunla ayrılırken bile sebepsizce dökülüyor yaşlar. simdi evimdeyim. İki yıllık bir iliskim bitti. bilmiyorum o şimdi ne halde ben her gün onunla yaşadığım günlerin özlemiyle evde tek basima kaldıkça yasadigimin yalnızlığın kendimi ne kadar yıprattı gini düşünüyorum. öyle bir sevinki sevmenin elini tutarak değil onun için en özel yerinizi ona armağan edecek kadar sevin. İşte belki de insan bu yüzden sevmeye korkuyor. konu kaybedip yalnız kalmaksa bir gün ayrı dusucegiz . onu düşünmek bile ağlamak için bi sebep. burada olmasa icimdekilerini anlatacak biri yoktu.
arkadaşlar size bir sorum olacak. yaklaşık bir ay önce 2 yıllık ilişkim bitti. bu ayrıldığım sevgilim bana dedi ki: annesi rüyasında beni görmüş, annesiyle ben sarmaş dolaş yürüyormuşuz (dipnot annesiyle tanışıyoruz). bana yalan mı konuşuyor tekrar bir şekilde barışalım orta yolu bulalım diye. yoksa gerçekten bu kız benim kaderim mi? basiretim bağlanmış mı?
bir hayat düşünün dünyada sizden daha mutlu bir insan yok. herşey okadar güzelki herkesin kıskandığı bir sevgiyle baglisiniz birbirinize. her ilişkide olan sorunları yasarsiniz, tüm herşey üst üste gelir artık bir noktadan sonra yaşamin üzerinizde yarattığı baskı baş edilmez bir hale gelir. bu noktada sevdiginiz insan hep yanında destek olur. tamam herşey bitti dediğiniz anda tüm sıkıntılardan kurtuldum derken bu defa biriken bu stresi çeken insanın mutlu olma zamanı gelmisken o insanda artık dayanamaz bu defa tüm mutlu günler sonrasında acı dolu üzüntülü günlere hapis olursunuz. sonra mı işte söylemeye diliniz varmaz , için içinizi yer dahasimi artık gülüşüyle sizi hayata bağlayan insan artık hayatınızdan uçup gitmiştir. ve söz verirsiniz kendinize bir daha başka birisini sevmemeye ondan uzak olsanız da ayrı olsanız da başkasının elini tutamayacak kadar sevmissinizdir. unutmayın insan bir kez sever adı aşk olur kavusanazsa bu defa insanın ruhuna işleyen gerçek anlamda aşka ulaşmış olur. bir kez sevin ve sonuna kadar sevginizin arkasında durabilecek kadar sevginizin arkasında olun.
koskoca bir yaz bitti ve çok yakında çile dolu samsun günlerine döneceğim. allah'ım hiç özlemedim yaa. neyseki son sene. yeni gelenlere de allah sabır versin 🙇