selam canlarım. böyle uzun uzun yazmak istiyorum ama hiç halim yok, bilin bakalım kim tehlikeli sularda yüzüyor? aaa benmişim. ama su nasıl güzel… :’)
yemin olsun duygu roller coaster’ında ordan oraya savruluyorum; narin, hassas ve pamuk şeker kalbim artık isyan ediyor ama durduramıyorum ismet durduramıyorum… bir gün anlatırım.
hepinizi seviyorum, gözlerinizden öpüyorum. hoşçakalın.


bugün öğretmenlik hakkında düşüncelerle zihnim dolandı durdu. o yüzden bugün biraz öğretmenlik hakkında bir şeyler yazmak istiyorum. her insanın aklında kalan ve zaman zaman hatırladığı öğretmenleri vardır. bir öğretmenin söylediği her cümle öğrenciler üzerinde unutulmaz bir etki bırakıyor. bu yüzden öğrencilerime kurduğum her cümleye dikkat ediyorum. öğretmenlerin söyledikleri her cümle, ilk günkü gibi hafızada kalıyor; bu yüzden hem olumlu hem de olumsuz cümlelerde dikkatli olmak o kadar önemli ki.. lisedeyken öğretmenimin söylediği bir sözle uzun süre özgüvensizlik yaşadım. bugün öğretmen oldum ve öğrencilerimden biri bana şu şekilde bir cümle kurdu: "siz diğer öğretmenler gibi değilsiniz." bu söz beni derinden etkiledi açıkçası. onlarla iletişim kurarken, ders yaparken kullandığım dil onlara özgüven katsın istiyorum. kendilerini çekinmeden ifade edebilmenin, kendilerini rahat hissetmelerinin yollarını arıyorum. ders ortamında sinirlenmek çooook normal. ancak, çocuğun gururunu ve özgüvenini kırmamak çok değerli. bu şekilde hiçbir çocukta kötü ve derin izler bırakmamak için elimden geleni yapıyorum. umarım bunu bundan sonraki meslek hayatımda uygulamaya devam edebilirim. umarım bir sürü çocuğun aklında, iyi anılarla hatırladıkları öğretmenleri olurum...

merhabalar sevgili omüdedikodu yazarları, merhaba değerli dostlar. epey olmuştu buralara yazmayalı. siteye girmişken birden çalakalem bir şeyler yazmak istedim, özlemişim... sizce de zaman çok hızlı geçmiyor mu? daha doğrusu bu konuda kendimle çelişen bir fikrim var. bir gün içerisinde o kadar çok olay, konuşma yaşanıyor ki sanki bazen gün bitmiyor gibi geliyor. hatta gün içinde spesifik bir olay olmazsa günleri sıklıkla karıştırıyorum. sanırım bu benim için 2019'da üniversiteden mezun olmamla birlikte hayatımda fark ettiğim bir durum. o zamandan bu zamana nasıl geldik, neler yaşandı, nasıl bu kadar vakit geçti bilmiyorum. geçen sene diyesim geliyor üniversite yıllarım için. bu aradaki kayıp zamanda pandeminin de etkisi olduğunu düşünüyorum. aslında kendi adıma çok da kayıp değildi. atandım, işim oldu, hayatıma çok farklı yeni insanlar girdi, yeni bir şehre alıştım, evim değişti, her şeyim değişti belki de... eski yazılarımı silmemiş olsaydım bunlardan bir kısmının konusunun değişimle alakalı olduğunu söyleyebilirdim. yapı olarak değişiklik seven biri değilimdir. çok sabit fikirlerim var ve acayip bir şekilde rutin severim, konfor alanından çıkmayı sevmem aslında. bu süreçler elbette benim için zorlayıcı oldu ama şimdi bakıyorum, günler birbirinin aynısı. zaman, o an içindeyken geçmiyor gibi gelse de bir bakmışsın yıllar geçmiş çoktaaan. bir gün içinde çok şey oluyormuş gibi gelse de hiçbir şey yapmaya yeteri kadar vakit kalmıyor. bu ne yaman çelişki annee? tamam tamam bir daha şarkıya bağlamayacağım :) belki de benim hiçbir şey için yapacak vakit bulamamam benim zaman yönetimimin kötü olduğunu gösteriyordur, bu da olabilir. zamanı algılama biçimimiz değişiyor. yaşantılarımız da değişiyor. bu yazdıklarım herkes için geçerli olmayabilir elbette. sizde durumlar nedir ahali? bu arada İstanbul'daki kızlar eqlesin, kıps ;) İyi geceler canım dedikodu.
bu arada böyle hitap ediyorum ama gerçekten içinden geldiği gibi yazıyorum çünkü bu sitenin olması bana güven veriyor. normalde kendimi yazarak iyi ifade edebilen biri değilimdir. sayısalcı olmamdan mütevellit kelimelerle aram pek de iyi değildir -en azından sayılara nazaran-. tanımadığım insanlara bir şeyler anlatmak yıllar önce de daha kolay geliyordu, şimdi de. ha şimdi bakınca sitede tanımadığım pek de kişi kalmamıştır, anonimlik falan hak getire ahahjs. neyse sitenin bana kattığı en güzel şeylerden biri yazı yazmak oldu. anlattığımı dinleyecek kimse olmasa bile buraya gönül rahatlığıyla yazabileceğimi biliyorum. kaldı ki buradan tanıştığım çok güzel insanlar var ve onlarla sohbetimiz hâlâ devam ediyor. İyi ki o insanlar var, iyi ki bu platform var... 💜
bu arada böyle hitap ediyorum ama gerçekten içinden geldiği gibi yazıyorum çünkü bu sitenin olması bana güven veriyor. normalde kendimi yazarak iyi ifade edebilen biri değilimdir. sayısalcı olmamdan mütevellit kelimelerle aram pek de iyi değildir -en azından sayılara nazaran-. tanımadığım insanlara bir şeyler anlatmak yıllar önce de daha kolay geliyordu, şimdi de. ha şimdi bakınca sitede tanımadığım pek de kişi kalmamıştır, anonimlik falan hak getire ahahjs. neyse sitenin bana kattığı en güzel şeylerden biri yazı yazmak oldu. anlattığımı dinleyecek kimse olmasa bile buraya gönül rahatlığıyla yazabileceğimi biliyorum. kaldı ki buradan tanıştığım çok güzel insanlar var ve onlarla sohbetimiz hâlâ devam ediyor. İyi ki o insanlar var, iyi ki bu platform var... 💜

geçmiyor aklımdan ya ne yapsak ki eskisi gibi uzun yazmak içimden gelmiyor. eskiden vakit çok iş yoktu şimdi iş çok vakit yok . İnsanın aklından bir şey geçmesi için durup kendini dinlemesi gerekiyor ancak artık öyle bir lüksüm kalmadı. anı yaşayıp geçip gidiyorum. eskiye benzeyen tek şey b 'ye p90 ile koşa koşa girmek sanırım. o da haftada bir ancak.

buraya güzel şeyler de yazmak isterdim
ama hayatımda güzel şeyler olmuyor
bundan sonra da olacağını sanmıyorum
her şeyden yoruldum
ama hayatımda güzel şeyler olmuyor
bundan sonra da olacağını sanmıyorum
her şeyden yoruldum

günümüzün yeni modası evlenmek arkadaşlar. sosyal medyada ortak hesap açıp, sevgili olma tarihinden tutunda bilmem bir sürü tarihe kadar yazmak için evleniyorlar. aksini iddia edenin sevgilisi ile ortak hesabı vardır.

omu radyo televizyon sinema bölümünü yazmak istiyorum. var mı üst sınıflarda okuyan dostlar. derslere devam zorunluluğu var mı, şu dersler çok verimli geçiyor diyebileceğiniz dersler ve bölümün kral - kraliçe hocaları kimlerdir? yanıtlarsanız sevinirim.

buraya yazmayalı uzun zaman oluyor yazmak istedim. bu site bana çok güzel dostluklar kattı. ben bu sitede tanıştığım insana memleketimden hediye getirdim, ben burada tanıştığım insanla kampüste oturup dertleştim. ben burada tanıştığım insanla sahilde geyik yaptım. yakın bir zamanda hayatımın sonuna kadar unutamayacağım bir olay yaşadım. bu olay karşısında sesim ve ellerim hiç titremedi, gözlerim buğulanmadı. bunu buraya yazıyorum. çünkü bu olaya burası sebep oldu. hayatınıza bir sürü insan girecek ve girenlerle eş değer nitelikte bir çok insan da çıkacak. doğal seçilim. kalanlar kalır, gidenlere hoşça kal deriz. ben bundan birkaç gün önce birisini hayatımdan uğurladım. bugün ise o kişiyi içimden uğurluyorum. bana kattıkların ve kazandırdıkların için teşekkür ederim. senin gözünde her zaman küçük kalmam dileğiyle...
hoşça kal...
hoşça kal...

eskiden yaptığım gibi şuraya azıcık sitem atayım içimi dökeyim. o kadar bıktım ki insanların sahte yaşamlarından ve sahte şeylerden mutlu olup gerçekten gram anlamamalarından boş şeylerle uğraşıp boş bir hayat yaşamalarından diyeceksiniz ki bundan sanane öyle olmuyor işte o iş bizde yaşıyoruz bu dünya da mesela iş hayatımdaki insanlar veya hoşlandığım bir kız illaki birileri sürekli çıkıyor karşıma ve zararını ben görüyorum. hayatta hiç bir zaman yok like takipci kısaca sosyal medya umrumda olmadı başka insanların seveceği şekilde resimler çekinmek başka insanların beğeneceği sözler yazmak başka insanların ilgisini çeken profiller vs vs ha bundan da sanane diyeceksiniz bunca sahtelik içinde insanlar gerçek benliklerini unutmuş ve ben onlara doğru olanla gerçek olanla yaklaştığımda resmen kaçıyorlar saçma bir şekilde. bir kaç örnekle açıklayım geçen bir kadınla tanıştım cidden güzel şeyler hissettim ona karşı sadece dürüst oldum veya başka bir amaç gütmeden kartları mı açık oynadım evime kadar geldi tek düşündüğüm sadece yanında olmak o anki sıkıntısını ona unutturmakdı 1 ay sonra felan başka birisi daha çıktı karşıma ona da gerçek olması gereken şekilde davrandım sonuç 2 sininde en son söylediği casual sen çok iyi birisin deyip konuşmayı kestiler. diğer bir örnek erkek arkadaşım oldu bebelerle samimi olmak güzel bir dostluk kurmak istedim ben ne kadar dürüst olup onlara iyi davrandıysam onlar da bir o kadar kullanmaya çalıştılar beni ve en kötüsü bu anlattığım bu insanların hepsi beni salak yerine koymaya çalıştılar. herkesin dili farklı kalbi farklı konuşur olmuş ne adamlıktan ne insanlıktan anlayan kalmış boş ve sahte dünyalarınız da mutlu olmaya devam edin ben gerçek dünya da gerçek insan aramaya devam edeceğim. lafta bunları arayıp icraat de kendine ızdırap çektirenlerin yanında nasıl duruyorsunuz hala anlayamıyorum anlayamayacağım da. her neyse iyi döktüm içimi her zaman joker kartım oldun iyiki varsın omüdedikodu 😏

herkese merhaba,
biraz başınızı ağrıtacağım kusuruma bakmayın lütfen.
anonim olarak yazmanın içini dökmenin en keyifli yerlerinden biriydi burası benim için. sıkıldıkça sevindikçe yazdım ama hayatımda hiç bu kadar zorlandığım bir dönem olmadı ve yaklaşık 3 yıl aradan sonra tekrar yazmak sizden yardım istemek istedim. özellikle kadın arkadaşlarımdan.
3 yıldır yürütmekte olduğum bir ilişkim vardı. gözümden sakınır gibi herkesten her şeyden sakındım.
hayatıma ilk defa birini almaya cesaret etmiştim. daha doğrusu bir anda girdi hayatıma , ben de onun hayatına o hızla girdim.
bir insan bir insanı ne kadar fazla sevebilirse o kadar sevdik bir birimizi. benim için kaldı geldi istanbula ülkesini bıraktı , ailesini bıraktı . benim yanıma geldi. ben de elimden ne geliyorsa yaptım kpss yi bıraktım işe girdim iki yıldır 7/24 çalışıyorum yıllık izin bile kullanmadan. maddi manevi ne varsa verdik birbirimize. nisan ayında evlilik teklifi etmek için yüzük bakarken subat ayında kıskançlık ve yanlış anlama uğruna , ağıza alınmayak küfürler ettim. tehdit ettim . daha doğrusu etmişim farkında değilim sonradan mesajlarımı okuyunca farkettim. ben bunları farkettiğimde her şey için çok geçti.
bitirmişti.
çok pişmanım çok utanıyorum.
yalvardım yakardım, evine gittim çiçekler aldım , salya sümük ağladım geri dönmedi.
son kez ayaküstü bir kere görüşmeye müsade etti ama ne kadar pişman olduğumu söylesemde benden geçti . herkes kendi yoluna dedi ve gitti.
hayatımda ondan daha çalışkan daha iyi niyetli daha açık sözlü ,istediğini bilen gurur naz yapmayan birini tanımadım.
şimdi onu kaybetmiş olmayı kabullenemiyorum.
allah aşkına bana bir şey söyleyin .
kurbanlar adadım sadakalar verdim. pişmanım çok pişmanım . onu kaybetmek istemiyorum .
ne yapacağımı şaşırdım . ölü gibi işe gidip geliyorum .
akıl verin lütfen bana çok ihtiyacım var buna.
biraz başınızı ağrıtacağım kusuruma bakmayın lütfen.
anonim olarak yazmanın içini dökmenin en keyifli yerlerinden biriydi burası benim için. sıkıldıkça sevindikçe yazdım ama hayatımda hiç bu kadar zorlandığım bir dönem olmadı ve yaklaşık 3 yıl aradan sonra tekrar yazmak sizden yardım istemek istedim. özellikle kadın arkadaşlarımdan.
3 yıldır yürütmekte olduğum bir ilişkim vardı. gözümden sakınır gibi herkesten her şeyden sakındım.
hayatıma ilk defa birini almaya cesaret etmiştim. daha doğrusu bir anda girdi hayatıma , ben de onun hayatına o hızla girdim.
bir insan bir insanı ne kadar fazla sevebilirse o kadar sevdik bir birimizi. benim için kaldı geldi istanbula ülkesini bıraktı , ailesini bıraktı . benim yanıma geldi. ben de elimden ne geliyorsa yaptım kpss yi bıraktım işe girdim iki yıldır 7/24 çalışıyorum yıllık izin bile kullanmadan. maddi manevi ne varsa verdik birbirimize. nisan ayında evlilik teklifi etmek için yüzük bakarken subat ayında kıskançlık ve yanlış anlama uğruna , ağıza alınmayak küfürler ettim. tehdit ettim . daha doğrusu etmişim farkında değilim sonradan mesajlarımı okuyunca farkettim. ben bunları farkettiğimde her şey için çok geçti.
bitirmişti.
çok pişmanım çok utanıyorum.
yalvardım yakardım, evine gittim çiçekler aldım , salya sümük ağladım geri dönmedi.
son kez ayaküstü bir kere görüşmeye müsade etti ama ne kadar pişman olduğumu söylesemde benden geçti . herkes kendi yoluna dedi ve gitti.
hayatımda ondan daha çalışkan daha iyi niyetli daha açık sözlü ,istediğini bilen gurur naz yapmayan birini tanımadım.
şimdi onu kaybetmiş olmayı kabullenemiyorum.
allah aşkına bana bir şey söyleyin .
kurbanlar adadım sadakalar verdim. pişmanım çok pişmanım . onu kaybetmek istemiyorum .
ne yapacağımı şaşırdım . ölü gibi işe gidip geliyorum .
akıl verin lütfen bana çok ihtiyacım var buna.

çizgi roman siparişim yine stokta bulunmadığı için reddedildi. neyse ki nadir' de aranırken ingilizcesini gördüm ve neden aklıma gelmedi ki ?! diyerek yapışıp aldım. umarım bu kez de hayal kırıklığına uğramam. benim kadar basit zevkleri olan başka bir varlık daha yoktur fakat gelin görün ki bir kitaba ulaşmak için dahi savaş vermem gerekiyor.
ve sevgili oğuz atay, senin gibi yazmak ne kadar zorsa senin için yazmak da o denli zor. '' şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. '' diyerek, yine senin sözlerinle affına sığınayım. iyi ki kelimelerine dokunmamıza imkan tanımış hayat. hala, neredeyse her gün fotoğrafını öpüyorum. benimki de böylesi bir tedrici intihar !
güzel marmara' nın sözleriyle, bir veda daha sana :
yabancıların en yakınıydın sen !
ve sevgili oğuz atay, senin gibi yazmak ne kadar zorsa senin için yazmak da o denli zor. '' şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. '' diyerek, yine senin sözlerinle affına sığınayım. iyi ki kelimelerine dokunmamıza imkan tanımış hayat. hala, neredeyse her gün fotoğrafını öpüyorum. benimki de böylesi bir tedrici intihar !
güzel marmara' nın sözleriyle, bir veda daha sana :
yabancıların en yakınıydın sen !

anasayfada denk geldiğim bir yazı üzerine benim de yazasım geldi. (taslaksız yazıyorum. uykulu halimden dolayı karışık cümlelerim olursa affediniz 🙏🏻)
ben biraz daha sınırları çizerek yazmak istiyorum tabiki, çünkü üslubum böyle. son zamanlarda kadın erkek ilişkilerinde benim de farkettiğim birtakım şeyler var. günümüzde maalesef kadına şiddet olayları ile fazla karşılaşılıyor. ama bundan en fazla payı bilhassa son günlerde masum erkeklerin aldığını düşünüyorum. artık hepsine üzgün olarak belirtmek istiyorum ki potansiyel manyak gözüyle bakılmaya başlandı. hâl buna dönüşünce elbette (diğer yazıya katılıyorum) özellikle sosyal medyada erkeklere yüklenilme, ama kadınlara ‘aaa’ deyince bile bir savunma gözlemliyorum. bu da ‘bilinçsiz’ kadınlarımızın daha hadsizleşerek erkeklerin yaratılış özelliklerine hakarete kadar maalesef varıyor. erkeklerin bu durumdan rahatsız olmasını anlayabiliyorum. kadına uygulanan fiziksel şiddet, erkeğe de duygusal anlamda uygulanıyor gibi geliyor. özellikle dış görünüş ve maddiyata varan ağır eleştirilere (ki bu aslında hakarete varıyor) maruz kalmak eminim çok üzücüdür. hele son çıkan kadının beyanının esas alınmasını saçma buluyorum. ama şu an için buna pek bi çözüm bulunacak gibi değil. bu tür şeylerin cinsiyete indirgenmesinden, insanlığa çıkarılacağı günün gelmesini tabiki isterim. çünkü hiçbir şey cinsiyetle ölçülemiyor, mesele insanlık. (yine yazıya ithafen) her nasıl ki primcilerle erkeğe hakaret varsa, buna göre daha az da olsa aynılarını kadınlara yapanlar da var, bunu da belirtmek isterim. dediğim gibi kadın - erkek değil de insan olarak değerlendirmekte herzaman fayda var ☺️🌸
ben biraz daha sınırları çizerek yazmak istiyorum tabiki, çünkü üslubum böyle. son zamanlarda kadın erkek ilişkilerinde benim de farkettiğim birtakım şeyler var. günümüzde maalesef kadına şiddet olayları ile fazla karşılaşılıyor. ama bundan en fazla payı bilhassa son günlerde masum erkeklerin aldığını düşünüyorum. artık hepsine üzgün olarak belirtmek istiyorum ki potansiyel manyak gözüyle bakılmaya başlandı. hâl buna dönüşünce elbette (diğer yazıya katılıyorum) özellikle sosyal medyada erkeklere yüklenilme, ama kadınlara ‘aaa’ deyince bile bir savunma gözlemliyorum. bu da ‘bilinçsiz’ kadınlarımızın daha hadsizleşerek erkeklerin yaratılış özelliklerine hakarete kadar maalesef varıyor. erkeklerin bu durumdan rahatsız olmasını anlayabiliyorum. kadına uygulanan fiziksel şiddet, erkeğe de duygusal anlamda uygulanıyor gibi geliyor. özellikle dış görünüş ve maddiyata varan ağır eleştirilere (ki bu aslında hakarete varıyor) maruz kalmak eminim çok üzücüdür. hele son çıkan kadının beyanının esas alınmasını saçma buluyorum. ama şu an için buna pek bi çözüm bulunacak gibi değil. bu tür şeylerin cinsiyete indirgenmesinden, insanlığa çıkarılacağı günün gelmesini tabiki isterim. çünkü hiçbir şey cinsiyetle ölçülemiyor, mesele insanlık. (yine yazıya ithafen) her nasıl ki primcilerle erkeğe hakaret varsa, buna göre daha az da olsa aynılarını kadınlara yapanlar da var, bunu da belirtmek isterim. dediğim gibi kadın - erkek değil de insan olarak değerlendirmekte herzaman fayda var ☺️🌸

yazmak bile hayata tutunma çabasıymış meğer. ya da onu yazmak onun sevgisine tutunma. yazılarımızın bittiği insanlar var artık, umut dünyasından çekiliyoruz.

mutlu geceler gençler. nasılsınız. bu yazıyı yazmak için 3. denememizi yapıyoruz şu anda ömürevleri sahilindeki iskelede. her seferinde yazmaya başlıyoruz ve yurtlarımızın kapanma saati geldiği için yurtlarımıza geri dönmek zorunda kalıyoruz. ama bu gece kararlıyız. bu yazıyı yazıp yolla gitsin butonuna basacağız. yazının başından beri 1.çoğul şahıs ile yazıyorum, fark etmişsinizdir illa ki. çünkü bu yazıyı, size taa ilk dikkatimi çektiği günden beri anlattığım, sonra hayatıma girmesiyle kalbimin sultanı olan hanımefendi ile yazıyoruz. şaka maka tam 1 yıl 4 ay olmuş hanımefendinin hayatıma girmeyi kabul edişi. zaman çok hızlı akıp gidiyor gerçekten ama bu hızla akıp giden zamanın içinde hızla artıp çoğalan şeyler de oluyor. aşk gibi, bağlılık gibi, mutluluk gibi, huzur gibi. eğer gerçekten hayallerinizdeki kadını hayatınızın bir parçası yaptıysanız dünya çok farklı bir hal alıyor. herhangi bir sözünü bile delicesine seviyorsunuz mesela. bir bakışına kurban olacak seviyeye geliyorsunuz. gününüzün herhangi bir saniyesinde size bir defa gülümsemesi tüm modunuzu değiştirebiliyor bir anda. bazen telefonu alıyorum elime. üstte bir mesaj olarak ismini gördüğümde bile öyle mutluluk doluyor ki içim. bunları ne kelimelerle ne de başka bir şeyle anlatabiliyor insan. uzayıp giden sohbetlerin, birlikte dinlenen şarkıların, adım adım yürünen yolların, sessiz sedasız izlenen yıldızların, birlikte dalınan hayallerin, gündüzünde olduğu gibi gece de rüyalarına gelmenin, bir kitabı beraber karıştırmanın, aynı şeyler uğruna beraber savaşmanın ve daha bir çok şeyin en güzel halini yaşıyorum yanımda duran, içimi aşkıyla dolduran hanımefendiyle. her ne kadar kelimelerle anlatamıyorum desem de insanın anlatmaya başladı mı durası gelmiyor hiç. size son bir şey daha söyleyeyim dostlarım. hayatınıza hayat olacak kadınları/erkekleri delicesine sevin. hayat karşılıklı yaşanan bir aşkla gerçekten çok güzel bir hal alıyor. ahh yahu. biz bu sene baya yoğunuz. bu sene son senesi olan bir ikizler var karşınızda. hazırlık ile başlayan serüven 5.yılında son buluyor artık. tabi son yılımızda şöyle samsunun tadını çıkaralım, gitmediğimiz yerlerine gidelim, yapamadığımız şeyleri yapalım desek de önümüzde koca bir engel var. kpss. evet her son sene öğrencisi gibi ben de kpss çalışıyorum. hem de deliler gibi. normalde ders çalışmaya karşı olan ikizler şimdi biricik yarine kavuşabilmek için delicesine ders çalışıp gün sayıyor. kitaptaki sayfaları 30'ar 40'ar çalışıp çalışıp bırakıyor arkasında. benim bir huyum var. bir şeye motive oldum mu ondan başka şeyleri görmüyor gözüm. elde edesiye kadar çalışıyorum. ama bu uzun süreli bir maraton olduğu için diğer şeyleri de ihmal etmiyorum. gezginle yolculuklarımız, okuduğumuz kitaplar, yarimin yanında ve kelimelerinde huzur bulmam ve daha bir çok şey. siz de dua edin de bir an önce, hayırlısıyla kavuşayım hayallerime. şimdi iskelede otururken de eğlendik baya. ben yazarken yarim çayımı tutuyor. bey içer misin diye soruyor. ben de gülüp, allah razı olsun hanım deyip içiyorum çayımı. pastoral bir hikayeyi canlandırıyor gibiyiz adeta, hoş gülüşler arasında. ben uzun zamandır yazmayınca yine uzattıkça uzattım sanırım. aslında yazacak daha da şeyler vardı. neyse yahu daha sık uğrarsam bu sorunu çözeriz sanırım. hepinize mutlu geceler dostlarım. rüyalarınızda sizin hayatınız olacak yarlerinizi görün. bize de dua edersiniz hem... :)

mutlu geceler gençler. nasılsınız? ben yorgun ve musmutluyum. yaz okulundan sonraki bir aylık yatışımın ardından bu kadar hareket halinde olmak bana müstahaktır diye düşünüyorum. öncelikle üniversitemize yeni gelen kardeşlerimize hoş geldiniz diyorum. bu üniversitede ve platformda 5. yılına giren biri olarak benden büyükler de olsa ben de kendimi bir nebze olsun yaşlanmış hissettim bak şimdi. yaşlılık sohbetlerini bir tarafa bırakayım yahu. ben bir arkadaşımı daha evlendirdim bu sene. milletin arkadaşları mı yavaş yoksa benimkiler mi çok hızlı anlamıyorum. beraber finalleri, vizeleri çalıştığımız, oda komşum olan adamlar bir bir evleniyor. bu sefer de samsuna gelmeden önce düğün için ankaradaydım. sabah erken indim, hem rahat rahat düğüne katılırım hem de biraz gezerim ankarada diye. biraz bir camiye girdim uzanıp dinlendim. allahın evlerinin kimsesiz olduğumuz zamanlarda kimsemiz olması çok hoşuma gidiyor. ondan sonra bir kahvaltı yaptım. sonra anıtkabire gittim. anıtkabirin her yeri japon dolu. kendimi yabancı bir ülkeye gelmiş gibi hissettim. türkçe konuşan azdı. bu durum şaşırttı beni. türk milletinin atasını ziyaret için geç saatleri beklemesi tuhaf bence. atatürkü ziyaret ettikten sonra dedim ki kızılaya geçeyim. orada çok güzel kitapçılar var. daha önce bir defa gitmiştim. arkadaşlarım kollarımdan tutup çıkarmışlardı beni remzi kitapevinden biz buraya kitapçı gezmeye mi geldik diye. bu sefer de otobüse binip kızılaya geçecekken arkadaşlar aldı arabayla düğüne geçtik erkenden. düğünden sonra tekrar bindik arabalara ve indim samsuna. o kadar özlemişim ki bu şehri. artık memleketim burasıymış gibi. nasıl özlemeyeyim ki. aşık olduğum, gezgin gibi bir dosta sahip olduğum. denizinden ormanlarına, havasından yollarına kadar benim olan bir şehir. bu sene yeni bir yurtta kalıyorum ben. güzel sanatlar kampüsünde üniversitemiz bir erkek yurdu açmış. ben de tesadüf eseri fark ettim. yaz okulunda başvurmuştum ve bir arkadaşımla beraber çıktı. ben çok sevdim burayı. hem ilkadımdaki çay ocaklarıma yakın, hem üniversiteye yakın. her yer bir gezgin uzaklığında :) 3 gündür eşyalarımı taşımak, eksik olan şeyleri almak, okuldaki işlerimi halletmekle uğraştım. ve dün gece 3 aydan daha fazla zamandır kendisinden ayrı kaldığım yarimle buluştum. o kadar çok özlemişim ki onu. İnsanın birini özlemesi kadar güzel bir şey varsa özlediğine kavuşabilmesi. bunu nasıl kelimelere dökebilirim nasıl anlatabilirim bilmiyorum. sevdiğinizin gözlerini öylesine izleyebilmenin mutluluğunu başka ne verebilir ki şu dünyada. İnanın ki bilmiyorum. o anların her saniyesini romanlar dolusu yazmak isterdim. ama aşk insanda unutkanlığa yol açıyor. bildiğinizi de unutuyorsunuz bir tek o kalıyor geriye. güzel sevin, güzel sevilin dostlarım. hayat aşkla çok daha başka güzel. normalde 4-5 yazıya sığdıracağım şeyleri tek yazıya sığdırmaya çalıştım. çok da uzattım farkındayım. ne yapayım yahu. dostlarımla muhabbet etmeyi seviyorum. hem de en son yazısını uzunca bir zaman önce yazmış olan bir ikizler olarak biraz da hakkım var sanki. gecenize bir fotoğraf bırakarak iyi geceler diyeyim dostlarım. bu fotoğraftaki radyo yarimin bana dün gece hediye ettiği radyo. o kadar güzel bir şey ki. elektrikle ve şarjla çalışıyor. fm özelliğinin yanında usb, sd card ve aux bağlantılarını da desteklemesiyle müzik zevkini doruklara çıkarıyor. tam hayallerimdeki gibi bir radyo. ve hayallerimdeki radyonun hayallerimdeki aşkım tarafından bana hediye edilmesi de muhteşem bir şey. odamda tek olduğum an açıyorum dinliyorum radyomu. bir yere gittiğimde de götürebilirim. yarimin hayatımın her gecesinde olduğu günlerde onunla dinleriz saatlerce. muhteşem bir şey. diğeri de fotoğraf makinem. hareketli dünyadaki zamanı durdurma aletim. aynasız olmasından dolayı o da her yere gelebiliyor benle. bir sürü güzel fotoğraflar çekiyorum onunla. radyom, fotoğraf makinem ve gezginim. 3 dostum var artık benim. geceniz bu fotoğraf kadar güzel geçsin dostlarım... :)

gercek dunya ve birey sorumluluklari
sikayetler duygulardan duygulara gecmeler hayatimin bundan ibatet oldugunu biliyordum hep ama degismeye basladim ve bu gercek dunyaya donmeme neden oldu
ihtiyacim olan sey iyi bir dosttu bunu elde ettim artik icimdeki nefreti birikmisligi azaltan bir seyler var.artik az bcukta olsa bir kimligim var sevdigim guvendigim bir dostum ve az bucuk eglenebildigim bir hayatim var
artik ihtiyacim olan sey uyumlu bir birey olmak.birey ureten uyum saglayan demektir peki ne uretebilirim neye yetenekliyim?
hep hayal dunyasinda duygulardan duygulara atlayarak kendi icimde yaptigim kavgayla icimdeki hevesi enerjiyi oldurerek yasadim buna yasadiklatim sebeb oldu surekli asagilanmam babamin beni surekli ezmesi beni her seyde basarisiz olacagima ikna olmus bir duruma soktu "ben kimim neler yapabilirim" sorusunu soruyorum kendime cevap alamiyorum.yaraticilgima cok guvenirdim beni milyarder edecek fikirler bulurdum bazi icatlari sosyal medya platformlari gibi seyleri onlar ortaya cikmadan onceden hayal ederek kesfederdim ama bu yaraticiligimi neye nasil kullanacagimi bilmiyorum cunku yetenelerimj neler yapabilecegimj gercek dunyayi bilmiyorum
senaryo yazmak, video montajlari yapmak, karikatur cizmek, yazilim ogrenmek falan hangisini basarabilirim veya hangisini istiyorum bu siralar kafami bunlar kurcaliyor
insanlar acilarini tembellik yapmak icin bahane olarak kullaniyor olabilirler mi?bende boyle sanirim.kitapsiz sporsuz yetenegime, para kazanabilecegim ise yonelik seyler yapmadan aptalca videolar izleyerek duygulardan duygulara gecerek pornografik seylere bakarak nefret hissederek gecen rutinlerden ve onlarin benden caldigi enerjiden zamandan bunaldigimi skildigimi farkettim
bu degisim mi bir kivilcim mi yoksa yeni ve buyuk ihtimal kaldiramayacagim bir hayal kirikliginin baslangicimi bilmiyorum
okulum uzayacak ve beni mutlu edecek yeteneklerimi kullanmami saglayacak bir yolla bilgisayardan sosyal medyadan falan bir sekilde para kazanmamin gerekliligi konusunda son derece ikna olduguma eminim sadece.cunku bunu basaramazsam bir gun bir cinnetle tramvayla kotu seyler yapacagimi biliyorum icimde kotu sapik sadist biri olsamda ozumde iyi biri olmaya ozen gosteren biriyim sosyallessemde hala icine kapanik utangac kibar cocugun izlerini tasiyorum iyi biri olmami saglayan vicdanim hala gorevini yerine getiriyor sadece kendimle barismak istiyorum ama bunu basaramazsam bir canavara donusebilecegimide biliyorum
sikayetler duygulardan duygulara gecmeler hayatimin bundan ibatet oldugunu biliyordum hep ama degismeye basladim ve bu gercek dunyaya donmeme neden oldu
ihtiyacim olan sey iyi bir dosttu bunu elde ettim artik icimdeki nefreti birikmisligi azaltan bir seyler var.artik az bcukta olsa bir kimligim var sevdigim guvendigim bir dostum ve az bucuk eglenebildigim bir hayatim var
artik ihtiyacim olan sey uyumlu bir birey olmak.birey ureten uyum saglayan demektir peki ne uretebilirim neye yetenekliyim?
hep hayal dunyasinda duygulardan duygulara atlayarak kendi icimde yaptigim kavgayla icimdeki hevesi enerjiyi oldurerek yasadim buna yasadiklatim sebeb oldu surekli asagilanmam babamin beni surekli ezmesi beni her seyde basarisiz olacagima ikna olmus bir duruma soktu "ben kimim neler yapabilirim" sorusunu soruyorum kendime cevap alamiyorum.yaraticilgima cok guvenirdim beni milyarder edecek fikirler bulurdum bazi icatlari sosyal medya platformlari gibi seyleri onlar ortaya cikmadan onceden hayal ederek kesfederdim ama bu yaraticiligimi neye nasil kullanacagimi bilmiyorum cunku yetenelerimj neler yapabilecegimj gercek dunyayi bilmiyorum
senaryo yazmak, video montajlari yapmak, karikatur cizmek, yazilim ogrenmek falan hangisini basarabilirim veya hangisini istiyorum bu siralar kafami bunlar kurcaliyor
insanlar acilarini tembellik yapmak icin bahane olarak kullaniyor olabilirler mi?bende boyle sanirim.kitapsiz sporsuz yetenegime, para kazanabilecegim ise yonelik seyler yapmadan aptalca videolar izleyerek duygulardan duygulara gecerek pornografik seylere bakarak nefret hissederek gecen rutinlerden ve onlarin benden caldigi enerjiden zamandan bunaldigimi skildigimi farkettim
bu degisim mi bir kivilcim mi yoksa yeni ve buyuk ihtimal kaldiramayacagim bir hayal kirikliginin baslangicimi bilmiyorum
okulum uzayacak ve beni mutlu edecek yeteneklerimi kullanmami saglayacak bir yolla bilgisayardan sosyal medyadan falan bir sekilde para kazanmamin gerekliligi konusunda son derece ikna olduguma eminim sadece.cunku bunu basaramazsam bir gun bir cinnetle tramvayla kotu seyler yapacagimi biliyorum icimde kotu sapik sadist biri olsamda ozumde iyi biri olmaya ozen gosteren biriyim sosyallessemde hala icine kapanik utangac kibar cocugun izlerini tasiyorum iyi biri olmami saglayan vicdanim hala gorevini yerine getiriyor sadece kendimle barismak istiyorum ama bunu basaramazsam bir canavara donusebilecegimide biliyorum

demin sosyal medyada bir stalk yaptım ve şu kanıya vardım sizlerede bilgilendirmek istedim. ben hiçbir sosyal medya hesabımda bu nickimi ve adımı ne türkçe ne ingilizce olarak kullanmıyorum. şimdi derseniz bize ne bundan şundan sizlere yazmak istedim bu kullanan arkadaşlar ben gibi davranınca üzüldüm ve onlara sormak istedim. acaba sizin bir karakteriniz var mıdır ? diye. bu açıklamamdan sonra şimdiden herkese iyi bayramlar, umarım bol kazançlı bir bayram olur. ☺️☺️☺️

mutlu geceler gençler. nasılsınız? ben ders çalışmaktan manyamış bir durumdayım. ben havalar kapalı olduğu zaman ders çalışmayı sevmiyorum. İçim daralıyor. mesela bugün hava çok serin ve kapalıydı. gezginle gezmeyi en çok sevdiğim hava. ama ben ders çalışmak zorundaydım ve ders çalılırken de uyuyup kalmışım zaten. güneşli havalarda daha iyi çalışabiliyorum. çalıştıkça çalışasım geliyor. tam tersi olması lazım aslında ama burada size ikizler olduğumu hatırlatmak isterim :). son zamanlarda erken uyanmakla ilgili bir sürü şey görüyorum. erken kalkınca şöyle güzel oluyor, böyle muhteşem oluyor diye. ama benim için iki sorun var. birincisi sabah erken uyandığımda bana kalacak vakit gece bana kalacak olan vakitten daha az. İkincisi ben gece yaşamayı, hissetmeyi seviyorum, gündüz ise o erken saatlerde uyumayı düşünüyorum hep. sanırım gece vakitlerimi daha kaliteli hale getirmem lazım. son zamanlarda bir huy edindim. oturup bilgisayarımın masaüstünü izliyorum uzun uzun. gece yapınca bunu gözlerime zarar veriyor. önce bunu bırakmam lazım. bundan sonra 22'den sonra bilgisayar bakmama kararı aldım. odamdaki arkadaşlar 23 de uyuyor zaten. 23 den sonrası hep benim olur. bir de çok düşünmeyi bırakmam gerekiyor. hayatımdaki her şeyi, duyduğum her şeyi o kadar çok düşünüyorum ki bir şey yapamaz hale geliyorum. bunu bırakmazsam daha doğrusu sınırlamazsam beni yiyip bitirecek sanırım. tüm bunların içinde yapmayı en çok sevdiğim şeyi yapıyorum her gün. yazmak. bazen diyorum keşke el yazım güzel olsaydı da yazarkenki aldığım haz artsaydı daha da. anlatmayı ve dinlemeyi seven ben kendimi en iyi yazılarla iyi hissediyorum. zaten bu yüzden seviyorum ya romanları uzun uzun anlattıkları için. hepimizin kelimelere ihtiyacı var. hem de bir sürü. hepinize mutlu geceler dostlarım. rüyanızda en sevdiğiniz harfle bir çay için... :)

hayatta yemekten daha önemli şeyler de varmış. mesela uyku.
(bunu buraya yazmak yerine önce google a yazmışım, beyin yerini nasıl terkettiyse artık)
(bunu buraya yazmak yerine önce google a yazmışım, beyin yerini nasıl terkettiyse artık)

zeki zavagar yükseköğrenim kız öğrenci yurdu kurucusu olarak öncelikle bize atılı suç için cevap yazmak istiyorum. bu bir karalama politikasıdır ve olayları tek taraflı dinleyerek yargılama asla yapılmamalıdır çünkü katil bile savunma yapmadan ceza almıyor.
şimdi konu şöyle: 2015-2016 eğitim öğretim sezonuna kayıt yaptırmak üzere a…g.. kül…. yurt binamızı gezerek yurt kayıt fiyatları hakkında bilgi sahibi olduktan sonra kayıt yaptırmak istediğini söyleyerek kayıt işlemi yapılmıştır.
eğitim öğretim yılı içerisinde yaklaşık 2-3 ay gibi süre kaldıktan sonra (kyk) kredi yurtlar kurumundan yurt çıktı diyerek imzalamış olduğu senetleri ve sözleşmenin iptal edilmesini kurumumuzdan talep etti ve kurumumuzda böyle bir şeyin olmayacağı hem sözlü hem de sözleşmemizin ödeme koşulları bölümünde 3.4 maddesi gereğince iptal işlemi olmayacağı tarafına daha öncesinden tebliğ edildiğini hatırlatarak ödeme konusunda yardımcı olabileceğimizi aceleci olmayacağımızı belirttik. öğrenci velisi d…..k…….ile yapılan telefon görüşmesinde ödeme konusunda acele etmeyerek ve ayrıca hukuki işlem şimdilik başlatmayacağımızı belirttik. aradan yaklaşık 1,5 yıl geçmesine rağmen her hangi bir resmi işlem yapılmamıştır. öğrenci a…g.. kül…. 2016-2017 eğitim öğretim döneminde aynı şekilde yurtta kalan ve kaydını silmek isteyen öğrencilerimize yurdumuz hakkında ben ayrıldım bana bir şey yapamadılar sizlerde ayrılabilirsiniz diyerek kendini örnek teşkil ederek yurt düzen ve kurallarını hiçe saymıştır. ayrıca yurdumuzda bulunan arkadaşını ziyarete geldiğinde neden bu şekilde yurtta kalan öğrencilere bilgi veriyorsun diye sorumuzun cevabı yurt müdürüne, çalışanlarına ve kurucumuza hakaret ederek yurttan ayrılmıştır.
son olarak öğrenci bizlerin iyi niyetini kötüye kullandığı kanaatine vardığımızdan dolayı sözleşmemizin ödeme koşulları bölümünün 3.4 maddesi gereğince icra takibi başlatılmıştır.
şimdi konu şöyle: 2015-2016 eğitim öğretim sezonuna kayıt yaptırmak üzere a…g.. kül…. yurt binamızı gezerek yurt kayıt fiyatları hakkında bilgi sahibi olduktan sonra kayıt yaptırmak istediğini söyleyerek kayıt işlemi yapılmıştır.
eğitim öğretim yılı içerisinde yaklaşık 2-3 ay gibi süre kaldıktan sonra (kyk) kredi yurtlar kurumundan yurt çıktı diyerek imzalamış olduğu senetleri ve sözleşmenin iptal edilmesini kurumumuzdan talep etti ve kurumumuzda böyle bir şeyin olmayacağı hem sözlü hem de sözleşmemizin ödeme koşulları bölümünde 3.4 maddesi gereğince iptal işlemi olmayacağı tarafına daha öncesinden tebliğ edildiğini hatırlatarak ödeme konusunda yardımcı olabileceğimizi aceleci olmayacağımızı belirttik. öğrenci velisi d…..k…….ile yapılan telefon görüşmesinde ödeme konusunda acele etmeyerek ve ayrıca hukuki işlem şimdilik başlatmayacağımızı belirttik. aradan yaklaşık 1,5 yıl geçmesine rağmen her hangi bir resmi işlem yapılmamıştır. öğrenci a…g.. kül…. 2016-2017 eğitim öğretim döneminde aynı şekilde yurtta kalan ve kaydını silmek isteyen öğrencilerimize yurdumuz hakkında ben ayrıldım bana bir şey yapamadılar sizlerde ayrılabilirsiniz diyerek kendini örnek teşkil ederek yurt düzen ve kurallarını hiçe saymıştır. ayrıca yurdumuzda bulunan arkadaşını ziyarete geldiğinde neden bu şekilde yurtta kalan öğrencilere bilgi veriyorsun diye sorumuzun cevabı yurt müdürüne, çalışanlarına ve kurucumuza hakaret ederek yurttan ayrılmıştır.
son olarak öğrenci bizlerin iyi niyetini kötüye kullandığı kanaatine vardığımızdan dolayı sözleşmemizin ödeme koşulları bölümünün 3.4 maddesi gereğince icra takibi başlatılmıştır.