malifalitiko
bahtsız bedevi eşittir ben. İncir çekirdeği kadar metal koruma boyasının sağ el işaret parmağımın tırnağına tepeleme batmasının ardından ege üniversitesi hastanesi'nin acil servisine gittim. film çekildi, ve kıymığın parmağımın sinirine kadar girdiğini gördük. doktor enjektör iğnesi ile kurcalayıp çıkarmaya çalışsa da nafile. enjektör iğnesinin batan kıymığa her temasında aklımı kaybedecek kadar çektiğim acı ise cabası. travmaya aktarıp oradan ortopedi bölümüne gönderdiler. tırnağı çekeceğiz başka çaresi yok dediler başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. acil servisin ortopedi doktoru meraklı bakışlarla operasyonu izleyen tıp öğrencilerine başından sonuna tüm müdehaleleri anlatarak sapa sağlam tırnağımı çekti. batan boya kıymığı tırnak ile beraber gelince öğrenciler "aaa bunun için mi çektik hocam tırnağı" dediler. neyse kıymığı aldıktan sonra geriden gelecek tırnağa yol göstersin diye çektikleri tırnağı tekrardan parmağıma diktiler. yaşadığım acıyı tarif edemem. yani demem o ki bazen incir çekirdeğini dolduramayacak kadar ufak şeyler aklımızı alabiliyor.
malifalitiko
@thor , daha vurucu şeyler yazmam gerektiğini söyledi
hipokratinyegeni
aylar sonra siteye geçerken bir uğrayım dedim. buradan herkese kocaman bir sa demek istiyorum. bu siteye ilk kaydolduğumda birinci sınıf bir tıpçıydım, geçtiğimiz aylarda meslekte ilk senemi tamamladım. geriye dönüp baktığımda zaman ne kadar hızlı geçmiş gerçekten. benim öyle uzun uzun anlatacağım bir şeyler yok. İş güç çalışma hayatı,1+1 ev ve kedimle beraber samsundan 600 km uzakta yaşıyoruz. tr serverinde hayatta kalmaya çalışıyoruz.
Gamsız Baykuş
merhabalar sevgili omüdedikodu yazarları, merhaba değerli dostlar. epey olmuştu buralara yazmayalı. siteye girmişken birden çalakalem bir şeyler yazmak istedim, özlemişim... sizce de zaman çok hızlı geçmiyor mu? daha doğrusu bu konuda kendimle çelişen bir fikrim var. bir gün içerisinde o kadar çok olay, konuşma yaşanıyor ki sanki bazen gün bitmiyor gibi geliyor. hatta gün içinde spesifik bir olay olmazsa günleri sıklıkla karıştırıyorum. sanırım bu benim için 2019'da üniversiteden mezun olmamla birlikte hayatımda fark ettiğim bir durum. o zamandan bu zamana nasıl geldik, neler yaşandı, nasıl bu kadar vakit geçti bilmiyorum. geçen sene diyesim geliyor üniversite yıllarım için. bu aradaki kayıp zamanda pandeminin de etkisi olduğunu düşünüyorum. aslında kendi adıma çok da kayıp değildi. atandım, işim oldu, hayatıma çok farklı yeni insanlar girdi, yeni bir şehre alıştım, evim değişti, her şeyim değişti belki de... eski yazılarımı silmemiş olsaydım bunlardan bir kısmının konusunun değişimle alakalı olduğunu söyleyebilirdim. yapı olarak değişiklik seven biri değilimdir. çok sabit fikirlerim var ve acayip bir şekilde rutin severim, konfor alanından çıkmayı sevmem aslında. bu süreçler elbette benim için zorlayıcı oldu ama şimdi bakıyorum, günler birbirinin aynısı. zaman, o an içindeyken geçmiyor gibi gelse de bir bakmışsın yıllar geçmiş çoktaaan. bir gün içinde çok şey oluyormuş gibi gelse de hiçbir şey yapmaya yeteri kadar vakit kalmıyor. bu ne yaman çelişki annee? tamam tamam bir daha şarkıya bağlamayacağım :) belki de benim hiçbir şey için yapacak vakit bulamamam benim zaman yönetimimin kötü olduğunu gösteriyordur, bu da olabilir. zamanı algılama biçimimiz değişiyor. yaşantılarımız da değişiyor. bu yazdıklarım herkes için geçerli olmayabilir elbette. sizde durumlar nedir ahali? bu arada İstanbul'daki kızlar eqlesin, kıps ;) İyi geceler canım dedikodu.

bu arada böyle hitap ediyorum ama gerçekten içinden geldiği gibi yazıyorum çünkü bu sitenin olması bana güven veriyor. normalde kendimi yazarak iyi ifade edebilen biri değilimdir. sayısalcı olmamdan mütevellit kelimelerle aram pek de iyi değildir -en azından sayılara nazaran-. tanımadığım insanlara bir şeyler anlatmak yıllar önce de daha kolay geliyordu, şimdi de. ha şimdi bakınca sitede tanımadığım pek de kişi kalmamıştır, anonimlik falan hak getire ahahjs. neyse sitenin bana kattığı en güzel şeylerden biri yazı yazmak oldu. anlattığımı dinleyecek kimse olmasa bile buraya gönül rahatlığıyla yazabileceğimi biliyorum. kaldı ki buradan tanıştığım çok güzel insanlar var ve onlarla sohbetimiz hâlâ devam ediyor. İyi ki o insanlar var, iyi ki bu platform var... 💜
ucuncunesilsaglikci
bazen yaşadığım şeyler aklıma geldikçe oturup bir sigara yakasım geliyor...
ikizler
bismillahirrahmanirrahim diyerek giriş yaptım siteye. İlk başta eşimden sitenin açıldığını duyduğumda inanamadım. yok be dedim ama gerçekmiş. nasılsınız hanımlar beyler, sıhhatiniz afiyetiniz yerindedir umarım. yazarak bir şeyler anlatmayalı uzun zaman geçtiği için klavyede ellerim bile şaşırıyor şu anda yazdıklarıma. ay bazında baksak 2 seneye yaklaştı böyle bir durum yaşamayalı. olsun o kadar da. eskiden dağa taşa yazardım her şeyi. her gittiğim yerde bir yere bir şeyler karalar orada var olmaya çalışırdım. bu geçtiğimiz sürede ise altını çizmeye başladım. bir elimde cetvel bir elimde kırmızı kalem ne görsem altını çiziyorum. kendim için kendimin konuşması yerine başkalarının kelimelerinde ifade edilmenin rahatlığını yaşıyorum sanırım. yoksa orta yaşlarıma geldikçe dinginlemeye mi başladım? sanmıyorum. atamalı bir işte çalışalı 2 yılı bitiriyorum. ticaretin köpeği olan ben için atanmışlık zor becerdiğim bir iş olsa da iyi kıvırdım sanırım bu işi. süreç içerisinde evlendim üniversiteden beri hayatımda olan hanımefendiyle. evlendim ama hanımefendi de başka bir ilde çalıştığı için bekar hayatı yaşıyorum senenin 10 ayında. sporumu düzenli bir şekilde devam ettiriyorum. tabi pisboğaz yememi de. bu yüzden fiziksel olarak pek değişmesem de güçsel ve mental anlamda her geçen zaman daha da güçleniyorum. zorla çaya attığım şekeri bıraktırdı hocam. alıştım ancak şimdi de ne şekerli içiliyor ne şekersiz içiliyor bu meret. gezginimden sonra (bilmeyenler için üniversite hayatımdaki bisikletim, dostum, herşeyim), bir de mızrağım oldu. o da motosikletim. mızrağımla beraber iş yerine gidip geliyoruz, işten sonra veya haftasonları farklı şehirlere kaçıyoruz. o da bu yetişkinlik hayatımdaki dostum oldu. gezgine oranla biraz masraflı (benzin fiyatları :( )bir dost ancak ona göre de keyfi olan bir dost. bir de karavan gibi kullandığımız bir aracımız oldu bu sene. onunla birlikte de 7 şehir gördük. acemilik senemizdi onunla birlikte ancak baya keyifli anlar yaşattı bize. arabadan eskiden nefret ederdim hâlâ nefret ediyorum. ancak böyle karavan tarzı kullanabildiğim için biraz sempatim var. o yüzden o benim işime yarayan uzaktan bir akrabam gibi. arkadaş edinme yetimi kaybettim niyese. eskiden hayatıma senede en az 1 dost bir çok da arkadaş eklerdim ancak 2 senedir hiç dost ekleyemedim. edindiğim arkadaşlar da çoğunluğu mecburiyetten. niye böyle oldu hâlâ anlam veremedim buna. hâlâ birileriyle kavga etmedim, hâlâ aynı şarkıcıları keyifle dinliyorum, hâlâ hâlâ... bir sürü hâlâlar ve bir sürü yepisyeni şeylerle iki yıl geçmiş buraya gelmeyeli. hepinizi çok özledim ve seviyorum. biraz daha duvarı okuyayım bakalım millet neler yapıyor. bu şarkı eşliğinden hanım memleketindeki balkonumdan hepinize mutlu geceler... :)


👑Merry Andrew
herkese selam.
baya zaman olmuş. bugün okulla alakalı bir sorunu çözmek için nette panik halinde bir şeyler ararken buranın açıldığını fark ettim. şifremi vs unutmuştum yeni bir hesap açıp yazarken aniden gelen bir vahiyle hatırladım bir şeyleri.
en son 3 yıl önce yazmışım. o günlerden beri yaşadıklarım absürt bir karakomedi gibi gözlerimin önünden geçti buraya girince...
kıyma makinesi
herkese merhabaaaa. uzunca bir zaman oldu. yine boş okulda nöbetimi tutup eve gideceğim. geçen hafta eski adıyla @odin'e musallat olmuştum, bu sefer de buraya yazayım dedim. tam mesleğe başladım derken pandemi patlak verdi o yüzden çoook boş vaktim var. hayatım biraz düzelecek derken daha beter oldu. hiçbir şeyin tadı yok. sözde her haftasonu bir şehre gidecektim. ilk defa kamp yapacaktım, hepsi yalan oldu. sosyal hayat sıfır. online dersler bakanın dediği gibi iyi gitmiyor, katılan en fazla on çocuk. bunu da yapmış olmak için yapıyoruz. pandeminin tek iyi yanı ördüğüm şeyler oldu. ninemin vaktinde örmediği kadar çok şey örüyorum ahahjs. gerçi bir bakıma iyi, markaların beğendiğim kazaklarını vs. kendim örebiliyorum hem de yarı fiyatından daha az bir maliyetle. enayi olmadığım için mutluyum ahajjssk. odin pisliği bunu okuyorsan benden çaldığın atkı ve bereyi kargoya ver. peşini bırakmayacağım! sjsjjs
Ssoryy
ağır depresif olduğum zamanlardaki en büyük saflığım üzgün görünen insanlar ile muhteşem bir empati sağladığımı ve bu yüzden çok iyi anlaşabileceğimi düşünmekti.sonuç olarak facebook da iç karartan paylaşımlar yapıp hayatın ne kadar boktan olduğunu falan söyleyen bir kızla tanıştım.biraz mesajlaştıktan sonra kızın ağır sorun olarak gördüğü şeyler komiğime gitmeye başladı. aslında görkemli bir hayatı hak ettiğini ama ailesi ve bazı durumlar yüzünden yaşayamadığını falan gibi şeyler anlatıyordu.erkek arkadaşı onun duygusal yapısını anlamıyormuş filan. sonra kendi sorunlarımı düşündüm aslında benimkilerde farklı sayılmazdı bir cümle ile ne kadar derin acılar çektiğimi ifade edebilirmiydim ki? yazdığım şeyleri okuyunca kız muhtemelen benim gibi hissedecekti. sahip olduğu iyi-kötü özellikleri ve hatalarını kabul edememekten doğan kuruntular. İkimizin de ortak noktası buydu. İlginç şekilde bu mesajlaşma olayından sonra bir şeylere üzülme eğilimim azaldı. hayatımda geçirdiğim en saçma kişisel gelişim budur muhtemelen :d
Sanatçı
bazı şeylerin yaşanması için sadece istemek yetiyor. yani demem o ki, bir şeyler olmuyorsa istenmediği içindir. bahane vardır, zaman yoktur, sebep çoktur. o yüzden çok kurcalamayın. olmuyorsa eğer bırakın. bahanelerle size gelene değil, çözüm yollarıyla gelene inanın.
dorttebirhukukcu
eeee tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıymış. dörttealtıyı görmeden mezun oldum, ailemi ardımda bırakıp bambaşka bir şehre taşındım, stajyer maaşıyla geçinmeye çabaladım, defalarca kayboldum ama yolu buldum, kendimle çok defa gurur duydum.dedim ki işte senin hayatın, tahmin edemeyeceğin kadar özgürsün ve nihayet huzurlusun. sonra pufff... 7 yıldır görmediğin lise arkadaşınla karşılaşıyorsun, arayı kapatmaya çalışırken bir bakıyorsun abayı yakmışsın. flört edip etmediğimizi bir türlü anlayamadığım 1-2 aydan sonra bir gece yarısı 'ne olacaksa olsun' diye dürten şeytandan sonra şuna benzer şeyler söyledim 'kafamı karıştırıp durma, nasıl davranmam gerektiğini düşünmekten, acabalardan yoruldum' ve ardından bütün kız gruplarına artık enişteleri olduğunu ilan ettim. sonra bir bomba daha gukkiiiii eski sevgilisi, sevmemiş, ama çok şey yaşanmış, hatta evliliğin kıyısındalarmış desem yeri , kız benimkinden ayrılmış gitmiş başkasıyla evlenmiş cart curt. hayaleti resmen peşimi bırakmıyor, karşılaştırma yapmaktan kendimi alamıyorum çünkü hissedemiyorum arkadaşlar, sevildiğimi hissedemiyorum. tam olarak ne hissetmem gerek onu da bilmiyorum ama her seni seviyorum dediğinde doğru mu acaba diye düşünmekten yorulmuş vaziyetteyim
chen
bir şeyler izlerken ekrana doğru aptalsın sen aptaaal diye bağırmaktan alıkoyamıyorum kendimi.
Akıncı
buraya güzel şeyler de yazmak isterdim
ama hayatımda güzel şeyler olmuyor
bundan sonra da olacağını sanmıyorum
her şeyden yoruldum
ikizler
sanki bu gece tarihler 2020'nin sıradaki gününe değil de 11 ocak 2017 ye atmış gibi. sabahında gezgin efendiyle süren 40 km lik gel.git yolcuğum tamamlanmış. akşamına çay ocağında çaylar içilmiş, sonrasında balkonda kar maskesiyle kitap okunmuş, üşüyen vücudumu güzel bir duşla ısıttıktan sonra kahvemi yudumlarken karşı binadaki yeşil, aksa kömür yazısına bakarak müzik dinliyormuşum gibi. anda ise bazı şeyler hâlâ aynı bazıları ise eksik bazıları ise bambaşka. yatakta oturmak yerine, ben dünyadaki 1.yaşımı kutlarken onun ise mezardaki 23. yılını kutladığı dedemden kalma, restore ettiğim ahşap şezlongda oturuyorum. kahvem yok, hiç yok, buklesi dökülen uzun saçım yok... şarkılarım var, hâlâ aynılar. zaman geçti içine yenileri eklendi, bazıları çıktı. ama hâlâ kalp ritmime ayak uyduruyorlar. aksa kömür yazan duvardan sektirerek izlediğim karanlık gökyüzü yerine, karşı binanın çatısından sektirerek izlediğim gökyüzü var. aynı karanlık oda farklı bir ilde var. kitaplarım yanıbaşımda tüm ihtişamı ile var. varlıklar ve yokluklar. yazamadığımız eksik yazılar, okuyamayan eksik dostlar. ama anda tek bir cümle var. geçmiş hiçbir yere gitmez, sadece cee eee yapmak için yüzünü sizden gizlemiştir. mutlu geceler dostlarım...
Uyku
twitter'a bir konudan dolayı ihtiyacım oldu ve hesap açtım. bazen girdiğimde trend'lere denk geliyorum ve gerçekten çok iğrenç şeyler trend'de olabiliyor.
depresyondayim
aklımda biri varken bir başkasıyla konuşamama durumundan nasıl kurtulurum? belki başkasına şans versem güzel şeyler olacak, olmazsa da tatlı tatlı yollarımızı ayıracağız ama yok, illa odun gibi takılacağım. keşke kendi kendimi dövebilsem
ikarus✨
arkadaşlar şu kütüphanede ders çalışırken lütfen parmaklarınızı kıt kıt kıtlatmayın, n'olur. bakın rica ediyorum. hayır yani bir de esneme olayı gibi yayılıyor. biri parmak kıtlatmaya başlayınca arkasından 10 kişi daha hemen başlıyor çatır çutur parmak kıtlatmaya. bazıları var ki parmak ile kalsa iyi. tüm vücudunu boynundan ayak parmağına kadar kıtlatıyor. İçim gidiyor, yapmayın. telefonla konuşma, yüksek sesle ders çalışma veya şapır şupur bir şeyler yeme olaylarını çok şükür geride bırakmaya başladık, bir de şu parmak olayını çözersek muazzam olacak, mu az zam.
Yepisyeni
İyi geceler sanal arkiler
hiçbirinizi tanımıyorum ve bu bana burada rahat olma özgürlüğü veriyor. saçma sapan şeyler yazarsam bu yüzden
bu sefer de beni üzen bir davranıştan bahsetmek istiyorum

değer verdiğiniz birisi sizi kıracak bir davranışta bulunuyor. sonra siz de yapıcı olmak adına bunu iletiyorsunuz. çünkü bana göre doğrusu budur. söylenmelidir ki tekrarlanıp sizi tekrar kırmasın ve birikip istenmeyen sonuçlar doğurmasın. yahut sizi içten içten yemesin. bu sebeplerle paylaşırsınız ve nankörsün cevabını alırsınız. karşınızdaki size ne kadar değer verdiğinden, sizin için yaptıklarından, fedakarlıklarından bahseder. ve hatta lafı hani biz iyiydik, buna mı alındın'a getirir.

İşte bu davranış beni deli ediyor. evet seni seviyorum ve evet bu beni kırıyo. akşam akşam yıllar evelden söyleyemediklerim içime birikti. karanlık sokakta tek yürürken ve ayın güzelliğine hayranlık duyarken duygusallaştım

velhasılı omü dedikodu sakinleri, siz böyle yapmayın. sevenler de alınır
ve bu muhabbetin karşı cinsle olması gerekmez. arkadaşlarınız ve hatta ailenizde de içinde biriktirenler olabilir. olgunca konuşulacak insanlar olmaya çalışalım
sevgiler :)
Beginnerdoctor
sakinim, sakinim, sakinim, yolunda giden şeyler de var, sakinim, sakinim, sakin..
metalherif666

bu adamlar türkiye'ye geliyor. vay beee. çok şeyler kaçıracağız yine.

Selam Ziyaretçi

Gördüğüm kadarıyla henüz giriş yapmamışsın! Lütfen giriş yap, bekliyorum :)