aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.
einstein’dan gençlere 10 hayat dersi:
1) hata yapın
2) anı yaşayın
3) değer yaratın
4) bolca soru sorun
5) bugüne odaklanın
6) hayal gücü güç verir
7) azim paha biçilmezdir
8) bilgi deneyimden gelir
9) merakınızın peşinden gidin
10) kuralları öğrenin daha iyi oynayın.
1) hata yapın
2) anı yaşayın
3) değer yaratın
4) bolca soru sorun
5) bugüne odaklanın
6) hayal gücü güç verir
7) azim paha biçilmezdir
8) bilgi deneyimden gelir
9) merakınızın peşinden gidin
10) kuralları öğrenin daha iyi oynayın.
maaş ezme gibi şeyleri söylemeyi bırakın, bu insanlarla hayatta bir daha karşılaşmanız bile çok çok düşük ihtimal. adamla 3. sınıftan beri görüşmüyoruz neredeyse.bıraktığı dersler dolayısıyla aynı dersleri almaz olduk sonradan mesaj atma ihtiyacı hissetmediğinden herhalde sonrasında hiç görüşmedik.maaş ezme hayal oldu.
şu sınav haftası ne enteresan bir dönemdir, kardeşlik duygularını pekiştiriyor, herkes birbirine soru soruyor falan... ama bir problem var uzuuunca bir süredir whatsapp mesajlarını silmeyen zoraki gayri ihtiyari mesajlaşmanın en üstüne çıkınca bazılarının yalnızca sınav haftasında mesaj attığını görüp gülme krizine girdi, lan ne biçim adamsın sen ya 1. sınıftan beri adam bana her sınav haftasından önce mesaj atmış konuları öğrenmiş, adamla sınav haftalarındaki soruları dışında hiç konuşmamışız, istisnasız her sınav haftası adam bayram tebriği gibi seriye bağlamış otomatik mesaj atıyor neyse ki bu haftalar var da adamın yaşadığını öğreniyoruz. mezuniyette mesajları gösterip ilk maaşı birlikte ezelim diyeceğim bu gidişle 😁
''birisi olacaksa geçmişimi merak ederek değil, geleceğimi hayal ederek gelsin.''
atakente inmişsin, kulaklık takıp en sevdiğin şarkıyı dinliyorsun, bir yandan da sahili izliyorsun. hayvan gibi güzel hayal...
düşünsenize her gün atakumdan kalkıp çarşambaya gidiyorsunuz yolda harcayacağım saatlere mi yanayım yoksa ulaşıma harcayacağım paraya mı. ben üniversiteyi böyle hayal etmemiştim :((
bu şahısı yarın omü'de görüp gülmeyin arkadaşlar. kendisi arzuladığı ve hayal ettiği tarza kavuşamadı ve bunun acısını inanın fazlasıyla hissediyor. şimdiden söylüyorum gülerseniz ağlarım. teşekkürler, iyi akşamlar.
2014 yılında henüz 18 yaşında koca bir çocukken çok sevdiğim bir hocamızın ' benim dörttebir hukukçularım' hitabından esinlenerek dörttebirhukukçu olarak bu mecraya giriş yaptım. yolu yarıladığımı sandığımda artık koca bir çocuk değil omuzlarındaki yükleri taşımakta zorlanan küçük bir kadındım. dörttebeşhukukçu olarak buraları terk etme umudunda olduğum şu sıralarda çok düşünüyorum.' - eee sen neler yapıyorsun?' sorusuna verilen ' - okuyorum cevabının ' içinde ne çok mücadele barındırdığını, 'sizin için çalışıyoruz, her şey sizin için, sizin için yaşıyoruz' edebiyatı yapan ailemin neden bir kere 'nasılsın, hiçbir şey senden kıymetli değil'demediğini, yalandan da olsa mezuniyet günümde tebrik beklediğim dayımın ' o cübbe asıl annenin hakkıydı' demesinin kendimi nasıl değersiz hissettirdiğini; lafa geldiğinde arkadaş gibi olduğumuzu iddia edip sadece bütün sıkıntılarını üstüme kusmakla yetinen, kocasının aynı zamanda benim babam olduğunu unutan anneme ne kadar kızgın olduğumu.... herkesin sorunlarla başa çıkabilme potansiyeli aynı değil, şu sıralar içinde bulunduğum psikoloji derdimin çok olmasından değil bunlarla başa çıkamamamdan;kızgınlıklarımı, kırgınlıklarımı ardımda bırakamamamdan... 7-8 yaşındayken annemin kardeşimi eve gelen misafirlere - işte bu benim umudum diye tanıtmasını unutamıyorum mesela, ne için söylediğini hatırlamasam da -senden umudu kestim dediği aklımda... bizim için ne kadar çabaladıklarını, sıfırdan başlayıp ne kadar çok yol aldıklarının farkındayım, hep farkındaydım, 'yok'tan hep anladım. dünyaya gelmeyi ben seçmedim bana bakmaya mecburlar demedim hep yaptıklarının karşılığını vermek için yaşadım, onları hayal kırıklığına uğratmak en büyük korkum oldu, kendi hayal kırıklıklarımı hep sineye çektim. köpek gibi hep bir aferin bekledim. keşke biraz bencil olabilseydim, bu kadar yıpranmaz, güçsüz kalmazdım, belki o zaman 'hiçbir şey benden değerli değil' diyebilirdim. çünkü bir zaman sonra buna kendini inandırmak çok zor oluyor. dönüp baktığınızda hayatınızın 23 yılını ne kadar saçma sapan bir şekilde harcadığınızı, halden anlayan çocuk olmanın omzunuzda koca bir yükle dolaşmak demek olduğunu fark ediyorsunuz... eğer aranızda anne baba olanınız varsa çocuklarınıza sizin projenizmiş gibi davranmayın, başarısız olduğunda nasıl fark ediyorsanız başarılı olduğunda da fark edin; onlar için yaptıklarınızı, vazgeçmek zorunda kaldıklarınızı nimet gibi yüzüne vurmayın ... telafisi güç olabiliyor. size olan siniri, kırgınlığı size olan sevgisini, sizi kırma ihtimalinin korkusunu aşamadığından siz farkına bile varmadan bu hayata ancak ilaçlarla katlanabilecek hale geliyor...
geçen çalıştığım firmanın sahibi seminer için samsuna gelmişti. adamın beni ilk gördüğünde tepkisi seni hiç böyle hayal etmemiştim oldu. "nasıl hayal etmiştin abi?" dediğimde ise "ne bileyim en azından daha uzun bekliyordum" dedi. sen beni görebildiğine şükret aslanım diyemedim. patron sonuçta.
çizgi roman siparişim yine stokta bulunmadığı için reddedildi. neyse ki nadir' de aranırken ingilizcesini gördüm ve neden aklıma gelmedi ki ?! diyerek yapışıp aldım. umarım bu kez de hayal kırıklığına uğramam. benim kadar basit zevkleri olan başka bir varlık daha yoktur fakat gelin görün ki bir kitaba ulaşmak için dahi savaş vermem gerekiyor.
ve sevgili oğuz atay, senin gibi yazmak ne kadar zorsa senin için yazmak da o denli zor. '' şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. '' diyerek, yine senin sözlerinle affına sığınayım. iyi ki kelimelerine dokunmamıza imkan tanımış hayat. hala, neredeyse her gün fotoğrafını öpüyorum. benimki de böylesi bir tedrici intihar !
güzel marmara' nın sözleriyle, bir veda daha sana :
yabancıların en yakınıydın sen !
ve sevgili oğuz atay, senin gibi yazmak ne kadar zorsa senin için yazmak da o denli zor. '' şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. '' diyerek, yine senin sözlerinle affına sığınayım. iyi ki kelimelerine dokunmamıza imkan tanımış hayat. hala, neredeyse her gün fotoğrafını öpüyorum. benimki de böylesi bir tedrici intihar !
güzel marmara' nın sözleriyle, bir veda daha sana :
yabancıların en yakınıydın sen !
hep büyük, boş bir alanda saçma sapan şarkı söyleyip dans etmeyi hayal ederdim. geçen gün bi arkadaşımla buradaki çamlıkta akşam kimse yokken çantaları bir kenara fırlattık. şarkı söyleyip dans ettik 😅 diğer arkadaşımız bi çekim falan yapabilirdi aslında, unutmuş olsa ki o ana dair elimizde ne bir fotoğraf ne video var. ama olsuun o an benim unutulmayacak anlıklarım arasında çoktan yerini aldı bile 🙈💃🏻
gecmisin ezgileri
gecenlerde okuldaki bir odev grubuna katildim, mecburiydi.arkadasim vasitasiyla gruba katildim.
2 kiz ve 1 ben kantinde bulustuk(normalde daha fazlayiz) konustuk kabaca planladik falan derken bir dahaki bulusmaya kadar 2 gunde odevin buyuk kismini olusturan bir slayt yaptim gercekten tek tek arastrdim falan
ve karsiliginda takdir edilmeyecegime yaptigimin begenilmeyecegine emindim ki tam tersi oldu
takdir edilmek onemsenmek cok guzel, bunun disinda gruptaki kizlardan birinin davranislari cok hosuma gitti, daha oncedende kucuk diyaloglar kurarkenki nezaketi, karsindakine deger gostermesi hosuma gidiyordu.iyi hissettim.herkes defalarca tesekkur etti cok yaraticisin falan dediler, tavirlarini begendigim guleryuzlu kibar kizin kucuk seyleri bile onemsemesi -grubun carsamba gunu bulusalim kararina iyikalplipsikopatin carsamba gunu dersi yokmus daha uygun gun bulalim cocugu yormayalim- gibisinden cumlesi cok hosuma gitti.evet kizin dis gorunusu benlik degil dindar giyimi(turbanli olmasi) falan benden cok uzak ama guleryuzu pozitif enerjisi temiz olmasi falan, iyi insanlar iyi hissettiriyorlar
ne zaman merryle bulussam ne zaman sevgiyi hissettigim onaylandigim deger gordugum bir an hissetsem kibar utangac iyi cocugu hissediyorum.iyi olmayi istiyorum.eve donerken hep iyi olmayi hayat icin cabalamayi istiyorum.zengin olup ulkeme hatta dunyaya iyilikler yaptigimi hayal ediyorum.sonra yol param disinda 20 lirayla ay sonuna kadar idare etmem gerektigini bilmek, babamin yaptiklarini isitmek, spor salonuna yazilamamak, gelecek kaygisi vs beni cikmaza sokuyor gibi
nefretle ofkeyle yasayip sadist sapkinliklar hayal etmek hayatta kalmamin tek yolu mu?
ben iyi olmak istiyorum ufak bir iyilik kucuk bir tebessum biraz onaylanma deger gorme takdir edilme daglar kadar nefreti buharlastiriyor.bir cikis yolu bulmaliyim.sevdigim basarili oldugum ve para kazanabilecegum yapmaktan bikmayacagim 1 seye bulsam ve yonelsem sadece kendimi degil sevdiklerimden sokaktaki hayvanlara kadar cok seyi degistirebilecegime eminim
gecenlerde okuldaki bir odev grubuna katildim, mecburiydi.arkadasim vasitasiyla gruba katildim.
2 kiz ve 1 ben kantinde bulustuk(normalde daha fazlayiz) konustuk kabaca planladik falan derken bir dahaki bulusmaya kadar 2 gunde odevin buyuk kismini olusturan bir slayt yaptim gercekten tek tek arastrdim falan
ve karsiliginda takdir edilmeyecegime yaptigimin begenilmeyecegine emindim ki tam tersi oldu
takdir edilmek onemsenmek cok guzel, bunun disinda gruptaki kizlardan birinin davranislari cok hosuma gitti, daha oncedende kucuk diyaloglar kurarkenki nezaketi, karsindakine deger gostermesi hosuma gidiyordu.iyi hissettim.herkes defalarca tesekkur etti cok yaraticisin falan dediler, tavirlarini begendigim guleryuzlu kibar kizin kucuk seyleri bile onemsemesi -grubun carsamba gunu bulusalim kararina iyikalplipsikopatin carsamba gunu dersi yokmus daha uygun gun bulalim cocugu yormayalim- gibisinden cumlesi cok hosuma gitti.evet kizin dis gorunusu benlik degil dindar giyimi(turbanli olmasi) falan benden cok uzak ama guleryuzu pozitif enerjisi temiz olmasi falan, iyi insanlar iyi hissettiriyorlar
ne zaman merryle bulussam ne zaman sevgiyi hissettigim onaylandigim deger gordugum bir an hissetsem kibar utangac iyi cocugu hissediyorum.iyi olmayi istiyorum.eve donerken hep iyi olmayi hayat icin cabalamayi istiyorum.zengin olup ulkeme hatta dunyaya iyilikler yaptigimi hayal ediyorum.sonra yol param disinda 20 lirayla ay sonuna kadar idare etmem gerektigini bilmek, babamin yaptiklarini isitmek, spor salonuna yazilamamak, gelecek kaygisi vs beni cikmaza sokuyor gibi
nefretle ofkeyle yasayip sadist sapkinliklar hayal etmek hayatta kalmamin tek yolu mu?
ben iyi olmak istiyorum ufak bir iyilik kucuk bir tebessum biraz onaylanma deger gorme takdir edilme daglar kadar nefreti buharlastiriyor.bir cikis yolu bulmaliyim.sevdigim basarili oldugum ve para kazanabilecegum yapmaktan bikmayacagim 1 seye bulsam ve yonelsem sadece kendimi degil sevdiklerimden sokaktaki hayvanlara kadar cok seyi degistirebilecegime eminim
saatler 23:00'ı gösterdiğinde yurduma daha yenice girdim. o saate kadar kütüphanede kalmak beni acıktırmıştı doğrusu. yurdumun en sevdiğim özelliği gelmişti aklıma kütüphaneden çıkarken. bir mutfağımız vardı ve biz istediğimiz saat istediğimiz şeyleri pişirebiliyorduk. sırf bunun için yurttan birkaç durak önce inip ekmek aldım. menemenimi hazırlayıp yemem yarım saatimi aldı. menemenimden arkaya da bir demlik çay kaldı. ben de kapattım tüm ışıkları. kendi başıma bir çay içeyim biraz da sohbet edeyim dedim. normalde bu saatler kahve içmeyi en çok sevdiğim saatlerdir. ama inanırmısınız daha 2 aydır ağzıma kahve koymadım. nasıl becerdim bunu ben de pek anlayabilmiş değilim. sanırım güneşin batışına, geceki yelin esişine hasret kalınca insanın aklına ne kahvesi geliyor ne de başka bir şey. son sıralar baya hasretlik çekiyorum sanırım. balkonomu özlüyorum mesela. şu mutfak olayını sanırım bir tek bana özel bir balkonla değişebilirim. kahvemi özlüyorum. her yudumumda içime işleyişini. yazmayı özlüyorum. elime klavyeyi aldığım anda sonu kocaman bir gülümsemeyle biten yazılar yazmayı. okumayı özlüyorum. okuduklarım azaldığı için üzülüyorum. bazen hayal ediyorum. gün 26 saat olsa da çalışmak zorunda olduğumuz saatler aynı kalsa ne olurdu diye. bence çok güzel olurdu ama o 2 saatimize de göz dikeceklerine adım gibi eminim. güzel olan şeyler varken neden o güzel olan şeylerin yerine korkuları, umutsuzlukları, çırpınışları koyarız onu da anlamıyorum. bir akışa bırakma meselesi bence. bir akışa bıraksak kendimizi her şey güzel olacak ama... 6. bardağım da bitip, eylem ablamız son şarkısını söylemeye başladıysa başka şeylerin vakti gelmiş demektir. hepinize mutlu geceler gençler. rüyalarınız bir kocaman gülüşlü görüşürüz busesi kadar güzel olsun...
bitmeyen kimlik karmasasi
dalgalar halinde ara ara depresyona giriyorum ve her defasinda suresi ve etkisi dahada uzuyor 1 tetikleyici miknatis gibi hepsini cekiyor ve sonuc nefret dolu intihar egilimli gece basini yastiga koydugunda uyanmamayi dileyen bir hal
ayni ben 1 hafta oncesine kadar guzel hayaller icindeydi gerceklerden uzakta olsa erdem anlaminda guzel hayallerdi.zengin bir oyuncuyum ve ulkem icin yatirim yapiyor ciftciler isciler icin cabaliyorum, milyarder bir is adami olmusum ve tum cabamla fakirler aclar icin cabaliyorum falan
halbuki suan milyon dolarlarim olsa bile bu sadece anlik gecici bir doping etkisi yapar yeme eglenme zevk icinde yasama ve doyuma ulastiktan sonra ayni yere donme.ne icin yasiyorum?kendim?ailem?sevdiklerim?hicbiri oylesine bos anlamsiz isteksiz ve zoraki
biktigim duygusal karmasalar, vicdanim ve nefretimin surekli yaptigi kavga, sadist arzularimi duzeltme cabam, annemin zavalli her seye kosturmaya calisan bizim icin cabalayan hali, babamin insana adeta tecavuz eden soz hareket ve davranislari, kiz kardesimin odasindan cikmayan gunde 12-13 saat uyuyan anorexiaya yakin zsyiflik hali hepsnden yoruldum.tum.cocukca duygulardan arindim olgunum icimde bulundugum durumu anliyorum
bu yorgunluk ancak nefret dolu dusundgumde veya sadist cinsel seyler dusundugumde gizleniyor ki yorgunlukta bunlarda gecici.sacma sapan bir dongu ve asla bitmiyor
4-5 gun once spora yazilmayi dusunuyordum uygun fiyatli salon bulmustum ki yol param disinda 2 hafta boyunca 50 liram kaldigini ogrendim, daha sonra tiyatroyla alakali bir cest kursta denilebilecek bir sey buldum, katilan insanlara baktim ve onlarin karsisinda ne kadar ezik oldugumu farkettim iste hayal dunyasiyla kendimi uyusturmusken beni bir anda gercek dunyaya donduren shock bu 2 seydi.bu cok acik ben degisemem.bunun icin yoka yakin bir arzum 0 cabam ve 0 a yakin yasam istencim var.kendim dahil her seyi curuyorken gormekte oldukca keder verici ama bu histende uzaklasiyorum.bir anlik cinnet bir anlik cesaret sonum boyle olacak bunu biliyorum.evet fazlasiyla yaptigim devamszligs ragmen bugunde okula gitmedim hep kimligimi sorguluyordum yasam istencimin verdigi yasama tutunma umudu ile ama artik pek umrumda degil bedensel fizyolojik ihtiyaclari karsilamak disinda yasamiyorum ki bu durumun ahirdaki hastalikli curumeye baslamis yari olu bir hayvandan farki yok ve bir cikis yoluda yok hayatta olmak bu kadar aci verici sinir bozucu ve yorucu oabiliyormus meger
dalgalar halinde ara ara depresyona giriyorum ve her defasinda suresi ve etkisi dahada uzuyor 1 tetikleyici miknatis gibi hepsini cekiyor ve sonuc nefret dolu intihar egilimli gece basini yastiga koydugunda uyanmamayi dileyen bir hal
ayni ben 1 hafta oncesine kadar guzel hayaller icindeydi gerceklerden uzakta olsa erdem anlaminda guzel hayallerdi.zengin bir oyuncuyum ve ulkem icin yatirim yapiyor ciftciler isciler icin cabaliyorum, milyarder bir is adami olmusum ve tum cabamla fakirler aclar icin cabaliyorum falan
halbuki suan milyon dolarlarim olsa bile bu sadece anlik gecici bir doping etkisi yapar yeme eglenme zevk icinde yasama ve doyuma ulastiktan sonra ayni yere donme.ne icin yasiyorum?kendim?ailem?sevdiklerim?hicbiri oylesine bos anlamsiz isteksiz ve zoraki
biktigim duygusal karmasalar, vicdanim ve nefretimin surekli yaptigi kavga, sadist arzularimi duzeltme cabam, annemin zavalli her seye kosturmaya calisan bizim icin cabalayan hali, babamin insana adeta tecavuz eden soz hareket ve davranislari, kiz kardesimin odasindan cikmayan gunde 12-13 saat uyuyan anorexiaya yakin zsyiflik hali hepsnden yoruldum.tum.cocukca duygulardan arindim olgunum icimde bulundugum durumu anliyorum
bu yorgunluk ancak nefret dolu dusundgumde veya sadist cinsel seyler dusundugumde gizleniyor ki yorgunlukta bunlarda gecici.sacma sapan bir dongu ve asla bitmiyor
4-5 gun once spora yazilmayi dusunuyordum uygun fiyatli salon bulmustum ki yol param disinda 2 hafta boyunca 50 liram kaldigini ogrendim, daha sonra tiyatroyla alakali bir cest kursta denilebilecek bir sey buldum, katilan insanlara baktim ve onlarin karsisinda ne kadar ezik oldugumu farkettim iste hayal dunyasiyla kendimi uyusturmusken beni bir anda gercek dunyaya donduren shock bu 2 seydi.bu cok acik ben degisemem.bunun icin yoka yakin bir arzum 0 cabam ve 0 a yakin yasam istencim var.kendim dahil her seyi curuyorken gormekte oldukca keder verici ama bu histende uzaklasiyorum.bir anlik cinnet bir anlik cesaret sonum boyle olacak bunu biliyorum.evet fazlasiyla yaptigim devamszligs ragmen bugunde okula gitmedim hep kimligimi sorguluyordum yasam istencimin verdigi yasama tutunma umudu ile ama artik pek umrumda degil bedensel fizyolojik ihtiyaclari karsilamak disinda yasamiyorum ki bu durumun ahirdaki hastalikli curumeye baslamis yari olu bir hayvandan farki yok ve bir cikis yoluda yok hayatta olmak bu kadar aci verici sinir bozucu ve yorucu oabiliyormus meger
katiller ve iyiler
hicbir kotuluk bir insanin ruhunu, umutlarini, yasam enerjisini oldurmek kadar buyuk olamaz.yasam enerjinizin yavas yavas kemirilmesi icten ice umutlarinizin sonmesi ve sizin her gun hayallerle yalanlarla inanclarla umutlari yeniden canlandirmaya calismaniz..
bir zorbanin pisligin igrenc yaratigin boyundurlugu altinda yapilan itaatin sebeb oldugu esaret yavas yavas yakarak kirarak parcalayarak mahveder ruhu ve ruhtaki tum umutlari isigi enerjiyi.yasamak ve hayatta kalmanin farki budur zaten.olu ruha sahip umutsuz hayalsiz enerjisiz beden hayattadir ama canli bir ruha sahip canli bir beden yasiyordur
cok iyi saf kalpli bir cocuk dahil herkes kendisine vurana geri vurmak ister.bu icguduseldir savunmaktir.size hakaret edildiginde sizde kendinizi savunur size vurana sizde vurursunuz.1 vurana 1 kez aynu siddette vurmak dengeyi saglar.
peki ya 100 vurana 1 kez bile vuramamak?1000 hakaret edene 1 kez bile hakaret edememek tiksinsenizde nefret etsenizde itaat etmek?iste bunu yasamayan anlamaz.1 kez vurmak yetmez parcalamak kirmak yok etmek istersiniz sadistlik icinize isler hayallerinizi ele gecirir o nefret ve ofke icinizi sarar.merhameti duygulari insan olmayi unutursunuz hayal gucunuzde onemli olan tek sey karsinizdaki tum bunlata sebeb olanlarin cektigi acidir.icimdeki savasin tum sebebi tam olarak bu.
hayir aslinda psikopat degilim empati yapabiliyorum baskalarina karsi kibar ve iyi olmaya ozen gosteriyorum insanlari sevebiliyor saygi duyabiliyor sinirlarimi biliyorum.kolelik-itaate dayanan zararsiz, rizaya dayanan cinsel fetislerim disinda vicdanli iyi bir insanim.ama ayni zamanda bir sadistim
itaat etmek zorunda oldugumda, stres altina sokuldugumda, gucsuzlugum hissettirildiginde sevdiklerimin uzuldugunu ezildigini gordugumde bunlara sebeb olanlarin olabilecek en kotu fiziksel duygusal acilari cekmelerini istiyorum hicbir sey umrumda olmuyor.sadistligimin sinirlari yok.
ve neredeyse her gun icimde bu savasi veriyorum.vicdanim her gun tetiklenen nefretimi yenmeye cabaliyor hemde umutlari hayalleri yasam enerjisi yeni iyilesen yillarca komada kalmis bir ruhla bunu yapmaya calisiyor
hicbir kotuluk bir insanin ruhunu, umutlarini, yasam enerjisini oldurmek kadar buyuk olamaz.yasam enerjinizin yavas yavas kemirilmesi icten ice umutlarinizin sonmesi ve sizin her gun hayallerle yalanlarla inanclarla umutlari yeniden canlandirmaya calismaniz..
bir zorbanin pisligin igrenc yaratigin boyundurlugu altinda yapilan itaatin sebeb oldugu esaret yavas yavas yakarak kirarak parcalayarak mahveder ruhu ve ruhtaki tum umutlari isigi enerjiyi.yasamak ve hayatta kalmanin farki budur zaten.olu ruha sahip umutsuz hayalsiz enerjisiz beden hayattadir ama canli bir ruha sahip canli bir beden yasiyordur
cok iyi saf kalpli bir cocuk dahil herkes kendisine vurana geri vurmak ister.bu icguduseldir savunmaktir.size hakaret edildiginde sizde kendinizi savunur size vurana sizde vurursunuz.1 vurana 1 kez aynu siddette vurmak dengeyi saglar.
peki ya 100 vurana 1 kez bile vuramamak?1000 hakaret edene 1 kez bile hakaret edememek tiksinsenizde nefret etsenizde itaat etmek?iste bunu yasamayan anlamaz.1 kez vurmak yetmez parcalamak kirmak yok etmek istersiniz sadistlik icinize isler hayallerinizi ele gecirir o nefret ve ofke icinizi sarar.merhameti duygulari insan olmayi unutursunuz hayal gucunuzde onemli olan tek sey karsinizdaki tum bunlata sebeb olanlarin cektigi acidir.icimdeki savasin tum sebebi tam olarak bu.
hayir aslinda psikopat degilim empati yapabiliyorum baskalarina karsi kibar ve iyi olmaya ozen gosteriyorum insanlari sevebiliyor saygi duyabiliyor sinirlarimi biliyorum.kolelik-itaate dayanan zararsiz, rizaya dayanan cinsel fetislerim disinda vicdanli iyi bir insanim.ama ayni zamanda bir sadistim
itaat etmek zorunda oldugumda, stres altina sokuldugumda, gucsuzlugum hissettirildiginde sevdiklerimin uzuldugunu ezildigini gordugumde bunlara sebeb olanlarin olabilecek en kotu fiziksel duygusal acilari cekmelerini istiyorum hicbir sey umrumda olmuyor.sadistligimin sinirlari yok.
ve neredeyse her gun icimde bu savasi veriyorum.vicdanim her gun tetiklenen nefretimi yenmeye cabaliyor hemde umutlari hayalleri yasam enerjisi yeni iyilesen yillarca komada kalmis bir ruhla bunu yapmaya calisiyor
bir şarkı, sizi ne kadar etkileyebilir, neler yaptırabilir, neler hissettirebilir, nelerin hayalini kurdurup, ne kadar dibe çekebilir ya da yüzeye çıkarabilir? söz konusu bensem fazlaca etkileyebilir, hayaller kurdurtabilir, özletebilir, mutsuz edebilir, göklere de çıkarabilir... beni alıp götürebilecek bir şarkı keşfettiğim için dakikalardır aşırı mutluyum ama şarkının sözleri, ritmi, doğası gereği ise bir şeylere aşırı özlem duyuyor ve kendimi epeyce hüzünlü hissediyorum. bir insan iki ucu aynı anda yaşayabilir mi? biraz yorucu ama ben çoğunlukla böyle yaşıyorum.
şarkıyı dinlerken gözlerimi kapatıyorum hayal bu ya bir balo salonundadır genç kadın, bordoya çalan kırmızı bir elbisenin içinde, ışıkların altında parlayan düze yakın hafif dalgalı saçları sırtına dökülüyor, sadece boynunda ve parmağında zarif birer parça takı, makyajı güzelliğini gölgelemeyecek ama bakışlarını ortaya çıkaracak kadar sade yapılmış...salonda gezinirken birden onu fark ediyor bakışları kenetleniyor genç adamla, kalbinin atışlarını duymaya başlıyor, gözlerinden başka hiçbir şey göremiyor genç adamın ve anlıyor 'dans etmeliyiz'... bir saat, bir gün, bir ay, bir yıl? hayır 'koca bir ömür' diye fısıldıyor kendi kendine genç kadın... şarkıyı dinlerseniz siz de değişik hayallerin esiri olabilirsiniz.
şarkıyı dinlerken gözlerimi kapatıyorum hayal bu ya bir balo salonundadır genç kadın, bordoya çalan kırmızı bir elbisenin içinde, ışıkların altında parlayan düze yakın hafif dalgalı saçları sırtına dökülüyor, sadece boynunda ve parmağında zarif birer parça takı, makyajı güzelliğini gölgelemeyecek ama bakışlarını ortaya çıkaracak kadar sade yapılmış...salonda gezinirken birden onu fark ediyor bakışları kenetleniyor genç adamla, kalbinin atışlarını duymaya başlıyor, gözlerinden başka hiçbir şey göremiyor genç adamın ve anlıyor 'dans etmeliyiz'... bir saat, bir gün, bir ay, bir yıl? hayır 'koca bir ömür' diye fısıldıyor kendi kendine genç kadın... şarkıyı dinlerseniz siz de değişik hayallerin esiri olabilirsiniz.
degisim cesaret, cesaret ise fedakarliktir
bugun bunu ogrendim.degisimin ancak cesaretle ve ugruna bir seyler feda etmeyle olacaginu idrak ettim.herkesi mutlu edemeyecegimizi ayni anda her seyi yapamayacagimizi kazanmak icin kaybetmek zorunda oldugumuzu anladim
duygularimin etkisindeyim hala nasil olmayayim ki?ilk olarak universite giris sinavlarindan kisa sure once dusundugum intihari universite son sinifa kadar ertelemistim.2011 yilindan beri beni yavas yavas curuten hayatimin son yili olarak planladigum egitim ogretim yilindayim.
okul biter bitmez is bulmam bekleniyor ve okul uzayacak derslerim berbat, kimlik karmasasi icindeyim, ne oldugumu ne yapabilecegimi ne istedigimi net sekilde bilmiyorum bunca yil "nasil olsa intihar etcem" diyerek okulu sallamayarak tembellige fazlasiyla alistim yasam istencim en diplerden eksilerden yeni yeni yukseliyor ve 7 yillik curumenin ardindan bir mukafat gibi her seyin benim icin daha kolay daha huzurlu olmasini istiyorum ruhen yasli bir adam gibi yorgun isteksiz ve vazgecmis durumdayim.ailemin durumu dahada kotulesiyor git gide daha ölü daha zavalli ve daha cileden cikaran bir duruma geliyoruz.annem oluyor nefret ediyor olmama icten ice uzuldugum babam oluyor kiz kardesim anorexia gibi eriyor cok az yiyor evden disari cikmiyor
bunlar disinda 7 yilin ardindan ilk defa eglendigim bir yaz gecirdim tum kalbimle guvenebilecegim hemen her gun vakit gecirdigim bir dost edindim bana destek olmaya calisan arkadasimla bulusmaya cesaret edebildim bir parca huzuru eglenmeyi sevgiyi arkadasligi dostlugu hissettigim bir yaz gecirdim.bunca yildan beri sonuk bitkin olmus ruhuma bir nebze renk ve nese geldi
kucuk doz ilac hastaligi ilerlemis bir hastayi sihir gibi sapasaglam ayaga kaldirabilir mi?tamamiyle ölmüş durumdayim kimligim ölmüş durumda bu bedeni baska bir karakter yasatabilir baska duygulari dusunceleri olan bunca yillik asagilanma siddet eziklik ve yalnizlikta yarattigim bir karakter yasatabilir.ismi farkli tarzi farkli bunca yil icimde buyuyen ben ayakta tutabilir.hayir dissosiyatif kimlik sorunum yok sanrilar gormuyor sesler duymuyorum bu bambaska bir sey.suanki ben son gunlerini mutlu gecirmeye calisan hayata son kez gulumseyen bir ihtiyar gibi.
bana hirs lazim insanlari arac goren oyuncak goren bir bakis acisi lazim finansla is dunyasiyla ilgilenen para kazanan para yonetimini bilen is kurabilen diksiyonlu konusabilen sevdikleri disindakilere sakiz kadar deger vermeyen onlari somurulecek bir arac goren bir insan lazim.
icimdekine donusmeye cesaretim yok.suanki halimi canlandirmaya enerjim ve umudum yok.iyi olarak olmek mi kotu olarak insanlari uzerek zengin olmak mi?
sevdiklerim gozlerimin onunde oluyorlar eriyorlar umutsuzca yasamaya calisuyorlar onlara ne ozgurluk saglayabiliyorum ne para saglayabiliyorum hicbir sey basaramiyorum.sevdiklerim icin baskalarini uzmem dunyayi yakmam gerekiyorsa yaparim yapmaliyim.bu yil her seyi belirleyecek daha fazla beklemek yok hayal yok umut yok gercekler 1 sene sonra yuzume vurulacak
bugun bunu ogrendim.degisimin ancak cesaretle ve ugruna bir seyler feda etmeyle olacaginu idrak ettim.herkesi mutlu edemeyecegimizi ayni anda her seyi yapamayacagimizi kazanmak icin kaybetmek zorunda oldugumuzu anladim
duygularimin etkisindeyim hala nasil olmayayim ki?ilk olarak universite giris sinavlarindan kisa sure once dusundugum intihari universite son sinifa kadar ertelemistim.2011 yilindan beri beni yavas yavas curuten hayatimin son yili olarak planladigum egitim ogretim yilindayim.
okul biter bitmez is bulmam bekleniyor ve okul uzayacak derslerim berbat, kimlik karmasasi icindeyim, ne oldugumu ne yapabilecegimi ne istedigimi net sekilde bilmiyorum bunca yil "nasil olsa intihar etcem" diyerek okulu sallamayarak tembellige fazlasiyla alistim yasam istencim en diplerden eksilerden yeni yeni yukseliyor ve 7 yillik curumenin ardindan bir mukafat gibi her seyin benim icin daha kolay daha huzurlu olmasini istiyorum ruhen yasli bir adam gibi yorgun isteksiz ve vazgecmis durumdayim.ailemin durumu dahada kotulesiyor git gide daha ölü daha zavalli ve daha cileden cikaran bir duruma geliyoruz.annem oluyor nefret ediyor olmama icten ice uzuldugum babam oluyor kiz kardesim anorexia gibi eriyor cok az yiyor evden disari cikmiyor
bunlar disinda 7 yilin ardindan ilk defa eglendigim bir yaz gecirdim tum kalbimle guvenebilecegim hemen her gun vakit gecirdigim bir dost edindim bana destek olmaya calisan arkadasimla bulusmaya cesaret edebildim bir parca huzuru eglenmeyi sevgiyi arkadasligi dostlugu hissettigim bir yaz gecirdim.bunca yildan beri sonuk bitkin olmus ruhuma bir nebze renk ve nese geldi
kucuk doz ilac hastaligi ilerlemis bir hastayi sihir gibi sapasaglam ayaga kaldirabilir mi?tamamiyle ölmüş durumdayim kimligim ölmüş durumda bu bedeni baska bir karakter yasatabilir baska duygulari dusunceleri olan bunca yillik asagilanma siddet eziklik ve yalnizlikta yarattigim bir karakter yasatabilir.ismi farkli tarzi farkli bunca yil icimde buyuyen ben ayakta tutabilir.hayir dissosiyatif kimlik sorunum yok sanrilar gormuyor sesler duymuyorum bu bambaska bir sey.suanki ben son gunlerini mutlu gecirmeye calisan hayata son kez gulumseyen bir ihtiyar gibi.
bana hirs lazim insanlari arac goren oyuncak goren bir bakis acisi lazim finansla is dunyasiyla ilgilenen para kazanan para yonetimini bilen is kurabilen diksiyonlu konusabilen sevdikleri disindakilere sakiz kadar deger vermeyen onlari somurulecek bir arac goren bir insan lazim.
icimdekine donusmeye cesaretim yok.suanki halimi canlandirmaya enerjim ve umudum yok.iyi olarak olmek mi kotu olarak insanlari uzerek zengin olmak mi?
sevdiklerim gozlerimin onunde oluyorlar eriyorlar umutsuzca yasamaya calisuyorlar onlara ne ozgurluk saglayabiliyorum ne para saglayabiliyorum hicbir sey basaramiyorum.sevdiklerim icin baskalarini uzmem dunyayi yakmam gerekiyorsa yaparim yapmaliyim.bu yil her seyi belirleyecek daha fazla beklemek yok hayal yok umut yok gercekler 1 sene sonra yuzume vurulacak
yarın mini mini birlerin ilk günüymüş. ilk birkaç seneye dair hatıralarımı canlandırayım. okula başladığım gün ağlayan arkadaşlarıma şaşırmıştım. annemle babama gidin ne duruyosunuz demiştim. öğretmenimiz kocaman bir ağaç yapmış her birimize birer elma çizmişti. okumayı öğrendikçe elmalarımız kızarıyordu. ilk benim elmam kızarmıştı. okuma yarışmalarında en hızlı ben okuyordum. çarpım tablosunu hemen ezberleyip daha ikinci sınıfta kantinde çalışmaya başlamıştım. gün sonunda tonla parayı bana emanet ederler müdürün odasına bırakırdım. en sevdiğim şey öğretmenimizin 1. dünya savaşını anlatmasıydı. o anlattıkça ben hayal ederdim. bir keresinde ısrarla 2. dünya savaşını sormamla iyi bir azar yemiştim. öğretmenimiz bize matematik sorusu sorar bunu çözerseniz bedene çıkacağız derdi. herkes bana bakardı ''hadi neutron'' derlerdi. ben de çözerdim, çıkardık. yirmi soruluk testler olurduk. öğretmen benim optiğimi okumaz 20'de 20 yazar geçerdi. şimdi buraya kadar niye böyle kendimi övermiş gibi anlattım. mutlaka bu mesajı okuyan öğretmen adayı dostlarım vardır. onlara zeki öğrencilerine ''çalışma disiplinini'' aşılamalarını istediğim için anlattım. allah vergisi bu durum ilkokulu kurtardı fakat lisede işe yaramadı. çalışmaya programlanmayan bu zeki çocuk derslerde uyudu. dışarda top oynadı. evde bilgisayarın başından kalkmadı. ve lisede üçer beşer zayıf getirdi. ha bu arada en sevdiğim ders hiçbir zaman matematik olmadı :d
degisime cesaret edememek
yasadigim gunler bu cesaretsizlikle geciyor.ya tamamen kotu ya tamamen iyi olmak arasinda secim yapamiyorum.bir olayin bir duzenin beni tamamen degistirmesinden korkuyorum.icimdeki zavalli vicdan ile canavar haline gelmis ofkenin savasi bitmiyor vicdanim git gide zayifliyor
bir yanim intikam istiyor kirilan kemiklerin sesleri aci cigliklar yalvarmalar gozyaslari yanan evler asagilanmalar iskencelerden dolayi bir hayvana donusen itaatkar koleler
bir yanimsa hala vicdanli olmak istiyor ailesini dostlarini seven sevgi ve ask isteyen muzigi seven huzur isteyen ozgurluk isteyen kimseye zarari olmadan yasayan baskalarinin yaralarini saran
baskalarinin psikologu oldum ama hep kendi psikolojim bozuktu
baskalarinin yasam kocu oldum ama hep kendime karamsardim
baskalarinin ask doktoru oldum ama hic iliski yasamadim
yolu hep biliyordum ama hic yolda olamadim.tum avanslar bitti eski utangac kibar saf cocuk olan eski ben %90 oranda degisti.su siralar tek dusundugum basarili oldugum bir sey bulmak ve onun uzerine gitmek tum enerjimj zamanimi ona ayirmak
kodlama mi?spor mu?sanat mi?bilmiyorum.tum bu kargasadan icimdeki savastan biktim her gun icten ice curumekten icime atmaktan biktim
sevdigim bir isi yapip o alanda ilerleyerek para kazanmak hem annemi ve kizkardesimi babamdan kurtarmak hem kendime hem onlara huzurlu bir hayat kurmak istiyorum.
ama lanetlenmis gibiyim hicbir seye yetenegim becerim yok gibi.gercekler karsisinda cok zayifim hayatin gerceklerine dair hicbir sey bilmiyorum.sistemleri bilmiyorum.kendimi hep ustun gordum hep en zeki sandim farkli gordum bir halt olmadigimi yeni yeni anlamaya basliyorum.hep zengin hayat surecegimi hayal ettim hep milyoner hatta milyarder olmayi hayal ettim ama daha ufak sorumluluklarimi bile yerine getiremedigimi yeni goruyorum
7 senedir yalniz sonuk renksiz gri bir hayat yasadim 19 yasinda en buyuk basarim kendime pantalon almakti 20 yasinda en buyuk basarim kizli erkekli arkadas ortamina girmekti.21 yasinda burdan tanistigim dostum sayesinde yeni yeni hayata baglaniyorum.gercekler karsisinda bu kadar zayif ve ezigim ve zayif hissetmek kaldiramadigim beni cileden cikaran psikopat yonumu tetikleyen yegane sey
emeklemeyi yeni ogreniyorum, bir kosu yarisinda basarili olmam gerekiyor ve kendime neredeyse hic inancim yok
yasadigim gunler bu cesaretsizlikle geciyor.ya tamamen kotu ya tamamen iyi olmak arasinda secim yapamiyorum.bir olayin bir duzenin beni tamamen degistirmesinden korkuyorum.icimdeki zavalli vicdan ile canavar haline gelmis ofkenin savasi bitmiyor vicdanim git gide zayifliyor
bir yanim intikam istiyor kirilan kemiklerin sesleri aci cigliklar yalvarmalar gozyaslari yanan evler asagilanmalar iskencelerden dolayi bir hayvana donusen itaatkar koleler
bir yanimsa hala vicdanli olmak istiyor ailesini dostlarini seven sevgi ve ask isteyen muzigi seven huzur isteyen ozgurluk isteyen kimseye zarari olmadan yasayan baskalarinin yaralarini saran
baskalarinin psikologu oldum ama hep kendi psikolojim bozuktu
baskalarinin yasam kocu oldum ama hep kendime karamsardim
baskalarinin ask doktoru oldum ama hic iliski yasamadim
yolu hep biliyordum ama hic yolda olamadim.tum avanslar bitti eski utangac kibar saf cocuk olan eski ben %90 oranda degisti.su siralar tek dusundugum basarili oldugum bir sey bulmak ve onun uzerine gitmek tum enerjimj zamanimi ona ayirmak
kodlama mi?spor mu?sanat mi?bilmiyorum.tum bu kargasadan icimdeki savastan biktim her gun icten ice curumekten icime atmaktan biktim
sevdigim bir isi yapip o alanda ilerleyerek para kazanmak hem annemi ve kizkardesimi babamdan kurtarmak hem kendime hem onlara huzurlu bir hayat kurmak istiyorum.
ama lanetlenmis gibiyim hicbir seye yetenegim becerim yok gibi.gercekler karsisinda cok zayifim hayatin gerceklerine dair hicbir sey bilmiyorum.sistemleri bilmiyorum.kendimi hep ustun gordum hep en zeki sandim farkli gordum bir halt olmadigimi yeni yeni anlamaya basliyorum.hep zengin hayat surecegimi hayal ettim hep milyoner hatta milyarder olmayi hayal ettim ama daha ufak sorumluluklarimi bile yerine getiremedigimi yeni goruyorum
7 senedir yalniz sonuk renksiz gri bir hayat yasadim 19 yasinda en buyuk basarim kendime pantalon almakti 20 yasinda en buyuk basarim kizli erkekli arkadas ortamina girmekti.21 yasinda burdan tanistigim dostum sayesinde yeni yeni hayata baglaniyorum.gercekler karsisinda bu kadar zayif ve ezigim ve zayif hissetmek kaldiramadigim beni cileden cikaran psikopat yonumu tetikleyen yegane sey
emeklemeyi yeni ogreniyorum, bir kosu yarisinda basarili olmam gerekiyor ve kendime neredeyse hic inancim yok